Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

17 Şubat 2016 Çarşamba

Fenerbahçe : 2 - Lokomotiv Moskova : 0 ( UEFA Avrupa Ligi son 32 turu ilk maçı ) SONU KUPA OLSUN



Fenerbahçe, hiç tartışmasız ki sezonun en iyi futbolunu oynadı.

Hatta o kadar iyi oynadı ki, bu ana kadar Barcelona'nın Celtic karşısında 2 sezon önce %92 lik isabetli pas rekorunu, maçın ilk yarısında yaptığı %93 lük isabetli pas oranı ile kırdı ve yeni rekorun sahibi oldu.

Peki neydi bu değişimin sırrı?

Özellikle lig maçlarında ortaya konan sıkıcı futbol, taraftarın tepkisine neden olan pozisyonsuz geçen dakikalar ve maçlardan sonra, bir Avrupa kupası maçında nasıl oluyor da bu kadar iştahlı, bu kadar arzulu ve daha maçın ilk yarısında turu geçecek kadar pozisyon yakalanıyor, bunlardan birisi de golle sonuçlanırken taraftarlara "bu takım daha ikinci yarıda gol atar" mesajı veriliyor?

Cezalı olduğu için bu maçta oynamayan Diego Ribas'ın orta alanda top ezmesinden veya kendi ekseni etrafında dönmeden pas vermemesinden mi kaynaklanıyor, yoksa iki ön liberodan özellikle de Brezilyalı olanının her aldığı topu kenara ve geriye oynamasından mı kaynaklanıyor?

Yoksa önlerinde oynayan Ozan Tufan'ın "İşte 8 milyonluk adam bu" dedirtecek kadar hem ofansa hem de defansa yardımcı olarak 90 dakika boyunca bitmek bilmez bir enerji ile mi oynamasından kaynaklanıyor?

Bizce sorunun doğru cevabı şu olmalı:

Fenerbahçe, bu güne kadar hiç olmadığı kadar "dikine oynadı."

Özellikle ikinci bölge diye tabir edilen orta alanda kazanılan topların hızlı bir şekilde kanatlara açılarak hücum varyasyonlarına dönüştürülmesine, burada da kenar bekleri Gökhan Gönül ve Caner Erkin'in yine eski günlerdeki gibi bol hücumu düşünerek oynamaları ve topu sürekli rakip alanda tutmalarından kaynaklanan güzel bir oyun ortaya kondu bu akşam.

İşte bu noktada da Robin Van Persie ismi bir kez daha ön plana çıktı.

Hafta içi Samuel Eto'o'nun Robin Van Persie'yi kastederek "O, halen dünyanın en iyi forvetleri ve oyuncularından birisi" diye tarif ettiği Robin Van Persie, top rakipteyken pres yapan ancak top takım arkadaşlarına geçtiği zaman da sürekli sağa ve sola deplase olarak orta alandan gelen oyunculara koridor açan bir oyun ortaya koydu.

Josef De Souza'nın attığı iki gol de dikkatle incelendiği zaman, rakip stoperleri bölgeleri dışına çıkartan ve arkada Josef De Souza'ya rahat gol vuruş imkanı sağlayan Robin Van Persie'ydi.

Ayrıca zaman zaman orta alandan driplingle top çıkartarak savunmasını rahatlatan da yine Robin Van Persie'ydi.

Ancak her ne hikmetse Fenerbahçe orta alan oyuncuları, Robin Van Persie'yi bir türlü besleyici pasları gol bölgelerinde zamanında ve isabetli bir şekilde gönderemiyorlar kendisine.

İşte bu durum da, O'nun klasındaki bir golcünün maçları golsüz tamamlamasına neden oluyor.

Örnek olarak, bu akşam Ozan Tufan'ın sağ kanattan içeri girdiği pozisyonda topu kendisine veren ve içeri kateden Van Persie olmasına rağmen, Ozan Tufan topu öyle bir hızla attı ki, neredeyse top auta gidiyordu.

Bulduğu birkaç zor pozisyonda da rakip kaleye isabetli vuruşlar yaptı.

Birinde kaleci son anda çeldi, diğer ikisi ise direği sıyırıp çıktı.

Fenerbahçe takımında bu akşam sahanın tartışmasız yıldızı, iki gol atan Josef De Souza değildi ama kenardan yaptığı ataklarla adeta Fenerbahçe'yi şaha kaldıran Gökhan Gönül'dü.

Kaptan olarak çıktığı Celtic maçından sonra, bu maçta da asistini yaptı Gökhan.

Hem savunmasındaki açıkları kapattı, hem de hücumda adeta üçüncü bir forvet gibi rakip ceza sahası içi ve çevresinde baskı kurdu.

Kısacası, Celtic maçından sonra UEFA tarafından "haftanın futbolcusu" ünvanının boşa verilmediğini bu maçta da ispatladı.

Gökhan Gönül'ün oynadığı maçlar dikkatle izlenecek olursa, O'nun oynadığı bütün maçlarda hem savunmacılar rahatlıyor, hem de hücumcular daha geniş alanlarda daha iyi pozisyonlar buluyor.

8 yıldır bu takımda oynayan ve 31 yaşına gelen Gökhan Gönül, umarız ki sakatlık problemi yaşamadan kariyerinin sonuna kadar bu büyük camia için ter döker.

Fenerbahçe savunması bu akşam kusursuz oynarken, özellikle Bruno Alves, bütün hava toplarında rakiplerine üstünlük kurdu.

Mehmet Topal yine bildiğimiz gibi görevini en iyi şekilde yerine getirirken, sezon başından bu yana bir türlü istikrarı yakalayamayan Ozan Tufan da bu akşamın iyileri arasındaydı.

Fenerbahçe takımında bu akşam en silik oyuncu ise, kuşkusuz ki Nani'ydi.

Topla bu kadar fazla oynamasına gerek yok.

Basit oynamayı sevmeyen, aldığı her topla rakip kalabalıklar arasına girerek, sonunda "yanlız kalan" Nani, eğer aldığı pasları doğru bir şekilde boştaki arkadaşlarına aktarabilse veye aktarsa, Fenerbahçe daha çabuk ve daha tehlikeli pozisyonlara girecek.

Ama Nani, neredeyse her maç aynı hareketleri tekrarlıyor ancak Vitor Pereira bir türlü buna önlem almıyor.

Böyle olunca da adeta takım içerisinde dokunulmazlık zırhı giymiş gibi duruyor.

Fenerbahçe'nin bu akşamki başarılı isimlerinden bir diğeri ise Volkan Şen'di.

Kanadından oldukça etkili ataklar başlatan, dış şut atan, tehlikleler oluşturan Volkan Şen, ilk yarıda Robin Van Persie'ye gönderdiği asist değerindeki pasla dikkat çekerken, yine ilk yarının son dakikasında ise uzaktan kaleye gönderdiği sert ve isabetli şutla, golü ne kadar özlediğini bir kez daha gösterdi.

Fenerbahçe'nin attığı gollerde asistleri yapanların, sağ ve solbekler olması ise ayrıca dikkat çekiciydi.

Nihayetinde Fenerbahçe, zorlanacak diye beklenilen bir maçı ezici bir üstünlükle kazandı.

Öyle ki rakibin Fenerbahçe kalesinde, ikinci yarının ilk dakikasındaki şut harici pozisyonu yok.

O şut ta ceza sahası dışından..

Tur için daha fazla skoru da üretebilirdi Fenerbahçe.

İkinci golü bulup tam rakibin gardını düşüreceği bir anda Robin Van Persie ve Volkan Şen'in aynı anda oyundan alınmaları, hücum zengnliğini de engelledi.

Maçın sonlarında oyuna giren ve iki müsait pozisyonu gole çeviremeyen Fernandao'nun yerinde, aynı pozisyonlarda Robin Van Persie'nin olduğunu düşündüğümüzde de, Vitor Pereira'ya değişiklikler esnasında taraftarların gösterdiği "ıslıklı tepkiyi" daha iyi bir anlayabiliyoruz..

Moskova maçındaki baskılı ve arzulu futbolun ligde, özellikle de bir sonraki Kadıköy maçı olan Beşiktaş maçında bekliyoruz ve

"Darısı Bursa-Beşiktaş- maçlarına diyoruz."

Stat: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi
Hakemler: Martin Strömbergsson, Daniel Gustavsson, Stefan Hallberg (İsveç)

Fenerbahçe: Fabiano, Gökhan Gönül, Kjaer, Alves, Caner Erkin, Mehmet Topal, De Souza (Dk. 84 
Kadlec), Nani, Ozan Tufan, Volkan Şen (Dk. 78 Alper Potuk), Van Persie (Dk. 77 Fernandao).

Lokomotiv Moskova: Guilherme, Yanbaev, Pejcinovic, Durica, Denisov, N'Dinga, Tarasov, Samedov, Fernandes, Kasaev (Dk. 62 Maicon (Dk. 76 Mikhalik)), Skuletic (Dk. 80 Miranchuk).

Goller: Dk. 18 ve 72 De Souza (Fenerbahçe)

Sarı kartlar: Dk. 45+1 Tarasov, Dk. 86 Mikhalik (Lokomotiv Moskova), Dk. 90+1 Kadlec (Fenerbahçe)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder