Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

2 Mayıs 2011 Pazartesi

"Günahların ikilisi"



Nazım Hikmet'in unutulmaz dizelerindendir;

"Bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?"

Abidin Dino çizdi mi çizmedi mi bilemeyiz ancak bildiğimiz bir gerçek var ki, o da

Mutluluğun resmi şu anda, Trabzon'da..

Ama ne mutluluk....

Haftalardan beri allayanlar, pullayanlar, sallayanlar, "yollayanlar" yalaşanlar, yılışanlar, yalvaranlar, yakaranlar...

Hepsi ama hepsi orada..

Yetmedi, bu akşam meyvelerini yemeğe "devam ettiler."

Rezaletin daniskasını izledi bu akşam bütün Türkiye..

Ama aynı akşam, Türkiye'nin başka bir bölgesinde ise büyük bir güzelliği de izledi "gören gözler."

Bir yanda "Günahların Takımı" diğer yanda "İnandık Size"

Bir yanda her türlü rezilliği, çirkinliği, iftirayı ve aşağılanmayı, diğer yanda ise kutsiyeti, gururu, güveni ve gıptayı barındıran görüntüler..

İşte iki farklı stadda iki farklı görüntü sergileniyorken, saha içerisinde de farklı görüntüler sergileniyordu..

Trabzonspor'un şu anda Fenerbahçe'ye "rakip olmasına" imkan, hatırlanacağı gibi 4 hafta önce Kadıköy'de oynanan Fenerbahçe-Bursaspor maçında, o maçın hakemi Kuddusi Müftüoğlu tarafından verilmişti..

Yine hatırlanacağı gibi o maçta Semih Şentürk'e yapılan çok net bir penaltıyı vermeyen Kuddusi, maçı 0-0 a "bağlamış" ve Trabzonspor'u yarışın içinde "tutmuştu."

Yine 2 hafta önce Kadıköy'de "meydan muharebesine" çıkan "Tolunay'ın fedaileri" bu akşam Trabzon'da "gölge markajındaydılar."

Tabi Tolunay da..

Ha bu arada "Centilmen Başkanı" unutmayalım..

Gerçi bu akşam göremedik "cemalini."

Acaba şu anda ne yapıyor dersiniz?

Ceza sahasının 1.5 metre dışından kazandıkları penaltı üzerine, FİFA'ya oyun kurallarının değişmesi ve penaltı kazanma sınırını orta sahaya çekme konusunda görüş bildirmenin muhasebesini mi yapıyordur, yoksa Cüneyt Çakır gibi bir hakeme sahip oldukları için "gurur mu" duyuyordur?

Veya, taraftarının çok ince "zekası ile" keşfettikleri ve büyük bir "gururla" sergiledikleri pankarta bakıp keyifleniyor mudur?

Böylesine iğrenç, böylesine aşağılık oyunların oynandığı bir ligde Fenerbahçe, her sezon şampiyonluğa oynadığı için "büyüktür."

İslam Çupi'nin söylediği gibi "Şampiyonluk büyüklüğü değildir." O'nun büyüklüğü..

Sizler,

Sadri Şenerler, Burak Yılmazlar, Cüneyt Çakırlar, Kuddusi Müfüoğulları...

"Kısa çöpün, uzun çöpten hakkını isteyeceği" günü bilir misiniz?

Eminiz ki bilirsiniz..

Ama bir şeyi daha bilmeniz gerekiyor:

O da,

O büyük gün, iki elimizin iki yakanızda olacağıdır..

Vesselam...

1 Mayıs 2011 Pazar

Fenerbahçe : 2 - İstanbul Büyükşehir Belediyesi : 0 (Spor Toto Süper Lig 31.hafta maçı)



Fenerbahçe, ligin bitimine 3 hafta kala, şampiyonluk koşusuna devam ediyor..

Sezonun ikinci yarısındaki "önlenemez" yükselişi, bu akşam da İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde devam ederken, maçın hemen başında gelen gol, işleri daha da kolaylaştırdı.

Son haftalardaki ideal kadrosundan Niang ve Dia gibi iki önemli eksiğine rağmen, yine son haftaların formda ismi Stoch'un getirdiği dinamizm, ilk dakikalarda kendisini fazlasıyla hissettirdi.

Tribünlerde yeralan Barcelona izleme komitesi üyelerinin varlığı, Gökhan Gönül üzerinde sanki daha fazla bir motive unsuru oluşturmuştu..

90 dakika boyunca o kadar fazla koştu ki, maçı çıplak gözle izleyenler görmüştür, maçın son dakikalarında topsuz alanlarda sürekli olarak çömeldi ve dinlenerek nefes alma yönünü tercih etti.

Yobo ve Lugano, geçen hafta yapmış oldukları hataların uzağında, garanti oyunu tercih ederken, özellikle Lugano, çok kritik müdahalelerle birçok rakip atağını başlamadan engelledi.

Orta sahada, Emre ve Baroni'nin sarı kart sınırında oynamalarına rağmen, garanti ve prese dayalı futbolu tercih etmeleri, Emre'nin yine rakibe aman vermeyen presi, zaman zaman Baroni'nin boş alanları etkili driplinglerle geçmesi, geçen haftalarda alışkın olmadığımız görüntüler sergiledi.

Sol kanatta zaman zaman Stoch'un savunma yapmadan oynamasına rağmen, hücumdaki etkinliği, sağ kanatta Gökhan Gönül ve Mehmet Topuz'un yine her zamanki gibi uyumlu futbolu Fenerbahçe'yi oyunun ilk yarısında çok net pozisyonlara soktu.

Özellikle Semih'in değerlendiremediği net fırsatlara gol olsa, belki de Fenerbahçe, sezonun en farklı galbiyetini daha ilk yarı bitmeden elde etmiş olacaktı.

Alex, yine "ince işçilik" sergilediği gecede, Gökhan Gönül'ün müthiş asistini golle süsledi..

Kadıköy'de tribünler, uzun zaman sonra ilk defa müthiş coşkulu idi. Bütün tribünler tıklım tıklım dolarken, maçtan önce sahaya tek başına çıkan Guiza'ya gösterilen sevgi gösterileri ise, Fenerbahçe taraftarının vefasıydı.

Maçın ikinci yarısında, biraz da skor rahatlığı ile oynayan Fenerbahçe, Semih, Alex, Andre Santos ve Stoch ile net fırsatları değerlendiremezken, önümüzdeki haftaya ceza sınırında olan tam 6 futbolcusunu da taşımayı başardı.

Artık son haftalarına girdiğimiz ligde, en ufak hataya bile yer yok hiç kuşkusuz ki.

Bu bilinçte olan futbolcular da, gereksiz bir kartla takımı yanlız bırakmadan geceyi tamamladı.

Şimdi önümüzde, belki da kalan 3 maç içerisindeki en zor 90 dakika var..

Fenerbahçe'nin, önümüzdeki hafta rakibi Karabük.

Ve Karabük Stad zemini..

Geçen hafta Bucaspor maçındaki kötü futbolda, maçtan sonra Alex'in de söylediği gibi saha zemininin etkisi vardı..

Şimdi daha büyük bir tehlike bekliyor Fenerbahçe'yi Karabük'te..

Zira Karabük Stadı zemini, Atatürk Stadı zemininin çok çok daha beteri ve Fenerbahçe gibi teknik futbolcuların fazla olduğu takımlara, en büyük rakip bu zemin..

Kalan 270 dakikada Fenerbahçe, istediğini alabilecek güçte ancak, bu akşam Trabzon'da yaşanılanlar bir kez daha gösterdi ki, Fenerbahçe'nin rakibi sadece o hafta kendisi karşısında oynayan takımlar değil..

Fenerbahçe, aynı haftada 3 takımla birden mücadele ediyor..

Hem kendi maçındaki rakiple, hem Trabzonspor ile, hem de Trabzonspor'un rakibi ile..

Hem saha içerisinde, hem saha dışında amansız bir mücadele içerisine giren Fenerbahçe, inanıyor ve diliyoruz ki hakettiği şampiyonluğu sezon sonunda kazanacaktır..

Darısı, önümüzdeki haftalara..

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Hakemler: Fırat Aydınus, Serkan Ok, Alexks Taşçıoğlu

Fenerbahçe: Volkan, Gökhan Gönül, Lugano, Yobo, Andre Santos, Mehmet Topuz, Cristian, Emre, Stoch (Dk. 71 Güiza), Alex (Dk. 87 Gökay), Semih (Dk. 71 Caner)

Büyükşehir Belediyespor: Oğuzhan, Rızvan, Can, Metin, Ekrem, Mahmut, İbrahim Akın (Dk. 59 Ali Güzeldal), Cihan (Dk. 67 Efe), Holmen, Holosko (Dk. 81 Tevfik), Tum

Goller: Dk. 2 Stoch, Dk. 45 Alex (Fenerbahçe)
Sarı Kart: Dk. 81 Ekrem (Büyükşehir Belediyespor)

Fenerbahçe Ülker : 36 - Efes Pilsen : 54 (Küçük Erkekler Türkiye Şampiyonası Final maçı)



Fenerbahçe Ülker Küçük Erkek Basketbol Takımı, Sinop’ta düzenlenen Küçük Erkekler Türkiye Şampiyonası Final maçında, Bayrak Ercan 2 (1 ribaund), Ege Erdal, Ekrem Balcı 2 (4 ribaund – 2 asist), Durusoy Can, Egehan Arna 5, Ata Sarıkan 4 (8 ribaund), Emre Levent Demirci (4 ribaund – 1 asist), Berat Taşçı 5 (5 ribaund), Doğancan Çelik 13 (3 ribaund – 1 asist), Kerem Ay (3 ribaund – 1 asist), Emir Erol 1 (3 ribaund), Uğurcan Turunç 4 (5 ribaund) tan oluşan kadrosuyla Efes Pilsen’e 54-36 mağlup oldu ve şampiyonayı 2.sırada tamamladı.

SALON: Kemalettin Sami Paşa

HAKEMLER: Kamil Gürsoy, Taner Şeker

EFES PİLSEN (54): Oktay Ulubay 17 (7 ribaund), Cavit Ege Havsa 6 (2 ribaund - 4 asist), Semih Gündoğan (2 ribaund), Oğuzhan Yarol 2, Doğancan Büyükdemir (6 ribaund - 1 asist), Ozancan Çınar 2 (4 ribaund), Bahadır Erdem (1 ribaund – 1 asist), Doğancan Gedik 9 (5 ribaund),İlker Çelik 2 (2 ribaund), Okben Ulubay 16 (12 ribaund – 2 asist), Aksel Yarcan (2 ribaund), Aybaran Çakıroğlu

FENERBAHÇE ÜLKER (36): Bayrak Ercan 2 (1 ribaund), Ege Erdal, Ekrem Balcı 2 (4 ribaund – 2 asist), Durusoy Can, Egehan Arna 5, Ata Sarıkan 4 (8 ribaund), Emre Levent Demirci (4 ribaund – 1 asist), Berat Taşçı 5 (5 ribaund), Doğancan Çelik 13 (3 ribaund – 1 asist), Kerem Ay (3 ribaund – 1 asist), Emir Erol 1 (3 ribaund), Uğurcan Turunç 4 (5 ribaund)

1. PERİYOT: 13-4
2. PERİYOT: 13-13
3. PERİYOT: 11-9
4. PERİYOT: 17-10

Fenerbahçe : 54 - Botaş : 53 (Küçük Kızlar Türkiye Basketbol Şampiyonası Final maçı) FENERBAHÇE, ŞAMPİYON OLDU



Fenerbahçe Küçük Bayan Basketbol Takımı, Antalya’nın Alanya ilçesinde sona eren Küçük Kızlar Türkiye Basketbol Şampiyonası final maçında, Melisa Korkmaz 7 (3 ribaund, 1 asist), Işıl Zaza 2 (2 ribaund, 1 asist), Ezgi Ekenoğlu 6 (3 ribaund, 5 asist), Şelale Kepenç 11 (9 ribaund, 2 asist), Lara Yavaş 12 (16 ribaund), İrem Aydın 4 (1 ribaund), Müge Çukurluo (1 ribaund), Deniz Dalkıran (1 ribaund), Esra Çeri 4 (5 ribaund), Niray Sera Aral 8 (3 ribaund, 2 asist) dan oluşan kadrosuyla Botaş’ı 54-53 mağlup ederek Türkiye Şampiyonu oldu.

SALON: Atatürk Spor Salonu
HAKEMLER: Semcen Demircan, Nilüfer Şentuna

FENERBAHÇE (54): Melisa Korkmaz 7 (3 ribaund, 1 asist), Işıl Zaza 2 (2 ribaund, 1 asist), Ezgi Ekenoğlu 6 (3 ribaund, 5 asist), Şelale Kepenç 11 (9 ribaund, 2 asist), Lara Yavaş 12 (16 ribaund), İrem Aydın 4 (1 ribaund), Müge Çukurluo (1 ribaund), Deniz Dalkıran (1 ribaund), Esra Çeri 4 (5 ribaund), Niray Sera Aral 8 (3 ribaund, 2 asist)

BOTAŞ (53): Hazel Gürler 4 (2 ribaund), Yaren Uslular 16 (3 ribaund, 1 asist), Tuğçe Mirel 2 (1 ribaund), Fatma Nur Özler 8 (7 ribaund, 2 asist), Seray Işık 4 (2 ribaund), Müge Ercan 2, Şeyma Uzun 1 (4 ribaund), Didem Koşan 3(4 ribaund, 4 asist), Büşra Altılı 5(10 ribaund), Gizem Eryılmaz 8 (10 ribaund, 1 asist)

1.PERİYOT: 15-12
2.PERİYOT: 7-13
3.PERİYOT:14-8
4.PERİYOT:18-20

Fenerbahçe Ülker : 54 - Houston Select : 67 (28.Luciano Carugo U16 Kupası Üçüncülük-Dördüncülük maçı)



Fenerbahçe Ülker Yıldız Erkek Basketbol Takımı, İtalya’da düzenlenen 28.Luciano Carugo U16 Kupası üçüncülük-dördüncülük maçında, Houston Select takımına 67-54 mağlup oldu ve turnuvayı dördüncü sırada tamamladı.

Sonuç ne olursa olsun.!!



Fenerbahçe, ligin son haftalarını yaşadığımız şu günlerde hiç kuşkusuz ki şampiyonluğun en büyük favorisi durumunda..

Kendisi karar verecek Fenerbahçe şampiyonluğa..

Olmak veya olmamak adına..

Kısacası, herşey kendi elinde..

Kalan 4 maçını da kazandığı takdirde, bütün "akraba evliliklerine" bütün "kanka" muhabbetlerine rağmen şampiyon olacak..

Şampiyon olur veya olamaz..

Bizim ele alacağımız konu, şampiyonluktan ziyade bu takımın yaşadığı evrim..

"Devrim" sayılacak bazı projeleri sezon başında planlayan, sezon içerisinde "kısmen" hayata geçiren ve ısrarla takipçisi olan Fenerbahçe Teknik yönetimi, ligin sonu yaklaştığı şu günlerde hiç kuşkusuz ki en büyük övgüyü hakeden isimlerin başında yeralıyor..

Aykut Kocaman'dan sözediyoruz..

Sezon başı hazırlık kampında, şu anda kadroda oynayan ve yeni transfer olan yabancı futbolcularının "hiçbirisi" ile çalışma imkanı bulamayan, Stoch'un dünya kupası, Niang, Dia ve Yobo'nun sonradan takıma ilave olmaları, Guiza'nın ise 1 yıla yakın zamandır antrenmana dahi çıkmadığı bir takımda, son derece talihsiz bir şekilde Avrupa Kupalarına veda edilmesinin ardından, sezonun başında da büyük sıkıntılar çekmişti Fenerbahçe ve Aykut Kocaman..

Öyle ki, takım kaptanı üzerinden Fenerbahçe yıpratılmaya çalışılıyor ve bir kısım medya tarafından, takım içerisinde "sorun varmış" gibi gösteriliyordu..

O dönemde de bizler yazıp anlatıyor, dilimizin döndüğünce takım içerisinde böyle bir sorunun olmadığını ifade ederken, Aykut Kocaman ve Alex'in aynı hedef doğrultusunda çalıştıklarını belirtiyorduk..

Geçen zaman, bizleri haklı çıkardı..

Şu anda Alex 21 gol ve 13 asistle, hem gol hem de asist krallığında açık ara önde gidiyor..

Aykut Kocaman'ın bu takıma kazandırdıklarını madde madde yazdığımız zaman, sezon başında yaşanılan Alex tartışmalarının da ne kadar komik olduğunu görmekteyiz..

Elbette ki her futbolcu, her dönem, üst düzey performans sağlayacak diye bir kural yok..

Dünya üzerinde böyle bir futbolcu da yok kuşkusuz ki..

İşte bu noktadan baktığımız zaman, Alex'in sezon başında formsuz olduğu dönemlerde takım içerisinde "bazı maçların bazı bölümlerinde" yeralmamasını, sanki bir ikilik gibi göstermeye çalışanlar, şimdi bu "ikiliye" methiyeler diziyorlar..

Yani Aykut Kocaman ve Alex ikilisine..

Alex'in Türkiye kariyerini incelediğimiz zaman, her sezon ortalama 5-6 sarı kart gördüğünü ve her sezon en az 1 maç, ceza nedeniyle takımda yeralmadığını görmektyiz..

Halbuki bu sezonu incelediğimiz zaman, Alex'in sadece Gaziantepspor ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile deplasmanda oynanılan maçlarda sarı kart aldığını görmekteyiz..

Geçtiğimiz sezonlarda yine sık sık kart cezası alan futbolcularda, bu sezon ciddi anlamda bir düşüş var..

Maçları incelediğimiz zaman, Fenerbahçe'nin çok fazla aleyhte hakem kararıyla karşı karşıya kalmasına rağmen, anlamsız itirazların da ciddi anlamda azaldığını görmekteyiz..

Ortaya konan futbola baktığımız zaman da, yine son yıllarda olmayan müthiş bir hırs ve baskı ile birlikte rakipleri adeta boğan bir Fenerbahçe izliyoruz.. Özellikle sezonun ikinci yarısında..

Bu sezon deplasmandaki Kayserispor ve Ankaragücü maçları haricinde hemen hemen hiçbir maçta, futboluyla eleştiri almadı Fenerbahçe...

Trabzonspor'a deplasmanda kaybedilen 3-2 lik maçta bile çok üstün futbol oynamasına rağmen, maçın başında peşpeşe yediği goller nedeniyle mağlup oldu Fenerbahçe..

Veya yine deplasmanda 2-1 kaybedilen Gaziantepspor maçında bile, maçın son 15 dakikası hariç, oyunun tek hakimiydi Fenerbahçe.. 2 defans hatasıyla yenilen 2 golle maçı vermişti rakibine..

Yine bu sezon geriye düşülen tam 6 maçı lehine çevirmesini bildi ve sahadan galibiyetle ayrıldı..

Sezonun ikinci yarısında, kendi sahasında tek bir gol bile yemediği gibi, rakiplerini neredeyse pozisyona bile sokmadan gönderiyor Kadıköy'den..

Önceki sezonlardaki gibi "kâbus" dakikalar çok ama çok azaldı Fenerbahçe'nin..

Kısacası söylemek istediğimiz şu:

Bir takım, sezon içerisinde oynadığı maçlardaki görüntüsüne göre değerlendirilmelidir ve şampiyonluk ölçü olmamalıdır..

Elbette ki şampiyonluklar önemlidir ve tarih şampiyonlukları yazacaktır..

Ancak bir de realite var..

Ve ortada, örnek alınan "Batı" modelleri var..

Manchester Unıted'ın başında "çeyrek yüzyıla" yaklaşan zamandır yeralan Alex Ferguson'un ilk yıllarını incelediğimiz zaman, ciddi bir başarı olmamasına rağmen sabredilen yıllar ve sonrasında gelinen nokta, bugün futbol kamuoyuna çok ciddi anlamda örnek teşkil etmektedir..

Fenerbahçe'nin ve Aykut Kocaman'ın yapması gereken tek husus vardır, o da; "değerlerine sahip çıkmaktır."

Yani, Fenerbahçe şampiyon olsa da olmasa da Aykut Kocaman, görevinin başında olmalıdır..

Sonuç ne olursa olsun, Fenerbahçe'nin bu sezon oynadığı futbolu, çok zamanlar görmeyen milyonlar var..

"Toprağa henüz yeni saçılan" bu tohumların, yeşermesi de zaman alacaktır ve sabredilmelidir..

Fenerbahçe'nin son şampiyonluğunu kazandıran Zico'ya yapılan "yönetimsel" hatalar ve sonrasındaki sezon yaşanılan büyük travma, hepimizin hafızalarında iken, "ikinci bir Zico vak'ası" yaşamak, bu kulübe ve camiaya fazla lüks kaçacaktır..

Aykut Kocaman, bu camia için bir şanstır ve devam etmelidir..

Schusterlerin, Rijkaardların başladığı bir sezonda, dimdik ayakta kalabilen Aykut Kocaman için öyle demiyor muydu Saraçoğlu tribünleri yoksa?

"Kocaman ümitlerimizin sahibisin."

O halde, "ümit olmaya" devam..

Sonuç ve skor ne olursa olsun..

Fenerbahçe tarihinde bugün (01 Mayıs)

01 Mayıs 1952

Fenerbahçe : 2
Beşiktaş : 4




Fenerbahçe Futbol Takımı, Profesyonel Lig maçında, Selahattin, Müjdat, Orhan, Nedim, Kamil, Akgün, Fikret, Fahir, Burhan, M.Ali ve Abdullah’tan oluşan kadrosuyla Dolmabahçe Stadı’nda Beşiktaş’a 4-2 mağlup olurken gollerini Fahri Ülgür (Dk. 35) ve Burhan Sargın (Dk. 47) attı.

***

01 Mayıs 1966

Fenerbahçe : 0
Beşiktaş : 0




Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı, Türkiye 1.Futbol Ligi maçında Hazım, Özcan, İsmail, Şeref, Ercan, Ali İhsan, Yaşar, Nedim, Şenol, Birol ve Selim’den oluşan kadrosuyla Mithatpaşa Stadı’nda Beşiktaş ile 0-0 berabere kaldı.

***

01 Mayıs 1977

Fenerbahçe : 3
Bursaspor : 1




Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı, Türkiye 1.Futbol Ligi maçında Adil (Yavuz) Niyazi, Cem, Alpaslan, Yenal, Engin, Zafer, Bülent (Serkan) Aydın, Osman ve Cemil’den oluşan kadrosuyla kendi sahasında Bursaspor’u 3-1 mağlup ederken gollerini, Alpaslan Eratlı (Dk.2), Engin Verel (Dk.37) ve Cemil Turan (Dk.86) Bursaspor’un golünü ise Sedat III (Dk.55) attı.

***

01 Mayıs 1983

Adanaspor : 0
Fenerbahçe: 0




Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı, Türkiye 1.Futbol Ligi 27.hafta maçında Yaşar, Cem, Onur, Alpaslan, Sedat, Arif (Zafer) Mehmet, Müjdat, Mustafa (Özcan) Selçuk ve Önder’den oluşan kadrosuyla deplasmanda Adanaspor ile 0-0 berabere kalırken, ligin 27.haftasını 38 puan ve averajla (liderle aynı puan) 2.sırada tamamladı.

***

01 Mayıs 1994

Fenerbahçe : 8
Samsunspor : 1

Fenerbahçe, lig tarihinin en farklı galibiyetini aldı.




Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı, Türkiye 1.Futbol Ligi 28.hafta maçında Engin, Tayfur, Müjdat, Uche, İlker, Kemalettin, Oğuz, Mecnun, Nielsen (Aygün Dk.71) Aykut ve Bülent’ten oluşan kadrosuyla Samsunspor’u 8-1 mağlup ederken gollerini Bülent Uygun (Dk.1-15-52 ve 57) Kemalettin Şentürk (Dk.40) Mecnun (Dk.72) Aykut Kocaman (Dk.79 ve 80) attı. Fenerbahçe, lig tarihinin en farklı galibiyetini alırken, ligin 28.haftasını liderin 1 puan gerisinde 63 puanla 2.sırada tamamladı.

***

01 Mayıs 2004

Fenerbahçe : 3
Ankaragücü : 1




Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı, Süper Lig 32.hafta maçında Volkan Demirel, Selçuk Şahin, Fabio Luciano, Stephan Tomas, Ali Güneş, Mehmet Yozgatlı (Servet Çetin Dk.90+1) Marco Aurelio, Ümit Özat, Tuncay Şanlı (Semih Şentürk Dk.46) Pierr Van Hooıjdonk, Marcio Nobre’den oluşan kadrosuyla Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda Ankaragücü’nü 3-1 mağlup ederken gollerini Semih Şentürk (Dk.47) ve Pierr Van Hooıjdonk (Dk.53 ve 86 ) Ankaragücü’nün golünü ise Yılmaz (Dk.20) attı. Fenerbahçe, ligin 32.haftasını 73 puanla lider olarak tamamladı.

***

01 Mayıs 2007

PFDK, Fenerbahçeli yöneticilere toplam 3 yıl 7 ay ceza verdi.




Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı’nın, Fortis Türkiye Kupası Yarı Final rövanşında oynadığı Beşiktaş maçından sonra açıklamalar yapan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, Asbaşkanlar Ali Koç, Murat Özaydınlı ve Mahmut Uslu’ya, PFDK tarafından toplam 3 yıl 7 ay ceza verildi. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'a 1 yıl hak mahrumiyeti ve 20 bin YTL cezası veren kurul, Federasyon mensuplarına ve hakemlere görsel medya yoluyla hakaret ederek, kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğu gerekçesiyle As Başkan Ali Koç'a 2 yıl men ve 30 bin YTL para cezası verdi. PFDK, Mahmut Uslu'ya sportmenliğe aykırı davranışları yüzünden 1 ay, maçın hakemine hakaret eden ve daha önceden cezası bulunan Murat Özaydınlı'ya ise 6 ay hak mahrumiyeti cezası verdi. Kurul aynı şekilde görsel ve yazılı basın yoluyla sportmenliğe aykırı davranışta bulunduğunu belirlediği Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico'ya 1 maç, stadın otoparkında Beşiktaşlı Ricardinho ile kavga eden futbolculardan Aurelio'ya ise 2 maç ceza verdi. PFDK, ayrıca Fenerbahçe’nin Trabzonspor ile oynayacağı maçın da seyircisiz oynanmasına karar verdi.

***

Kaynak : Milliyet arşivleri-kişisel arşiv