Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

1 Eylül 2013 Pazar

Fenerbahçe : 5 - Sivasspor : 2 (Spor Toto Süper Lig 3.hafta maçı) HOŞGELDİN İSYANKÂR FENERBAHÇE !!


Hafta içi CAS'tan beklediği kararı alamayan ve çıkan karar sonucu büyük hayal kırıklığıyla birlikte motivasyon kaybı yaşayan Fenerbahçe için, hiç kuşkusuz ki Sivasspor maçı çok ama çok önemliydi.

Denilebilir ki, "ligin henüz başı, puan kaybının telafisi vardır."

Ama işin aslı öyle değil.

Futbolcuların ve teknik ekiple birlikte, özellikle statta maç izleyen taraftarların, bu karara vereceği reaksiyon da önemliydi.

Hepsine tek tek değineceğiz.

Önce futbolcular:

Şampiyonlar Ligi'nden elenen, UEFA Ligi'nden ihraç edilen Fenerbahçeli futbolcular, bu sezonu "onur sezonu" olarak değerlendirmeliler ve ona göre hareket etmeliler hiç kuşkusuz ki.

Zira, sahada akıttıkları terin, sakatlanmalarının, tekmeye kafa uzatmalarının bir kıymet-i harbiyesi yokmuş demek ki birileri ve adil olması gerekenler nezdinde.

Bu bilinçle hareket eden Fenerbahçeli futbolcular da, Sivasspor maçına çok baskılı başladılar.

Bu baskıda birinci rol, şüphesiz ki lisans problemi yaşadığından dolayı bu vakte kadar Fenerbahçe formasını resmi maçlarda giyemeyen ve en son maçı Azerbaycan'daki Lankaran maçı olan Holmen'indi.

Oyunu iki yönüyle oynayan Holmen, aynı zamanda isabetli şutlar atan da bir oyuncu.

Defansında Egemen ve Alves ikilisini oturtmaya çalışan Ersun Yanal, solbekte de geçen hafta olduğu gibi Caner'i görevlendirdi.

Sağbek ise, malum.

Allah, sakatlık vermesin.

Orta sahada yılların değişmezi Selçuk Şahin-Raul Meireles ikilisi, önlerinde Holmen ve sağda Emenike, solda Kuyt, forvette Webo.

Öndeki 4 adam da, her an gol atabilecek kapasitede.

Holmen'in ön bölgede Sivasspor defansına yaptığı baskı, hem Webo-Emenike ikilisini, hem de arkalarındaki Selçuk-Meireles ikilisini rahatlattı ve Sivasspor defansı çıkarken çok top kaybetti.

İlk gol de böyle bir kayıp neticesinde geldi.

Gerçi o pozisyonda hakemin de bir şanssızlığı oldu ancak bizim anlatmak istediğimiz, bu sistemin Holmen ile daha da işler halde olmasıydı.

Emenike, sağ kanatta önceki maçlarından farklı olarak defansa da yardıma geldi.

Önceki maçlarda sadece ön sahada pres yapan Emenike, bu akşam Gökhan Gönül ile çok sık yardımlaşmaya girerek defansif görevini de yerine getirmiş oldu.

Solda-sağda-ortada, kısaca heryerdeki Kuyt ise, yine Fenerbahçe'nin en istikrarlı oyuncusuydu.

Attığı iki golle zor geçmesi muhtemel maçı kolaya çeviren isimlerin başında geliyordu Kuyt.

Erken gelen golün avantajını çok iyi kullanan Fenerbahçe, skoru korumak yerine farkı artırmayı düşündüğünden dolayı, 35.dakikada 3-0 ı buldu ve çok çok rahatlamış şekilde ikinci yarıya da başladı.

Alves, bu sezon ilk golünü atarken, yine bütün hava toplarını aldı, yerden gelen pozisyonlarda zaman zaman adamını kaçırsa da yine de topu oyuna sokmadaki hünerini bu maçta da gösterdi.

Geçen yıl Sow ve Kuyt ile çok iyi bir uyum sağlayan Webo ise, bu sezon Emenike'nin katılımıyla daha rahat pozisyona giriyor.

Maç içerisinde 3-4 defa net şekilde pozisyona giren ve değerlendiremeyen Webo, Caner'in harika asistini ise en iyi bildiği şekilde kafayla kaleye göndererek, sezonun siftahını yaptı.

Fenerbahçe'nin bu akşam önde basmasının ve kalesinde az pozisyon vermesinin en önemli nedenlerinden birisi, geçen hafta olduğu gibi bu akşam da takımın en çok çalışan oyuncularından olan, yılların ve yıllarla birlikte gelen 6 ayrı teknik adamın da "vazgeçemediği" Selçuk Şahin'di.

Selçuk Şahin, defansına yardım etti, forvetine yardım etti, beklerinin kademesine girdi, gollük şutunu ise Sivasspor kalecisi kurtarırken belki de haftanın en güzel gollerinden birisine engel oldu.

Hatta bir ara orta sahada 3 Sivassporlu oyuncu arasında yaptığı hareketle adeta Saraçoğlu çimlerinde "Xavi" den kesitler sundu.

Riski seven oyun anlayışıyla Selçuk Şahin, bir kısım tarafından beğenilmese de gerçek taraftar Selçuk Şahin'in kıymetini biliyor.

Umarız Selçuk ve O'nun gibi "yüreğini ortaya koyan" "16 numara gibi" gölgesine pres yapmayan oyuncu grubu bu takımda sürekli forma giyer.

Çünkü hakediyorlar.

Bir orduda hep general olmaz zira.

Bazen, askerler de olacak.

Bu takımın askerlerinden birisi de Selçuk Şahin'dir.

Sonradan oyuna giren Alper Potuk'a gelecek olursak;

Fenerbahçe kadrosunda umarız sürekli oynayan isimlerden birisi olur Alper Potuk.

Önünde Selçuk Şahin örneği var.

Yeteneği sorgulanmadan mücadelesi ve yüreğini sahaya koyduğu için bu takımda 10 yılı aşkın süredir forma giyiyor Selçuk.

Yedek kalsa da çalışarak tekrar formasını geri almayı biliyor.

Kendisinden iyi olan arkadaşları bulunduğu zaman da yedekliği sorun etmeden kenarda bekliyor.

Alper de bu akşam attığı golle Fenerbahçe kariyerine "merhaba" dedi.

İnşallah bu kariyer sürekli ve başarılı geçer.

***

Son gelişmelerden sonra en çok merak edilenlerin başında taraftar geliyordu.

CAS tarafından darbe vurulan Fenerbahçe'de taraftar, bu sezon maalesef 2-3 e bölünmüş durumda.

Yönetim lehinde olanlar, kendi havasında olanlar, yönetim aleyhinde olanlar.

Ne ararsanız var statta.

Ama hiçbir Fenerbahçe taraftarının, kendi stadında başkanına "Aziz Yıldırım, hesap versene" sloganı atmaması gerekir, atamaz, atmamalı.


Hele hele, hafta içi bir TV programında Trabzonspor'a kupayı geri alması yönünde yol gösteren, "obdüsmanlık" yapan Ali Şen için Aziz Yıldırım'a, "Ali Şen kardeşin, düşmanın değil" tezahüratını atamaz.

Ali Şen, icraatlarıyla şu anda Fenerbahçe camiasının "düşmanı" olduğunu resmen deklare etmiştir.

Zira hiçbir Fenerbahçeli, her fırsatta kendilerini boğmak isteyen, kulübü 3 yılda yaklaşık 500 milyon euro zarara uğratan hamlelerin içerisinde olan ve bu olayların bir numaralı müsebbibi Trabzonspor camiasına yol gösteremez, önderlik yapamaz, bayraktarlık rolüne soyunamaz.

Yapan her kimse, Fenerbahçe camiasının düşmanıdır.

Adı, ne olursa olsun..



Şimdi önümüzde kongre var.

Kongre kararı alan bir yönetime maç boyunca "yönetim istifa" demek ise, komiklikten öte birşey değildir.

Yüreği yeten, bu camiayı yıllardan beri her taraftan "Saran" lar ve camianın umudunu "kıran"lar, gelirler kongrede hesaplaşırlar yönetimle.

Dışardan, arabın yalellesiyle olmaz bu işler.

***

48 hafta sonra gelen 5 gollü galibiyetin ardından şimdi "lanetlenmiş" bir ara var.

Geçen yıllarda lige verilen her aranın ardından puan kayıpları yaşayan ve milli takımlarda çok sakat veren Fenerbahçe, umarız bu sezon bu talihsizlikleri yaşamaz.

Kasımpaşa maçı ve sonrasındaki Elazığspor maçları, Fenerbahçe için çok çok önemli.

Bu iki maçın da kazanılması halinde, ligin 5.haftasında Fenerbahçe liderliği devralabilir.

Darısı diğer maçlara..

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu


Hakemler: Özgür Yankaya, Baki Tuncay Akkın, Serkan Akal

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Alves, Egemen Korkmaz, Caner Erkin, Selçuk Şahin, Meireles, Holmen (Dk. 82 Alper Potuk), Emenike (Dk. 81 Mehmet Topuz), Kuyt, Webo

Sivasspor: Borjan, Cicinho, Manuel da Costa, Ümit Kurt, Ziya Erdal, Burhan Eşer, Adem Koçak, Kadir Bekmezci (Dk. 72 Cihan Özkara), Chahechouhe, Taouil, Utaka

Goller: Dk. 15 ve 35 Kuyt, Dk. 32 Alves, Dk. 49 Webo, Dk. 89 Alper Potuk (Fenerbahçe), Dk. 55 Chahechouhe, Dk. 83 Cicinho (Sivasspor)

Sarı Kartlar: Dk. 47 Kadir Bekmezci, Dk. 85 Manuel da Costa, Dk.87 Cihan Özkara (Sivasspor), Dk. 52 Alves (Fenerbahçe)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder