Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

4 Kasım 2016 Cuma

Fenerbahçe : 2 - Manchester Unıted : 1 ( UEFA Avrupa Ligi 4.hafta maçı ) SAVULUN BRE GAFİLLER, FENERBAHÇE GELİYOR !!



Fenerbahçe, son haftalarda oynadığı futbolla lig yarışına yeniden ortak olmak isterken, UEFA Avrupa Ligi’nde de bu akşam aldığı galibiyetle yeniden söz sahibi konumuna geldi, gruptan çıkma adına.

Maçtan önce iki hafta önce İngiltere’de oynanan maçta olmayan ancak bu akşam sahada olan Moussa Sow ve özellikle de Jeremain Lens’ten çok çok şeyler bekliyordu Fenerbahçe taraftarı.

Her iki oyuncu da hem oynadıkları futbolla, hem de attıkları jeneriklik gollerle maça da damga vururken, İngiliz devi Manchester Unıted, yine bir Kadıköy akşamında hüsran yaşadı.

Gururlu ve mağrur Mourinho ile Zlatan İbrahimoviç, Kadıköy’de Fenerbahçe ile bir kez daha tanışırken, İbrahimoviç’in maçta yaptığı ahlak dışı davranışlar ise, Fenerbahçe taraftarının tepkisini çekti ve maç sonuna kadar da bu tepki devam etti.

2007-08 sezonunda dönemin kalburüstü takımı İnter ile İstanbul’a gelen İbrahimoviç, o maçta da tribünlerin büyük tepkisini çekmiş ve bir varlık gösterememişti.

Bu akşam da kaderine razı geldi kısacası.

Fenerbahçe, son haftalarda oynadığı olumlu oyunla bu maç öncesi favori olmasa da kolay lokma değildi en azından.

Ancak gruptan çıkma adına da kendi sahasındaki maçları kazanmak zorunda olduğunu biliyordu oyuncular.

İşte bu inançla sahaya çıktıklarında, maçın daha başında Moussa Sow’un en iyi yaptığı işlerden birisi, sırtı kaleye dönükken tek ayak üzerine yaptığı kendine özgü rövaşata ile Kadıköy çok erken ayağa kalkarken, erken gol de Manchester Unıted’in bütün oyun planlarını bozdu.

Yetmedi, bir de Pogba erken sakatlanarak oyun dışı kalınca, Fenerbahçe orta alanda en azından rakibiyle mücadele etme şansı yakaladı.

Ancak bütün takım olarak topun arkasına geçen Fenerbahçe, ilk yarının son bölümüne kadar topu tutmakta ve oyun kurmakta da zorluk çekti.

Bunda hem Manchester’in İbrahimoviç’i oyuna alması, hem de orta alanda Alper Potuk’un çok top kaybıyla oynaması etkiliydi.

Üstüne üstlük bir de defanstan çıkarken kaptırılan toplar ve pas hataları da Fenerbahçe’nin ileride çoğalmasına ve olgun atak geliştirmesine engel oldu.

İlk yarıda Fenerbahçe savunması, özellikle de Sktrel ile rakibine gol izni vermezken, Sktrel’in Rooney’in önünden aldığı top, tıpkı Feyenoord maçının son anlarında kaleye giden topa yaptığı hamleyi hatırlattı.
İkinci yarıda da Fenerbahçe kontrollü oynamayı ve yakaladığı kontraatakları değerlendirmek isteyen bir oyun anlayışı içerisindeydi.

Orta alanın yılmaz savaşçısı Mehmet Topal, ileriye çıktığı zamanlarda etkili olan bir oyuncu.

Maç içerisinde az ama öz çıkıyor.

Bu akşam da öyle oldu.

İleriye çıktığı bir anda kazandırdığı frikikte, Lens’in verdiği falso ve attığı gol, tıpkı 1998 Dünya Kupası’nda Roberto Carlos’un Fransa’ya attığı golü hatırlattı bizlere.

Neresinden bakarsanız bakın, o bölgeden öyle bir vuruş yapmak çok zordur.

Ancak Lens, mükemmel bir falsoyla topu  barajın adeta çevresinden dolaştırarak kaleye sokmayı başardı.
2-0 öne geçtikten sonra Fenerbahçe, Volkan Şen-Emenike değişikliğine gitti.

Aslında bu değişikliğin nedeni hem Emenike’nin süratinden faydalanmak, hem de sağ kanatta yorulan Volkan Şen’in yerine Moussa Sow takviyesini koyarak, defansif anlamda da bir tedbirdi.

Her ikisi de tuttu kalan dakikalar içerisinde.

Ama tutmayan, Emenike’nin bir türlü %100 gol olacak 3 pozisyonun golle sonuçlanmamasıydı.

Özellikle Jeremain Lens’in 69.dakikada sağ kanattan kale sahası içerisine gönderdiği topta, pozisyonun gelişimini dikkatle izlediğimizde Emenike önce öne doğru hareketleniyor, aniden karar değiştirerek arka direğe koşu yapıyor. Bu esnada da Lens topu kavisli gönderince topa yetişemiyor ve boş kaleye golü kaçırıyor.

İşte Emenike’nin bu savruk ve golden uzak oyun anlayışı, hemen her maçta böyle nüksediyor.

O pozisyonda başka bir forvet oyuncusu olsa, mesela ilk Manchester maçında Robin Van Persie’nin attığı gol, Emenike’nin pozisyonundan daha da zordu.

Çünkü önünde iki rakibi varken aralarına girerek golü atmıştı.

Hem de Emenike’nin ilk maçta attığı pas, Lens’in pası kadar yumuşak ve yerden de değildi.

Havadan ve sert gelen topu Robin Van Persie, doğru koşu ve zamanlamayla gol yapabiliyorken, Emenike bu beceriden yoksun.

Emenike’nin kaçırdığı gollerin üzerinde bu kadar durmamızın nedeni ise, gruptaki maçlar sonunda Manchester Unıted ile Fenerbahçe’nin olası puan eşitilikleri durumunda ortaya çıkacak sıralamanın, Manchester lehine olmasıdır.

Zira ilk maçta deplasmanda rakibine 4-1 mağlup olan Fenerbahçe, eğer İstanbul’da rakibini 3-0 mağlup edebilseydi, “gizli bir puanın sahibi olacaktı.”

Ve bu gizli bir puan da maçlar sonunda Fenerbahçe’yi yukarı taşıyacaktı.

Nihayetinde Fenerbahçe, kazanmak zorundaydı ve kazandı.

Şimdi sırada ve asıl hedef olan lig var.

Akhisar deplasmanında da umarız ki bu doğru oyun ve son haftalardaki galibiyet serisi devam eder.

Çünkü artık bu haftalardan sonra kaybedilecek her puanın, telafisi de gerçekten zor.

Stat: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi

Hakemler: Milorad Mazic, Milovan Ristic, Dalibor Djurdjevic (Sırbistan)

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Şener Özbayraklı, Kjaer, Skrtel, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal, De Souza, Alper Potuk (Dk. 82 Neustaedter), Lens, Volkan Şen (Dk. 68 Emenike), Sow (Dk. 87 İsmail Köybaşı)

Manchester United: De Gea, Darmian, Rojo, Blind, Shaw, Schneiderlin (Dk. 46 Mata), Herrera, Pogba (Dk. 30 Ibrahimovic), Rashford (Dk. 61 Mkhitaryan), Martial, Rooney

Goller: Dk. 2 Sow, Dk. 59 Lens (Fenerbahçe), Dk. 89 Rooney (Manchester United)

Sarı kartlar: Dk. 12 Schneiderlin, Dk. 18 Herrera, Dk. 73 Mata (Manchester United), Dk. 43 Volkan Demirel, Dk. 55 Alper Potuk, Dk. 71 Skrtel, Dk. 84 Şener Özbayraklı, Dk. 90+5 De Souza (Fenerbahçe)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder