Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

21 Eylül 2015 Pazartesi

Fenerbahçe : 2 - Bursaspor : 1 ( Spor Toto Süper Lig 5.hafta maçı ) ÜLKEYE BARIŞ GELSİN AMA FENERBAHÇE MAÇLARINA SEN GELME BARIŞ !!



Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nde hafta içi aldığı şok mağlubiyet ve fiyasko sonuçtan sonra, Bursaspor karşısına hem liderliğini devam ettirmek, hem de imajını düzeltmek adına hayati bir maça çıkmıştı.

Oyunun ilk dakikalarından itibaren rakip sahada etkili olan, Lazar Markoviç desteğiyle hızlı hücumlar geliştiren Fenerbahçe, Luis Nani'nin de etkili alandaki rolüyle rakibi karşısında ciddi ataklar geliştirdi.

Ancak final paslarının yeteri kadar iyi olmamasından dolayı, hızlı başladığı maçta golü bulamadı ilk dakikalarda.

Lazar Markoviç'in her iki kanatta da Nani ile değişerek oynadığı maçın golü de, orta alanda Mehmet Topal'ın, "Selçuk Şahinvari" attığı ters topla oyunun yönünü değiştirmesi ve yine Markoviç'in bireysel performansını ön plana çıkartarak içe katetmesi sonucu, Fernandao'nun da topsuz alana yaptığı koşu neticesinde Nani'nin şık plasesi ile öne geçti.

Golden sonra da ataklarını yoğunlaştıran Fenerbahçe, Nani'nin soldan adrese pas niteliği taşıyan pasıyla önce Meireles, sonra da Ozan Tufan'ın karşı karşıya değerlendiremedikleri pozisyonlarla farkı da açamadı.

İlk yarının ortalarına doğru Bursaspor, oyunda dengeyi kurarak Fenerbahçe'nin üstüne daha fazla adamla gelirken, geride bıraktıkları boş alanlara Fenerbahçe orta saha oyuncularının yeteri kadar iyi pas atamamaları neticesinde kalesinde de ciddi bir tehlike görmedi.

İkinci yarıda ise ortaya hakem faktörü girdi.

Türkiye liglerinin "sözümona" efendi kılıklı ama yaptıklarıyla asla fair-play ruhunu taşımayan, "takiyyeci" Ertuğrul Sağlam ve yardımcılarının, maçın başından itibaren özellikle dördüncü hakem ve yardımcı hakemi etki altına almaya yönelik hareketlerinin, maçın ikinci yarısında orta hakem Barış Şimşek'e sirayet ettiğini gördük.

Maçın ilk yarısında Faty'nin, Luis Nani'ye attığı kasti tekmeyi görmezden gelen Barış Şimşek, ikinci yarıda tam anlamıyla dağıttı.

3 sezondur Fenerbahçe maçlarına verilmeyen bu "Trabzon Bölgesi" hakemi, ekranlarda gerdan kıran "yorucu yorumcuların" da telkin ve baskılarıyla 3 sezon aradan sonra ilk defa Fenerbahçe maçına çıkarken, resmen maçı da çığırından çıkartan isimdi.

Her pozisyonda yanlış ve yanlı kararlar verirken, eyyamın daniskasını yaptı.

Tehlikeli sayılacak pozisyonlarda verdiği devam kararlarını, bir sonraki ölü alanlarda çaldığı düdüklerle telafi etmeye çalıştı, göz boyadı resmen.

Özellikle Lazar Markoviç'in sağ kanatta rakibin ekarte ederek hızlanması neticesinde Faty'nin yaptığı kasti faulü es geçmesinin ardında, maçı çıplak gözle izlediğimiz ve pozisyonun hemen önümüzde cereyan etmesi hasebiyle, Ertuğrul Sağlam'ın daha faul olur olmaz ellerini kenara açarak çizgiye doğru koşması ve "yok birşey" diye hakeme bağırması dikkatlerden kaçmadı.

Aslında faulün ağababası vardı pozisyonda.

Zira Markoviç, bir rakibinden geçerken diğerini de geçmek üzereydi ve çok ciddi bir atağı başlatmak üzereydi.

Ama kendisine ikinci faulü yapan Hosogai'nin sarı kartı vardı 27.dakikadan.

Yani pozisyonda ikinci sarı kart çıkartmak zorundaydı Barış Şimşek ve tabi ki çıkarmadı.

Daha sonra gelişen Bursaspor atağında, tıpkı geçen sezon içeride oynanan Akhisar maçında dönen topa hamle yapmak isteyen Mehmet Topal'a yapılan kasti faulü es geçen ve dönen topu gol olarak değerlendiren Özgür Yankaya gibi, hemen hemen aynı noktadan bu defa dönen topa Raul Meireles hamle yapmak üzere iken rakibinin itmesi sonucu pozisyonunu kaybedip Bursaspor'un golünün gelmesini de izledi Barış Şimşek.

Bunlarla yetinmedi, önce Mert Günok'un Bruno Alves'e, sonra da Serdar Aziz'in Uygar Mert Zeybek'e yaptığı %100 lük penaltıları es geçti.

Lazar Markoviç'in pozisyonu ise penaltı değildi bize göre.

Omuz omuza mücadelenin olduğu bir pozisyondu ancak özellikle Uygar Mert Zeybek'in son dakikada ceza sahasında Serdar Aziz'in yüklenmesiyle yerde kaldığı pozisyon, dünyanın bütün liglerinde penaltıdır, Türkiye'de de penaltıdır ancak Fenerbahçe maçlarında değildir.

3 sezon sonra Fenerbahçe maçına çıkan Barış Şimşek ve bu "örgütün elebaşısı" Kuddusi Müftüoğlu'nu, bir nebze de olsa oyuna sonradan giren Robin Van Persie kurtardı attığı golle.

Ancak sonuç her ne olursa olsun, bu akşam Fenerbahçe resmen hakem tarafından katledilmiştir Kadıköy'de kendi seyircisi önünde.

Maça dönecek olursak;

Molde maçında sahanın en kötü isimlerinden olan ve yaptığı asiste rağmen ayakta duramayan Raul Meireles, bu akşam ise tam tersi Fenerbahçe'nin en etkili oyuncusuydu.

Hem savunmada, hem de hücumda mükemmel işler yaptı.

Atak kesti, pas trafiğini yönetti, ataklara katılarak pozisyonlara girdi, gollük bir vuruşunu ise Mert Günok son anda ayaklarıyla çıkardı.

Böyle oynayan bir Raul Meireles, Fenerbahçe takımında her zaman forma giymeyi hakeder.

Yanında oynayan Mehmet Topal ise bildiğimiz gibi.

"Ahtapot" lakabını neden aldığını bu akşam bir kez daha gösterdi.

Orta alanda bütün rakip ataklara karşı koymaya çalıştı genç Ozan ile birlikte.

Diego'nun yokluğunda o bölgeyi Raul ile birlikte doldurmakla görevli Ozan ise, oyunda kaldığı süre içerisinde özellikle enerjisi ise takıma büyük katkı sağladı.

Ancak şutları ve pasları biraz daha iyi olmalı Ozan gibi bir yeteneğin.

Caner'in Molde maçındaki formsuz görüntüsünün devam edeceğini düşünen Pareira'nın, hemen kendisini kızağa çekerek görev verdiği Hasan Ali Kaldırım ise, maç içerisinde çok çalıştı ve Caner ile forma rekabetine ciddi anlamda talip olduğunu gösterdi.

Özellikle galibiyeti getiren asisti, birinci sınıftı.

Defans bloğu ise Molde maçında olduğu gibi savruk değildi ve bu akşam nisbeten daha dikkatlilerdi.

Yine de Bursaspor'un attığı golde araya atılan topa hamle yapamamaları, hatalarından ders çıkartmadıklarının delili olarak dursun bir kenarda.

Kısacası Fenerbahçe, önemli bir haftayı kayıpsız geçerek önümüzdeki hafta oynanacak derbiye de puantajda avantajlı bir şekilde çıkacak.

Özellikle fazla sakatı bulunan Fenerbahçe'nin umuyoruz ki yeni sakatlara kapıları kapalı olsun,

Ve yine umuyoruz ki sakat olan oyuncular da bir an evvel takıma dönsün.

Özellikle de Josef ve Diego..

Darısı önümüzdeki hafta Beşiktaş maçına diyelim ve bu akşamki yönetiminden dolayı sözlerimizi şu şekilde bağlayalım:

"Ülkeye barış gelsin ama Fenerbahçe maçlarına sen gelme Barış!"

Stat: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi

Hakemler: Barış Şimşek, Mustafa Emre Eyisoy, Mehmet Cem Hanoğlu


Fenerbahçe: Volkan Demirel, Şener Özbayraklı, Alves, Kadlec, Hasan Ali Kaldırım (Dk. 84 Caner Erkin), Mehmet Topal, Ozan Tufan (Dk. 88 Uygar Mert Zeybek), Meireles, Markovic (Dk. 77 van Persie), Nani, Fernandao.


Bursaspor: Mert Günok, Advincula, Serdar Aziz, Dany, Aziz Behiç (Dk. 84 De Sutter), Faty, Hosogai (Dk. 57 Sercan Yıldırım), Dzsudzsak, Emre Taşdemir (Dk. 70 Aydın Karabulut), Josue, Necid.


Goller: Dk. 20 Nani, Dk. 80 van Persie (Fenerbahçe), Dk 63 Necid (Bursaspor).


Sarı kartlar: Dk. 27 Hosogai, Dk. 65 Dzsudzsak, Dk. 70 Dany, Dk. 72 Josue, Dk. 90+1 De Sutter (Bursaspor), Dk. 59 Markovic (Fenerbahçe).


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder