Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

26 Ağustos 2012 Pazar

Fenerbahçe : 3 - Gaziantepspor : 0 (Spor Toto Süper Lig 2.hafta maçı) SKOR, KİMSEYİ ALDATMASIN !!



Sezonun ilk iç saha maçına çıkan Fenerbahçe, hafta içinde terör saldırılarıyla sarsılan Gaziantep kentinin takımı karşısında farklı galip gelmesine rağmen, özellikle rakibe verdiği gol pozisyonları nedeniyle, Spartak Moskova maçı öncesi taraftarlarını endişeye düşürdü.

Kuşkusuz ki bu akşam ortaya konan futbol, Spartak Moskova maçında tekrarlanmayacaktır, taktik anlamıyla..

Ancak ne olursa olsun, Fenerbahçe gibi bir takımın, kendi taraftarı önünde rakibine en az 3 net gol pozisyonu vermesi alışık bir durum da değil.

Maç öncesinde Alex De Souza'nın maç kadrosuna alınmamasıyla suni bir kriz yaşayan Fenerbahçe tribünleri, maçta da Başkan Aziz Yıldırım'ın bizzat ikaz ve uyarılarıyla karşılaştı.

Son maçlardaki Alex De Souza'sız takım sevdasına kapılan Aykut Kocaman'ın bu akşam da aynı tercihi sergilemesi, aslında bu krizin temel noktası.

Son 8 sezonda bu kadar verimli olan ve bu kadar takımına direkt katkı sağlayan bir futbolcuyu, bu şekilde kadroda düşünmediğinizi veya geçici çözümler getirmenizi kimse doğru bulmaz.

Emre Belözoğlu'nun takımdan gitmesi konusunda gösterilen tavır, Alex De Souza konusunda da tekrarlarsa eğer, olası kötü bir gidişatta en büyük tepki tribünlerden gelecektir.

Fenerbahçe taraftarlarının üzerinde adeta titrediği Alex De Souza, takımda belki yer bulamayabilir, formsuz da olabilir ancak bu şekilde de kenara itilemez.

Başkan Aziz Yıldırım ikazlarında sonuna kadar haklı olabilir ancak Aykut Kocaman'ın da bu duruma kimseyi incitmeden çözüm bulması şarttır.

Maça dönecek olursak;

Fenerbahçe takımıyla ilk defa 11 de bir maça başlayan Milos Krasiç, maça önce sol kanatta başladı, sonra bir ara sağ kanada geçti.

Maçın ilk yarısında Krasiç'in bireysel anlamda geliştirdiği ataklarla rakibi karşısında etkili olmaya çalışan Fenerbahçe, bu dakikalar içerisinde de kalesinde ciddi tehlikelerle karşılaştı. Krasiç'ten söz açılmışken, toplu oyunda bireysel yeteneklerini ön plana çıkartan Krasiç, takım savunmasında ise özellikle Hasan Ali'ye yardımcı olmayan bir görüntü içerisine girdi. Umarız Krasiç, bu konuda da gerekli çalışmaları yapar.

Transfer olduğu günden bu yana oynadığı futbolla beklentilerin uzağında kalan ve sıkça eleştirilen Mehmet Topal, bu akşam sahada görevini eksiksiz şekilde yerine getirirken partneri Selçuk Şahin de maçın gizli kahramanlarındandı.

Özellikle maçın sıkıştığı anlarda attığı ters toplarla oyunun yönünü değiştiren Selçuk Şahin, Moussa Sow'a yaptığı asistle de, hızlı hücumun nasıl olumlu anlamda sonlandırıldığını gösterdi.

Gaziantepspor'un son derece diri ve hızlı hücum geliştiren ataklarının karşısında Mert Günok'un tek başına adeta set olması, gecenin düşündürtücü anlarından birisiydi.

Mert Günok'un göstermiş olduğu bu performans, Fenerbahçe'yi maç içerisinde dirençli duruma getirirken tam tersine ise Gaziantepspor'un beraberlik ve öne geçme umutlarını da iyice köreltti.

Yobo ve Egemen'in arkaya adam kaçırarak oynamalarının yanında sol bek Hasan Ali Kaldırım'ın geçen maçlara oranla biraz daha hücumu düşünerek oynaması da Fenerbahçe'nin artılarındandı.

Maçın 3-0 Fenerbahçe lehine sonuçlanması ise kesinlikle aldatmaca olmasın.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Gaziantepspor'un yakaladığı ve atamadığı çok ciddi pozisyonlar var ve bu pozisyonların verilmesi, Fenerbahçe gibi bir takıma yakışmayacak saha içi olaylardır.

Dirk Kuyt yine çalışkan bir görüntü sergilerken Moussa Sow ise, asıl mevkisi olan santrafora geçtiği ilk pozisyonda attığı golle, asıl mevkisinin de neresi olduğunu bir kez daha gösterdi bize.

Şimdi önümüzde çok önemli ve telafisi mümkün olmayan bir maç var.

Gaziantepspor forvet oyuncularının yakalayıp atamadığı pozisyonları Spartak Moskova forvetlerinin asla ve asla affetmeyeceklerini tekrar hatırlatarak bu konudaki endişelerimizi de peşinen iletelim.

Maçın hakemi Halis Özkahya'ya gelecek olursak;

Bazı pozisyonlarda yorum farkı getirse de, özellikle Mehmet Topal'ın attığı goldeki topun ele çarpmasını gol olarak yorumlaması, maçtaki en ciddi yanılgısıydı belki de. Ancak bu pozisyonda da yardımcı hakem Serkan Gencerler'in de etkisi var.

Darısı, Spartak Moskova maçına..
Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu


Hakemler: Halis Özkahya, Baki Tuncay Akkın, Serkan Gençerler

Fenerbahçe: Mert Günok, Gökhan Gönül, Yobo, Egemen Korkmaz, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topuz (Dk. 78 Caner Erkin), Selçuk Şahin, Mehmet Topal, Krasic (Dk. 63 Cristian), Sow (Dk. 85 Recep Niyaz), Kuyt

Gaziantepspor: Karcemarskas, Binya, Kecojevic, Şenol Can, Ivan de Souza (Dk. 72 Ekrem Dağ), Ismael Sosa (Dk. 46 Cenk Tosun), Serdar Kurtuluş, Yasin Pehlivan, Turgut Doğan Şahin (Dk. 72 Bekir Ozan Has), İbricic, Muhammet Demir

Goller: Dk. 32 Mehmet Topal, Dk. 78 Sow, Dk. 84 Kuyt (Fenerbahçe)

Sarı Kart: Dk. 28 Mehmet Topal (Fenerbahçe)

21 Ağustos 2012 Salı

Spartak Moskova : 2 - Fenerbahçe : 1 (Şampiyonlar Ligi Play Off turu 1.maçı) ŞAMPİYONLAR LİGİ UZAK DEĞİL


Fenerbahçe'nin, Şampiyonlar Ligi'ne katılabilmesi adına son viraj olan Moskova deplasmanına çıkmadan önce, gerek son haftalarda ortaya konulan silik futbol, gerekse kadrodaki oyuncuların formsuzluğu birçok kişinin kafalarındaki soru işaretlerinden biriydi bu maça gitmeden önce.


Rus liginin güçlü takımlarından olan Spartak Moskova, özellikle kendi sahasında oynadığı maçlardaki baskılı futbolunu bu maçta da göstereceği düşünüldüğünden, Fenerbahçe'nin sahaya çıkardığı 11 de, bu oyun anlayışına karşılık vermesi gereken türdendi.


Alex De Souza gibi önemli bir silahını 11 dışına bırakan Aykut Kocaman, buna karşılık Baroni'yi Alex'in bölgesinde, Mehmet Topal ve Selçuk Şahin'i de orta sahaya monte ederek maça başladı.

Santrafor Moussa Sow sol açıkta, Dirk Kuyt ise merkez santrafor olarak görev alırken, haftalardır formasından uzak kalan Gökhan Gönül ise alışkın olduğu Mehmet Topuz ile birlikte sağ kanatta maça başladı.

Defansında Yobo gibi önemli bir oyuncusuna bu maçta kavuşan Fenerbahçe, bunun etkisini de maç boyunca gördü.

Yobo'nun rakip ataklardaki hamle üstünlüğü, kademe anlayışı ve özellikle yakından tanıdığı Emenike'ye yakın markajı, ilk yarının önemli ayrıntılarındandı.

Spartak Moskova'nın defansından çıkarken yaptığı hazırlık maçlarına anında presle karşılık veren Fenerbahçe, Baroni ve Selçuk Şahin ile bunda başarılı olurken, büyük umutlarla transfer edilen Mehmet Topal ise savunma ağırlıklı bir oyun anlayışı içerisinde göründü.

Fenerbahçe'de bu akşam futbollarıyla öne çıkan isimler, en başta Selçuk Şahin, defansta Yobo ve forvette Dirk Kuyt'tu.

O Selçuk Şahin ki, Fenerbahçe'nin maç boyunca geliştirdiği 2 gollük atağın da başlangıç noktasındaydı.

Baroni'nin köşeye giden kafa şutunda topu bekletmeden ters kanada yıkan da Selçuk Şahin'di, Dirk Kuyt'un golünde defans arkasına Moussa Sow'a gönderdiği uzun topun sahibi de Selçuk Şahin'di.

Hem ofansif hem de defansif anlamdaki görevlerini eksiksiz şekilde yerine getiren Selçuk Şahin, Fenerbahçe takımının en iyisi olarak dikkat çekti.

Dirk Kuyt ise, 93.dakikadaki sarı kart gördüğü pozisyonda bile uyguladığı presle ne kadar olumlu bir transfer olduğunu gösterdi.

Maçın öne çıkan isimlerinden birisi de Moussa Sow idi. Sol açıkta başladığı maçta hem savunmaya yardımı, hem de gol bölgelerindeki çalışkanlığı dikkat çekerken, Dirk Kuyt'a yaptığı asist mükemmeldi. Umarız Moussa Sow'un bu performansı artarak devam eder. Çünkü Fenerbahçe'nin sistem için en gerek duyduğu futbolculardan bir tanesidir Sow.

Deplasmanda alınan 2-1 lik mağlubiyet, eleme maçları için asla kötü bir skor değildir. Bu gerçeği düşündüğümüz zaman, önümüzdeki hafta oynanacak rövanşta Fenerbahçe'nin rakibini geçmesi çok ta uzak bir ihtimal değildir.

Fenerbahçe takımında bu akşam futboluyla aksayan belki de tek futbolcu sol bek Hasan Ali Kaldırım'dı.

Hem Emennike'nin attığı golden önceki hamle yetersizliği, hem 2.golden önce topu alabilecek durumda olmasına rağmen kornere göndermesi ve kornerden gelen topun gol olması, hem de zaman zaman maç içerisindeki yerini kaybetmesiyle birlikte yaptığı pas hataları da dikkat çekti.

Sağbek Gökhan Gönül, özellikle maçın ilk yarısındaki ileri çıkışlarını ikinci yarıda yerine getiremezken savunmadaki kademe anlayışı mükemmeldi. Hatta bu anlayış sayesinde maçın ilk yarısındaki mutlak gollük pozisyonda rakibinin önünden son anda topu almasıyla birlikte, Fenerbahçe'nin erken bir gol yemesini engelledi.

Kaleci Mert Günok ta maçın iyi isimlerinden birisiydi.

Gerek yan toplarda, gerekse cepheden gelen toplarda gerekli müdahaleleri yaparken yediği gollerde yapabilecek birşeyi yoktu.

Artık şimdi önümüzde tek 90 dakika var Avrupa arenası için..

Ve bu skorla birlikte, İstanbul'da Alex gibi bir kozun da sahada olacağı düşünülecek olursa, Şampiyonlar Ligi için yeterli kadro ve oyun anlayışıyla Fenerbahçe, bunu başarabilecek güçtedir.

Umarız yanılmayız.

STAT: Luzhniki

HAKEMLER: Martin Atkinson, Peter Kirkup, Stuart Burt xx

FENERBAHÇE: Mert, Gökhan, Egemen, Yobo , Hasan Ali, Selçuk, Mehmet Topal (Bienvenu), Cristian, Mehmet Topuz (Caner Erkin), Kuyt, Sow (Krasiç)

SPARTAK MOSKOVA: Dykan, Makeev, Suchy, Pareja, Kombarov , Carioca, Romulo, McGeady, Bilyaletdinov, Ari, Emenike.

19 Ağustos 2012 Pazar

Bayramsa bayramınız, mübarek olsun !!



Yine bir bayram sabahındayız..

Yine "büyük büyük nutukların" atılacağı, ancak asla ve asla bazılarının hüznüne çare olamayacak büyük nutukların atılacağı bir bayram sabahındayız..

Geçen bayramdan bu bayrama kadar kimlerin ve nelerin değiştiğini unutmayarak, hangi acıların yürekleri dağladığını hatırlayarak, hangi mutlulukların ise simalarda tebessümlere neden olduğunu hatırlayarak giriyoruz yine bir bayrama..

Ramazan'ı "mübarek" kılan, bizlerden hoş ve hoşnut olması için çalışanlara ne mutlu..

Ne mutlu bu mübarek ayı gerektiği gibi idrak ve ihya edenlere..

Zenginiyle fakiriyle, yaşlısıyla genciyle, erkeğiyle kadınıyla, kısacası toplumun bütün katmanlarıyla girdiğimiz bu bayram  sabahında, "acıyı aş" eden hanelerin olduğunu da unutmamalıyız..

Yanık bir sesle söylenen "Bayram gelmiş neyime, aman aman garibem" türküsünün de söylenme nedenlerini hangimiz bilebiliriz gerçek anlamda?

"Elindeki keleşli kalleşlerin" yaktığı bu acıyı evlerinin temelinde, burunlarının direğinde hissedenler acaba bu bayrama nasıl girecekler?

Veya en sevdiği yakınını, geçen bayram ile bu bayram arasında toprağa koyanlar ne düşünecekler bu bayram sabahında oturduğu bayram sofrasında?

Zalimlerin zulmü altında inim inim inleyen, vuranın da vurulanın da "Allahü Ekber" nidalarını savurduğu İslam coğrafyasındaki karışıklar altında nasıl bir bayram yapacağız veya?

Kısacası,

Bayramı "bayram" eden unsurların hangisi bizde ve vatanımızda mevcut?

Hangimiz gerçek anlamda bayramı "hakediyoruz?"

Cevapları ne olursa olsun..

Bayramsa bayramınız, mübarek olsun..

SB Elazığspor : 1 - Fenerbahçe : 1 (Spor Toto Süper Lig 1.hafta maçı) FENERBAHÇE, EH İŞTE !!


Süper Ligin ilk haftasında Elazığspor karşısına çıkan Fenerbahçe, oyun anlamında istenilen performansı sergileyemedi.

Hazırlık maçlarında ortaya koyduğu tutuk futbolun ötesine geçemeyen Fenerbahçe, geçtiğimiz sezonlara oranla en büyük sorunu, daha önceki maçlarda olduğu gibi orta sahasından gerekli oyunu kuramadı. Hiç kuşkusuz ki orta sahasında Emre Belözoğlu gibi oyunun iki yönünü de mücadeleci ve hırslı futboluyla oynayan, gerektiğinde insiyatif alarak rakip kale önüne giden, gerektiği zaman dış şutlarla rakip savunmayı açmaya çalışan bir futbolcunun yokluğunu fazlasıyla hissediyor bu sezon.

Emre Belözoğlu'nun yerine transfer edilen Mehmet Topal, ne yazık ki henüz istenilen performansı geride kalan süreçte gösterebilmiş değil.

Yine geçen sezonun ikinci yarısında büyük bir çıkış yakalayan ve bu çıkışla birlikte yeni sözleşme imzalayan Baroni de geçtiğimiz sezonki formundan çok uzak.

Hal böyle olunca alternatifler üzerinde duran Aykut Kocaman da bu sıkıntıyı görüyor olmalı.

Son 9 yılın "joker ismi" Selçuk Şahin, yine bu takımda forma bulabiliyorsa eğer, bunda en önemli etken, yerine transfer edilen futbolcuların performans yetersizliği ve buna karşılık Selçuk Şahin'in özverisidir.

Defansında uzun uğraşlar sonucu transfer edilen Yobo'nun eksikliğiyle birlikte, özellikle Yobo'nun transferinden sonra büyük bir formsuzluk gösteren Bekir İrtegün ise adeta "ateşle oynuyor" kendi adına.

Vaslui ve Galatasaray maçlarında yaptığı bireysel hataların yanısıra bu akşam da Elazığspor golündeki büyük ve affedilmez pas hatası, Bekir İrtegün'ün bir panik havası içerisinde olduğunu gösteriyor. Halbuki formayı almışken ve geçen sezondan da Yobo'nun partneriyken bu sezon başında formasını bu kadar riske atması, Bekir İrtegün adına da olumsuz bir durum.

Defansından ve orta sahasından gerekli topları çıkartamayan ve baskı karşısında sürekli pas hatası yapan Fenerbahçe, Elazığspor karşısında özellikle ilk yarıda biraz Stoch, biraz Alex ve biraz da Sow'un bireysel anlamdaki performanslarıyla etkili olmaya çalışsa da, gol için yeterli olmadı bu "sanal baskı."

Buna karşılık Elazığspor son derece akıllı bir oyun anlayışıyla birlikte sürekli topun arkasında kalarak Fenerbahçe'nin yumuşak karnı olan orta sahası ve defansına baskı yaparak oyun kurmasına engel oldu.

Bu baskıyla birlikte kazandığı toplarla ise hiç bekletmeden forvet hattına, Tum ve Köksal gibi hızlı oyuncularla Fenerbahçe kalesinde etkili olmaya çalışırken, bunun semeresini golle aldı.

Elazığspor golünde defanstan çıkarken pas hatası yapan Bekir İrtegün kadar, boş koşu yapan Herve Tum karşısında gerekli defansif önlemi alamayan Selçuk Şahin de sorumlu olarak dikkat çekti.

Hazırlık süreci boyunca takımda yer bulan ve bir nebze olsun birbirini tanımaya çalışan oyuncuların eksikliği de Fenerbahçe'nin bu akşamki skorunda etkiliydi bize göre.

Sağbekte Gökhan Gönül ile solbekte Hasan Ali Kaldırım'ın ikisinin birden olmaması, savunmadan oyunu kanatlara açma konusundaki sıkıntılardan birisiydi.

Ligde elbetteki bu tarz puan kayıplarının olması son derece normal, telafisi olan sonuçlar bunlar. Daha 33 haftası geride olan bir periyodun karşısında, telafisi olmayan ve son derece önemli olan 2 maç bekliyor bizi önümüzdeki hafta.

Şampiyonlar Ligi'ne katılmak konusunda kararlı olan Fenerbahçe'nin, bu oyun anlayışı yeterli değil elbetteki gerekli skorları alması açısından.

Hakem Tolga Özkalfa'ya gelecek olursak;

Gerek Fenerbahçe'nin attığı golden önce oyunu durdurmaması, gerekse Alex'in ceza sahasında düşürülmesi pozisyonlarında son derece yetersizdi.

Herve Tum'un "silkelemesi" de kendine getiremedi..

"Bıraktığı" yerden devam etti.

Asla iyi bir hakem olmadığını bir kez daha gösterdi..

STAT: İzmir Atatürk


HAKEMLER: Tolga Özkalfa, Adil Sinem, Ekrem Kan

FENERBAHÇE: Mert, Orhan, Bekir, Egemen Korkmaz, Caner Erkin, Dirk Kuyt, Mehmet Topal, Selçuk Şahin, Stoch, Alex de Souza, Sow

SANİCA BORU ELAZIĞSPOR: Ivesa, Adem, Bilica, Sedat, Zeegelaar, Köksal, Sezer, Bülent, Faubert, Murat, Tum

SARI KARTLAR: Sedat, Bülent (Sanica Boru Elazığspor)

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Galatasaray : 3 - Fenerbahçe : 2 (Süper Kupa Final maçı) KUPA MI SÜPER, CÜNEYT ÇAKIR MI?



Fenerbahçe için sezon öncesi en önemli maçlardan birsiydi bu akşamki Süper Kupa Finali.

"Avrupalı hakemimiz Cüneyt Çakır'ın başladığı ve bitirdiği" bir maçtı bir başka ifadeyle..

Saha içerisinde çaldıkları ve çalmadıklarıyla, maçın her anlamda önüne geçmeyi de başardı, "eyyam olarak."

Fenerbahçe, maç öncesi Gökhan Gönül gibi son derece sistem açısından önemli bir futbolcusunun eksikliği ile sarsılırken, bir darbe de maçın henüz başında kalecisi Volkan Demirel'den yedi.

Olmadık bir pozisyonda şanssızlığının kurbanı olan Volkan Demirel, daha henüz sahadan çıkmamışken yenilen hatalı bir gol, o ana kadarki oyun planlarının ve ileriki dakikalarda gelebilecek muhtemel değişikliklerin de önüne geçti.

Bekir İrtegün'ün savunmada yaptığı bireysel hatalara, Baroni'nin çift stoper arasında kalan oyun anlayışı, yanındaki Mehmet Topal'ın sahada "topallaması" da eklenince bir anda sahada ne yaptığını bilmeyen bir oyuncu topluluğu olarak karşımıza çıktı.

Kaleci Mert Günok'un daha maça ısınmadan yediği golden sonra oyunu forse etmeye çalışan Fenerbahçe, 20 ve 30.dakikalar arası kısa süreli de olsa rakip kalede baskı kurmaya çalıştı. Son final paslarının olumlu kullanılamaması, pozisyonlara engel olurken bu dakikalarda Dirk Kuyt ve Alex De Souza'nın bireysel anlamda yaptığı ataklar da olgunlaşmadan eridi kalabalık rakip alanda.

Yine de beraberlik golünü tam zamanında buldu Fenerbahçe ve maçın devre arasına eşitlikle gitti.

Ancak ikinci yarıdaki Cüneyt Çakır faktörünü kimse dikkate alamadı hiç kuşkusuz ki..

İkinci Galatasaray golü öncesinde Dirk Kuyt'a rakip 18 çizgisi üzerinde yapılan net faulü süzemeyen bir hakem, maalesef ki Avrupa arenasında arz-ı endam ediyor..

Kısacası "koyunun olmadığı yerde, keçiye Abdurrahman Çelebi derler" lafını bize teyit ediyor, ettiriyor..

Son dakikada çaldığı "zoraki penaltı" da cabası..

Galatasaray'ın rakip alanda yaptığı prese karşılık orta alanda gerekli cevabı veremeyen Fenerbahçe orta sahası, aslında maçı bu noktaya getiren bir başka faktördü.

Sezon başında büyük umutlarla transfer edilen ancak hemen her maçta ilk önce oyuncu değişikliğinde O'nun tabelası kalkan Mehmet Topal, maalesef ki şu ana kadar beklentilerin çok çok uzağında.. Hatta akıllara yeni bir "Maldonado" mu sorusunu getirtiyor..

Fenerbahçe, aslında bu akşam Süper Kupa'yı kazansa bile oyun anlamında sıkıntıları gözardı edilemezdi, kaybedilen bir maçtan sonra da umarız bu eksiklikler dikkate alınır.

Maç içerisinde Mehmet Topuz'u 3 ayrı mevkide değerlendirmek zorunda kalıyorsanız eğer, yukarıdaki sıkıntıyı daha net bir şekilde anlarsınız ve kabul de edersiniz teknik adam olarak. Nitekim Aykut Kocaman da bunun farkında ki önce sağ kanatta, sonra ön liberoda, en sonda sağbekte maçı tamamlattı Mehmet Topuz'a..

Kaybedilen bir kupa değildi Fenerbahçe için, kaybedilen sıradan bir Galatasaray maçıydı. Kupanın çok ta büyük bir önemi yok..

Asıl telafisi zor durum, önümüzdeki hafta oynanacak Şampiyonlar Ligi Play Off turu maçları..

Üstelik te takımın en büyük kozu Volkan Demirel'in olmadığı bir ortamda, tur şansı daha fazla zorlaşmıştır..

Umarız biz yanılırız..

Stat: Kazım Karabekir Stadyumu


Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun

Fenerbahçe: Volkan (Mert dk.), Orhan (Sow), Bekir, Egemen, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal (Krasic dk. 69 x), Cristian, Mehmet Topuz, Alex ,Caner , Kuyt)

Galatasaray: Muslera, Eboue, Semih, Dany, Hakan Balta, Hamit, Selçuk, Engin x, Emre (Aydın dk. 83), Umut Bulut (Necati dk. 90+6), Elmander (Amrabat dk. 70)

Goller: Umut (dk. 19 ve 58), Selçuk İnan (dk. 90) (Galatasaray), Alex (dk. 45+2), Kuyt (dk. 65) (Fenerbahçe)

Kırmızı Kart: Engin (dk. 67) (Galatasaray)

Sarı Kartlar: Alex, Orhan, Bekir, Mehmet Topuz (Fenerbahçe), Engin, Selçuk İnan (Galatasaray)



9 Ağustos 2012 Perşembe

FC Vaslui : 1 - Fenerbahçe : 4 (Şampiyonlar Ligi 3.Öneleme Turu rövanş maçı)



Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'ne bir adım daha yaklaştı.

Geçen hafta İstanbul'da 1-1 berabere kaldığı Vaslui karşısında işi sıkı tutmakta kararlı olan Fenerbahçe, rövanşa mutlak galibiyet parolasıyla çıkarken, daha ilk 10 dakikada oynadığı futbolla bu konudaki kararlılığını da ortaya koymaktaydı.

İstanbul'da ilk 11 de sahaya çıkan Miroslav Stoch yedekler arasında yeralırken, yerine forma giyen Caner Erkin attığı golle takımını öne geçiren golü de atmayı başardı.

Yine İstanbul'da maça 11 de başlayan Semih Şentürk'ün yerine Dirk Kuyt'u tercih eden Aykut Kocaman, orta sahaya ise "yılların eskitemediği ve kim gelirse gelsin formamı alırım" diyen Selçuk Şahin'i monte ederek maça başlıyordu.

Maçın ilk yarısında özellikle beraberlik golüne kadar rakibine bariz bir üstünlük kuran Fenerbahçe, ne hikmetse beraberlik golünden sonra ise yine rakibinden baskı yiyen bir görüntü çiziyordu. Özellikle maçın 30.dakikasında Vaslui forvetlerine gol izni vermeyen Volkan Demirel, maçın ikinci yarısında ise kurtardığı penaltıyla Fenerbahçe'yi maça ortak ederken Vaslui oyuncuları ve hocasını ise adeta moralmen çökertiyordu.

Maçın ikinci yarısında Caner-Stoch değişikliği etkisini kısa sürede ortaya koyarken, ataklarda daha hızlı hareket eden Fenerbahçe orta sahası, topu rakibine vermeyerek te pozisyon üstünlüğünü ele geçiriyordu.

Özellikle Gökhan Gönül ve Mehmet Topuz ikilisi, rakibin sol kanadını adeta çökertirken, Gökhan Gönül yaptığı iki asistle en az Dirk Kuyt ve Volkan Demirel kadar geceye damga vuran isimlerden oluyordu.

Maç genelinde topu kanatlara servis ettiği anlarda etkili olan Fenerbahçe, her iki kanadı da zaman zaman etkili kullanırken sağ kanattan geliştirilen ataklar daha etkili ve can alıcıydı. Nitekim yukarıda da bahsettiğimiz gibi Gökhan Gönül'ün yaptığı iki asist, oyun planı ve taktiğinin doğru olduğu yönündeydi.

Defansında Egemen ve Bekir ikilisi ile Vaslui forvetlerini etkisiz hale getirmek isteyen Aykut Kocaman, önümüzdeki turda Yobo alternatifiyle de hiç kuşkusuz daha güçlü bir konuma gelecektir.

Yine önümüzdeki turda oynayacak olan Krasiç'in katkısı da hiç kuşkusuz ki büyük olacaktır.

Sol bek Hasan Ali Kaldırım, hergeçen gün daha fazla formasına ısınırken, sezon içerisinde mutlaka yedeğinin olması gerektiğini de belirtiyor. Zira geçen sezon da Ziegler, diyebiliriz ki yedeği olmayan tek oyuncuydu. Tabi ki sezon içerisinde Caner Erkin'in birkaç maç sol bek oynadığını saymazsak. Aynı sıkıntı bu sezon Hasan Ali Kaldırım için de geçerli.

Sonradan oyuna giren ve bu takımın ilk forveti olması gerektiğini her fırsatta belirttiğimiz Moussa Sow ise, ne kadar kaliteli bir golcü olduğunu oyunda kaldığı 8 dakikada girdiği 2 net pozisyonla gösterdi. İlkinde rakip altıpastan ıskalayan Sow, sonrasında attığı muhteşem golle ise kalitesini gösterdi.

Maçın hakemine gelecek olursak;

Maç genelinde çaldığı ve çalmadığı düdüklerle az kalsın maça damgasını vuruyordu. Özellikle Vaslui lehine verdiği penaltı öncesi Gökhan Gönül aleyhine çaldığı faul komikten de öteydi. Ayrıca rakibin sarı kartlı oyuncuları Salageanu ve N’Doye'ye çıkarmadığı ikinci sarı kartlar da maçta hakemin hatalarındandı.

Nihayetinde Fenerbahçe, kendisinden çok düşük kalitedeki bir takım karşısında özellikle ilk maçta çok zorlanmasına rağmen turu geçti. Şimdi önümüzde daha güçlü rakipler var. Ancak önümüzdeki süre ve takıma girecek diğer oyuncuların da olduğunu düşünecek olursak, Şampiyonlar Ligi Fenerbahçe için uzak olmasa gerek..

Darısı "tur şansına" ve sonrasına..

Stat: Ceahlaul


Hakemler: Sergei Karasev, Tikhon Kalugin, Dmitri Mosyakin (Rusya)

Vaslui: Coman, Milanov, Varela, Charalambous, Salageanu, Antal (Dk. 83 Zsiga), Caue (Dk. 73 Sburlea), N’Doye (Dk. 79 Raul Costin), Sanmartean, Stanciu, Niculae

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Egemen Korkmaz, Bekir İrtegün, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topuz, Selçuk Şahin, Cristian, Caner Erkin (Dk. 61 Stoch), Alex (Dk. 81 Mehmet Topal), Kuyt (Dk. 85 Sow)

Goller: Dk. 12 Caner Erkin, Dk. 71 ve Dk. 76 Kuyt, Dk. 90+1 Sow (Fenerbahçe), Dk. 14 Niculae (Vaslui)

Sarı Kartlar: Dk. 40 N’Doye, Dk. 75 Milanov (Vaslui), Dk. 42 Caner Erkin, Dk. 58 Hasan Ali Kaldırım, Dk. 73 Stoch (Fenerbahçe)

5 Ağustos 2012 Pazar

Fenerbahçe Ülker : 53 - USA 2014 Red : 81 (Genç Erkek Basketbol hazırlık maçı)


Fenerbahçe Ülker Genç Erkek Basketbol Takımı, Adidas Nations programının davetlisi olarak bulunduğu ABD’de oynadığı ilk hazırlık maçında, Mehmet Alemdaroğlu 6, Ozan 6, Mehmet Şanlı 11, Berkay 13, Berk 7, Ayberk 8, Atilla 2’dan oluşan kadrosuyla, USA 2014 Red takımına 81-53 mağlup oldu.