Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

29 Ekim 2015 Perşembe

Osmanlıspor : 0 - Fenerbahçe : 1 ( Spor Toto Süper Lig 10.hafta maçı ) İKİ İLERİ BİR GERİ: KAHIR MEKTUBU


11 Haziran 2015 tarihinde Fenerbahçe ile sözleşme imzaladığı anda, "Hücum futbolu oynayacağız, agresif olacağız" diyen Vitor Pereira, bırakın hücum futbolunu, savunma futbolu bile oynatamıyor maalesef, özellikle deplasmanlarda.

1999-00 sezonunun 5.haftasında göreve başlayan, Çek asıllı İtalyan Zdenek Zeman'ın yönettiği Fenerbahçe, hatırlanacağı gibi o sezonu 3 hoca ile tamamlamıştı. (Rıdvan Dilmen, Zdenek Zeman,Turhan Sofuoğlu)

İşte o sezon bile, Fenerbahçe'nin bu kadar içe gömüldüğü, bu kadar pas organizasyonlarından bitaraf olduğu bir futbolu hatırlamaz eminiz ki Fenerbahçeliler.

Haftalardır söylediğimiz ve hemen hemen bütün kesimlerin eleştirdiği antrenman metodlarında Vitor Pereira, "aktif dinlenme" ile geçiriyor günlerini.

Maç ertelerinde 1 gün izin, 2.gün rejenerasyon, 3.gün yine bir rejenarasyon, 4.gün toplu antrenman, 5.gün maç antrenmanı, 6.gün kamp, 7.gün maç..

Haftalar böyle geçip gidiyor maalesef..

Geçen hafta bunun örneklerini paylaşmıştık hatırlarsanız..

Bir kez daha hatırlatalım..




Osmanlıspor maçı için, 26 Ekim 2015 günü topbaşı yaptı takım..

Ve tabi ki, 25 Ekimde oynanan Galatasaray maçında ilk 11 de görev yapan oyuncular, görüldüğü gibi ilk antrenmanı "rejenarasyon antrenmanı" ile tamamladılar.

İkinci antrenman, 27 Ekim 2015 günü yapıldı.

Bu antrenmanda da, Galatasaray maçının üzerinden yaklaşık 60 saat geçmesine rağmen, o maçta oynayan oyuncular, yine "aktif dinlenme antrenmanı" yaptılar..

28 Ekim 2015 günü, yani dünkü antrenman ise, topla çalışma ve 5 e 2 ile geçti, sonrasında yolculuk ve bugün maç.

Her hafta aynı tablo tekrarlanıyor Fenerbahçe antrenmanlarında.

Geçen sezondan bir örnek..


Ligin 8.haftasında deplasmanda oynanan Beşiktaş maçı hazırlıklarına, görüldüğü gibi Fenerbahçe, 27 Ekim 2014 günü başlamış.

Bir önceki gün Gençlerbirliği'ni 2-1 mağlup eden kardoda oynayan oyuncular, görüldüğü gibi "salonda kuvvet çalışması" yapmışlar ve daha sonra sahadaki "dayanıklılık antrenmanı" ile günü tamamlamışlar.

İşte geçen sezonlardaki Fenerbahçe'nin fizik kondüsyonu ile bu sezonki fizik kondüsyonu arasındaki en büyük fark, yukarıda paylaşılan antrenman notlarında gizli aslında.

Maçlara genelde baskılı başlayan Fenerbahçe, oyunun özellikle son bölümlerinde adeta "kahır mektubu" okutuyor taraftarlarına.

Bu akşam da böyle oldu.

Galatasaray ile sahasında son 10 dakikada berabere kalan, o anlarda sahasından çıkmakta zorlanan ama rakibe de net pozisyon vermeyen Fenerbahçe, bu akşam da benzer görüntü sergiledi Osmanlıspor karşısında.

Osmanlıspor'un Fenerbahçe'yi tedirgin eden net pozisyonu yok..

Ama Fenerbahçe'nin de rakip kaleyi abluka altına alan oyunu yok denecek kadar az.. 

Hem de maçın genelinde..

Galatasaray maçında, özellikle son çeyrekte sahada adeta yürüyen ve fiziksel yorgunluğu gerekçe gösterilerek Ankara'ya götürülmeyen Luis Nani, sakatlığı nedeniyle kadroda olmayan Abdoulaye Ba ve ameliyat olan Caner Erkin'in dışında Fenerbahçe, Ajax ve Galatasaray maçlarına çıktığı ilk 11 ile çıktı..

Yani 8 oyuncu aynı..

Sadece Hasan Ali Kaldırım, Bruno Alves ve Alper Potuk değişiklikleri vardı.

Diego Ribas'ın sahada oyunu her iki yönlü oynaması, Alper Potuk'un her iki kanatta da hücum varyasyonlarında başrol oynaması, solbekte de Hasan Ali Kaldırım'ın 90 dakika boyunca her pozisyonda adeta tekmeye kafa uzatarak oynaması akıllarda kaldı bu akşam Osmanlıspor karşısında..

Kjaer'in son haftalarda düzelen oyunu da bir başka önemli noktaydı..

Bu isimlerden Alper Potuk'un kişisel gayreti ve geçen sezon Başakşehir maçında olduğu gibi topu içeri çekip sağ içle uzak direğe yaptığı plase vuruşla öne geçen Fenerbahçe, maç boyunca da bu üstünlüğünü zor da olsa korudu.

Maçın 35.dakikasında Fernandao'nun kaleye giden kafa şutunda, adeta voleybolcu gibi "smaç" atan Uğur Demirok'un pozisyonunu "ne hikmetse göremeyen" Hüseyin Göçek, yine aynı oyuncunun Diego Ribas'a yerde iken attığı kasti tekmeyi de "göremedi."

Ne hikmetse..

Ayrıca dikkat çekilmesi gereken bir nokta da, bu pozisyonda penaltıyı vermeyen Hüseyin Göçek'e hiçbir Fenerbahçelinin itiraz etmemesi.

Geçen hafta Galatasaray maçında, Fenerbahçe golünden önceki pozisyonda sağ kanatta Sabri'nin nizami bir şekilde topu göğsüyle stoplamasına, bütün Fenerium Alt tribünü uğultu ile tepki vermiş ve yardımcı hakem, hatalı bir şekilde "el ile oynama" gerekçesiyle "tribün etkisinde kalarak" oyunu durdurmuştu.

Yani maçlarda, anlık tepkiler çok önemli.

Geçtiğimiz yıllarda Tuncay Şanlı, Diego Lugano, Emre Belözoğlu gibi "isyankar ruhlar" sayesinde Fenerbahçe, saha içerisinde daha agresif, daha hakkını arayan bir takım görüntüsündeydi.

Bu sezon ise, hepsi "okumuş çocuklar."

İtiraz da yok, hak arama da..

Böyle olunca da, hakemler bile Fenerbahçe aleyhine daha rahat karar verebiliyorlar ve nasılsa itiraz yok diyerek rakiplere tolerans gösterebiliyorlar.

Özellikle geçen yıl, boşuna demiyorduk, "Emresiz Fenerbahçe, başı kesik tavuk gibi. Saha içerisinde ne yaptığını bilmiyor."

Sadece oyun anlamında değildi bu söylem..

Psikolojik üstünlük açısından da önemliydi.

Fenerbahçe'nin bu hastalıktan bir an önce kurtularak, saha içerisinde hakkını araması lazım artık.

Zira rakipler, olmayan pozisyonlarda bile el-kol hareketleriyle hakemleri yönlendirebiliyorken, Fenerbahçeli futbolcuların her karara "eyvallah" demesi, kabul edilemez..

Lazar Markoviç'in sakatlanmasıyla santrafor mevkisinden sağaçık pozisyonuna geçen Robin Van Persie'nin ismi de, bu dakikadan sonra neredeyse oyundan çıkana kadar zikredilmedi izleyenler tarafından.

Artık klasikleşen ve 65.dakikada kenara bakmaya başlayan Robin Van Persie, kontratına sanırız bir madde daha koydurmuş..

"Benim oyunda kalma sürem, 65 dakika."

Veya Vitor Pereira bu maddeyi koydurmuş gayri resmi olarak..

Zira her maç, 63 ile 65 arası Robin Van Persie dışarı, bir orta alan oyuncusu içeri.

Bu akşam da bu tercihi Raul'den yana oldu Vitor'un..

Halbuki o anlarda Osmanlıspor hocası, bir orta alan oyuncusunu oyundan alarak yerine santrafor sokabilme cesaretini gösterebiliyorken, Vitor Pereira en azından gençliği ile orta alana dinamizm getirecek Ozan Tufan'ı almalıydı sahaya..

Evet, Raul Meireles daha tecrübeli ancak yaşı itibariyle de orta alanda, baskı yapan bir takım karşısında daha agresif bir oyuncu tercih edilebilirdi.

Keza geçen sezon Başakşehir maçından sonra ilk 11 de oynamayan Mehmet Topuz'un da maçın son anlarında, "Alper Potuk" destekli oyuna girmesi de ayrı bir detay..

Pozisyon gereği Alper Potuk ile birlikte aynı mevkide oynayabilmesi açısından belki Mehmet Topuz tercih edilmiş olabilir ancak yine de Vitor Pereira, savunmaya gömülen oyun anlayışıyla Fenerbahçelileri her hafta stresten strese sokuyor..

Umarız bu stresler, bir sonraki deplasmanda, mesela Ajax maçında krize yol açmaz..

Zira bu takım, içeride oynadığı maçlarda bile eğer rakipten baskı yiyebiliyorsa, bunun bir numaralı sorumlusu Vitor Pereira'dır.

Elbette ki galibiyetler güzel, tek farklı olsa bile.

İstatistikler, skorları yazacak.

Ama oynanan futbol da ilerisi için umut vermiyor an itibariyle..

Şimdi önümüzde kritik bir Ajax maçı ve sonrasında içeride Torku Konyaspor maçı var..

Her iki maçı da Fenerbahçe, mutlak kazanmak zorunda.

En azından Ajax maçını kaybetmemek zorunda..

Lazar Markoviç sakat..

Luis Nani umarız o maçta sahada olur..

Ama, "gerçek Nani" olarak..

Fenerbahçelilerin de artık güzel futbol izlemeye hakları var sanırız..

Vitor Pereira'nın basın toplantılarında gösterdiği agresifliği, taraftarlar takımdan bekliyor artık sahada..

Stat: Osmanlı

Hakemler: Hüseyin Göçek, Ekrem Kan, Orkun Aktaş

Osmanlıspor: Artur, Hakan Aslantaş (Dk. 56 Vrsajevic), Szukala, Uğur Demirok, Pinto, Mehmet Güven (Dk. 76 Serdar Deliktaş), Musa Çağıran, Torje, Ndiaye, Erdal Kılıçaslan (Dk. 68 Umut Nayir), Umar 

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Kjaer, Alves, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal, De Souza, Markovic (Dk. 29 Fernandao), Diego, Alper Potuk (Dk. 88 Mehmet Topuz), Van Persie (Dk. 72 Meireles)

Gol: Dk. 52 Alper Potuk (Fenerbahçe)

Sarı kartlar: Dk. 8 Hakan Aslantaş, Dk. 45+3 Musa Çağıran, Dk. 46 Ndiaye, Dk. 73 Uğur Demirok (Osmanlıspor), Dk. 89 Alves (Fenerbahçe)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder