Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

5 Nisan 2013 Cuma

Fenerbahçe : 2 - Lazio : 0 (UEFA Avrupa Ligi Çeyrek Final ilk maçı) YİNE FENER, YİNE ZAFER !!



Fenerbahçe, sezonun belki de en önemli maçına çıktı bu akşam Kadıköy'de.

Geçtiğimiz sezon, türlü hile ve desiselerle, ayakoyunu ve lobilerle, içten pazarlıklarla men edildiği UEFA Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne bu sezon ön eleme turunda veda eden Fenerbahçe, bir diğer UEFA organizasyonu olan UEFA Avrupa Ligi'nde tam anlamıyla "gurur" mücadelesi veriyor.

Gurur mücadelesi veriyor vermesine ama yine değişen birşey yok UEFA cephesinde.

Yine 2 maç seyircisiz olarak oynandı, yine önemli oyuncuları cezalar aldı ve önceki turlarda oynayamadı.

Buna karşılık Fenerbahçe, hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor.

Bir önceki turda oynadığı Victoria Plzen'in evindeki namağlup serisini bozan da Fenerbahçe idi, bu akşama kadar UEFA Avrupa Ligi'nde oynadığı 11 maçını da kaybetmeyerek ayrı bir seri yakalayan Lazio'nun namağlup ünvanını Saraçoğlu çimlerine gömen de Fenerbahçe.

Yolun sonu Amsterdam..

Neden olmasın?

Önceki turlarda mahrum olduğu seyircisine Çeyrek Finalde kavuşan Fenerbahçe, maça da müthiş bir destek altında başladı.

Kadıköy'de diyebiliriz ki bu sezonun en coşkulu maçı oynandı.

Bütün stat doluydu.

Lig maçlarında genelde dolmayan Maraton Alt ve Fenerium Alt tribünler bile tıka basa doluydu.

Belli ki taraftarı da inanmış Avrupa'da Fenerbahçesine.

İşte böylesine bir destek altında başlayan maçta, ilk dakikalarda her iki takım da birbirini tartarken ilerleyen dakikalarda yavaş yavaş rakip sahaya yıktı oyunu Fenerbahçe.

Statü gereği oynayamayan Emre Belözoğlu'nun yerinde, daha önceki Avrupa maçlarında olduğu gibi Mehmet Topal oynarken, diğer tercihlerini Aykut Kocaman, genelde ligde şans verdiği oyunculardan yana kullanmıştı.

Sakatlık ve cezadan sonra takıma geri dönen Gökhan Gönül, belki de Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki en tutuk oyuncularından birisi olurken, bunda hiç kuşkusuz ki rakibin en tehlikeli oyuncusu Kozak'ın sürekli olarak kanattan oynama girişimleri yatıyordu.

Mehmet Topal ve Raul Meireles'in orta alandaki kazandığı toplar, hemen hücum hattına aktarılırken maçın ilk yarısında klasik İtalyan savunması ön plana çıkıyor ve Fenerbahçe atakları daha olgunlaşmadan bertaraf ediliyordu rakip tarafından.

Oyunu kanatlara yıkamayan, istediği tarzda top çeviremeyip defans arkasına adam kaçıramayan Fenerbahçe ise, ligde ve daha önce oynadığı Avrupa Kupası maçlarında olduğu gibi yine sabırlı, bol pasa dayanan ve oyun disiplininden kopmadan maçın 90 dakika olduğu bilinci içerisinde ataklarına devam ediyordu.

Rakibin  en tehlikeli oyuncularından olan Hernanes'in, Raul Meireles ve Mehmet Topal arasında erimesi nedeniyle de Lazio, Fenerbahçe sahasına gidemiyor, yine rakibin deplasman maçlarında az gol atmasının getirdiği istatistiği de bu maça yansıyordu.

Buna karşılık Fenerbahçe, ilk yarıda Moussa Sow ve Pierre Webo ile gole çok yaklaştı.

Hele Webo'nun şutunda direkten dönen topun yaşandığı dakika ise, tamamen şanssızlık dakikasıydı.

İkinci yarının hemen başında Onazi'nin kırmızı karttan dolayı oyundan ihraç edilmesi ise, belki de maçın dönüm noktasıydı.

İşte o dakikadan sonra rahatlayan Fenerbahçe  orta sahası daha fazla rakip yarı alana oyunu yıkarak, alanı daralttı.

Raul Meireles bu dakikalarda insiyatifi alarak pas trafiğini yönetti, yetmedi rakip ceza sahası civarından da çok çok tehlikeli iki şut gönderdi rakip kaleye.

Bu şutlardan birisinde top direkten dönerken, diğerinde ise kaleci Marchetti'nin son anda bir hamlesi vardı.

Ayrıca bu dakikalarda zamandan çalma teşebbüslerinde bulunan rakip kaleci Marchetti'ye sarı kartını çıkartan İskoç hakem, umarız ki "Türk hakemlerine" bir örnek olmuştur bu anlamda.

Zira benzer pozisyonlar Kadıköy'de çok sık yaşanıyor.

Hele maç berabere giderken veya rakip önde iken, rakip kaleciler işi "profesyonellikten" çıkartarak "cinliğe" kadar götürüyorlar.

"Futbolun gururu, Türk hakemleri" ise bu zamandan, pardon emekten çalma teşebbüslerini ya es geçiyorlar, ya da maçın 80.dakikasından sonra "lütfen" görerek "ikaz" ediyorlar, o kadar.

Ama İskoç hakem, Marchetti'nin bu hareketlerini çok daha öncesinde görerek rakip kaleciyi "oyuna soktu."

Dirk Kuyt mücadelesi ve hırsıyla, Webo sürekli olarak defansı meşgul etmesi ve yıpratmasıyla, Moussa Sow sürekli olarak kanatlara deplase olarak geriden gelen arkadaşlarına koşu yolları açmasıyla, Raul Meireles orta alanda her ne kadar da bazı pas hataları olsa bile yine de mücadelesi ve pas trafiğini yöneten isim olmasıyla, Egemen Korkmaz ise gelişen nadir ataklardaki sağlam müdaheleleriyle bu akşamın öne çıkan oyuncularındandı.

Fenerbahçe'nin Alex'ten sonra gelen süreçte bir anda kendisine forvet arkasında yer bulan ve her maç "acaba nasıl oynayacak?" sorularının yöneltilmesine neden olarak adeta "papatya falı" açtıran 16 numarası, maç içerisinde yine ne etliye ne de sütlüye karışmazken, Aykut Kocaman bu duruma da daha fazla seyirci kalamadı ve "yeni umut" Salih Uçan'ı sahaya sürdü.

Rakibin orta alanda bir kişi eksilmesinin getirdiği rahatlıkla da Mehmet Topal'ı oyundan alarak Caner Erkin'i kanada süren, Dirk Kuyt'u ise daha fazla hücum hattına doğru iten bu hamle neticesinde Fenerbahçe bir anda oyundaki üstünlüğü de ele aldı.

Ataklar daha organize yapılıyor, kanatlar daha fazla bilinçli şekilde kullanılıyordu.

Akhisar Belediyesi maçında oyundan çıkarken tepki gösteren Caner Erkin'in neden olduğu iki pozisyonla maçın kazanılması ise, belki de kaderin garip bir tecellisiydi Fenerbahçe taraftarı adına.

Hem penaltı pozisyonundan önce rakibi hataya zorlayan Caner'di, hem de Dirk Kuyt'un attığı golden önce kullandığı serbest vuruşla adeta golü hazırlayan isimdi.

Sırası gelmişken belirtmekte fayda var ki, Fenerbahçe ligde atmadığı kadar şut attı bugün rakip kaleye.

Ve de Marchetti, bu şutların tamamını sektirdi.

Nihayetinde Fenerbahçe, 2-0 gibi net bir skorla Roma'ya gidiyor rövanş için.

Üstelik te bu sezon, 2 Avrupa maçını da seyircisiz ortamda oynayan ve kazanan bir takım hüviyetinde.

Yani ortama alışkın fazlasıyla.

Elbette ki futbol, 3 neticeli bir oyun.

Ve her türlü skora gebe bir oyun.

Ancak Fenerbahçe'nin, Avrupa Kupası maçlarında oynadığı "sağlam" futbol, tur için bizleri fazlasıyla umutlandırıyor.

Yeter ki bu maçta olduğu gibi mücadele olsun.

Ve de yeter ki bu maçta olduğu gibi inanç olsun.

Gerisi neden olmasın?

Kısacası, yol "yarı" landı gibi.

Darısı rövanşa..
FENERBAHÇE: 2 - LAZIO: 0


Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu

Hakemler: William Collum, Martin Cryans, William Conquer (İskoçya)

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Yobo, Egemen Korkmaz, Ziegler, Mehmet Topal (Dk. 71 Caner Erkin), Meireles, Kuyt, Cristian (Dk. 75 Salih Uçan), Sow (Dk. 86 Mehmet Topuz), Webo

Lazio: Marchetti, Lulic, Cana, Ciani, Radu, Onazi, Hernanes (Dk. 86 Mauri), Candreva, Ederson (Dk. 63 Ledesma), Gonzalez, Kozak (Dk. 72 Klose)

Goller: Dk. 78 Webo (Penaltıdan), Dk. 90 Kuyt (Fenerbahçe)

Kırmızı kart: Dk. 47 Onazi (Lazio)

Sarı kartlar: Dk. 45 2 Egemen Korkmaz, Dk. 79 Webo, Dk. 90 4 Meireles (Fenerbahçe), Dk. 51 Ederson, Dk. 54 Marchetti, Dk. 78 Radu, Dk. 90 Mauri (Lazio)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder