Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Siyahın yanında yeşil.. Ortak renkleriyse beyaz..

Fenerbahçe, 2009-10 sezonunu son maçta 1 gol fark ile şampiyon olarak tamamlayamadı ya..

Bütün ülke güllük gülistanlık..

Ne anamuhalefet partisinin 20 yıllık lider değişimi, ne Zonguldak'ta 1000 metre derindeki 30 can..

Varsa yoksa Fenerbahçe ve yanılgıya düşen son dakika taraftarları..

Bütün bu hengame arasında yavaş yavaş "kokusu çıkmaya başladı" Bursaspor'un şampiyonluğunun..

Bir "büyük takımın" kalecisinin,diğer meslektaşlarını arayarak "başarı" dileklerinde bulunması.. Bu konuşma ve mesajlaşmalardan Beşiktaş JK'nün de haberdar olmuşçasına resmi internet sitelerinden yaptığı açıklamada;



"Oyuncumuz Rüştü Reçber, 24 saatini kulübü için harcayan bir sporcu olarak başka takımlardaki meslektaşlarıyla onların maçlarında korkmadan ve cesurca oynamalarıyla ilgili telefon görüşmesi veya şahsi görüşme yapması kadar doğal bir şey yoktur. Oyuncular arasında bu tür diyaloglar her zaman olmuştur, bundan sonra da olacaktır." cümlelerini kullanmakta bir sakınca görmemeleri..

Rüştü Reçber'in bu iddialar karşısında "ispat etsinler futbolu bırakırım" sözlerini canlı yayında kullandığı sıralarda, Beşiktaş JK resmi internet sitesinin yukarıdaki açıklamayı yaparak, adeta kendi oyuncusunu tekzip etmesi..

Ve Rüştü Reçber'in sözünü nasıl tutacağını, futbolu ne zaman ve hangi şartlarda bırakacağının büyük bir merakla beklenmesi..



Şampiyon takımın bir oyuncusunun Bursaspor TV'de "Trabzonspor kalecisi Onur ile maçtan önce konuşmuştum ve bu maçta gol yeme, sana ne istersen alırım, O da benden Amerika tatili istemişti, sözümü tutacağım" derken pişkin pişkin gülmesi..



Ve bu konuşma esnasında yanlarında bulunan Bursaspor'un Reklam ve Pazarlamadan sorumlu yöneticisi İlhan Uslu'nun "aynen öyle" diye futbolcusu Ozan İpek'i tasdik etmesi.. Daha sonra da muhabire dönerek "şikeye girer, kes bunu, verme, yayınlama" derken bile pişkinliğinden ödün vermemesi..

Yine başka bir Bursasporlu futbolcunun "Trabzonsporlu Egemen, Giray ve Onur ile maçtan önce konuşmuştuk, sözlerini tuttukları için teşekkür ederiz" laflarını canlı yayında kullanma fütursuzluğunda bulunması, bu durumun "deli cehaleti" olarak kabul edilmesi..

Yıllarca Fenerbahçe takımı kaptanlığını yapan, milli takıma kadar yükselen ve milli takım kaptanlığını yapan, Fenerbahçe sayesinde cebi para, kariyeri itibar gören bir futbolcu düşünün.. Ve sonrasında temsil ettiği "Şerefli" duruşları "Hakkı" ile sunan ve gösteren bir camianın geçmişte Bursaspor ile yaşamış olduğu husumetin de son bulmasına neden olan maçın öncesi ve sonrasında yaşananlar, yaşatılanlar, konuşulanları düşünün.. Hepsi Bursaspor'un bu şampiyonluğunun nasıl "alınlarının akıyla" gerçekleştiğinin de aslında birer isbatıdır.

Şimdiki şampiyonun yıllar önce nasıl ve hangi şartlarda "küme düşürüldüğü" hatırlanırsa, yıllardan beri süregelen "Teksas-Çarşı" kavgasının bütün tribünlere sirayet ettiği, deplasmana taraftar dahi götürülemediği, hatta bu durumun pankartlar halinde tribünlerde yer bulduğu günler artık geride kaldı..



Müjdeler olsun.. Büyük barış sağlandı ve önümüzdeki sezondan sonra hem Dolmabahçe'de, hem de Heykel'de statlar daha bir şenlenecek.. Siyahın yanında yeşil olacak.. Ortak renkleri ise beyaz..

Fenerbahçe, geçmişte de şampiyonlukları son haftalarda kaybetmiş veya son haftalarda kazanmıştır. Bu, ne bir ilk, ne de son olacaktır.

Ancak Fenerbahçe'nin tarihinde böylesine çetrefelli maçlar yoktur, birbirine yakarma ve yalaşmayla birlikte yılışma da yoktur. Geçtiğimiz sezon örneğinde yaşandığı gibi hiçbir iddiası olmadığı halde son hafta maçında Trabzonspor'u deplasmanda 2-1 mağlup ederek Sivasspor'un Şampiyonlar Ligine katılmasının önünü açmış, hiçbir dedikodunun da yapılmasına fırsat dahi vermemiştir.

Hani İslam Çupi'nin bir lafı vardır ya..

"Fenerbahçe büyüklüğü ne kupa, ne de şampiyonluk büyüklüğüdür. Fenerbahçe büyüklüğü, başka bir büyüklüktür. Adı konamaz.."

İşte o kadar..

Kendilerini "büyük sanıp ta her sezon biraz daha küçülenler düşünsün."

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Şaka mısın, kâbus mu? Yoksa sen Daum musun?

2005-06 sezonu, hiç hatırlanmak istenmeyen bir sezondur kuşkusuz Fenerbahçeliler için.

O sezon başında Fenerbahçe'nin Konya deplasmanında yaşanan hakem rezaletinin arkasından başlatılan "multivizyonlu" basın toplantıları ve "üçüz pankartlar" neticesinde oluşturulan atmosfer sonucu, Fenerbahçe şampiyonluğu Denizli'de "bırakmak zorunda" kalmıştı. Adeta 5 Ekim 2005 tarihinde oynanan Konyaspor-Fenerbahçe maçının "diyetini" ödemişti, "ödettirilmişti."

Bir sonraki sezon Fenerbahçe'nin 100.kuruluş yıldönümüydü ve kaybedilen şampiyonluğun hemen ertesi günü, Fenerbahçe taraftarı büyük bir fedakarlık göstererek Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda "kombine kuyruğuna" girmiş, büyüklüğünü bir kez daha ispatlamıştı.

Fenerbahçe'nin 100. yılının da olmasının katkısıyla, Denizli'de bırakılan şampiyonluk kupası, yine bir Ege kentinde, İzmir'de Fenerbahçe'nin oluyordu. Ve Fenerbahçe, 100.yılını şampiyon olarak tamamlamıştı.

Sonraki 2 sezon için Fenerbahçe'nin ligde şampiyonluklara uzak olmasının çok çeşitli nedenleri mutlaka vardır, ilk sezonunda yani 2007-08 sezonundaki bariz hakem hataları, 2008-09 sezonundaki bariz yönetim ve teknik adam hatalarıyla birleşince Fenerbahçe, şampiyonluktan uzak 2 yıl geçirmişti.

Ve bütün bu geçmişin senteziyle birlikte Fenerbahçe, 2009-10 sezonuna başladı, büyük umutlarla..

Ancak bu umutlar, belki de ilk günden "umutsuzluğa" dönüştü birçok insan için.

Zira takımın başına, Fenerbahçe'yi daha önce şampiyon yapmasına (!) rağmen yine bu takımla son sezonunda bir hafta içerisinde 2 kupa kaybeden Christoph Daum getirilmişti ve şampiyonluk "hayali" Daum ve O'nun sevgili oğlu Marcel Daum'un "özverili çalışmalarına" bırakılmıştı.

"Aynı suda iki defa yıkanılmaz" ve "Eskiye rağbet olsaydı, bit pazarına nur yağardı" ilke ve gerçeğini görmezden gelerek Daum ile yeniden sözleşme yapıldığı gün, aslında Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı geleceğini de bir bilinmeze doğru yönlendirilmiş oldu.

Zira 2006 da Denizli'de bırakılan o Daum ile 2010 da Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda maçın bitimine sayılı dakikalar olmasına rağmen sahada oynayan futbolculara prangadan başka birşey olmayan, yanında Türkiye liglerinde gol kralı olmuş 2 oyuncusu olduğu halde 83.dakikada forvet çıkartıp forvet alacak kadar "statik düşünen" bu Daum arasında hiçbir fark yoktu.



Dolayısıyla 2005-06 sezonundan gerekli dersi çıkarmayan, çıkartamayan ve bu konuda hiçbir çabası olmadığını 2009-10 sezonu içerisinde defalarca kanıtlayan Daum ile bu sezonki şampiyonluğun gelmesi düşüncesi bile çok ütopik bir düşünceydi ve gerçekleşmedi. Gerçekleşmesi beklenemezdi de zira.

Geride bıraktığımız sezonda Fenerbahçe'nin kazandığı 23 maçtan tam 12 tanesi "tek farkla" sonuçlanmış. Yani bir başka ifadeyle Fenerbahçe taraftarı 90+4 ler oynanırken bile adeta ölmüş ölmüş dirilmiş, tribünde ve ekran başında..

Özellikle ligin ikinci yarısının başlangıcında tam 7 hafta Fenerbahçe, maç kazanamamış. Bu süreçte UEFA Avrupa Ligi'nden elenmek te cabası.

Manisaspor deplasmanında 85.dakikaya kadar galipken 90+4 te beraberlik golünün bulunması, Bursaspor'a Kadıköy'de 2-0 galibiyetten önce 2-1 e, sonra da 83.dakikadan sonra 3-2 geriye düşüp kaybedilen maç (asıl şampiyonluk o maçtan sonra kaybedildi) İBB maçında yapılan kadro seçimi ve taktik hatalar, Gençlerbirliği deplasmanında sanki ligi bitiren bir takım havasındaki oyun, yine Kadıköy'deki Diyarbakırspor maçında anlamsız tercihler ve neticesinde beraberlik golünün 90+3 lerde atılması sonucu gelen 1 puan karşısındaki tarifsiz sevinç gösterileri v.s.

Fenerbahçe, şampiyonluğu Trabzonspor maçında kaybetmedi bakıldığı zaman.

Sezon içerisinde yaşadığı, daha doğrusu teknik adamı tarafından yaşatılmak zorunda bırakıldığı komik denecek kadar Fenerbahçe kulübesine yakışmayacak "skandal" kararların takım üzerindeki olumsuz etkileri neticesinde kaybetti şampiyonluğu.

Ligin sonuna gelindiği dönemde Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı'nın Turkcell Süper Ligde kullandığı penaltı sayısı sadece 1. Yazıyla BİR (3-1 lik Galatasaray maçı)

Ve maç maç incelendiği zaman Fenerbahçe takımına verilmeyen, çalınmayan penaltılar, haksız kararlar neticesinde kaybedilen puanlar da işin cabası.

Bir Kasım akşamı Eskişehir'de "Kulüpler Birliği'nden istifa ediyorum, göreceksiniz bundan sonra Fenerbahçe'nin haklarını nasıl koruyacağım" düşüncesiyle hareket edenler, Bursaspor'un bu ilk şampiyonluğunda da önemli bir katkıya sahiptir kuşkusuz.

Zira yeniden başkanlığına geçtiği Kulüpler Birliği Vakfı kararları neticesinde yapılan TV yayın ihalesinde Türk futboluna aktarılan sıcak para getirisi de Bursasppor'un iştahının daha fazla oluşmasına neden olmuştur.

Ve de "o hep rakip taraftarlar" tarafından horlanan, dışlanan, hakaret mesajlarına maruz kalan ama yaptığı icraatlarıyla da "Türk futbolunu kurtarma" sevdasına girişen Aziz Yıldırım'dır bunun bir numaralı mimarı..

"Olsun, Türk futbolu kurtulsun da Fenerbahçe feda olsun."

Türk futbolunu kurtarma adına yapılanların acaba 10/1 i Fenerbahçe'nin saha içi ve saha dışı olaylar karşısında düştüğü mağduriyet karşısında yapılsaydı, bugün ligin şekli nasıl olurdu, düşünmeden de edemiyor insan..

Ez-cümle;

Fenerbahçe'nin bu şampiyonluğu kaybetmesinin bir numaralı nedeni, takımın başına geçmişten asla ve asla ders almayan, daha doğrusu geçmişte görev yaptığı dönemde bile bu camiaya hiçbir katkısı olmayan, (kazanılan 2 şampiyonlukta Pierr Van Hooıjdonk ve Alex De Souza'nın kişisel gayretlerinin ne kadar olduğu, hafızalarda tazeliğini korumaktadır.) Daum'u yeniden işbaşına getiren Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetimi'dir ve verilen bu görevin büyüklüğünü, tıpkı geçmişte yaptığı gibi idrak edemeyerek Fenerbahçe'nin büyüklüğü karşısında ezilen, dik duramayan, kararlarını sağlıklı veremeyen ve olası krizi yönetemeyen Daum'dur..

Ve Fenerbahçe, 4 yılda 2.büyük travmayı kaldıramaz, bu kaçan şampiyonluk Fenerbahçe'nin önündeki en az 5 yılı da heba etmiştir.

Tarihe tekerrürdür diyorlar, hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Rekabet mi rezalet mi? Adını siz koyun. Buyrun 2009-10 Fenerbahçe-Galatasaray bilançosu: 29-4

Fenerbahçe Spor Kulübü'nün 103 yıllık tarihindeki en büyük rakibi, hiç kuşkusuz ki Galatasaray Spor Kulübü'dür. Bu rekabet, 100 yıldır bütün branşlara sirayet ettiği gibi zaman zaman ferdi sporlarda da rekabet ön planda tutulmuştur ve bu rekabetten Türk sporu kazançlı çıkmıştır bütün alanlarıyla.

Ancak son yıllarda Fenerbahçe Spor Kulübü'nün bütün branşlarda yaptığı yatırım ve atılım, hemen hemen her sezon hep Fenerbahçe'nin açık ara üstünlüğüyle sona ermiştir.

Mesela Fenerbahçe, kuruluşunun 100.yılını kutlarken Galatasaray ile o sezon bütün branşlarda oynanan 14 maçın tamamını kazanmıştır. Ve bu büyük bir gurur kaynağıdır kuşkusuz ki Fenerbahçeliler için.



İşte bu tablonun bir benzeri, bu sezon yaşanmıştır ve bu sezon bütün "takım sporlarında" (Futbol-Basketbol-Voleybol-Futbol Altyapı) Fenerbahçe ile Galatasaray takımları arasında oynanan toplam 37 maçın tam 29 unu Fenerbahçe kazanırken Galatasaray ise sadece Basketbol Bayanlar Türkiye Kupası Final maçı ile A2 Futbol Ligi'nde 2, U16 Ligi'nde ise 1 olmak üzere toplam 4 maçı kazanmış, yine futbol altyapılarda oynanan 4 müsabaka da berabere bitmiştir.

Aşağıda çok geniş detaylarıyla bulacağınız müsabakalar ve sonuçları dikkate alındığında, Fenerbahçe'nin bütün branşlarda rakibine karşı çok "ezici" bir üstünlüğünün olduğu görülecek ve aslında bu öteden beri süregelen serüvenin adının, "rekabetten" ziyade rakip yöneticiler, sporcular ve taraftarlar için bir "eziyet" olarak konmasında bizce hiçbir beis yoktur ve aslında öyle de olmalıdır.

İsterseniz hep beraber bakalım 2009-10 sezonunda oynanan Fenerbahçe-Galatasaray arasındaki Futbol, Basketbol,Voleybol ve Altyapı maçlarına;

FUTBOL (Turkcell Süper Lig)

1- 25 Ekim 2009- Şükrü Saraçoğlu Stadı

Fenerbahçe-Galatasaray : 3-1





2- 28 Mart 2010 - Ali Sami Yen Stadı

Galatasaray- Fenerbahçe : 0-1





BASKETBOL ERKEKLER

Beko Erkekler Basketbol Ligi

3- 15 Kasım 2009 / Ahmet Cömert Spor Salonu

Galatasaray Cafe Crown- Fenerbahçe Ülker : 0-20





Cemal Nanga'yı cezalı olduğu halde başka bir forma ile oynattığı için hükmen mağlup olan ve maç skoru tescil edilmeyerek 20-0 Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı lehine sonuçlanan maç. Ve tribünlerde yaşanan olaylar nedeniyle de unutulmayacak maçlardan birisi.



4- 27 Şubat 2010 / Abdi İpekçi Spor Salonu

Fenerbahçe Ülker-Galatasaray Cafe Crown : 81-77





BASKETBOL BAYANLAR

Beko Bayanlar Basketbol Ligi

5- 30 Kasım 2009 / Ahmet Cömert Spor Salonu

Galatasaray-Fenerbahçe : 77-84





6- 07 Mart 2010 / Caferağa Spor Salonu

Fenerbahçe-Galatasaray : 76-62





Beko Bayanlar Basketbol Ligi Play Off Serisi

7- 06 Mayıs 2010 / Caferağa Spor Salonu - Play Off Final Serisi 1.maç

Fenerbahçe- Galatasaray : 57-51





8- 08 Mayıs 2010 / Caferağa Spor Salonu - Play Off Final Serisi 2. maç

Fenerbahçe-Galatasaray : 61-56





9- 11 Mayıs 2010 / Abdi İpekçi Spor Salonu Play Off Final serisi 3.maç

Galatasaray-Fenerbahçe : 78-82





FENERBAHÇE BAYAN BASKETBOL TAKIMI, 2009-10 SEZONU BEKO BAYANLAR BASKETBOL LİGİ ŞAMPİYONU

BAYANLAR BASKETBOL TÜRKİYE KUPASI FİNALİ

10- 28 Mart 2010 / Banvit Karaali Spor Salonu

Galatasaray-Fenerbahçe : 57-55






VOLEYBOL ERKEKLER

Aroma Erkekler Voleybol Ligi

11- 10 Ekim 2009 / TVF 50.Yıl Spor Salonu

Galatasaray-Fenerbahçe : 2-3



12- 09 Ocak 2010 / TVF 50.Yıl Spor Salonu

Fenerbahçe-Galatasaray : 3-1





VOLEYBOL BAYANLAR

Aroma Bayanlar Voleybol Ligi

13- 18 Ekim 2009 / TVF 50.Yıl Spor Salonu

Galatasaray-Fenerbahçe Acıbadem : 0-3





14- 16 Ocak 2010 / TVF 50.Yıl Spor Salonu

Fenerbahçe Acıbadem- Galatasaray : 3-0





Aroma Bayanlar Voleybol Ligi Play Off Yarı Final Serisi

15- 24 Nisan 2010 / TVF 50.Yıl Spor Salonu

Fenerbahçe Acıbadem-Galatasaray : 3-0





16- 27 Nisan 2010 / TVF 50.Yıl Spor Salonu

Galatasaray-Fenerbahçe Acıbadem : 0-3





17- 28 Nisan 2010 / TVF 50.Yıl Spor Salonu

Galatasaray-Fenerbahçe Acıbadem : 0-3

Fenerbahçe Acıbadem, Aroma Bayanlar Voleybol Ligi'nde finale yükseldi





VOLEYBOL BAYANLAR TELEDÜNYA TÜRKİYE KUPASI ÇEYREK FİNAL SERİSİ

18- 23 Aralık 2009

Galatasaray-Fenerbahçe Acıbadem : 3-0





19- 16 Mart 2010 / TVF 50.Yıl Spor Salonu

Fenerbahçe Acıbadem-Galatasaray : 3-1

Fenerbahçe Acıbadem, Teledünya Türkiye Kupası'nda yarı finale yükseldi.




ALTYAPILAR

FUTBOL


A2 FUTBOL LİGİ

20- 14 Ekim 2009 / Fenerbahçe Lefter Küçükandonyadis Spor Tesisleri

Fenerbahçe A2-Galatasaray A2 : 1-0

21- 15 Aralık 2009 / Florya Metin Oktay Tesisleri

Galatasaray A2-Fenerbahçe A2 : 0-0





22- 03 Mart 2010 / Fenerbahçe Lefter Küçükandonyadis Spor Tesisleri

Fenerbahçe A2 -Galatasaray A2 : 0-1





23- 04 Mayıs 2010 / Florya Metin Oktay Spor Tesisleri

Galatasaray A2-Fenerbahçe A2 : 1-0



U15 YAŞALTI AKADEMİ LİGİ MARMARA GRUBU

Coca Cola Akademi U15 Ligi Marmara

24- 24 Ekim 2009 / Florya Metin Oktay Spor Tesisleri

Galatasaray U15-Fenerbahçe U15 : 1-2



25-02 Ocak 2010 / Fenerbahçe Lefter Küçükandonyadis Spor Tesisleri

Fenerbahçe U15-Galatasaray U15 : 2-2





U14 YAŞALTI AKADEMİ LİGİ MARMARA GRUBU

Coca Cola Akademi U15 Ligi Marmara

26- 24 Ekim 2009 / Florya Metin Oktay Spor Tesisleri

Galatasaray U14-Fenerbahçe U14 : 3-5



27- 02 Ocak 2010 / Fenerbahçe Lefter Küçükandonyadis Spor Tesisleri

Fenerbahçe U14 Yaşaltı-Galatasaray U14 Yaşaltı : 4-2





U16 AKADEMİ LİGİ MARMARA GRUBU

Coca Cola Akademi Ligi Marmara Grubu

28-27 Aralık 2009 / Fenerbahçe Lefter Küçükandonyadis Tesisleri

Fenerbahçe U16-Galatasaray U16 : 1-3



29- 07 Ocak 2010 / Florya Metin Oktay Spor Tesisleri

Galatasaray U16-Fenerbahçe U16 : 1-1



30- 21 Şubat 2010 / Florya Metin Oktay Spor Tesisleri

Galatasaray U16-Fenerbahçe U16 : 0-0



BASKETBOL

GENÇ ERKEKLER BASKETBOL LİGİ

31- 30 Mart 2010

Fenerbahçe Ülker Genç Erkekler-Galatasaray Cafe Crown Genç Erkekler : 94-81



KÜÇÜK ERKEKLER BASKETBOL LİGİ

32- 29 Aralık 2009

Fenerbahçe Ülker Küçük Erkekler-Galatasaray Cafe Crown Küçük Erkekler : 62-43



33- 04 Şubat 2010

Fenerbahçe Ülker Küçük Erkekler-Galatasaray Cafe Crown Küçük Erkekler : 91-55



34- 22 Mart 2010

Fenerbahçe Ülker Küçük Erkekler-Galatasaray Cafe Crown Küçük Erkekler : 80-60



YILDIZ ERKEKLER BASKETBOL LİGİ

35- 26 Ekim 2009

Fenerbahçe Ülker Yıldız Erkekler-Galatasaray Cafe Crown Yıldız Erkekler: 63-59



36- 15 Aralık 2009

Fenerbahçe Ülker Yıldız Erkek -Galatasaray Cafe Crown Yıldız Erkek : 62-56



VOLEYBOL

KÜÇÜK BAYANLAR VOLEYBOL LİGİ

Küçük Bayanlar Voleybol Ligi Final Grubu

37- 28 Şubat 2010

Fenerbahçe Küçük Bayanlar-Galatasaray Küçük Bayanlar : 3-0