Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun
Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı maçları (2014-15 sezonu) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı maçları (2014-15 sezonu) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mayıs 2015 Pazar

Fenerbahçe : 2 - Kasımpaşa : 0 ( Spor Toto Süper Lig 34.hafta maçı )



Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı, Spor Toto Süper Lig 34.hafta maçında, Mert Günok, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Michal Kadlec, Hasan Ali Kaldırım (Dk. 90 Serdar Kesimal), Mehmet Topal, Emre Belözoğlu (Dk. 90 Uygar Mert Zeybek), Dirk Kuyt (Dk. 90+2 Caner Koca) , Diego Ribas, Alper Potuk ve Moussa Sow’dan oluşan kadrosuyla, Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda Kasımpaşa’yı 2-0 mağlup ederken gollerini Emre Belözoğlu (Dk.72) ile Alper Potuk (Dk.81) attı. 2011-12 sezonu başında Fenerbahçe’ye transfer olan Hollandalı Dirk Kuyt ile Serdar Kesimal, Fenerbahçe formasıyla son maçlarına çıktılar. Sezon başında göreve başlayan Teknik Direktör İsmail Kartal da Fenerbahçe’nin başında son maçına çıktı. Fenerbahçe U21 Futbol Takımı oyuncularından Caner Koca ile Uygar Mert Zeybek, Fenerbahçe formasıyla ilk defa lig maçına çıktılar. Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı, Spor Toto Süper Lig 2014-15 sezonunu liderin 3 puan gerisinde 74 puanla 2.sırada tamamladı.

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu

Hakemler: Fırat Aydınus, Aleks Taşçıoğlu, Arkın Akgöl

Fenerbahçe: Mert Günok, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Kadlec, Hasan Ali Kaldırım (Dk. 90 Serdar Kesimal), Mehmet Topal, Emre Belözoğlu (Dk. 90 Uygar Mert Zeybek), Kuyt (Dk. 90+2 Caner Koca) , Diego, Alper Potuk, Sow

Kasımpaşa: Isaksson, Erhan Kartal, Donk, İlhan Eker, Sancak Kaplan, Alpaslan Öztürk (Dk. 84 İsmail Ayaz), Tunay Torun, Castro (Dk. 70 Kubilay Aktaş), Malki (Dk. 86 Bartu Kurtuldu), Scarione, Eren Derdiyok

Goller: Dk. 72 Emre Belözoğlu, Dk. 81 Alper Potuk (Fenerbahçe).

21 Mayıs 2015 Perşembe

Fenerbahçe : 0 - Bursaspor : 3 ( Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final rövanş maçı ) RUHSUZLUĞUN NİRVANASI !!





Fenerbahçe, Bursaspor'a kupada mağlup olarak elenirken, son dönemlerin en kötü futbolunu ortaya koydu.

Sadece 1 maç kazansa (kupa finali) kupayı kazanacak olmanın avantajını ve motivasyonunu bile kullanamadı Fenerbahçe.

İsmail Kartal'ın maç öncesi çıkardığı kadroya baktığımız zaman zaten bu maçın oldukça sıkıntılı geçeceği belliydi.

Kadıköy'de Bursaspor'un atacağı erken bir gol, rakibi final havasına sokacakken ve bu maç öncesi biliniyorken, maça 3 defansif orta saha oyuncusu ile çıkarak oyunu kendi sahanda kabullenmek, 2 aydır oynamayan Kadlec ile Feyenoord'a imza attıktan sonra akıllara gelen tek bir pozisyonu bile olmayan Kuyt'u ilk 11 de değerlendirmek tamamen bir teknik adam zaafıdır.

Ve İsmail Kartal bu hataları bolca yapmıştır bu sezon.

Geçtiğimiz hafta Mersin'de golün lazım olduğu dakikalarda Diego'yu çıkartarak Selçuk Şahin'i oyuna alan ve Emre'yi öne atan İsmail Kartal, bu akşam da golün lazım olduğu dakikalarda Hasan Ali Kaldırım'ı oyuna alarak nasıl bir taktiksel değişikliğe gitmiş olabilir, gerçekten de anlamak zor.

İsmail Kartal'ın bu kadar vahim hatalar yapmasına rağmen bu takımın ligin sonunda halen daha puantajda matematiksel olarak şampiyonluk iddiasının devam etmesi ise, tamamen bir paradokstur. 

Aynı Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı'nın bu sezon Euroleauge'de Fınal-Four oynaması gibi.

Maçtaki en büyük hatalardan birisini Bursaspor 2.golünden önceki pozisyonda top kendi ayağındayken taç çizgisine kadar çıkarak rakibe gönderen ve bölgesini boşaltan Bruno Alves'te olduğunu, zira golü atan Fernandao'yu da Alves'in savunduğunu hatırlayalım.

Ve önümüzdeki sezonun transfer yapılanmasına defanstan başlamak üzere hemen her hatta kaliteli isimler üzerinde durulmasının elzem olduğunu belirtelim.

Yoksa önümüzdeki sezon, bu sezondan da beter olacak..

***

Fenerbahçe'de aslında sorgulanması gereken konu teknik adam zaafiyetinden önce yönetim sorunudur. 

Saha içerisinde yaşanan hadiseleri bırakın, saha dışında bile Fenerbahçe'nin haklarının bu kadar gaspedildiği bir sezon yakın zamanda yaşanmamıştır.

Trabzon'da kurşunlanan takımı sadece kuru bir açıklama ve basın toplantısı dışında yanlız bırakan yönetim, sansasyonel açıklamaları yapmakta pek bir hünerli, ancak o açıklamaların takipçisi olmakta ise maalesef ki acz içindedir.

Kurşunlanma olayından sonra çıkarak "ligden çekiliriz" demekle olmuyor bu işler beyler.

Önemli olan  o açıklamanın arkasında durmaktır.

Hangi sorununuz çözüldü de lig maçlarından çekileceğinizi açıklamanıza rağmen bir sonraki hafta tıpış tıpış maçlara çıktınız?

Emin olun o kararınızın arkasında dursaydınız, camianın %100 ü sizi haklı görecekti ve destek verecekti.

Her türlü sonuna rağmen hem de.

Yine aynı şekilde 13 yıl önce yapılan protokolle Fenerbahçe'ye tevdi edileceği vaat edilen Kenan Evren Lisesi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı ve hükumetle yaşadığınız restleşme de anında söndü gitti.

Yine aynı şekilde saha içerisinde yaşanan hakem hataları ve katliamları sonrası sadece bir mensubunuzun TV ekranlarına çıkarak açıklama yapması sorunu çözmüyor.

Fenerbahçe bu sezon eğer şampiyonluğu kaybetmişse bunun birinci sorumlusu hakem hatalarıdır.

Bakınız İstanbul'daki Akhisar Bld.maçında skor 1-1 iken Sow'un kesilen avantajı ve verilmeyen kırmızı karta, 

Bakınız geçen hafta yine İstanbul'daki K.Erciyesspor maçında skor 1-1 iken 90+2 de Diego'ya verilmeyen penaltıya..

Şu anda liderle aranızda kaç puan fark var? 

3 mü? 

Ekleyin o kayıp 5 puanı daha bakalım son 2 haftaya girilirken puantaj nasıl olacaktı? 

Diğer maçlardaki hakem hatalarını söylemiyoruz bile.

Buna rağmen Fenerbahçe'nin hangi hakkını gözettiniz hem kapalı kapılar arkasında, hem de aşikarda? 

Bugün de Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanlığı seçimleri öncesi yapmış olduğunuz açıklama, kusura bakmayın ama sadece kuru gürültüden başka birşey değildir.

Neymiş efendim, Lütfü Arıboğan seçilirse önümüzdeki dönem Basketbol Şubesinda farklı bir yapılanmaya gidilecekmiş..

Lütfü'nün de çok ta umurunda..

Tınnn..

Zaten amaçları o değil mi? 

Gücün yetiyorsa yap kulisini, koy ağırlığını ve seçtirme..

Yoksa boşa açıklamalar yapıp ta tribüne oynama.

Gerçi oynayacağın tribün de kalmadı ya..

Kısacası bu sezonun sorumlusu İsmail Kartal veya golcülerden ziyade tamamen yönetim zaafiyetidir.

Golcüler demişken hemen belirtelim ki, bu takıma devre arasında iyi bir golcü transferi yapılmış olsaydı, emin olun bu kadar hakem ve yönetim hatasına rağmen yine şu anda şampiyonluk kutlamaları yapılıyordu.

Neyse, kupanın kaybedilmesi çok ta önemli değil normal sezonlarda.

Ama bu sezon ligin kaybedilme ihtimali, kupadan daha aşikarken bari elinizdeki değere sahip çıkabilseydiniz de 1 maç kazandığınız zaman zaten kupayı kazanacaktınız.

Sadece 1 maç..

Çok şey  mi istedi taraftar sizden? 

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu

Hakemler: Bülent Yıldırım, Baki Tunca Akkın, Asım Yusuf Öz

Fenerbahçe: Mert Günok, Gökhan Gönül, Alves, Bekir İrtegün, Kadlec, Selçuk Şahin (Dk. 61 Mehmet Topuz), Mehmet Topal, Kuyt, Meireles (Dk. 83 Hasan Ali Kaldırım), Alper Potuk, Emenike (Dk. 64 Webo)

Bursaspor: Harun Tekin, Şener Özbayraklı, Serdar Aziz, Şamil Çinaz, Aziz Eraltay, Volkan Şen (Dk. 90+4 Enes Ünal), Ozan Tufan, Belluschi, Bakambu (Dk. 85 Bekir Yılmaz), Josue (Dk. 89 Emre Taşdemir), Fernandao

Goller: Dk. 33 Volkan Şen, Dk. 75 Fernandao, Dk. 84 Şamil Çinaz (Bursaspor)

Kırmızı kart: Dk. 78 Kadlec (Fenerbahçe)

Sarı kartlar: Dk. 11 Şener Özbayraklı (Bursaspor), Dk. 43 Emenike, Dk. 90+2 Gökhan Gönül (Fenerbahçe)
 

18 Mayıs 2015 Pazartesi

Mersin İdmanyurdu : 0 - Fenerbahçe : 1 ( Spor Toto Süper Lig 32.hafta maçı ) KAPTAN KONUŞUYOR: "SNİPERLIK ÖYLE OLMAZ BÖYLE OLUR"



Ligin artık son 2 haftasına girilirken, Türkiye ligi yine bildik senaryoları izlemeye devam ediyor maalesef ki.

Bir önceki gün "karşı yakanın parçalı takımı" işini şansa bırakmayacak şekilde hem de, organize olarak bazı olayları şekillendirirken bunu aleni yapmaktan da geri durmuyor..

Eğer bir kulübün başkanı maçtan önce çıkıp ta "oyuncularım motive olamadı, işimiz çok zor" diyebiliyorsa, bunun sebebini yine kendisinin birkaç hafta önceki açıklamalarında aramalıdır.

Ne diyordu bu "saygın başkan" birkaç hafta önce?

"Benim takımın şampiyon olamıyorsa Galatsaray şampiyon olsun."

Bunu açık yüreklilikle itiraf ederken ligdeki rekabet ortamından kimse bahsetmesin.

Maç içerisinde pozisyonlar olur, goller atılır, goller yenir. Bu, futbolun doğasında olan bir gerçektir.

Ancak gerçek olmayan ve kabullenilemeyen tek bir gerçek vardır ki, o da "maçları oynanmadan kazandık" gözüyle bakmaktır.

Fenerbahçe maçlarından önce rakiplerin en etkili isimlerine transfer söylentilerini yıllardır çıkartanlar, bu sezon da bu oyunlarına devam ettiler.

Hatırlayın İstanbul'daki Fenerbahçe-Akhisar Bld. maçı öncesinde rakibin en etkili oyuncularından Güray'ın Galatasaray'a transfer olacağı şeklinde medyada çıkan haberleri.

Aynı şekilde Kayseri Erciyesspor kalesinde Fenerbahçe maçına kadar yedek olarak çıkan ancak Fenerbahçe maçında ilk 11 de olan kaleci Gökhan Değirmenci'nin de sezon sonu Galatasaray'a transfer olacağı yönündeki haberleri.

Örnekleri çoğaltabilirsiniz.

Bunların hepsi birer manüpilasyondan öteye gitmez gerçekte.

Amaç bellidir.

Rakibin en etkili oyuncularının zihnini bulandırarak artı bir motivasyon sağlamaktır.

Gençlerbirliği'nin forvet oyuncusu El-Kabir'in maçtan sonra başka bir kullanıcı tarafından gönderilen twiterr mesajını "favorileri" arasına eklemesini ise, maçtan sonra "herhangi bir spekülasyona" mahal vermemek için anında kaldırtan gücü düşünebiliyor musunuz?

Maçtan hemen sonra El-Kabir'in favorilerine eklediği "Cüneyt" isimli kullanıcının "Sen iyi oynadın ama kaleci ve Stancu utanmalı" yazan twiter mesajı: 



Gelen uyarılardan sonra El-Kabir'in şu andaki twitter favorilerinin olduğu sayfa görüntüsü, Gördüğünüz gibi "Cüneyt" isimli kullanıcının mesajı favoriler arasında artık yok..


Yine aynı şekilde Beşiktaşlı Demba Ba'nın maçtan sonra paylaştığı "Bu dünyadaki bazı insanlar, gerçekten utanıyor olmalı" şeklindeki mesajı da, yeni geldiği bir ülkenin şartlarını anlatıyor olsa gerek..



Gerçi yarın birkaç kişi çıkar da "Demba Ba o mesajı, hakkında idam kararı verilen Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi için yazdı, ne de olsa Demba Ba da iyi bir müslüman" şeklinde değiştirmeye kalkarsa, kimseler şaşırmasın..

Çünkü Türkiye  burası..

Herşeyi çabucak unutan veya anında zikzak çizenlerin bolca olduğu bir toplum..

İşte böylesine şartlar altında Fenerbahçe, Mersin yolculuğuna çıkmıştı.

Rakibinin "şöyle veya böyle" kazanması nedeniyle akıllar karışıktı.

Nasıl olmasın ki? 

4 sezon önce son hafta Sivas'ta dokuz doğurdukları maçta Selçuk Şahin'in kırk defa vursa gol olmayacağı bir noktadan gol atması nedeniyle rakip kaleci Korcan değil miydi bu ülkenin zindanlarında 11 ay yatan? 

Yine aynı şekilde o sezon Karabük'te oynanan maçtan tam 1 hafta önce sakatlanarak oyundan çıkmasına ve elinde doktor raporu olmasına rağmen "maçta oynamadı" diye yeni transfer olduğu takımın kampından apar topar alınarak bir hafta nezarete gönderilen Emenike de aynı takımda forma giymiyor muydu yoksa? 

Korcan'a "o golü kurtarabilirdin, neden yedin?" diyen savcıların bugün ünvanları elinden alınarak sıradanlaştırılırken, bir başka kaleci Ferhat'ı ise aklayıp paklamak için bu ülke kanalları ekranlarını açmadılar mı yoksa? 

Bir önceki gün maçta, "artık bu ülke meclisinin dokunulmazlık payesi vermeye hazırlandığı" Melo'ya bir maç içerisinde en az 2 direkt kırmızı, 3 te net sarı kartlık pozisyonlarda ikaz etme gereği bile duymayan Halis Özkahya da bu ülkenin hakemi değil miydi yoksa? 

Maçın son dakikasında Stancu'nun "kaçırdığı" golden sonra Abdurrahim Albayrak'ın medya karşısına çıkarak "kalecimiz Sinan Bolat, son dakikada iyi bir kurtarış yaptı, zaten biz Sinan'ı bu yüzden aldık" şeklindeki demecinde yeralan ince "hakaretleri" anlamıyor mu sanıyorsunuz Fenerbahçeli futbolcular?

Fenerbahçeli futbolcular, bütün bu aleni yapılan olayları sonuna kadar izleyerek maça çıktılar..

Öylesine bir maçtı işte..

Puan kaybettikleri takdirde rakipleri şampiyonluğu neredeyse garantileyecekti, daha bu akşamdan kutlamalar başlayacaktı.

Bütün maç boyunca bu gerçek, akıllarının bir köşesinde durdu..

Psikolojik olarak son derece gerginlerdi.

Son haftalarda kaybettikleri anlamsız puanlara bir yenisini eklemek istemiyorlardı.

Geçen hafta Galatasaray'a karşı oynayan Mersin İdmanyurdu futbolcuları ise bu defa Fenerbahçe'ye karşı da aynı oyunu oynamak için sahadaydılar.

Mersin İdmanyurdu'nda Rıza Çalımbay etkisi var.

Futbol oynadığı dönemlerde elinden çokça kupası malum camia tarafından "çalınan" Rıza Çalımbay, kadere bakın ki hoca olduğu takımının başında arka arkaya şampiyonluğa oynayan iki takımla oynadı.

Ve ikisini de kaybetti.

Maçın ilk bölümünde özellikle Nakoumba'nın hızlı ataklarına cevap veremeyen Fenerbahçe defansı, adeta öldü öldü dirildi.

Şans ta Fenerbahçe'nin yanındaydı aslında..

Direkten dönen iki top, belki de maçı Fenerbahçe'ye taşıdı.

Hafta içerisinde Bursa feribotunda uğradığı saldırıda "çarşı" üyelerini "çarşıya gönderen" ve görüntülerle sabitlenen Emre Belözoğlu, oyuna girdiği anda ise bütün Mersinliler adeta arenaya atılmış bir aslan gördüler..

Sanki Emre, Mersin'in bütün ahalisini yerle yeksan etmiş, hayallarini yıkmış, bütün Mersin halkına hakaretler etmiş..

Maçtan önce Mersin'de yayın yapan bir yerel derginin kapağında "sniperin hedefindeki adam olarak gösterilen" Emre, maçtaki en güzel cevabı sonunda söyledi.

Öyle bir anda söyledi ki hem de, cevap verecek zaman tanımadı karşısındaki bu kindar gruba..




Maçın sonunda gelen golle umutlarını son 2 haftaya taşıyan Fenerbahçe, dönüş yolunda ise yine büyük bir skandala konu oluyordu..

"Bomba araması" yapılan otobüste bulunan futbolcuların yerinde kim olmak ister Allahaşkına? 

45 gün önce Trabzon'da ölüme gönderilmek istenen 40 kişi, bu defa Mersin'de stat çıkışı otobüslerine binmek üzereyken, bomba eğitimli köpeklerin adeta ortasında kalıyorlar ve otobüsleri bomba aramasına maruz kalıyor..

Bu şartlar altında Fenerbahçe takımı mücadele ediyor, şampiyonluğa oynuyor..

"Hadi canım sen de..

Alın liginizi başınıza çalın..

Canımızı kurtaralım yeter" dediklerini duyar gibiyim futbolcuların..

Haksız da değiller..

Özellikle yabancı futbolcularda 4 Nisan akşamından sonraki form düzeyine dikkat ettiniz mi? 

Bruno Alves'e, Dirk Kuyt'a, Moussa Sow'a..

Maçta attıkları goller veya yaptıkları katkılardan bahsetmiyorum..

Sahadaki mücadelelerinden bahsediyorum..

Bütün takımda büyük bir psikolojik yıkım oldu 4 Nisan akşamı.

Ama "seçim sathındaki" ülkemde insan hayatına, hele de Fenerbahçeli oyunculara verilen değer ve kıymet te ortada..

Yetkililerin adeta kafalarını kuma sokarak üç maymunu oynadıkları bir ortamda, nasıl "can güvenliğimiz var" diyebilir ki futbolcular? 

"Teröristlerin" sevgisini kazanmış futbolculardan bahsediyorum..

"Saray" da ağırlananlardan değil..

Yoksa onlar, ülkenin "gözbebeği."

Stat: Mersin

Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun

Mersin İdmanyurdu: Muammer Yıldırım, Serkan Balcı, Mitrovic, Servet Çetin, Vederson, Murat Ceylan, Khalili, Nakoulma, Oktay Delibalta (Dk. 52 Nihat Şahin), Pedriel (Dk. 62 Güven Varol), Welliton (Dk. 77 Futacs)

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Alves, Egemen Korkmaz, Hasan Ali Kaldırım (Dk. 63 Emre Belözoğlu), Mehmet Topal, Meireles (Dk. 63 Webo), Kuyt, Diego (Dk. 88 Selçuk Şahin), Caner Erkin, Sow

Gol: Dk. 90+2 Emre Belözoğlu (Fenerbahçe)

Kırmızı kart: Dk. 50 Muammer Yıldırım (Mersin İdmanyurdu)

Sarı kartlar: Dk. 6 Gökhan Gönül, Dk. 66 Alves (Fenerbahçe), Dk. 55 Vederson, Dk. 65 Serkan Balcı (Mersin İdmanyurdu).


14 Mayıs 2015 Perşembe

Fenerbahçe : 1 - SAİ Kayseri Erciyesspor : 1 ( Spor Toto Süper Lig 31.hafta maçı ) METE KALKAVAN, "LİGİ BİTİRDİ"



Fenerbahçe, haftalardır ateşle oynuyordu adeta..

Bursaspor maçı dahil, içeride kazanılan son 3 maçın ( Beşiktaş, Bursa, Balıkesir ) adeta ite kaka kazanılması, deplasmandaki Konyaspor-Eskişehirspor maçlarındaki kötü futbol ve yine zoraki geçen hafta kazanılan Sivasspor maçı, Fenerbahçe'ye ders olmamış anlaşılan.

Maça golle başlamasına rağmen, kolay gol yeme alışkanlığını bu akşam da sürdüren Fenerbahçe, maçı da zora soktu sonraki dakikalar için.

İçeride oynadığı maça bile defansif orta saha ile çıkan İsmail Kartal, elbette ki en büyük sorumludur.

Bugün maç içerisinde baktığımız zaman Fenerbahçe'nin oyunun ilk yarısında futbol adına hiçbir varlık ortaya koymadığını görüyoruz.

Feyenoord ile haftalar önce anlaşan Dirk Kuyt'un, o günden sonra adeta yokları oynadığı, orta sahasında Emre Belözoğlu'nun yokluğunu fazlasıyla hissettiği, Mehmet Topal'ın artık can havliyle nereye koşacağını şaşırdığı, Sow'un ne savunmada ne de hücumda varlık gösteremediği, kalecisi Volkan Demirel'in haftalardır formsuz olmasının da getirdiği sonuçla kaleye gelen neredeyse her topun gol olduğu bir sezonu ve haftaları yaşıyor Fenerbahçe.

Gökhan Gönül ve Caner Erkin'in çizgiyi iyi kullandığı ancak pas verme konusunda yine rakibe atılan topların olduğunu gördük bu akşam da.

Orta alandaki zaafiyet, maçın ilk yarısında Fenerbahçe'nin en büyük handikapıydı.

Gol yollarında olması gereken ve golcülere pas atmakla birinci görevi olan Diego Ribas bile, 40-50 metre geriye gelip top almaya çalışıyorsa eğer, Fenerbahçe'nin sahaya çıkan kadrosunda yanlışlık vardır demektir.

İsmail Kartal, defansif orta sahayı neden tercih eder bilinmez.

Şampiyonluğun en kritik maçının bu olduğunu biliyordu maç öncesinde.

Zira rakip Erciyesspor, artık ligdeki son maçı gözüyle bakıyordu bu maça.

Küme düşme potasındaki rakibi Çaykur Rizespor'un Gaziantep'te galip geldiği bir haftada, puan farkını korumak amacındaydı Erciyesspor.

Dolayısıyla bu maçtan mutlaka puan almak zorundaydı.

Bunun için de maç boyunca sert savunma yaparak, hızlı hücumlarla gol aramaya çalıştılar.

İsmail Kartal, bu gerçeği bile bile maçın ilk 45 dakikasını heba eden isimdi.

Zira çıkardığı kadro yanlıştı.

İkinci yarıda Alper Potuk ve Raul Meireles'in takıma hareket kazandıracağını düşünüyorduk bizler de.

Hatta devre arasında bütün takım soyunma odasına giderken, bu iki futbolcu ısınmak için sahadaydı.

Tribünlerdeki taraftarlar, çok güveniyorlardı bu isimlere.

Özellikle de Alper Potuk'a.

Ama maçın ikinci yarısın başladığında gördük ki, güvenilen futbolcuların da ilk yarıdakilerden farkı yoktu.

Dikine adam eksilterek gitmesiyle ünlü Alper Potuk, hem yavaş, hem de ürkekti.

Aldığı topları sürekli olarak rakibe gönderdi.

Raul Meireles ise zaman zaman ikili mücadeleleri kazanmasına rağmen, O da Alper Potuk gibi gelen bütün topları rastgele vurdu, takımın pas trafiğine O da çare olamadı.

Diego Ribas'ın bireysel yetenekleriyle orta alanı geçmeye çalışan Fenerbahçe, bol bol kanat akınları denedi.

Ancak, haftalar önce "Galatasaray ile anlaştığı haberleri çıkan kaleci Gökhan Değirmenci" tıpkı geçen sezon olduğu gibi umulmadık topları çıkardı kalesinden.

Fenerbahçe maçlarını hayatlarının maçı olarak gören bütün takımların bütün futbolcularına, bu akşam da Kayseri Erciyesspor dahil oldu.

60.dakikadan sonra doldur-boşaltlara başlayan Fenerbahçe, golü artık tesadüflere bağlamıştı.

Veya oluşacak karambol toplara.

Bundan önceki maçlarda olduğu gibi bu maçta da forvetler, gol kaçırmak için adeta birbirleriyle yarıştılar..

İlk yarıda Webo'nun çok net bir pozisyonu, ikinci yarıda Sow'un direğin yanından ve üzerinden giden iki kafa şutu, yine Webo'nun altı pas üzerinde yere sektirerek vurduğu kafa şutu, Diego Ribas'ın çaprazdan kalecinin soluna giden şutu, hep gollük pozisyonlardı.

Takımın gol umudu Sow, sağ çizgide ne yaptığını bilmeden ne defansta, ne hücumda varlık gösterirken, bir diğer golcü Webo ise rakip stoperler arasında çaresizdi.

Aslında Fenerbahçe, bu maçla birlikte şampiyonluğu kaybetmedi.

Tam 1.5 ay önce Çaykur Rizespor deplasmanından dönerken Trabzon'da uğradığı kalleş saldırıdan sonra Fenerbahçe, şampiyonluğu kaybetmişti.

Dikkat edin o maça kadar futbol olarak can siparene oynayan futbolcular, özellikle de yabancılar, o maçtan sonra yokları oynuyorlar.

Saman alevi gibi arada parlamalarına bakmayın, genel olarak form düzeyleri düşük.

Elbette ki yabancı bir ülkede ölümden dönmeleri, onların psikolojilerini olumsuz etkilemiştir.

Bunun yanısıra Fenerbahçe maçlarında görev alan hakemlerin, artık hatanın ötesinde kasıtlı olarak düdük çalmaları da bugünkü tabloda ana etkendir.

2 sezon önce İnönü'de Webo'nun Beşiktaş'a attığı nizami golü vermeyerek 90.dakikadaki Beşiktaş golüne, dolayısıyla da Fenerbahçe'nin mağlubiyetine neden olan Mete Kalkavan, bu sezon içeride kazanılan Torku Konyaspor maçında Bekir İrtegün'e, bu akşam Erciyessporlu Boye'ye çıkarmadığı kırmızı kartı rahatlıkla çıkartarak o maçı zora sokan isimdi.

Mete Kalkavan, bu ligin en kötü hakemi ve tam bir "görev adamı."

Art niyetli, sinsi, ince ince çalışan, kararları kasıtlı bir hakem.

Bu akşam da çokça örnekler verdi Mete Kalkavan sinsiliğine,

Maçın daha 9.dakikasında Boye'nin Webo'ya arkadan yaptığı kasti faule kart çıkarmayan Mete Kalkavan, yine aynı futbolcuya 15.dakikada sarı kart çıkartırken de yardımcısı Alparslan Dedeş'in uyarısıyla o kartı çıkardı. Zira pozisyon tam önümüzdeydi ve Alparslan Dedeş, kart işareti yaptı kenardan.


Yukarıdaki mesajı, maç oynanırken tribünde 40.dakikalar civarında yazmıştık.

Zira Mete Kalkavan'ın nasıl bir hakem olduğunu iyi biliyoruz.

Kaleci Gökhan Değirmenci'nin, geçen sezon oynanan maçtan da alışık olduğumuz kasti vakit geçirme hareketlerini çok yapan kaleci olduğunu da biliyoruz.

Vücut diliyle Gökhan Değirmenci, her gelen topta vakit geçirme eğilimi içerisinde olduğunu tribünlere anlatıyordu.

Bunu herkes anlıyordu ancak Mete Kalkavan anlamak istemiyordu. Aslında herkesten önce hakem biliyordu niyeti.

Ama işte kötü niyetli olduğu için müsamaha gösteriyordu.

Hatırlayın kupada Bursa'da oynanan maçta Volkan Demirel'in vakit geçirdiği gerekçesiyle Cüneyt Çakır tarafından sarı kart ile cezalandırılmasına.

Dolayısıyla biz yukarıdaki mesajı yazarken bunları düşündük.

Gerçekten de Mete Kalkavan, Gökhan Değirmenci'ye sarı kartını çıkardığında skorboarda baktım, 82.dakika bitmek üzereydi.

Sarı kartı olan Boye'nin, ceza sahası sol çaprazında Webo'yu arkadan iterek düşürmesine faul kararı verirken ikinci sarı kartı çıkarmayarak, bir başka kasti karara imza attı.

70.dakikada Egemen Korkmaz'a, 90+2 de ise Diego'ya yapılan 2 net penaltıyı bu ligde her takıma çalar bu hakemler.

Ancak konu Fenerbahçe olunca nedense elleri düdüğe gitmez.

Madem inanmıyordun Diego'nun penaltı pozisyonuna, o halde aldatmadan dolayı neden sarı kartını çıkarmadın, ayrıca Diego, o pozisyonun itirazını uzun süre 4.hakeme yaptı kenarda, maç oynanırken.

Veremez Diego'ya sarı kartı.

Çünkü kendisi de biliyor pozisyonun net penaltı olduğunu.

İçeride oynanan Akhisar maçında Özgür Yankaya ve bu akşam Mete Kalkavan, Fenerbahçe'nin 5 puanını çalarak ligi bu noktaya getiren sadece 2 hakemdir.

Alın size 2 hakem ve 2 maç.

Bugün eğer 3 puan gerideyse bu takım, işte size sebep.

Fenerbahçe, kötü oynama hakkına sahiptir, golcüsü gol kaçırma hakkına sahiptir, kalecisi hatalı gol yeme hakkına sahiptir, teknik adamı yanlış yapma hakkına sahiptir.

Ancak maçları yöneten "hakem" sıfatı taşıyan insanlar, "kasti hata" yapma hakkına sahip değildir.

"Hakem de insan, hata yapar" klişe sözü elbette ki gerçektir ancak bunların yaptıkları hata değildir, kasıtlıdır.

Dolayısıyla Mete Kalkavan bu akşam Fenerbahçe'nin ipini çeken isimdir.

Şimdi önümüzde 3 maç var.

Ancak bu maçtan sonra şampiyonluğa inanan insan sayısı kaç kişidir ki koca camiada?

Hele de bu futbolu gördükten sonra..

Geçen hafta Ankara'da Beşiktaş'a kök söktüren, galibiyeti kaçıran Gaziantepspor ve hocası "Okan Buruk" bu akşam Çaykur Rize'ye sahasında mağlup olarak adeta Galatasaray'ın önünü açmıştır.

Hatırlayın 2005-06 sezonunda Galatasaray'ın nasıl şampiyon olduğunu..

O sezon da Çaykur Rizespor, ligin rahat konumundayken Denizlispor ile 33.hafta Rize'de karşılaşmış ve "puana ihtiyacı olan rakibi Denizlispor'a" 3 puanı adeta hediye ederek (Rizesporlu Ünal Alpugan'ın gol attıktan sonra takım arkadaşının -eyvah ne yaptık- dercesine ellerini başına götürdüğü maç) Denizlispor'un Fenerbahçe karşısına iddialı çıkmasına neden olmuşlardı.

Ve o Denizlispor, herkesin hatırlayacağı gibi Fenerbahçe'yi son hafta şampiyonluktan etmişti.

Bu akşam da Okan Buruk, Galatasaray'ın son haftaki rakibi Çaykur Rizespor'a 3 puanı adeta hediye ederek, Çaykur Rizespor'u rahatlatmıştır ve ligi bu akşam Mete Kalkavan ile birlikte bitirmiştir.

Gerisi teferruat..

Bunlar birer komplo teorisi değildir.

Haftalardır bu ligde oynanan oyunların tezahürüdür sadece..

Geçen haftaki maçta "Katil Trabzon" diye bağıran taraftara ceza veren TFF, Sivas'ta da küfürü Sivassporlular yapmasına rağmen Fenerbahçe'nin Mersin'de de cezalı olmasına neden olmuştur.

Dolayısıyla TFF'nin "Süleyman Seba Temiz Sezonuna" ancak bu kararlar yakışır.

Aziz Yıldırım yönetimindeki Fenerbahçe'de ise, her zamanki gibi derin bir sessizlik hakim.

Rakiplerin her maçtan önce ortalığı yangın yerine çevirirken, hakları gasp edilen Fenerbahçe yönetimi ise, devlet ve kurumlarla restleşmekten artık yorulmuş haldedir.

Zirvede bırakmak sizce de iyi değil midir?

Tabi bunun adı zirve ise..

31 Mayıstaki kongrede gelecek yöneticileri görür gibiyiz hepimiz..

Şimdiki yönetimden 2-3 isim haricinde hepsi..

Devre arasında özellikle forvet transferi konusunda bas bas bağıran bu takıma takviye yapmayan yönetim, bugünlerin en büyük sorumlularından bir diğeridir.

Şimdi önümüzde 3 maç var.

Bitse de gitsek..

Gerçi biz gittik ama..

15 sezondur aralıksız şekilde alınan kombineyi yenilemek için bir neden göremiyoruz.

Bu sezonki tribünlerin hali içler acısı..

Bu akşam stattan çıkarken hemen herkes "seneye biz de yokuz" diyorlardı.

Korkarız ki önümüzdeki sezon, bu sezondan da kötü geçecek tribün açısından..

Taraftarı bu duruma getirenler mutludur umarız.

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu

Hakemler: Mete Kalkavan, Alpaslan Dedeş, Erdem Bayık

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Alves, Egemen Korkmaz, Caner Erkin, Selçuk Şahin (Dk. 46 Meireles), Mehmet Topal, Kuyt (Dk. 46 Alper Potuk), Diego, Sow, Webo

Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor: Gökhan Değirmenci, Mehmet Akgün, Ethem Ercan Pülgir, Boye, Anıl Karaer, Oğulcan Çağlayan (Dk. 80 Mehmet Seçme), Yasin Pehlivan, Sylla, Zoua (Dk. 90+3 Mahmut Özen), Murat Yıldırım, Vleminckx (Dk. 74 Edinho)

Goller: Dk. 2 Egemen Korkmaz (Fenerbahçe), Dk.6 Zoua (Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor)

Sarı kartlar: Dk. 15 Boye, Dk. 70 Mehmet Akgün, Dk. 83 Gökhan Değirmenci, Dk. 86 Murat Yıldırım (Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor), Dk. 53 Gökhan Gönül, Dk. 75 Alves, Dk. 83 Caner Erkin, 90+1 Alper Potuk (Fenerbahçe).



10 Mayıs 2015 Pazar

Medicana Sivasspor : 2 - Fenerbahçe : 3 ( Spor Toto Süper Lig 30.hafta maçı ) SİVAS TA GEÇİLDİ "NETEKİM"



Fenerbahçe, ligin son haftalarına girilirken istim üzerinde adeta..

Geçen hafta, ligden düşmesi neredeyse kesinleşen Balıkesirspor karşısında, üstelik te Kadıköy'de 2 defa geriye düşen ama maçı 4-3 kazanan Fenerbahçe, bu akşam da ligin rahat takımlarından Sivasspor karşısında yine 2 defa geriye düştüğü maçı çevirerek son haftalara yine umutla girdi.

Ancak bu defa, geçen haftaya nazaran biraz daha iyi oynayarak..

Defansında Bruno Alves'in cezalı olması nedeniyle zorunlu değişikliğe giden İsmail Karta, bu defa geçen hafta yedek soyundurduğu Emenike'yi 11 e, Kuyt'u ise kulübeye göndermişti.

Ayrıca sakatlıktan kurtulan Emre Belözoğlu da tekrar takımdaydı.

Bu değişikliklerin getirdiği katkı, maçın ilk yarısında neredeyse yoktu.

Fenerbahçe, maçın daha başında yediği gole bereket ki hemen cevap verdi de geriye kalan dakikaları rolanti etti.

Ancak, bu sezon ceza sahası dışından bolca gol yiyen Fenerbahçe, Cicinho'dan da sol çaprazdan aynı golü yiyerek bu sayıyı 7 e yükseltti.

Volkan Demirel, bu sezon birçok maçı tek başına kurtaran isim olmasına rağmen, son haftalarda müthiş bir konsantre kaybıyla oynuyor.

Bildik Volkan Demirel, Cicinho'nun golünü o açıdan asla yemez.

Ama işte Volkan Demirel'in de hata yapacağı haftalar içerisindeyiz. İnşallah telafisi olmayan hataları yapmaz hiçbir oyuncu.

Fenerbahçe, ikinci yarıya ise Webo'yu alarak başladı.

Webo oyuna girince işler daha bir işlemeye başladı.

Merkez santrafora Webo geçti, Sow sağ kanada, Alper sol kanada..

Son haftaların en formda oyuncularından olan Diego Ribas ise, forvet arkasında yine olumlu işler yaptı.

Top kaptı, pas attı, gol attı, gollük paslar attı, dış şut attı, (direkten döndü.) Kısacası galibiyet için elinden geleni yaptı.

Diego Ribas'ın bu form grafiğini gördükçe insan hayıflanıyor.

Sezon başından beri beklenen Diego yavaş yavaş görünmeye başladı ama lig bitti..

Başka oyunculara gösterilen müsamaha, belki de Diego'ya gösterilse bugün bu takım, puan farkıyla şampiyonluğu garantilemişti.

En kritik haftalarda, en kritik anlarda Diego yoktu sahada.

Hatırlayın birçok maçta forvet arkasında Emre, Meireles, Alper, hatta Mehmet Topal oynamıştı.

Ama o mevkinin asıl sahibi olan Diego ya sakattı, ya da kulübedeydi.

Umarız Diego'nun bu formu, ligin kalan 4 haftasında da devam eder.

Mehmet Topal yine her zamanki gibi mücadeleci, sakatlıktan yeni çıkan Emre biraz tutuk, Alper çıkana kadar topu ileriye taşımaya çalışan, Gökhan ve Caner bildik mücadeleleriyle hem savunmada, hem de hücumda oyunu kuran oyunculardı.

Defansta Bekir İrtegün elinden gelen gayreti gösteren, Egemen Korkmaz ise Batuhan gibi ligin boylu forvetlerinden birisiyle başabaş mücadelesiyle öne çıkan isimdi.

Galibiyet golünü atan Moussa Sow, gerçekten enteresan bir futbolcu.

Kolay pozisyonlarda umulmadık vuruşlar yaparak tribünleri yerinden zıplatan Sow, gol vuruşu zayıf noktalarda ise akılalmaz vuruşlarla isabet sağlıyor.

Hatırlayın geçen hafta Balıkesirspor karşısında kaçırdıklarını ve attığı kafa golünü.

Aynı şekilde bu akşam da daha müsait pozisyonlarda gol vuruşu yapamazken, sırtı kaleye yarım dönük olmasına rağmen topu rakibinden kurtarışı ve dönerek vuruşuyla galibiyeti getirirken, yine klasını konuşturdu.

Şu anda Fenerbahçe'nin 14 golle en golcü ismi.

Beşiktaş maçının 90.dakikasında başlattığı gol serisine devam ediyor.

Umarız sezon sonuna kadar Sow da bu takım için gollerini atmaya aralıksız şekilde devam eder.

Fenerbahçe'nin bu kadar zorlanmasında elbette ki bir gün önce şampiyonluktaki rakibinin, maçın son bölümünde attığı golün de payı büyük.

Puantajda bir an geriye düşme, dolayısıyla da şampiyonluktan kopma stresi, zaman zaman futbolculara hata da yaptırıyor.

Hal böyle olunca da oyun ister istemez sıkışıyor, beklenen tablo gerçekleşmiyor.

Fenerbahçe, bir önceki deplasmanda Eskişehirspor maçında kaleye isabetli şut atamayıp, maç boyunca sadece 2 şut gönderirken, bu akşam Sivasspor karşısında tam 23 şutun 9 u isabetliydi.

Sivasspor bekleri Cicinho ve Fatih'in arkalarını çok boş bırakarak hücuma çıkmaları, buna karşılık Gökhan ve Caner'in o bbölgeye iyi sızmalarına rağmen ortalarını karşılayacak bir santraforun olmaması Fenerbahçe için handikaptı ilk yarıda.

İkinci yarıda Webo oyuna girerek bu dezavantajı ortadan kaldırırken galibiyette de büyük pay sahibiydi.

Hem attığı golde, hem de Sow'un attığı golden önce Egemen ile birlikte asisti yapması, Webo'nun kalan haftalarda bu takımda direkt oynaması gereken oyuncu olduğunu gösterdi bir kez daha.

Beklentimiz, İsmail Kartal'ın da bu gerçeği artık görmesi.

Özellike iç sahada oynanan maçlarda Webo'ya büyük iş düşüyor.

Zira içeride kapanan takımlara karşı Webo, büyük bir silah.

Emenike veya Sow'un merkezde oynamasıyla bu iş olmuyor.

İlla ki Webo lazım bu takıma.

Şimdi geriye 4 maç kaldı.

Hafta içi, ligdeki kaderi bu maça bağlı olacak K.Erciyesspor ile oynuyor Fenerbahçe.

K.Erciyes, eğer bu maçı kaybederse neredeyse ligden düşmesi garanti gibi.

Son umut olarak çıkacaklar maça elbette ki.

Fenerbahçe, 33.haftayı da kayıpsız geçerse eğer, şampiyonluğun bir numaralı favorisi.

Çünkü Fenerbahçe geriden gelerek kazandıkça, önündeki 2 takımı da büyük bir baskı altına alacak.

Ama tek bir puan kaybı bile, şampiyonluğun kaçması demek.

Futbolcular da bunun bilincinde..

Umarız Fenerbahçe, saha içi ve saha dışında her türlü tacize uğradığı, tecrit edildiği, darpedildiği, kurşunlandığı, hakkı olan edinimlerin kendisine tevdi edilmediği, protokollere rağmen kamuoyunda "avanta peşinde koşanlar" olarak lanse edildiği böylesi bir sezonda şampiyonluğu söke söke alır.

Tek temennimiz bu.

Darısı, önümüzdeki haftalara..

Stat: Sivas 4 Eylül

Hakemler: Halis Özkahya, Mustafa Emre Eyisoy, Ceyhun Sesigüzel

Medicana Sivasspor: Ertuğrul Taşkıran, Cicinho, İbrahim Öztürk, Ümit Kurt, Fatih Çıplak, Adem Koçak (Dk. 73 Utaka), Burhan Eşer (Dk. 88 Musa Sinan Yılmazer), Kadir Bekmezci, Taouil (Dk. 82 Hakan Arslan), Chahechouhe, Batuhan Karadeniz

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Egemen Korkmaz, Caner Erkin, Mehmet Topal, Emre Belözoğlu (Dk. 82 Meireles), Diego, Alper Potuk (Dk. 66 Kuyt), Sow, Emenike (Dk. 46 Webo)

Goller: Dk. 8 Taouil, Dk. 24 Cicinho (Medicana Sivasspor), Dk. 9 Diego, Dk. 56 Webo, Dk. 87 Sow (Fenerbahçe)

Sarı kartlar: Dk. 59 Alper Potuk, Dk. 82 Emre Belözoğlu, Dk. 84 Diego (Fenerbahçe), Dk. 69 Chahechouhe (Medicana Sivasspor)

3 Mayıs 2015 Pazar

Fenerbahçe : 4 - Balıkesirspor : 3 ( Spor Toto Süper Lig 29.hafta maçı ) KORKU TÜNELİNDEN ÇIKIŞ !!



Fenerbahçe, ligin sonları yaklaştıkça oynadığı futboldan iyice uzaklaşıyor.

Geçen hafta Eskişehir'de 90 dakika boyunca kaleye isabetli şut gönderemeyen Fenerbahçeli futbolcular, bu akşam da Kadıköy'de, neredeyse ligden düşmesi kesinleşen Balıkesirspor karşısında adeta öldü öldü dirildi.

Maç oynanırken bizler, 2010-11 sezonunda deplasmanda oynanan Bucaspor maçını hatırladık bir an.

O maçta da Fenerbahçe 3-1 geriye düşerek maçı kazanmıştı, gerçi daha sonra meşhur savcı "O maçın sonucunu biz biliyorduk" diye "veciz" sözünü mahkeme kayıtlarına geçirmişti ama olsun..

Balıkesirspor, daha önce Galatasaray'ı mağlup ederek Beşiktaş ve Trabzonspor ile de berabere kalan bir takım.

Yani son derece açık oynayan, futbolu asla çirkinleştirmeden skora endeksli oynamayan bir takım.

Zaten skora endeksli oynasalardı bu akşam Fenerbahçe'nin işi daha da zorlaşırdı.

Zira maç içerisinde 2 defa öne de geçtiler.

Hafta ortasında hocasını değiştiren Balıkesirspor, sahaya da Isaac, Sercan Yıldırım ve Muğdat Çelik'ten oluşan 3 hücumcu ile çıktı.

Fenerbahçe ise maçın hemen başında bulduğu golle tribündeki taraftarlarına "bol gole hazır olun" mesajını verirken, aslında bizler bu mesajı yanlış anladığımızı farkettik ilerleyen dakikalarda.

Zira hemen akabinde Isaac'in golü, daha sonra Kulusiç ve Berkan'ın golleri tribündeki taraftarlara "ne oluyoruz?" dedirtti..

Aynı şekilde sahadaki futbolcular da bu goller karşısında panik havasına girdiler.

Bereket ki ilk yarı bitmeden beraberliği sağlayarak soyunma odasına gittiler.

Eğer ilk yarı Balıkesirspor'un üstünlüğü ile bitecek olsa, ikinci yarı Fenerbahçe daha da zorlanırdı.

Gerçi Balıkesirspor'un attığı gollerin tamamında  Volkan Demirel'in hatası var.

Daha önce birçok maçta Fenerbahçe'yi kurtaran Volkan Demirel, bu akşam oldukça dağınık bir maç çıkardı.

İlk golde çıkış hatası yapan, ikinci golde kornerden gelen topa kısa yumruk vuran, üçüncü golde ise kendisi bile şaşıran Volkan Demirel, üçüncü golden sonra da bütün taraftarlardan özür diledi ellerini kaldırarak.

Taraftar tabi Volkan Demirel'e ayrı bir muhabbet besliyor.

Fazla da takmadılar bu hatalarını Volkan'ın.

İlk yarıda Diego Ribas ve Caner Erkin maçta öne çıkan isimlerdi.

2 gol atmasına rağmen Moussa Sow ise, belki de sahanın en kötü oyuncularının başında geliyordu.

Her ne kadar koşuyor gözükse de aslında Moussa Sow, kaçırdığı 2 net gol pozisyonuyla maçı zora sokan isimdi.

Karşı karşıya, kaçırmanın atmaktan daha zor olduğu pozisyonlarda Moussa Sow, zoru seçti, ancak attığı kafa golüyle de yine zoru başardı.

İkinci yarıda Emenike'nin girmesi takımı biraz hareketlendirir gibi gösterse de, bu hareketlilik te aslında saman alevi gibiydi.

Selçuk Şahin'in orta alana kattığı dirençten ziyade, galibiyet golünden önce Gökhan Gönül'ün önüne gönderdiği müthiş pas belki de golü hazırlayan pozisyonun başlangıcıydı.

Selçuk Şahin bu..

Zor pozisyonlarda İniestavari hareketler yapar ancak kolay anlarda ise umulmadık top kayıpları yapar.

Bu akşam da her ikisini de yaptı Selçuk.

Oyunu açtı, iyi paslar attı ama umulmadık yerlerde de top kayıpları yaptı.

Diego Ribas, Fenerbahçe'ye transferinden beri belki de en efektif oyununu oynadı.

1 gol 2 asistin yanısıra oyunu dinlendiren, soğutan, gerektiğinde ara paslarıyla arkadaşlarını pozisyonlara sokan isimdi.

Fenerbahçe'de bu akşam beklentilerin uzağındaki isim, Gökhan Gönül'dü.

Daha önceki maçlarda bildiğimiz o Gökhan Gönül'ün çok uzağındaydı.

Savunmada belki de önünde oynayan Kuyt ikinci yarıda Sow-Emenike değişkenlikleri Gökhan Gönül'ün performansını düşürdü.

Maçın en çalışkan isimlerinin başında ise Caner Erkin vardı.

Sahada skora isyan eden belki de tek oyuncuydu maç genelinde.

Attığı süper golün yanısıra defanstan ileriye taşıdığı toplar hep tehlikeliydi.

Ancak Caner Erkin de Balıkesirspor'un attığı ilk golde yanlış pas atarken hatalıydı.

Fenerbahçe, 2010-11 sezonunun 3.haftasındaki Trabzonspor bu yana bir maçın ilk yarısında ilk defa 3 gol yedi.

O sezon, Trabzon'da  oynanan maçta ilk yarıda Trabzonspor'dan 3 gol yiyen Fenerbahçe, sonraki 5 sezonda da böylesi bir performans ortaya koymadı.

Sahasında oynadığı bütün zor maçlarda rakiplerini ezerek mağlup eden Fenerbahçe, alt sıralardaki takımlara ise akılalmaz şekilde puanlar veriyor.

Mesela 2009-10 sezonunda şampiyonluğun kaçmasındaki en önemli maçlar, iç sahada oynanan Diyarbakırspor ve Manisaspor maçları.

Her iki maçta da 1-1 berabere kalan Fenerbahçe, o sezon 1 puanla şampiyonluğu Bursaspor'a kaptırmıştı.

Yine o sezon Diyarbakırspor ve Manisaspor küme düşmüştü.

Bu sezon da sahasında Akhisar Belediyespor'a mağlup olan, deplasmanda da Torku Konyaspor ve Eskişehirspor ile berabere kalarak yine fikstür avantajını değerlendiremeyen bir Fenerbahçe var.

Şimdi önümüzde 5 maç kaldı.

3 ü deplasmanda..

Özellikle maçtan sonra Sow'un da söylediği gibi "Konsantrasyon kaybı ve sahadaki rakibe gerekli saygının gösterilmediği" itirafını dikkate alacak olursak, umarız ki bu akşamki  oyun ve skor, iyi bir ders olur kalan haftalar açısından.

Özellikle bu futbolla deplasmanda Sivasspor ve Başakşehir maçlarının kazanılması imkansız..

Umarız biz yanılırız.

Kötü oyun olsa da 3 puan önemliydi bu aşamada ve Fenerbahçe bunu başardı.

Artık rehavete kapılmadan kalan 5 maçın da kazanılması şart şampiyonluk için.

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu

Hakemler: Bülent Yıldırım, Baki Tuncay Akkın, Serkan Çimen

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Alves, Egemen Korkmaz, Caner Erkin, Mehmet Topal, Alper Potuk (Dk. 46 Selçuk Şahin), Kuyt (Dk. 46 Emenike), Diego, Sow, Webo (Dk. 88 Meireles)

Balıkesirspor: Emrullah Şalk, Uğur Akdemir, Kulusic, Glumac, Berkan Emir, Sercan Yıldırım (Dk. 54 İlhan Depe), Eray Ataseven (Dk. 72 Zec), Vitor Gomes, Isaac (Dk. 54 Aykut Çeviker), Vargas, Muğdat Çelik

Goller: Dk. 7 Caner Erkin, Dk. 26 Diego, Dk. 44 ve 50 Sow (Fenerbahçe), Dk. 15 Isaac, Dk. 21 Kulusic, Dk. 40 Berkan Emir (Balıkesirspor)

Sarı kartlar: Dk. 39 Alves, Dk. 52 Selçuk Şahin (Fenerbahçe), Dk. 45+1 Eray Ataseven, Dk. 59 Vitor Gomes, Dk. 85 Uğur Akdemir, Dk. 90+1 Glumac (Balıkesirspor)
 




29 Nisan 2015 Çarşamba

Bursaspor : 1 - Fenerbahçe : 2 ( Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final ilk maçı ) FENERBAHÇE SENARYO DA BOZAR, TİYATRO DA !!



Fenerbahçe, ligde ve kupada iddiasını sürdürürken, Türkiye liginin en iyi takımlarından olan ve bu sezon kupa finalinin Bursa'da yapılacak olmasından dolayı ayrı bir motive olan Bursaspor'u deplasmanda 2-1 mağlup ederek avantajı eline aldı.

Özellikle ilk yarının 10.dakikasından sonra oynanan futbol galibiyet için yeterken ikinci yarıda yapılan oyuncu değişiklikleriyle İsmail Kartal, yine şaşırttı.

4 stoper özelliği olan oyuncunun aynı zamanda sahada yeralması nedeniyle maçın son 10 dakikası, neredeyse Fenerbahçe ceza sahası içerisinde oynandı.

Nedeni ise pas yapacak oyuncunun sahada kalmamasıydı.

Egemen Korkmaz'ın defansa dönmesiyle birlikte defans dengeleri yerine otururken, Caner Erkin'in yerine oynayan Michal Kadlec, zaman zaman pas hatalarıyla ön plana çıksa da, özellikle maçın son dakikalarında gollük bir şutu karşılamasıyla dikkat çekti.

Kaçırdığı gollerle belki de ligde Fenerbahçe'nin erken şampiyonluğunu engelleyen Emenike ise, bugün daha diriydi.

İkili mücadeleleri kazandı, istediği topları önüne alınca rakiplerini ekarte etti, böyle bir pozisyonda da golünü attı.

Ancak ikinci yarının başında kaçırdığı gol ise, attığından daha kolaydı.

Yine de Emenike, önceki maçlarına nazaran daha iyiydi.

Bir diğer beklentileri karşılayamayan oyuncu olan Diego Ribas ta, sahada kaldığı sürece takımını iyi yönetti, orta alanda gollük paslar attı, yukarıda zikrettiğimiz Emenike'nin kaçırdığı gol pozisyonunda ise, defans arkasına attığı öldürücü pas ile kalitesini gösterdi.

Zaten Fenerbahçe'nin baskı yediği anlarda Diego Ribas'ın oyundan alınmasının etkisi büyüktü.

Çünkü ileride top tutan, pas dağıtan tek oyuncu Diego Ribas'tı.

Bruno Alves, attığı frikik golüyle galibiyeti getirirken, uzun zamandır Fenerbahçe'nin o pozisyondan frikik golü olmadığını da hatırlattı izleyenlere. Hem de müthiş bir gol..

Fenerbahçe, ikinci maç için avantaj sağlarken, daha önce Trabzon'da yaşanan olayların bir benzeri bu akşam Bursa'da yaşandı.

Türkiye'de Fenerbahçe'ye karşı yapılan şiddet eylemleri gerektiği gibi cezalandırılmadığı müddetçe bu olaylar daha çok artacak, burası bir gerçek.

Yetkililerin bir an önce tedbir alması lazım.

Maç öncesi Bursa'da yaşanan olayların organize olduğu, tribüne asılan pankarttan belliydi.

Bir grup dışarıda Fenerbahçe kafilesini taciz ederken diğer grup ise tribüne pankart asmakla meşguldü.

"Senaryo yazarsınız ancak Bursaspor bu tiyatroyu bozar" şeklindeki pankart, acaba şimdi kimlerin elinde kaldı? 

Zira daha geçen hafta Kadıköy'deki maçta kasıtlı olarak "bordo ceket, mavi pantolon" giyerek tribünleri germe amacını güden Şenol Güneş, bu akşam ise takım elbise-kravatlıydı. 

Şimdi kim senaryo yazıyor dersiniz? 

Sahi şu Bursaspor'un "en formda oyuncusu" olan ama ne hikmetse bütün maçlarda yedekten giren  Holmen'in "statü gereği" oynamamış olması bu tiyatroyu bozmuş olmasın. 

***

Şimdi önümüzde kupadan daha da önemli lig maçları var.

Bu akşam Bursa'da oynanan oyunun özellikle ilk devresini, bu takım eğer kalan 6 maçın tamamına yayabilirse şampiyon olmaması için hiç bir neden yok.

Darısı hem lige, hem finale..

Stat: Bursa Atatürk Stadı

Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Mehmet Cem Satman

Bursaspor: Harun Tekin, Şener Özbayraklı, Şamil Çinaz, Serdar Aziz, Aziz Eraltay (Dk. 80 Bekir Yılmaz), Ozan Tufan, Belluschi, Josue, Volkan Şen (Dk. 60 Emre Taşdemir), Bakambu (Dk. 73 Enes Ünal), Fernandao

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Alves, Egemen Korkmaz, Kadlec, Mehmet Topal, Selçuk Şahin, Kuyt, Alper Potuk (Dk. 84 Bekir İrtegün), Diego (Dk 77 Caner Erkin), Emenike (Dk. 79 Sow)

Goller: Dk. 33 Belluschi (Bursaspor), Dk. 26 Emenike, Dk. 36 Alves (Fenerbahçe)

Sarı Kartlar: Dk. 44 Belluschi, Dk. 63 Serdar Aziz (Bursaspor), Dk. 9 Kadlec, Dk. 79 Volkan Demirel, Dk. 90 Caner Erkin (Fenerbahçe)

26 Nisan 2015 Pazar

Eskişehirspor : 1 - Fenerbahçe : 1 ( Spor Toto Süper Lig 28.hafta maçı ) HARAKİRİ !!



Sezon başından bu yana bütün kazandığı zor maçların arefesinde kolay denebilecek maçlarda takılan Fenerbahçe, bu alışkanlığına yine devam etti.

Ligin ilk yarısında Bursa deplasmanından 1 puanla ayrılarak son 7 haftaya avantajlı giren ancak bir sonraki hafta sahasında Eskişehirspor ile 2-2 berabere kalarak bu avantajını kaybeden, ligin ikinci yarısında ise Galatasaray'ı yenerek yeniden avantajı eline alan ancak bir sonraki hafta Gençlerbirliği'ne deplasmanda 90.dakika golüyle mağlup olan Fenerbahçe, geçen hafta da ölüp ölüp dirildiği Bursaspor maçı sonrası bu akşam Eskişehir'de takılarak yeniden avantajı rakiplerine bıraktı.

Artık Fenerbahçe, rakiplerinin takılmasını bekleyecek bundan sonraki haftalarda.

Bu akşamki oyunu gördükten sonra Fenerbahçe'nin kalan 3 deplasmanını da kazanacağının garantisini kimse veremez.

Hele ki bu deplasmanlardan en zoru, 33.haftadaki İstanbul Başakşehir maçı.

Sahasında Fenerbahçe'ye hep ters gelen Sivasspor'u saymıyorum bile.

Geçen hafta Caner'i sağ önde, Sow'u sol önde oynatarak Alper Potuk'u kalabalığa mahkum eden İsmail Kartal, maç içi bu değişikliği bu defa Eskişehir'de denedi ancak tutmadı.

Egemen Korkmaz'ın defansta olmadığı akşamda Fenerbahçe yine geriye yaslanarak oynadı.

Egemen Korkmaz bu takımda olmadığı zamanlar, hep aynı hastalık yaşanıyor ve hoca bu hastalığa bir türlü önlem alamıyor.

Egemen Korkmaz, oyun stili olarak sert savunmayı yapan ve rakip santraforları ceza sahası dışına iten bir oyuncu. Dolayısıyla da top, Fenerbahçe kalesinde uzakta oluyor, orta saha üstünlüğünü eline alınca da rakipler bir süre sonra pes ediyor.

Ama Egemen Korkmaz oynamadığı zaman içeriye gömülerek oynuyorlar ve sürekli pozisyon veriyorlar.

Bu akşam da aynısı oldu.

Eskişehirspor'un gezgin santraforu Mori, sürekli kanat değiştirerek defansın ayarını bozdu.

Markajcısı Bekir İrtegün'e zor anlar yaşattı sürekli.

Defansın dengesi zaten bozulmuşken Caner Erkin'i de mevkisi dışında oynattığınız zaman hem sol kanat akınları önleniyor, hem de o kanattan rakipler sürekli atak yeniliyor.

Ayrıca sol çizgide oynadığı zaman daha etkili olan Alper Potuk ta orta alan kalabalıklığına karışarak kayboluyor, bu akşam olduğu gibi.

Geçen hafta maçın ikinci yarısında sağ çizgiye geçen Caner Erkin, bir süre sonra sürekli olarak kulübeye sol tarafa gitmek istediğini defalarca iletti, maçı çıplak gözle izleyenler görmüştür.

Ancak İsmail Kartal buna izin vermedi.

Gol de belki Caner Erkin'in ortasından geldi ancak her maç aynı taktik tutacak diye bir kural yok.

Bu akşam solda oynayan Sow, pozisyona girmekte zorlanırken maç içerisinde değişiklik denenmedi bile, statik oynandı.

Bir şans golüyle öne geçmesine rağmen, her ne kadar İsmail Kartal maç sonrası "skoru korumaya oynamadık" dese de maçın kalan dakikalarındaki hamleleriyle bal gibi de skora oynadığını gösterdi.

Eskişehirspor atak üzerine atak geliştirmesine rağmen ileride top tutacak Kuyt'u uzun süre kenarda bekleten, Emenike hamlesini çok geç yapan İsmail Kartal, nasıl ki kazandığında övgüyü hak ediyorsa, bu akşam da taktik hataları ve oyuncu değişikliklerindeki kararlarıyla maçı zora sokan, dolayısıyla da şampiyonluğu riske atan isimdi.

Şimdi Fenerbahçe'nin 3 içeri, 3 deplasman maçı var.

İç saha maçlarında fire vermez.

Ama kalan deplasmanların 3 ünün de kazanılması biraz zor.

Bu oyun anlayışıyla tabi ki.

Ayrıca takımda sarı kart sınırındaki 7 oyuncu olması da Fenerbahçe'nin mücadele gücünü sahaya yansıtmaya engel bir durum.

Bunların başında da Mehmet Topal var.

Haftalardır sınırda olan Mehmet Topal, ikili mücadelelere her ne kadar girse bile tedirgin.

Orta alanda Emre Belözoğlu bu akşam çıkana kadar elinden geleni yapmaya çalışırken başta Sow, Alper Potuk, Caner Erkin ve Gökhan Gönül vasatı aşamadı.

Ancak Caner Erkin'in mevkisi değiştirilerek belki bu soruna çözüm bulunabilirdi, o da olmadı.

Artık futbolcuların maç sonrası klasikleşen demecine, yani "önümüzdeki maçlara bakacağız" demekten başka birşey yok.

Umarız bu akşamki kötü futbol, son olur.

Hakem Kamil Abitoğlu'na gelecek olursak;

Kale çizgisi üzerinde kontrolüne aldığı topa değil de Volkan Demirel'e art niyetli olarak giren Mori'ye kart bile çıkarmaması, maçın uzatma dakikalarında 3 e 3 giderken Kuyt'a Özgür Çek'in kasti faulüne devam demesi, maç içerisindeki iikili mücadelelerde takdir haklarını Eskişehirspor lehine kullanması ancak Kamil Abitoğlu'na yakışırdı.

Zaten Kamil Abitoğlu ile oynadığı maçlarda Fenerbahçe'nin 8 galibiyet 7 mağlubiyet alması da bunun bir göstergesi.

Son olarak Volkan Demirel hakkında birkaç satır karalanması gerekirse;

Bu akşam oynadığı maçla 294.defa Fenerbahçe kalesinde lig maçına çıkan Volkan Demirel, Fenerbahçe kalesinde en fazla oynayan futbolcu ünvanını alırken 1 puanı da kurtaran isimdi.

Yediği golde ise yapacağı hiçbirşey yoktu.

Hani derler ya, 100 defa vursan birisi gol olur, işte öyle bir pozisyondu.

Kısacası, Fenerbahçe galibiyeti hak etmedi.

Stat: Eskişehir Atatürk

Hakemler: Mustafa Kamil Abitoğlu, Adil Sinem, Asım Yusuf Öz

Eskişehirspor: Ali Şaşal Vural, Lawal, Sezgin Coşkun (Dk. 89 Diego), Sezer Öztürk (Dk. 67 Serdar Özkan), Kaan Kanak, Mori, Mustafa Yumlu, Toko (Dk. 73 Emre Güral), Özgür Çek, Kamil Ahmet Çörekçi, Causic

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Alves, Bekir İrtegün, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal, Caner Erkin (Dk. 69 Kuyt), Emre Belözoğlu (Dk. 73 Selçuk Şahin), Alper Potuk (Dk. 87 Emenike), Sow, Webo

Goller: Dk. 33 Mustafa Yumlu (kendi kalesine) (Fenerbahçe), Dk. 80 Emre Güral (Eskişehirspor)

21 Nisan 2015 Salı

Fenerbahçe : 1 - Bursaspor : 0 ( Spor Toto Süper Lig 27.hafta maçı ) LİDERLİK RUHUNDA VAR !!



16 gün geçti aradan. 

Fenerbahçe ve milyonlara sıkılan kurşunun üzerinden 16 gün geçti.

Ama failler ortaya çıkmadı, çıkartılmadı. 

"Timsah gözyaşlarıyla" süslü birkaç demeçten, birkaç kınamadan sonra herkes başını kuma göndü ama kaba etleri halen dışarıda.

Ve bizler yaşamaya devam ediyoruz. 

Geçtiğimiz aylarda vahşice katledilen Özgecan'ın katillerini 2 saat sonra yakalayan devlet, 40 kişiyi öldürmeye azmeden katilleri ise ne yazık ki bulamadı, bulmadı.

İşte bu saldırıdan sonra Fenerbahçe, lige Bursaspor maçıyla birlikte döndü. 

Bir önceki gün rakibinin kaybetmesi sonucu liderlik şansı doğan Fenerbahçe, zorlansa da artık lider.

Ligin en iyi takımlarından biri olan, en fazla gol atan Bursaspor karşısında, son anda sakatlanan Kuyt'tan da yoksun çıkan Fenerbahçe, maça da baskılı başladı. 

Ancak Bursaspor kalesine etkili gidemedi, atakları gol pozisyonlarına dönüştüremedi.

Pierr Webo en uçta, Sow ve Emenike ise kanatlarda yeralırken, Alper Potuk forvet arkasındaydı.

Eskişehirspor'da da bu mevkide başarılı maçlar çıkartan Alper, maçın genelinde Emre ile birlikte topu ileriye taşıyan iki futbolcudan birisiydi.

İlk yarıda Gökhan Gönül'ün tutuk olduğunu ancak bunda da önünde oynayan Emenike'den kaynakladığını ifade edelim.

Bursaspor oyunun ilk 15 dakikasından sonra kontrolü eline alır gibi göründü.

Orta alanda daha fazla topa sahip oldular, kanatları iyi kullandılar ve Fenerbahçe kalesinde ciddi tehlikeler de yaşattılar. 

15.dakikada Emre Taşdemir'in direkten dönen topunda Belluschi'in  pozisyonu ofsayttı.

Yeri gelmişken bir gerçeği de belirtelim.

Fenerbahçe maçlarında aleyhine olan hatalarda, özellikle de ofsayt pozisyonlarında yayıncı kuruluşun "Pierro" sunu delil olarak sunanlar, konu Fenerbahçe lehine olunca ne gariptir ki bu teknolojiden de uzaklaşıyorlar ve "hakemin yorumu atak yapan takım lehine olmalıydı" şeklinde son derece abuk bir yorumda bulunuyorlar. 

Eski MHK Başkanı Mustafa Çulcu'nun, devlet kanalında yaptığı yorumu mutlaka izleyenler olmuştur.


Hemen bu golün yayıncı kuruluştaki ölçümlerini de verelim de başta Kaya Çilingiroğlu olmak üzere bütün "yorucu yorumcuların" sesleri kesilsin.

Gerçi onlar konuşmaya devam ederler.

Hem de "benim üzerimde bir takımın forması yok" diye utanmadan ve sıkılmadan.

"Bu akşam hakem maçı Bursa'dan aldı, Fenerbahçe'ye verdi" diye devletin ekranında zırvalayan bu zat, ne gariptir ki yine bu sezon oynanan Beşiktaş-Bursaspor maçının son dakikasında olmayan penaltı ile maçı kazanan, yöneticisi olduğu eski takımı Beşiktaş için ise gerdan kırmaktaydı ekranda.

Neyse, konumuza dönelim.

İlk yarı sonuna kadar orta alan mücadelesi şeklinde geçen maçta, ikinci yarı İsmail Kartal'ın Hasan Ali Kaldırım hamlesi de maçı çözdü bir nebze.

Hem de hiç beklenmedik şekilde Caner Erkin'i sağ açık, Sow'u ise sol açığa koyarak hem Bursaspor'un en etkili oyuncularından olan Volkan Şen'in önünü iki hızlı oyuncu Gökhan Gönül ve Caner Erkin ile kesti, hem de Caner Erkin'in içeriye katederek Alper Potuk ve Emre Belözoğlu'nun yardımına gitmesini sağladı İsmail Kartal.

Maçı çıplak gözle izleyenler bu dakikalarda bir diyaloğa şahit olmuşlardır.

Caner Erkin, İsmail hocaya tam 4 defa Sow ile yer değiştirmek istediğini belirtti ancak İsmail Hoca yerinde kalmasını ısrarla tembihledi.

İlk yarıda pek etkili olamayan Gökhan Gönül ise, önünde oynayan Caner Erkin'in yardımıyla ikinci yarıda sık sık ataklara katıldı. 

Bursaspor forveti Fernandao'nun fizik gücü sayesinde kazandığı toplarla hızlı hücumlara çıkarken 80.dakikada Bellucshi'nin çatala giden topuna "dur" diyen Volkan Demirel, maçı da çeviren isimdi.

Galatasaray ve Beşiktaş maçlarında yaptığı asistlerle golü getiren Pierr Webo ise, bu akşam bir santrafordan ne bekleniyorsa hepsini yaptı.

Perdelemeye geldi, top aldı, hava topu kazandı, arkadaşlarına koşu yolları açtı, en sonunda golünü de attı ve takımını bitime 7 hafta kala liderliğe taşıdı. 

Umarız bu liderlik sezon sonuna kadar devam eder. 

Pierr Webo ile birlikte Alper Potuk, Emre Belözoğlu, Mehmet Topal, Caner Erkin, Gökhan Gönül ve ikinci yarı oyuna giren Hasan Ali Kaldırım da oyunlarıyla öne çıkan isimlerdi. 

***

Bursaspor Teknik Direktörü Şenol Güneş'in maç boyunca hakemlere tepkisi, rakip takım oyuncularına karşı tavrı gözlerden kaçmadı.

Bildik Şenol Güneş işte.

1996 ve 2011 in kuyruk acısı devam ediyor.

Maçtan sonra yaptığı açıklama ise, açıklanamayacak tarzdan.

Hem mana olarak, hem de üslup olarak.

Tercüman gerek kısacası. 

"Adaletin olmadığı yerde şiddet başlar" diyerek, aslında memleketi Trabzon'daki kurşunlanma olayını meşru gösteren Şenol Güneş, ne hazindir ki bu ülke milli takımında da görev alan bir "bilgedir." bazılarına göre.

Demek ki içi boş mesajlarla şiddet önlenmiyor, asıl niyetlerin halis olması lazım.

Kısacası memleketinde 2 hafta önce yapılanlar gibi "karanlığa kurşun atmak" Şenol Güneş için zor olmasa gerek. 

Ki böyle açıklamaları yapıyor. 

Filozof görünümlü zat. 

**

Şimdi önümüzde kritik bir deplasman var.

Seyircisinden yoksun olarak Eskişehir'e gidecek olan Fenerbahçe'de, Bruno Alves te cezalı.

Egemen Korkmaz sakat.

Umarız hafta içerisinde oynayacak duruma gelir.

Beşiktaş maçı sonrası belirttiğimiz "Beşiktaş galibiyetinin anlamı, Rize'de de galip gelmekten geçer" tezimizi şimdi yineliyoruz.

"Bursa maçının galibiyeti, ancak Eskişehir'de de galip geldiği zaman anlam kazanacaktır."

Ligin sonunun yaklaştığı bu dönemlerde kaybedilecek en ufak pozisyon bile, şampiyonluğa mal olacaktır.

Geçen sezon bu saatlerde Fenerbahçe'nin şampiyon olması için sadece 1 puan gerekliydi.

20 Nisan 2014 tarihinde Olimpiyat Stadı'nda oynadığı Beşiktaş maçını kazansa şampiyonluğu garantileyecekti Fenerbahçe. 

O maç 1-1 biterken bir sonraki Rizespor maçında alınacak 1 puan bile şampiyon yapacaktı takımı ve Rizespor maçında şampiyonluk garantilenmişti.

Yani Nisan 29 unda.

Şimdi ise şampiyonluk için 7 hafta var. 

Sezon içerisinde türlü nedenlerle kaybedilen puanlar, takımı bu duruma getirdi.

Umarız son puan kaybı, Gençlerbirliği maçında kalsın.

Darısı önümüzdeki hafta Eskişehir'e..

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu

Hakemler: Hüseyin Göçek, Onur Aktaş, Erdem Bayık

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Alves, Bekir İrtegün, Caner Erkin (Dk. 90+1 Kadlec), Mehmet Topal, Emre Belözoğlu, Alper Potuk, Sow (Dk. 86 Selçuk Şahin), Emenike (Dk. 46 Hasan Ali Kaldırım), Webo

Bursaspor: Harun Tekin, Şener Özbayraklı, Serdar Aziz, Şamil Çinaz, Aziz Eraltay, Volkan Şen, Ozan Tufan, Belluschi (Dk. 90 Enes Ünal), Emre Taşdemir (Dk. 84 Bakambu), Josue, Fernandao

Gol: Dk. 84 Webo (Fenerbahçe)

Sarı kartlar: Dk. 27 Bekir İrtegün, Dk. 44 Emenike, Dk. 65 Alves, Dk. 90 Selçuk Şahin, Dk. 90+3 Webo (Fenerbahçe), Dk. 56 Ozan Tufan, Dk. 87 Serdar Aziz, Dk. 90 Şamil Çinaz (Bursaspor)