Fenerbahçe, UEFA Avrupa
Ligi son 16 turunda Portekiz’in Braga takımını kuradan çektiği zaman, belki de
birçok kimse Braga’nın çok kolay bir rakip olduğunu düşünmüştü.
Öyle ya, torbada
Manchester Unıted, Liverpool, Bayern Leverkusen, Sevilla gibi pek çok üst düzey
takım bulunuyordu ve Fenerbahçe, nisbeten kolay bir rakiple eşleşmişti.
Ancak hemen söylemeliyiz
ki Braga, fizik gücü çok yüksek bir takım.
Son yıllarda
Fenerbahçe’nin orta saha baskısını çabuk kıran böyle bir takımla Fenerbahçe hiç
oynamadı.
Son 15 resmi maçında mağlup olmamış bir takım vardı Fenerbahçe'nin karşısında.
Ama tabi bu 15 resmi maçın içerisinde bir Fenerbahçe maçı yoktu Braga'nın oynadığı.
Bir Türk atasözünde ne demişler?
"Namağlup takım yoktur, Fenerbahçe ile oynamayan takım vardır."
Stoperleri uzun, orta
sahası uzun, forveti uzun.
Dolayısıyla sahanın her
alanında rakiplerini fizik gücüyle eziyorlar.
Maç oynanırken sahada
oynayan 11 Braga futbolcusunu tek tek saydım, 6 tanesi en az Fenerbahçe’nin en
fizikli oyuncusu konumundaki Fernandao veya Bruno Alves ile eşdeğer.
Hatta onlardan bile uzun.
Hele sonradan oyuna giren
5 numaralı stoperleri Boly, tam bir insan azmanı deyim yerindeyse.
İşte böylesine zorlu bir
rakiple kendi sahasında oynamanın avantajı ile sahaya çıkan Fenerbahçe, maçın
başlarında rakibini sarssa da yıkamadı.
Baskıya hemen karşılık
veren Braga, tehlikeli ataklar geliştirirken ilk yarıda kaleye 3 şutundan 2 si
isabetliydi.
Fenerbahçe orta sahasında
bir önceki turda olduğu gibi Josef De Souza forvet arkasında, Ozan Tufan ve Mehmet
Topal ise daha gerideydi.
Forvet mevkisindeki Robin
Van Persie, oynadıkça açılıyor.
Bu akşam da yukarıda
bahsettiğimiz fizikli Portekiz stoperleriyle başa baş bir oyun ortaya koydu.
Tekniğini ön plana
çıkardığı anlarda ise rakiplerine üstünlük kurdu.
İlk yarı boyunca rakibini
kanatlardan yıkmaya çalışan Fenerbahçe, uzun defans oyuncularının arasından gol
çıkartamadı.
İkinci yarının hemen
başında özellikle Volkan Şen’in sol kanattan getirdiği tehklikeli toplarda
rakibi karşısında üstünlük kurdu.
Bu ataklardan birinde
Robin Van Persie’nin attığı golü ise hakemler ofsayt gerekçesiyle iptal
ederken, TV görüntülerinden gördük ki rakibin 15 numaralı oyuncusu ofsaytı net
olarak bozuyor ve gol nizami.
Ancak maçın Fransız hakemleri, maç boyunca bütün takdir haklarının
tamamını rakipten yana kullandılar.
Özellikle orta hakem,
eski UEFA Başkanı Platini’nin Fenerbahçe karşısında çiğnenen onurunu kurtarmak
rolüne bürünmüş olsa gerek ki, bütün Fenerbahçe ataklarında rakibine yapılan
nizami şarjların tamamına faul çalarken, rakibin tehlikeli hareketlerini ise
oynattı.
İkinci yarıda rakip
kaleye ortadan gitmeye de başlayan Fenerbahçe, ilk yarıda yapmadığını, yani
dışardan şut atmayı da bu devrenin ortalarından itibaren denemeye başladı.
Önce Robin Van Persie’nin
ceza sahası çaprazından gönderdiği sert şutu kaleci iki hamlede kontrol
ederken, golün de nasıl geleceğini göstermiş oldu.
Öyle ya, bu kadar uzun
defans oyuncusunun içerisinden hava topu alarak gol yapmak neredeyse
imkansızdı.
Geriye kalan tek nokta,
araya atılacak toplar veya dışardan gönderilecek isabetli şutlar.
Araya top atacak teknikte
Fenerbahçe orta sahasında oyuncu sayısı yok denecek kadar az.
Ozan Tufan ile Raul
Meireles’in değişmesi de oyunun yönünü Fenerbahçe’ye doğru çevirdi.
Raul Meireles,
sakatlanmadan önce hatırlanacağı gibi Vitor Pereira’nın orta sahadaki
vazgeçilmezlerindendi.
Pasa dayalı oyunu iyi
yapabilen Raul Meireles, etkisini hemen
gösterdi.
Orta alanda rakibin
baskısını bol pas yaparak kırıp, hızlı hücumlar denemeye başladı Fenerbahçe.
Hemen peşinden gelen
Alper Potuk-Fernandao değişikliği de gol anlamında daha cesur bir davranıştı.
Ancak Vitor Pereira, iyi
oynayan Volkan Şen’i çıkarması ise bize göre yanlıştı. (Eğer Volkan Şen’in bir
sakatlığı yoksa.)
Zira Volkan Şen, o
dakikaya kadar Fenerbahçe’yi ileri taşıyan oyuncuların başında geliyordu.
Fenerbahçe, tur için
aradığı golü de nihayet rakibin orta sahasından kaptığı ve hızlı geliştirdiği
bir atakla buldu.
Bundan önceki turda
Moskova’da turu perçinleyen golü atarak Fenerbahçe kariyerinde Avrupa’daki ilk
golünü atan Mehmet Topal, anlaşılan bu alanda alışkanlık yaptı gibi.
Maç içerisinde mükemmele
yakın oynayan Mehmet Topal, attığı golle de gecenin kahramanı oldu.
Fenerbahçe’nin bu akşamki
belki de en işlemez yanı, her zaman övdüğümüz kanatlarıydı.
Gökhan Gönül’ün
yokluğunda Şener bütün iyi niyetiyle oynamasına rağmen, asla bir Gökhan Gönül
katkısı veremiyor.
Caner ise, çok top
kaybıyla oynadı bu akşam.
Alışkın olduğumuz
bindirmeler ve isabetli ortaları da yapamadı.
Nihayetinde Fenerbahçe,
UEFA Avrupa Ligi’nde çeyrek final yolundaki ilk engeli gol yemeden aşarken,
ikinci maç öncesi az da olsa bir avantaj elde etti.
Şimdi deplasmanda Braga
kesin gol lazım olacağı düşünülecek olursa, o maçın kilit oyuncuları Volkan
Şen, Luis Nani, hatta yetişirse Lazar Markoviç gibi geniş alanda iyi işler
yapan oyuncular olacaktır.
Deplasmanda atacağı bir
gol bile turu Fenerbahçe’ye yakın kılacaktır.
Darısı, rövanşa..
Stat: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi
Hakemler: Clement Turpin, Frederic Cano, Nicolas Danos (Fransa)
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Şener Özbayraklı, Kjaer, Alves, Caner Erkin, Mehmet Topal, De Souza, Volkan Şen (Dk. 65 Nani), Ozan Tufan (Dk. 72 Meireles), Alper Potuk (Dk. 79 Fernandao), Robin van Persie
Braga: Matheus, Baiano, Ferreira (Dk. 15 Boly), Andre Pinto, Goiano, Luiz Carlos, Vukcevic, Josue, Rafa Silva (Dk. 85 Santos), Eduardo (Dk. 72 Stoiljkovic), Ahmed Hassan
Gol: Dk. 82 Mehmet Topal (Fenerbahçe)
Sarı kartlar: Dk. 39 Vukcevic, Dk. 58 Luiz Carlos (Braga), Dk. 57 Van Persie, Dk. 71 Ozan Tufan, Dk. 77 Mehmet Topal (Fenerbahçe)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder