Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

14 Nisan 2016 Perşembe

Galatasaray : 0 - Fenerbahçe : 0 ( Spor Toto Süper Lig 26.hafta erteleme maçı ) BECERİKSİZ AYAKLAR, MİLYONLARI KAHREDİYOR !!



Çok değil, daha 10 gün önce oynanacak Osmanlıspor maçı öncesinde şampiyonluğun en büyük favorisi durumuna gelen Fenerbahçe, Osmanlıspor maçıyla birlikte başladığı düşüşü, Galatasaray maçıyla birlikte nihayetlendirdi.

Ama şimdilik..

Artık şimdi ipler tamamen Beşiktaş’ın elinde ve kendi maçlarını kazanması bile yetmiyor Fenerbahçe’nin.

Rakibinin kalan 6 maçından 1 inde mağlup, diğerinde berabere kalmasını bekleyecek.

Yani işin kısacası, Fenerbahçe camiasına bu sezon da “geçmiş olsun.”

Sezon başında kadro yapılanması yapılırken büyük paralar harcanarak kurulan takım, şu anda maalesef ki bizim ilk gençlik yıllarımızda izlediğimiz, Lukovcanlı, Müjdatlı, Abdülkerim, Hasanlı, Şenol, Rıdvanlı kadronun sezonu 45 golle bitirmesiyle birlikte, “lig tarihinin en az gol atan kadrolarından birisi” olma rekoruna ortak olmaya doğru son sürat gidiyor.

Öyle ki, 28.hafta sonunda Fenerbahçe’nin attığı gol sayısı sadece 44.

Yani 1987-88 sezonundan sonra ilk defa bu kadar kısır bir gol sayısı içerisinde Fenerbahçe.

İşte burada da sorulması gereken soru şudur:

“Sezon başında 17 milyon eoruya satılan Moussa Sow’un bonservis parası, sezon sonu gelecek şampiyonluk parasından daha mı fazladır?”

Veya daha anlaşılır bir şekilde soracak olursak;

“Moussa Sow’un satılması, şampiyonluktan daha  mı değerliydi?”

Yine sezon başında kurulan kadroda 3.cü bir forvetin olmayışı, bugün gelinen durumun sebeplerinden değil midir?

Hangi şampiyonluğa oynayan takım bünyesinde 2 forvetle sezon tamamlanıyor?

Sizin takımın orta alan oyuncularına baktığınız zaman, skora etkileriyle rakibinizin orta alan oyuncularının skora etkilerini karşılaştırdığınız zaman, hiç hata yaptığınız düşünmüyor musunuz?

Sosa-Oğuzhan ikilisi 18 asist, 13 gol üretebilmişken Diego-Josef-Mehmet Topal üçlüsünün toplam asist ve gol sayısı, bu ikilinin yarısı kadar bile değildir.

İşte bu matematiksel gerçeklerle birlikte bir başka üzerinde konuşulması gereken konu da, teknik direktör tercihleridir.

Bugün maça saatler kala Caner Erkin’in kadro dışı bırakıldığı açıklaması yapılıyor.

Elbette ki sportmenlik dışı hareket yapan bir oyuncunun kadro dışı bırakılması, teknik direktör ve yönetim tasarrufudur, sorgulanamaz da.

Ancak,

Galatasaray gibi kazanılması gereken mutlak bir deplasmanda, hücum yönü kuvvetli bir beki kenarda bekleterek, savunma yönü kuvvetli bir beki sahaya sürme tercihiniz, tabi ki diğer oyuncuyu da infial noktasına getirecektir.

Bizler, Caner Erkin’in sezon genelinde iyi bir performans sergilediğini savunmuyoruz.

Tabi ki bu sezon Caner Erkin, eski sezonlarının çok çok gerisindedir, bunu kabul ediyoruz.

Ancak burada yine Teknik Direktörün de suçu olduğunu düşünüyoruz.

Sezon başından bu yana hemen hemen bütün mevkilerdeki oyuncularla “bireysel ilişki anlamında” sıkıntılar yaşayan Pereira, maalesef ki kadro yapılanmasında da istikrarsız bir görüntü sergileyerek, oynayan-oynamayan oyuncuları “barışık tutmamıştır” kendisiyle.
Onların performanslarını artıracak bireysel çalışmaları yapmamıştır veya yeterince iyi yapamamıştır.

Dolayısıyla “at, sahibine göre kişner” sözü, işte tam da burada anlam kazanmaktadır.

Galatasaray’ın 90 dakika boyunca kaleye sadece 3 şut çektiği ve bunlardan sadece 6.dakikadaki Selçuk İnan’ın vuruşundan başka isabet sağlayamadığı gerçeği bir kenarda dururken, sizin kaleye 13 şut atıp 4 isabet bulmanız da “şanssızlıkla açıklanamaz.”

Olsa olsa, Gökhan Gönül’ün maç sonu açıklamasında da belirttiği gibi bunun adı “beceriksizliktir.”

Öyle ki, gol olabilecek her türlü vuruşun imkanı varken, Volkan Şen’in 24.dakikada, Jose Fernandao’nun ise 90+1 deki vuruşlarında “şanssızlık unsuru” gerçeği yansıtmamaktadır.
Bu iki pozisyon sadece birer örnektir.

Yine sezon başında transfer edilen Luis Nani için, sezonun 8.haftasında oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçında tribünde yapmış olduğumuz “ bu sezonki Diego, Nani’dir beyler” yorumumuzu dün gibi hatırlıyoruz.

Geçen sezon transfer edildikten sonra her hafta “iyi oynayacak” diye adeta papatya falı açılan Diego’nun durumuna bu sezon Nani düşmüştür.

Kendisinden beklentilerin bu kadar yüksek olduğu bir oyuncu, maalesef ki kritik haftalarda 490 dakikadır gol atamıyor. Yani ligin 23.haftasındaki Beşiktaş maçının 82.dakikasında, Ozan Tufan’ın boş pozisyondaki asisti haricinde golü yok Nani’nin.

Diğer taraftan Robin Van Persie aynı şekilde sezon genelinde formsuz ve bütün bunlara ilave olarak, Pereira ile yaşadığı sorunlar malum.

Fernandao ise, tam bir “bomba.”

Hele bu akşam 90+1 de kaçırdığı golle, tıpkı geçen sezon Emenike’nin performansını mumla aratan bir oyun içerisinde.

Emenike’den söz açılmışken, ligin devre arasında “alternatif” olarak takıma dönmesi düşünülemez miydi diye de soruyor  insan bu kısırlığı gördükçe?

Nihayetinde Fenerbahçe, sezonu buraya kadar “birkaç iyi adamın” performansıyla getirdi.
Ancak onlarında gücü bir yere kadar..

Kalede Volkan Demirel, savunmada Gökhan Gönül, orta alanda ise Mehmet Topal, zaman zaman Alper Potuk, Volkan Şen v.s.

Bunlara ilave edebileceğiniz başka bir isim var mı?

Ayrıca kazanmanız mutlaka gereken bir maçta bile, rakibiniz kaleye dahi gelemiyorken, maçın son 20 dakikasını “2 önliberodan 3 ön liberoya” dönüş yaparak oynuyorsanız eğer, sizi kaleye direkt götüren Volkan Şen ve Alper Potuk’u oyundan alıyorsanız eğer, kusura bakmayın ama sizin “Fenerbahçe Teknik Direktörü olmaya hakkınız yok.”

Sizin yaptığınız değişiklikleri, bundan 20 yıl önce İstanbul’a gelen ve “aman gol yemeyeyim” diye düşünen Anadolu takımlarının, şimdi isimleri unutulan teknik direktörleri yapıyordu.

Fenerbahçe’nin şu anda hedefinde maalesef ki sadece Türkiye Kupası kalmıştır.

Orada da rakip Torku Konyaspor’dur.

Bu oyun planı ve formatıyla Torku Konyaspor’u geçeceğine inanan kaç kişi vardır, orası da muamma.

Umarız ki bu akşam Volkan Demirel’in maç sonu “ düzeltmemiz gereken konuları ben düzelteceğim” sözü, sadece taraftara şirin gözükmek için söylenmiş bir söz değildir.

Ayrıca sormazlar mı Volkan Demirel’e;

“Madem sorunların var olduğunu biliyordunuz, şimdiye kadar neredeydiniz?

“Sezon bitti mübarek.”


Galatasaray: 0 - Fenerbahçe: 0

Stat: Türk Telekom Arena

Hakemler: Mete Kalkavan, Aleks Taşçıoğlu, Esat Sancaktar

Galatasaray: Muslera, Semih Kaya, Denayer (Dk. 77 Koray Günter), Hakan Kadir Balta, Olcan Adın, Donk, Selçuk İnan (Dk. 82 Bilal Kısa), Yasin Öztekin, Emre Çolak (Dk. 62 Sabri Sarıoğlu), Sneijder, Podolski

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Kjaer, Alves, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal, De Souza, Alper Potuk (Dk. 80 Ozan Tufan), Volkan Şen (Dk. 71 Diego), Nani, Van Persie (Dk. 66 Fernandao)

Sarı kartlar: Dk. 66 Yasin Öztekin, Dk. 78 Sabri Sarıoğlu (Galatasaray)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder