Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

30 Kasım 2016 Çarşamba

Teşvikiye : 45 - Fenerbahçe : 77 ( U16 Basketbol Ligi Final Grubu maçı )




Fenerbahçe Yıldız Erkek Basketbol Takımı,  U16 Ligi Final Grubu maçında, Cem Kırcıman 18 (8 ribaund), Alp Oktay 16 (4 ribaund, 3 asist), İsmail Karabilen 12 (14 ribaund), Sarp Erden 8, Batuhan Özen 7 (8 ribaund, 4 asist), Umur Başcan 6 (3 top çalma), Fuat Farisoğlu 4 (4 ribaund), Arif Yılmabaşar 2 (4 ribaund), Boray Bilgin 2 (7 ribaund), Sadettin Donat 2’tan oluşan kadrosuyla, Teşvikiye’yi 77-45 mağlup etti.

Çeyrek Skorları:
1. Çeyrek: 18-13 (Teşvikiye)
2. Çeyrek: 17-9 (Fenerbahçe)
3. Çeyrek: 26-8 (Fenerbahçe)
4. Çeyrek: 21-10 (Fenerbahçe)

Takım İstatistikleri (Fenerbahçe):
2 Sayı: 29/52 (%55)
3 Sayı: 4/21 (%19)
Serbest Atış: 7/17 (%41)
Ribaund: 52
Asist: 12
Top Çalma: 8
Top Kaybı: 11

Fenerbahçe (77): Cem Kırcıman 18 (8 ribaund), Alp Oktay 16 (4 ribaund, 3 asist), İsmail Karabilen 12 (14 ribaund), Sarp Erden 8, Batuhan Özen 7 (8 ribaund, 4 asist), Umur Başcan 6 (3 top çalma), Fuat Farisoğlu 4 (4 ribaund), Arif Yılmabaşar 2 (4 ribaund), Boray Bilgin 2 (7 ribaund), Sadettin Donat 2.

28 Kasım 2016 Pazartesi

Çaykur Rizespor : 1 - Fenerbahçe : 5 ( Spor Toto Süper Lig 12.hafta maçı ) FENERBAHÇE SOW !!



Fenerbahçe, ligde emin adımlarla zirve yürüyüşünü sürdürürken, bu sezon 3.defa 5 gollü galibiyet aldı. (Rekor, 1988-89 sezonunda 7 maç 5 gol ve üstü bitmişti.)

Dirk Advocaat’ın oynattığı sistemle, özellikle de kanat oyuncuları olan Volkan Şen, Jeremain Lens ve son haftalarda bulduğu forma şansını iyi değerlendiren Aatıf’ın dikine kaleye oynaması, orta sahada Alper Potuk’un driplingi seven ve asistlerine devam eden bir oyun ortaya koyması, Fenerbahçe’nin son haftalardaki galibiyetlerinin de aslında şifresi niteliğinde.

Sezon başında takımı tanımadığını sıkça itiraf eden Advocaat, haftalar ilerledikçe oyuncularının özelliklerine uygun bir oyun sistemini de takıma oturtmayı başardı ve 2 Avrupa Ligi 5 te Türkiye Ligi olmak üzere toplam 7 maçlık bir galibiyet serisi yakaladı.

Özellikle iç sahada oynanan Karabükspor maçında forma şansı bulan Aatıf’ın oynadığı futbol ve attığı golden sonra sürekli olarak ilk 11 de yer bulması, Robin Van Persie’nin takımda liderlik rolünü üstlenmesi ve O’nun oyun zekasının üst seviyede olduğunu bütün takımın yeniden kavraması, Fenerbahçe’yi de bir anda farklı kıldı.

İşte bu fark ta skora da etki ediyor maç sonlarında.

Bu akşam da geçen haftalara benzer bir görüntü ortaya koydu Fenerbahçe.

Sezon başında yenilen gollerden sonra somurtan taraftarın yerine şimdi umutla bekleyen bir kitle, saha içerisinde panikleyen oyuncu topluluğunun yerine ise şimdi daha çok savaşan ve galibiyeti isteyen bir oyuncu grubu var.

Defansında Kjaer ve Skrtel gibi iki üst düzey stoperin yanına, beklerinde Şener ve Hasan Ali Kaldırım gibi Milli takım beklerini monte eden Advocaat, aslında bir şekilde Wan der Wiel’in sakatlığına da dua etmeli.

Zira Wan der Wiel takımdan mecburiyetten ayrılmak zorunda kaldığı haftadan beri Fenerbahçe, savunmada daha derli toplu.

Şener Özbayraklı ileri çıkışlarda etkili, savunmada kaldığı zamanlarda ise dengeli.

Wan der Wiel’in kalitesi de elbette tartışılmaz ancak yeni geldiği bir ligde uyum sürecini henüz atlatamamış olduğu bir gerçek.

Yukarıda da zikrettiğimiz gibi Advocaat’ın takımı tanıması, oyuncularının özelliklerine uygun bölgelerde oynatması bir ayrıcalık.

Mesela bu akşam maç sonu açıklamasında, “Bana buraya geldiğimde Alper, kendisinin kanat oyuncusu olmadığını açık açık söyledi.” sözleri aslında bu değişimin bir işareti  ve itirafıdır.

Halbuki Alper Potuk Fenerbahçe’ye transfer olduğu yıldan beri genelde kanatlarda oynadı, zaman zaman başarılı da oldu.

Ancak mecbur kalındığı zamanlarda, sakatlık ve cezalı oyuncu durumlarında orta sahada görev yaptı.

Bu gidiş gelişler de Alper’in futbolunu ilerletmedi.

Her ne kadar yetenekli olsa da Alper üzerine koyamadan yıllarını geçirdi Fenerbahçe’de.
Ama bu sezon, özellikle de son haftalarda Alper’deki yükselişin sebebi, asıl mevkisi olan ofansif orta saha rolünde olmasıyla birlikte, oyunun her iki yönünde de başarılı olmasıdır.

Yine Josef De Souza’daki büyük değişimin nedeni de kesinlikle Dirk Advocaat’tır.

Bu sayfaları ve satırları takip edenler iyi bilirler ki ben, Josef De Souza’yı özellikle geçen sezon oynadığı oyun nedeniyle sıkça eleştirmişimdir.

Sebebi ise, her aldığı topta geriye ve yana oynamasıyla birlikte, orta alanda Fenerbahçe’yi ileri taşıma yükünü sadece Mehmet Topal’a bırakmasındandır.

Ama bu sezon Josef De Souza, oyunun ofansif yönünü de oynayarak, aslında bu yetenekte bir oyuncu olduğunu ispat etmiştir.

Fenerbahçe, bu akşam Rize’de farklı kazanırken atılan 5 golün içerisinde Robin Van Persie olmamasına rağmen, oyun içerisinde aslında atılan gollerde Robin Van Persie’nin futbol zekasının nasıl işe yaradığını da hem Aatıf’ın attığı golde, hem de Sow’un attığı ilk golde görmekteyiz.

Ceza sahası içerisinde markajcılarını sürekli yer değiştirerek topsuz alanda etkisiz kılan Robin Van Persie, Moussa Sow’a ise boş alanlar açarak gollere de endirekt katkıda bulunmuştur.

Şimdi Fenerbahçe, puantajda üzerindeki rakiplerinin 4 puan kaybettiği bir haftada kazanarak 7 puanlık bir avantaj sağlamıştır.

Ve sırada derbi haftası var.

Beşiktaş’ı mağlup ettiği takdirde, o yere göğe sığdırılamayan “takımla arasındaki puan farkı, 1 e düşecek.”

Ve Fenerbahçe’nin şampiyonluk yürüyüşü de haftaya başlayacak.

Bundan, bütün Fenerbahçeliler ne kadar eminse, “dış cephe ise” o kadar tedirgin.

Eğer öyle olmasaydı, bir gün önce Querasma’nın kartlık hareketi es geçilmezdi.

Tıpkı geçen sezon yine Fenerbahçe-Beşiktaş maçı öncesi oynanan Beşiktaş-Gençlerbirliği maçına da 3 sarı kartla çıkan Mario Gomez’in, rakibinin suratında patlayan dirseğine devam kararı verilmesi gibi.

Ama geçen sezon da bu kayrılmalara ve kollamalara rağmen, Kadıköy’de mağlup olmuşlardı.

Sezon sonu Beşiktaş’ın şampiyon olmasındaki en büyük etken ise, ilk yarıda Olimpiyat Stadı’nda oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe maçı ve o maçta yapılan büyük hakem hatalarıydı.

Beşiktaş’ın attığı ilk golün ofsayt, son golün ise faul içermesi, sezon sonunda nedense hiç konuşulmadı.

Ve “Hakkı-Şeref” muhabbeti bolca zikredildi ekranlarda.

“Çakma filozof” her maç sonunda aynı lakırdıyı tekrarladı durdu.

“Biz hakemlere karışmıyoruz”

Ama kaybettikleri her puandan sonra ise hakemleri yerin dibine geçirmesini de ihmal etmedi.

Türkiye gibi kaygan zeminde seyreden bir ülkede, elbette ki sözler çabuk unutulur.

Yalancılar rakam söyler ama rakamlar yalan söylemez.

Kaç puanı hakemler sayesinde aldıkları da gün gibi aşikardır.

Tıpkı bu sezon olduğu gibi.

Daha 12.haftası oynanan ligde Karabükspor maçında çalınmayan penaltı, Trabzonspor maçında çalınmayan penaltı, yine aynı maçta Quresma’ya çıkartılmayan kırmızı kart, bu sözlerimize en basit örnektir.

Hal böyleyken bu akşam Robin Van Persie’ye hakemin verdiği sarı kart ise, daha önce verilmeyen kartlar dikkate alınacak olursa manidardır.

Her ne olursa olsun, Fenerbahçeli futbolcular Beşiktaş maçının kazanılması durumunda ligin nasıl bir seyir alacağının kesinlikle bilincinde ve profesyonelliğindedir.

Şimdi bütün güçleriyle bu maça konsantre olmak zorundadırlar ve ligde kazanılan 5 maçın kıymeti, ancak Beşiktaş maçı kazanıldığında değerlenecektir.

Jeremain Lens’in olacağı bir maçta Fenerbahçe, daha farklı olacaktır ve galibiyete daha yakındır.

Umarız, futbol şansı da Fenerbahçe’nin yanında olur.


Darısı, Beşiktaş maçına..

STAT: Rize Yeni Şehir

HAKEMLER: Ali Palabıyık, Ceyhun Sesigüzel, Serkan Olguncan

ÇAYKUR RİZESPOR: Diallo, Orhan Ovacıklı, Oboabona, Yakoubi, Dhurgham İsmail, Robin Yalçın (Dk. 69 Tuszynski), Petrucci, Janster, Ahmet İlhan Özek (Dk. 66 Emrah Başsan), Oğulcan Çağlayan (Dk. 83 Saadane), Kweuke

FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Şener Özbayraklı, Kjaer, Skrtel (Dk. 69 Neustaedter), Hasan Ali Kaldırım (Dk. 70 İsmail Köybaşı), Mehmet Topal, De Souza, Alper Potuk, Chahechouhe, Sow (Dk. 79 Volkan Şen), Van Persie

GOLLER: Dk. 17 Yakoubi (Çaykur Rizespor), Dk. 27, 32 ve 45+3 Sow, Dk. 66 Chahechouhe, Dk. 90+4 İsmail Köybaşı (Fenerbahçe)

KIRMIZI KART: Dk. 72 Janster (Çaykur Rizespor)

SARI KARTLAR: Dk. 9 Kjaer, Dk. 21 Sow, Dk. 84 Van Persie (Fenerbahçe), Dk. 45 Dhurgham İsmail, Dk. 45+2 Ahmet İlhan Özek (Çaykur Rizespor)

25 Kasım 2016 Cuma

Fenerbahçe : 2 - Zorya Luhansk : 0 ( UEFA Avrupa Ligi A Grubu 5.hafta maçı )



Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı, UEFA Avrupa Ligi A Grubu 5.hafta maçında, Volkan Demirel, Şener Özbayraklı, Simon Kjaer, Martin Skrtel, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal, Josef de Souza, Alper Potuk, Moussa Sow (Dk. 86 Salih Uçan), Volkan Şen (Dk. 73 Roman Petroviç Neustaedter), Emmanuel Emenike (Dk. 46 Miroslav Stoch) tan oluşan kadrosuyla, Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi’nde, Ukrayna’nın Zorya Luhansk takımını 2-0 mağlup ederken, gollerini Miroslav Stoch (Dk.59) ile Simon Kjaer (Dk.67) attı. Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı, UEFA Avrupa Ligi A Grubu 5.haftasını 10 puanla lider olarak tamamladı.

FENERBAHÇE  2-0 ZORYA LUHANSK

STAT: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi

HAKEMLER: Harald Lechner, Maximilian Kolbitsch, Andreas Heidenreich (Avusturya)

FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Şener Özbayraklı, Kjaer, Skrtel, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal, Josef de Souza, Alper Potuk, Sow (Dk. 86 Salih Uçan), Volkan Şen (Dk. 73 Neustaedter), Emenike (Dk. 46 Stoch)

ZORYA LUHANSK: Shevchenko, Kamenyuka (Dk. 35 Opanasenko), Sivakov, Forster, Sobol, Chaykovskiy, Grechyshkin, Karavaev, Kharatin, Petriak (Dk. 57 Bonaventure), Kulach (Dk. 69 Paulinho)

GOLLER: Dk. 59 Stoch, Dk. 67 Kjaer (Fenerbahçe)

KIRMIZI KART: Dk. 90+2 Sobol (Zorya)

SARI KARTLAR: Dk. 66 Bonaventure (Zorya), Dk. 90+2 Skrtel (Fenerbahçe)

21 Kasım 2016 Pazartesi

Fenerbahçe : 2 - Galatasaray : 0 ( Spor Toto Süper Lig 11.hafta maçı ) BUNDAN SONRASI +18 E GİRER !!

Ve +18 oldu..

18 yıl önce doğan bebeklerin artık asker sülüsleri geliyor..

Yoklamaya çağrılıyorlar..

Bazıları evlendi, çocukları bile oldu..

Bazıları iş kurdu, paralar kazanıyorlar.. Evlerini geçindiriyorlar..

Ama ne hazindir ki geçen bu yıllarda içlerinde Galatasaray taraftarı olan hiçbir genç, Kadıköy’de galibiyet görmedi.

Üzgünler tabi ki..

Eski kalecileri Mondragon’un yıllar önce itiraf ettiği gibi “Bana Kadıköy’de bir galibiyet versinler, 1 şampiyonluğa feda ederim” sözleri aslında bu rekabetin, nasıl bir “rezalet” safhasına geldiğini göstermektedir.

Aslında bizler memnunuz..

Şahsen bu satırları yazan kardeşiniz, ömrümde Kadıköy’de hiçbir Galatasaray-Beşiktaş-Trabzonspor mağlubiyeti görmedim.

2001-02 sezonundan beri kombine sahibiyim..

2005-06 sezonundaki Beşiktaş maçında da tribünde değildim..

Kısacası mağlubiyet yaşamadım, yaşamak ta istemiyorum..

Birgün mutlaka olacak elbette.

Manchester Unıted’in meşhur stadı Old Traffor açıldığı 1956 yılından beri iç sahada hiçbir Avrupa takımına karşı kaybetmedi ama Fenerbahçe’ye, 30 Ekim 1996 da nasıl kaybettiyse, elbette Fenerbahçe de birgün ezeli rakiplerine mağlup olacak.

Dünya sonuna kadar galip gelecek diye bir kural yok.

Ama o mağlubiyeti Allah, bu kuluna bu sahada nasip etmesin.
.
04 Ocak 1914 te Papazın Çayırı olarak adlandırılan Fenerbahçe Stadı’nda Galatasaray’ı Hasan Kamil Sporel (3)  ve gerçekte bir safari avcısı, yani aslan avcısı olarak ünlenen Salih Selahaddin Cihanoğlu’nun golleriyle 4-2 mağlup ederek başlatılan bu galibiyet serisi, tam 102 yıldır devam ediyor.

Aralarda mağlubiyetler olmuş ama bunlar o kadar az ki.

Mesela hani şu efsane 1999 sezonundan sonra mağlubiyet yok geyiği var ya..

Aslında onun da evveline gidecek olursak, ondan önce de 7 yıl bir yenilmezlik serisi var Fenerbahçe’nin Kadıköy’de.

Yani 04 Mayıs 1991 deki 4-1 lik lig maçına kadar.

Ondan da evveli  19 Mart 1988 deki 2-1 lik mağlubiyet..

Ondan da evveli 1983-84 teki 2-1 lik mağlubiyet..

Ondan da evveli yok..

Zira Fenerbahçe Stadı, 29 yıl kapalı kaldıktan sonra 1982 sezonunda açıldı..
Maçlar İnönü’de oynanıyordu.

Gördüğünüz gibi Fenerbahçe, son 36 yılda Kadıköy’de Galatasaray’a sadece 4 defa yenilmiş..

36 sezonda 4 mağlubiyet..

Peki asıl sorulması gereken soru şu:

“Nerede bu ezeli rekabet?”

Maça gelecek olursak;

Kart cezalısı Mehmet Topal ve Hollanda milli takımında sakatlanan Lens’in olmadığı bir Fenerbahçe, acaba ne yapacak soruları soruluyordu maç öncesinde.

Tabi ki bu soruları soranların haklı mazaretleri de vardı.

Zira Fenerbahçe’nin orta alandaki en büyük kozu Mehmet Topal ve hücumdaki büyük gücü Jeremain Lens’ti son haftalarda.

Ama buna rağmen Fenerbahçeli diğer futbolcular, gerek hafta içi hazırlanmalarıyla, gerekse de bu maça nasıl motive olmaları gerektiği konusunda daha önceki oynayan oyuncuların tecrübeleriyle hazırlandılar maça.

Mesela Mehmet Topal’ın olmadığı akşamda yerine oynayan Roman Petroviç Neustadter, Fenerbahçe’ye geldiği günden bu yana en etkili futbolunu oynadı.

Diğer yandan son haftalarda kadroda kendisine yer bulan Aatıf’ın yerine görev yapan Alper Potuk ta, en az Aatıf kadar etkiliydi.

Hatta daha fazlası vardı.

Geriye kadar gelip yardımda bulundu, dikine oynadı ve Robin Van Persie’nin ilk golünden önce Şener’e gönderdiği topla da golün başlangıcını yaptı.

Fenerbahçe’nin defansının güçlü olduğunu zaten herkes kabul ediyor.

Ancak zaman zaman maç içerisinde dalgınlık yaşıyorlar ve gol pozisyonları veriyorlardı.
Bu maça kadar Fenerbahçe, ligde oynadığı 10 maçın sadece 1 inde gol yememişti.

Bu akşam bırakın gol yemeyi, rakibe pozisyon bile vermedi.

Galatasaray’ın maç boyu kaleye gönderip te kaleyi bulan tek şutu, Bruma’nın sol çaprazdan gönderdiği cılız şut.

Bunun dışında Fenerbahçe, kendi ceza sahası içerisine bile sokmadı Galatasaraylı futbolcuları.

Duran toplar hariç tabi ki..

Defansın önünde oynayan Josef De Souza, Dirk Advocaat’ın gelmesiyle birlikte bir başka oynuyor.

Geçen sezonki gibi tribünleri kahretmeden, cesurca oynuyor, savaşıyor ve topla birlikte ileriye çıkıyor.

Kanıtı da bu sezon attığı 2 gol ve yaptığı 2 asist.

Bir de bu akşam sebep olduğu penaltı..

Josef ve Naustadter ile birlikte orta alanı kapatan Fenerbahçe, önlerinde Alper, daha da önde forvet arkasında Robin Van Persie, ikinci yarıda ise forvette Robin Van Persie, sağda Moussa Sow, solda Volkan Şen ile birlikte Galatasaray’ın bütün geçiş yollarını kapattılar.

Daha Galatasaraylı oyuncular, topu nereye atacaklarına fırsat bulamadan, ikili, hatta üçlü sıkıştırmalarla topu kazandılar ve hızlı oynayarak hücum bölgesine gittiler.

Özellikle maçın genelinde Moussa Sow, sağ kanatta en az Lens kadar etkiliydi.

Carole ve sol stoperleri Hakan Balta’yı adeta canlarından bezdirdi.

Hemen arkasında oynayan Şener de kendisine destek verince, Fenerbahçe ataklarını hep sağ kanattan yaptı.

Sol kanatta da Volkan Şen, yine çalışkan ancak yine fazla top kaybeden, hatta mutlak iki pozisyonu da heba eden oyuncuydu.

Özellikle maçın 7.dakikasında Sow’un “al da at” dediği topta geç kalmasının bedelini, golü kaçırarak ödedi.

Devrenin berabere biteceği sanıldığı bir zamanda sahne alan dünya starı, büyük golcü Robin Van Persie, Şener’den gelen topta daha top gelmeden doğru noktada, 
markajcısından kurtularak topu beklemesi ve yaptığı gol vuruşuyla, nasıl büyük bir golcü olduğunu birkez daha kanıtladı.

Başka bir oyuncu, o pozisyonda topa adeta bodozlamasına vururken, Robin Van Persie, vücudunu yatırarak vuruşu yaptı.

İkinci yarıya bu golün üstünlüğü ile moral bularak ve daha da motive olarak başlayan Fenerbahçe, rakibin üzerine geldiği zaman dilimlerinde hep etkili ve tehlikeli oldu.

Yine ikinci yarının başında Volkan Şen’in ceza sahası içerisinde vuruşunun Sabri’ye çarparak dışarı çıkması, aynı şekilde Josef’in kafa vuruşunda , biraz da De Jong’un müdahalesiyle doğru vuruşu yapamaması ve golden oluşu, hep farkın artacağı dakikalardı.
Ancak sahada eyyamcılığıyla meşhur bir Cüneyt Çakır vardı.

Mesela Volkan Şen’in kovaladığı topu Sabri’nin eliyle almasına devam kararı vermesi, aynı şekilde penaltı pozisyonunda Serdar Aziz’in son adam olmasına rağmen Josef’i düşürmesi karşılığı aldığı sarı kart, hep Cüneyt Çakır’ın yine daha önceki maçlarda olduğu gibi Fenerbahçe aleyhine verdiği kararlardı.

Orta sahadan çıkmakta zorlanan Galatasaray’a karşı Fenerbahçe’nin doğru hamlesi, orta alanda presti ve bunu da maç genelinde başarılı bir şekilde yaptılar.

Mehmet Topal’ın olmadığı akşamda, Naustadter, en az Mehmet Topal kadar faydalı işler yaptı.

Robin Van Persie’nin ikinci golünden sonra ise adeta Fenerbahçe, Galatasaray ile antrenmana döktü işi.

Futbolcular biraz daha ciddi olsalar, emin olun bu akşam daha da farklı bir skor ortaya çıkabilirdi.

Nihayetinde bu maç ta bitti.

Bir Kadıköy akşamında daha Galatasaray galibiyeti yaşatan futbolcularımızı tebrik ediyoruz.
Şimdi önümüzde UEFA Avrupa Ligi gruptan çıkma adına son derece önemli bir maç var.

İlk maçta Ukrayna’da berabere bitirilen Zorya Luhansk ile İstanbul’da oynanacak maçın, mutlaka kazanılması gerek.

Rakip, ters ve hızlı oyun oynayan bir takım.

İlk maçta da bunu gösterdiler.

En az Galatasaray maçı kadar konsantre olunması gereken bir maç.

Sonrasında ise Rize deplasmanı ve 13.haftada oynanacak Beşiktaş maçı.

Eğer Fenerbahçe bu 2 lig maçını kazanırsa, 14.hafta sonrasında liderliğe oynayacaktır.

Çünkü 12.hafta Beşiktaş-Başakşehir maçı var ve her sonuç, Fenerbahçe’ye yarar.

Yeter ki Rize deplasmanı kayıpsız atlatılsın.

Şimdi eğlenme zamanı ancak abartısız..

İşin ciddiyetini düşünerek..

Galatasaray içinse,

Bundan sonrası +18..

Kaçış yok..

Çünkü gerçek bu..


7 Kasım 2016 Pazartesi

Akhisar Belediye ve Gençlik Spor : 1 - Fenerbahçe : 3 ( Spor Toto Süper Lig 10.hafta maçı ) DIŞ KULVARDAN GELİYOR !!



Son haftalarda aldığı seri ve farklı galibiyetlerle kendine güveni gelen Fenerbahçe, Akhisar deplasmanında da kendisinden beklentileri boşa çıkarmadı ve milli maç arasıyla birlikte, 11.haftada Kadıköy’de oynayacağı Galatasaray maçına da moralli girdi.

Hafta içi İstanbul’da İngiliz devi Manchester Unıted’i mağlup ederken ortaya koyduğu güzel futbolla taraftarının da gönlünü alan Fenerbahçe, derbide de şartlar ne olursa olsun dolu tribünler önüne çıkmayı haketti.

Gerçi Akhisar maçının sonucu ne olursa olsun, Kadıköy’de oynayacağı Galatasaray maçında taraftarı Fenerbahçe’yi asla yalnız bırakmayacaktır.

Geçen hafta İstanbul’daki Karabükspor maçında uzun zaman sonra forma şansı bulan ve hem oynadığı futbolla, hem de attığı golle kendisine gelen Aatıf, bu hafta da 11 de başladığı maçın adamıydı.

Hem Robin Van Persie’ye kritik dakikalarda attırdığı golle, hem de ikinci yarıda Akhisar Belediye’nin tam da baskı kurabilecek bir zaman diliminde attığı golle maçı da kopartırken, Akhisar’ın da gardını iyice kırdı.

Aatıf, forvet arkasında oynadığı futbolla aslında hem her iki ayağını kullanmanın avantajını kullanıyor, hem de golcü kimliğiyle de goller atıyor.

Bu özelliğini Sivasspor forması altında yaşadığı gol krallığında da bütün Türkiye’ye ispat etmişti ve bu özellikleriyle Fenerbahçe’ye transfer olmuştu.

Ancak Perreira zamanında bulamadığı şansı, Dirk Advocaat’ın ilk aylarında da bulamadı.

Ne zaman ki Dirk Advocaat, o bölgede oynayacak oyuncu sıkıntısını iyiden iyiye hissetmeye başladı, Aatıf’ı denedi ve başarılı oldu.

Umarız Aatıf, bu yükselen formunu ligin sonraki haftalarına da yayar ve Fenerbahçe’nin  aradığı oyuncu olur.

Zira Fenerbahçe’nin Aatıf’a ihtiyacı olduğu gibi, Aatıf’ın Fenerbahçe’ye daha fazla ihtiyacı var.

Çünkü Fenerbahçe’ye transfer olmak ne kadar zor ise, tutunmak ta  bir o kadar zordur.
Fenerbahçe’nin son haftalarda düzelmesindeki en büyük etkenlerden birisi, hiç kuşkusuz ki Robin Van Persie’nin yükselen formu.

Golcü kimliğini bütün dünyanın kabul ettiği Robin Van Persie, hem oynadığı futbolla, hem de saha içerisindeki lider kimliğiyle Fenerbahçe’nin aradığı kandır ve ihtiyacı olan isimdir.

Güçlü bir Robin Van Persie, Fenerbahçe’yi şartlar ne olursa olsun maç içerisinde bir adım öne çıkartıyor.

Bu akşam da Robin Van Persie, hem attığı golle, hem de golden önce oynadığı futbolla Fenerbahçe’yi öne taşıyan isim olurken, sakatlanarak oyundan çıkması ise büyük bir şanssızlıktı.

Mehmet Topal’ın Muğdat’a yaptığı hareket ne kadar net penaltı ise, Robin Van Persie’ye yapılan hareket te tartışmasız bir şekilde penaltıydı.

Çünkü Robin Van Persie’nin sakatlandığı pozisyonda, rakip oyuncu topla hiçbir oynama isteği olmadan direkt olarak Robin Van Persie’ye doğru hamle yapıyor.

Üstelik te sakatlayıcı bir şekilde.

Birgün önce Beşiktaş maçında Querasma’nın koşu yolunu kapatan defans oyuncusuna ceza olarak penaltı çalan Türk hakemleri, konu Fenerbahçe olunca o kadar cimri, o kadar kıpti ki, bütün dünyaya hakemlikte çifte standart nasıl olunur, bunu gösteriyorlar.

Bu akşam da öyle oldu.

Fenerbahçe bu akşam farklı galip gelerek aslında hakemi de kurtarmış oldu.

Fenerbahçe, şimdi milli maç arasına giriyor.

5 oyuncusu Türk Milli Takımı’na, 3 oyuncusu da ülke milli takımlarına gidiyorlar.   
      
Hocası ise, memleketine..

Daha önceki milli maç aralarında bu sıkıntıları çokça yaşayan, milli maç arasına formda girerken milli maç dönüşlerindeki bütün maçlarda puan kayıplarını yaşayan Fenerbahçe, milli maç dönüşü ise Galatasaray ile oynayacak.

Hem ligdeki varoluş maçlarından birisi olması, hem de rakibin Galatasaray olması açısından çok önemli bir maç.

Şimdilik eksik, Mehmet Topal.

Ozan Tufan’ın da olmadığı Fenerbahçe orta sahasında, büyük bir sıkıntı ve eksiklik.
Takımda her oyuncunun alternatifi olabilir belki, belki günü kurtarabilirler ama Mehmet Topal’ın olmadığı Fenerbahçe, hem savunmada, hem de savunmadan topu ileriye taşımada büyük sıkıntılar yaşar.

Karşılarında oynayacak oyuncuların Selçuk İnan, Tolga Ciğerci ve De Jong olduklarını düşünecek olursak, sanırız bütün Fenerbahçeliler daha şimdiden sıkıntı içerisindedirler.

Umarız ki Fenerbahçe’nin o akşam oynayacak oyuncusu, Mehmet Topal’ı aratmayacak bir oyun ortaya koyar.

Ve yine dileriz ki daha önceki Milli maç dönüşlerinde yaşadığı sıkıntıları, bu aradan sonra yaşamaz..

Akhisar Belediyespor: 1 - Fenerbahçe: 3

Stat: Manisa 19 Mayıs

Hakemler: Halil Umut Meler, Ali Saygın Ögel, Erdinç Sezertam

Akhisar Belediyespor: Fatih Öztürk, Tolga Ünlü, Serdar Kesimal, Caner Osmanpaşa, Ömer Bayram, Mervan Çelik (Dk. 59 Vaz Te), Sissoko, Nguemo, Muğdat Çelik (Dk. 78 Soner Aydoğdu), Özer Hurmacı, Rodallega

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Şener Özbayraklı, Kjaer, Skrtel, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal, De Souza, Lens (Dk. 79 Neustaedter), Volkan Şen (Dk. 59 Alper Potuk), Van Persie (Dk. 40 Emenike), Chahechouhe

Goller: Dk. 26 Van Persie, Dk. 65 Chahechouhe, Dk. 77 Fatih Öztürk (kendi kalesine) (Fenerbahçe), Dk. 90+3 Rodallega (Akhisar Belediyespor)

Sarı kartlar: Dk. 31 Mehmet Topal, Dk. 47 Volkan Şen, Dk. 66 Lens, Dk. 79 Chahechouhe (Fenerbahçe), Dk. 73 Serdar Kesimal, Dk. 88 Sissoko (Akhisar Belediyespor)


4 Kasım 2016 Cuma

Fenerbahçe : 2 - Manchester Unıted : 1 ( UEFA Avrupa Ligi 4.hafta maçı ) SAVULUN BRE GAFİLLER, FENERBAHÇE GELİYOR !!



Fenerbahçe, son haftalarda oynadığı futbolla lig yarışına yeniden ortak olmak isterken, UEFA Avrupa Ligi’nde de bu akşam aldığı galibiyetle yeniden söz sahibi konumuna geldi, gruptan çıkma adına.

Maçtan önce iki hafta önce İngiltere’de oynanan maçta olmayan ancak bu akşam sahada olan Moussa Sow ve özellikle de Jeremain Lens’ten çok çok şeyler bekliyordu Fenerbahçe taraftarı.

Her iki oyuncu da hem oynadıkları futbolla, hem de attıkları jeneriklik gollerle maça da damga vururken, İngiliz devi Manchester Unıted, yine bir Kadıköy akşamında hüsran yaşadı.

Gururlu ve mağrur Mourinho ile Zlatan İbrahimoviç, Kadıköy’de Fenerbahçe ile bir kez daha tanışırken, İbrahimoviç’in maçta yaptığı ahlak dışı davranışlar ise, Fenerbahçe taraftarının tepkisini çekti ve maç sonuna kadar da bu tepki devam etti.

2007-08 sezonunda dönemin kalburüstü takımı İnter ile İstanbul’a gelen İbrahimoviç, o maçta da tribünlerin büyük tepkisini çekmiş ve bir varlık gösterememişti.

Bu akşam da kaderine razı geldi kısacası.

Fenerbahçe, son haftalarda oynadığı olumlu oyunla bu maç öncesi favori olmasa da kolay lokma değildi en azından.

Ancak gruptan çıkma adına da kendi sahasındaki maçları kazanmak zorunda olduğunu biliyordu oyuncular.

İşte bu inançla sahaya çıktıklarında, maçın daha başında Moussa Sow’un en iyi yaptığı işlerden birisi, sırtı kaleye dönükken tek ayak üzerine yaptığı kendine özgü rövaşata ile Kadıköy çok erken ayağa kalkarken, erken gol de Manchester Unıted’in bütün oyun planlarını bozdu.

Yetmedi, bir de Pogba erken sakatlanarak oyun dışı kalınca, Fenerbahçe orta alanda en azından rakibiyle mücadele etme şansı yakaladı.

Ancak bütün takım olarak topun arkasına geçen Fenerbahçe, ilk yarının son bölümüne kadar topu tutmakta ve oyun kurmakta da zorluk çekti.

Bunda hem Manchester’in İbrahimoviç’i oyuna alması, hem de orta alanda Alper Potuk’un çok top kaybıyla oynaması etkiliydi.

Üstüne üstlük bir de defanstan çıkarken kaptırılan toplar ve pas hataları da Fenerbahçe’nin ileride çoğalmasına ve olgun atak geliştirmesine engel oldu.

İlk yarıda Fenerbahçe savunması, özellikle de Sktrel ile rakibine gol izni vermezken, Sktrel’in Rooney’in önünden aldığı top, tıpkı Feyenoord maçının son anlarında kaleye giden topa yaptığı hamleyi hatırlattı.
İkinci yarıda da Fenerbahçe kontrollü oynamayı ve yakaladığı kontraatakları değerlendirmek isteyen bir oyun anlayışı içerisindeydi.

Orta alanın yılmaz savaşçısı Mehmet Topal, ileriye çıktığı zamanlarda etkili olan bir oyuncu.

Maç içerisinde az ama öz çıkıyor.

Bu akşam da öyle oldu.

İleriye çıktığı bir anda kazandırdığı frikikte, Lens’in verdiği falso ve attığı gol, tıpkı 1998 Dünya Kupası’nda Roberto Carlos’un Fransa’ya attığı golü hatırlattı bizlere.

Neresinden bakarsanız bakın, o bölgeden öyle bir vuruş yapmak çok zordur.

Ancak Lens, mükemmel bir falsoyla topu  barajın adeta çevresinden dolaştırarak kaleye sokmayı başardı.
2-0 öne geçtikten sonra Fenerbahçe, Volkan Şen-Emenike değişikliğine gitti.

Aslında bu değişikliğin nedeni hem Emenike’nin süratinden faydalanmak, hem de sağ kanatta yorulan Volkan Şen’in yerine Moussa Sow takviyesini koyarak, defansif anlamda da bir tedbirdi.

Her ikisi de tuttu kalan dakikalar içerisinde.

Ama tutmayan, Emenike’nin bir türlü %100 gol olacak 3 pozisyonun golle sonuçlanmamasıydı.

Özellikle Jeremain Lens’in 69.dakikada sağ kanattan kale sahası içerisine gönderdiği topta, pozisyonun gelişimini dikkatle izlediğimizde Emenike önce öne doğru hareketleniyor, aniden karar değiştirerek arka direğe koşu yapıyor. Bu esnada da Lens topu kavisli gönderince topa yetişemiyor ve boş kaleye golü kaçırıyor.

İşte Emenike’nin bu savruk ve golden uzak oyun anlayışı, hemen her maçta böyle nüksediyor.

O pozisyonda başka bir forvet oyuncusu olsa, mesela ilk Manchester maçında Robin Van Persie’nin attığı gol, Emenike’nin pozisyonundan daha da zordu.

Çünkü önünde iki rakibi varken aralarına girerek golü atmıştı.

Hem de Emenike’nin ilk maçta attığı pas, Lens’in pası kadar yumuşak ve yerden de değildi.

Havadan ve sert gelen topu Robin Van Persie, doğru koşu ve zamanlamayla gol yapabiliyorken, Emenike bu beceriden yoksun.

Emenike’nin kaçırdığı gollerin üzerinde bu kadar durmamızın nedeni ise, gruptaki maçlar sonunda Manchester Unıted ile Fenerbahçe’nin olası puan eşitilikleri durumunda ortaya çıkacak sıralamanın, Manchester lehine olmasıdır.

Zira ilk maçta deplasmanda rakibine 4-1 mağlup olan Fenerbahçe, eğer İstanbul’da rakibini 3-0 mağlup edebilseydi, “gizli bir puanın sahibi olacaktı.”

Ve bu gizli bir puan da maçlar sonunda Fenerbahçe’yi yukarı taşıyacaktı.

Nihayetinde Fenerbahçe, kazanmak zorundaydı ve kazandı.

Şimdi sırada ve asıl hedef olan lig var.

Akhisar deplasmanında da umarız ki bu doğru oyun ve son haftalardaki galibiyet serisi devam eder.

Çünkü artık bu haftalardan sonra kaybedilecek her puanın, telafisi de gerçekten zor.

Stat: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi

Hakemler: Milorad Mazic, Milovan Ristic, Dalibor Djurdjevic (Sırbistan)

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Şener Özbayraklı, Kjaer, Skrtel, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal, De Souza, Alper Potuk (Dk. 82 Neustaedter), Lens, Volkan Şen (Dk. 68 Emenike), Sow (Dk. 87 İsmail Köybaşı)

Manchester United: De Gea, Darmian, Rojo, Blind, Shaw, Schneiderlin (Dk. 46 Mata), Herrera, Pogba (Dk. 30 Ibrahimovic), Rashford (Dk. 61 Mkhitaryan), Martial, Rooney

Goller: Dk. 2 Sow, Dk. 59 Lens (Fenerbahçe), Dk. 89 Rooney (Manchester United)

Sarı kartlar: Dk. 12 Schneiderlin, Dk. 18 Herrera, Dk. 73 Mata (Manchester United), Dk. 43 Volkan Demirel, Dk. 55 Alper Potuk, Dk. 71 Skrtel, Dk. 84 Şener Özbayraklı, Dk. 90+5 De Souza (Fenerbahçe)

3 Kasım 2016 Perşembe

Fenerbahçe : 73 - Unıcs Kazan : 81 ( Turkish Airlines Euroleauge 5.hafta maçı )



Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı, Turkish Airlines Euroleauge 5.hafta maçında, Ali Muhammed 23, Vesely 17, Datome 12, Sloukas 10, Nunnally 6, Udoh 3, Antic 2’ten oluşan kadrosuyla, Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena’da, Rusya’nın Unıcs Kazan takımına 83-71 mağlup olurken, Euroleauge’de 24 maç aradan sonra kendi sahasında mağlubiyet yaşadı.


Karşılaşmayı; Başkan Aziz Yıldırım, Asbaşkanlar İlhan Ekşioğlu, Ozan Balaban, Tahir Sarıoğlu ve Önder Fırat ile Yönetim Kurulu Üyesi Selim Kosif te izledi.

Çeyrek Skorları:

1. Çeyrek: 20-15 (UNICS Kazan)
2. Çeyrek: 24-23 (Fenerbahçe)
3. Çeyrek: 23-20 (Fenerbahçe)
4. Çeyrek: 18-11 (UNICS Kazan)

Skor Dağılımımız: A.Muhammed 23, Vesely 17, Datome 12, Sloukas 10, Nunnally 6, Udoh 3, Antic 2.

Fenerbahçe : 69 - BLMA : 63 ( FIBA Kadınlar Avrupa Ligi A Grubu 2.hafta maçı )



Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı, FIBA Avrupa Bayanlar Ligi A Grubu 2.hafta maçında, Pelin Bilgiç 4, Birsel Vardarlı Demirmen 6, Anastasiya Verameyenka 7, Jantel Lavender 9, Sandrine Gruda 23, Alexandria Quigley 4, Shekinna Stricklen 16’ten oluşan kadrosuyla, Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena Metro Enerji Salonu’nda, Fransa’nın BLMA takımını 69-63 mağlup ederek, gruptaki 2.galibiyetini aldı.

Karşılaşmayı; Başkan Aziz Yıldırım, Asbaşkanlar İlhan Ekşioğlu, Ozan Balaban, Tahir Sarıoğlu ve Önder Fırat ile Yönetim Kurulu Üyeleri Selim Kosif ve Cenk Başak ta izledi.


Çeyrek Skorları:
1.Çeyrek: 18-20
2.Çeyrek: 14-11
3.Çeyrek: 27-14
4.Çeyrek: 10-18

Fenerbahçe: Pelin Bilgiç 4, Birsel Vardarlı Demirmen 6, Anastasiya Verameyenka 7, Jantel Lavender 9, Sandrine Gruda 23, Alexandria Quigley 4, Shekinna Stricklen 16.
 

1 Kasım 2016 Salı

Sakaryaspor : 0 - Fenerbahçe : 1 ( Bölgesel Gelişim U19 Ligi 1.Bölge B Grubu 8.hafta maçı )



Fenerbahçe U19 Futbol Takımı, Bölgesel Gelişim U19 Ligi 1.Bölge B Grubu 8.hafta maçında, deplasmanda Sakaryaspor’u 1-0 mağlup ederken, golünü Mahsun attı. Fenerbahçe U19 Futbol Takımı, ligin 8.haftasını liderin 4 puan gerisinde 14 puanla 2.sırada tamamladı.

Sakaryaspor : 2 - Fenerbahçe : 2 ( Bölgesel Gelişim U15 Ligi 1.Bölge B Grubu 8.hafta maçı )



Fenerbahçe U15 Futbol Takımı, Bölgesel Gelişim U15 Ligi 1.Bölge B Grubu 8.hafta maçında, deplasmanda Sakaryaspor ile 2-2 berabere kalırken, gollerini Ferhat (Dk.41) ile Eyüp (Dk.60) attı. Fenerbahçe U15 Futbol Takımı, ligin 8.haftasını liderin 2 puan gerisinde 19 puanla 2.sırada tamamladı.

Fenerbahçe : 1 - Sakaryaspor : 0 ( Bölgesel Gelişim U14 Ligi 1.Bölge B Grubu 8.hafta maçı )



Fenerbahçe U14 Futbol Takımı, Bölgesel Gelişim U14 Ligi 1.Bölge B Grubu 8.hafta maçında, Dereağzı Lefter Küçükandonyadis Tesisleri’nde Sakaryaspor’u 1-0 mağlup ederken, golünü Ahmet (Dk.26) attı. Fenerbahçe U14 Futbol Takımı, ligin 8.haftasını liderin 3 puan gerisinde 2.sırada tamamladı.