Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

12 Nisan 2013 Cuma

Lazio : 1 - Fenerbahçe : 1 (UEFA Avrupa Ligi Çeyrek Final rövanş maçı) GÖMELİM GEL SENİ TARİHE DESEM, SIĞMAZSIN !!



Tarih budur..Başarı budur, efsane budur. Dahası gurur budur.

2 sezon önce türlü entrikalarla sarsılan ama yıkılmayan, tarihinin en büyük kaosundan birlik ve beraberlik içerisinde çıkan, ancak bu sarsıntı sonrasında ise Diego Lugano, Mamadou Niang, Andre Santos, Emannuel Emenike, gibi takımın en temel oyuncularını kaybeden, kaybetmek zorunda bırakılan, "Başkanı içeri atılan, hocası dışarı atılan" sahası kapatılan, taraftarından yoksun, maddi güçten mahrum, Şampiyonlar Ligi'nden de yine türlü ayak oyunları ve "içten pazarlıklı yöneticilerin yaptığı lobi" faaliyetleri nedeniyle men edilerek gelirleri gaspedilen Fenerbahçe, 2. sezonunda UEFA Avrupa Ligi'nde yarı finalde ve artık kupaya sadece 3 maç var.

Matematiksel olarak %25 favori kupa için.

Üstelik bu geçen 2 sezon içerisinde kupa şampiyonu olan, lig kupasını ise sadece 1 gol averajıyla kaybeden Fenerbahçe'nin bu durumda olması, tamamen bir tez konusudur, araştırma konusudur, dahası bir tarihsel evredir.

Bir önceki sezonun travmalarını bu sezon başında da yaşayan, tam 5 maç seyircisinden mahrum lig maçına çıkan, sezonun başında, kulüp tarihine geçen ve son 8 yılına damgasını vuran kaptanı Alex De Souza ile yollarını ayıran, ilerleyen haftalarda Teknik Direktörü Aykut Kocaman'ın istifasına kadar gidecek bir buhran ortamına giren ancak yılmayan, birlik mesajları içerisinde hocasını tekrar görevine geri döndüren Fenerbahçe, artık yarı finalde.

Üstelik te böylesi bir sezonda.

Bir önceki turda, sahasında 7 maçtır mağlubiyeti olmayan Plzen'i deplasmanda mağlup eden, Çeyrek Finalde ise Avrupa kupalarında daha önce mağlubiyeti olmayan İtalyan Lazio takımını mağlup ederek İtalya'ya avantajlı skorla giden Fenerbahçe, maça da bu avantajın getirdiği rahatlıkla başladı.

İlk 15 dakika rakibin baskı kuracağı beklenirken Fenerbahçe rakip sahada daha fazla göründü.

Kanatlardan getirdiği topları tehlikeli bölgeye sokma uğraşı içerisindeyken, ön bölgede takımın belki de en büyük güçlerinden olan Moussa Sow'un eksikliğini fazlasıyla hissetti.

O, olmayınca Webo da bir başka yanlız kalıyor rakip defans içerisinde.

Ancak yine de Webo, cansiparene bir şekilde rakip savunma üzerinde baskı kuruyordu.

Sağ kanattan Gökhan Gönül ve Dirk Kuyt, Fenerbahçe'yi rakip sahada tutmak adına bütün toplara önde basıyor, orta alanda Selçuk Şahin'in yine bildik şekilde görevini en iyi şekilde yerine getiriyor, partneri Raul Meireles ise seken toplarda süpürücü olarak görev yapıyordu. Bu görevlerinden birisi de rakibin en etkili oyuncusu konumundaki Hernanes'e rahat oyun kurma ve şut atma şansı vermemekti, bunu da büyük ölçüde başardı.

Webo'nun arkasında oynayan (!) Cristian Baroni ise, belki de Fenerbahçe'nin en vasat futbolcusuydu.

Ne mücadelede vardı, ne top kapmada, ne top taşımada vardı, ne şutta.

Üstelik te çok erken bir vakitte aldığı sarı kartın da etkisiyle oyundan iyice düştü ve Fenerbahçe'nin belki de bu kadar fazla geriye yaslanmasına neden olan futbolcuydu.

Fenerbahçe takımına bu yarı finali getiren oyuncu, hiç kuşkusuz ki Caner Erkin'dir.

Elbette ki futbol, bir takım oyunudur ancak Caner Erkin, hem ilk maçta oyuna girdikten kısa süre içerisinde yaptırdığı penaltı ve 2.gol öncesi çektiği şutun yanısıra, bu akşam da hem mücadelesi, hem ileriye top taşıması, hem de çok kritik bir zamanda attığı gol ile Fenerbahçe'yi yeniden canlandırırken, Lazio'nun bütün umutlarını da bitiren oyuncuydu.

Silik Baroni'nin yerine, son Orduspor maçı kahramanı genç Salih Uçan'a gelecek olursak;

Bu çocuk, kesinlikle ve kesinlikle ilk 11'i hakediyor.

Baroni'nin aksine oyuna girer girmez Fenerbahçe'yi öne doğru taşıyan oyuncuydu.

Caner Erkin'in attığı golden önce tam da olması gereken yerdeydi Salih Uçan.

Tıpkı Plzen rövanş maçında olduğu gibi, tıpkı Antalyaspor maçında olduğu gibi, tıpkı Orduspor maçında olduğu gibi yine Salih, girer girmez rakip ceza sahasına giderek Fenerbahçe'nin bulduğu gol öncesi pozisyonu hazırlayan isimdi.

Allah nazarlardan saklasın, bu sezon Fenerbahçe'nin "bonusudur" kesinlikle Salih Uçan.

Defansında Yobo ve Egemen Korkmaz, UEFA Avrupa Ligi'nin gol kralı Kozak ve ikinci yarı oyuna giren Klose'ye gol şansı tanımazken, yine Reto Ziegler, rakibin en etkili bir başka oyuncusu olan Candreva ile maç boyunca büyük mücadele verdi.

Kısacası Fenerbahçe, tarihinin en kaotik dönemlerinden birisini yaşadığı bir sezonda, oynadığı 53.resmi maçından da zaferle ve büyük bir gururla ayrıldı.

Bu sezon Avrupa Ligi'nde deplasmanda maç kaybetmeyen Fenerbahçe'nin, artık önünde kupaya ulaşması için sadece 270 dakika var.

Ve de büyük bir inancı.

Buraya kadar yıkılmadan ve amacından zerre şaşmadan gelen Fenerbahçe, bu birlik ve inanç duygusu hakim olduğu sürece, bundan sonra da yoluna devam edecek güçtedir.

Ve de Türkiye'nin haklı gururu olmaya devam edecektir.

Bütün takımı, teknik ekibinden malzemecisine kadar bu başarıda emeği geçen her birim ve bireyi sonsuz tebrik ediyor, yarı finaldeki rakibe de ( Basel ) "hoşgeldiniz ve güle güle" demek istiyoruz.

Darısı, sonraki turlara ve maçlara.


Stat: Roma Olimpiyat


Hakemler: Pavel Kralovec (Çek Cumhuriyeti), Roman Slysko (Slovakya), Martin Wilczek (Çek Cumhuriyeti)

Lazio: Marchetti, Biava (Dk. 56 Klose), Ciani, Cana, Radu, Hernanes, Ledesma, Lulic, Candreva, Ederson (Dk. 73 Floccari), Kozak (Dk. 77 Rozzi)

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Yobo, Egemen Korkmaz, Ziegler, Selçuk Şahin, Meireles, Kuyt, Cristian (Dk. 73 Salih Uçan), Caner Erkin (Dk. 87 Krasic), Webo (Dk. 80 Mehmet Topuz)

Goller: Dk. 60 Lulic (Lazio), Dk. 73 Caner Erkin (Fenerbahçe)

Sarı kartlar: Dk. 31 Ziegler, Dk. 32 Cristian, Dk. 62 Caner Erkin (Fenerbahçe), Dk. 45 Kozak, Dk. 63 Lulic, Dk. 72 Klose (Lazio)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder