Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

15 Nisan 2013 Pazartesi

Fenerbahçe : 1 - Eskişehirspor : 0 (Spor Toto Süper Lig 29.hafta maçı) HEDEFE ADIM ADIM !!




Hafta içi İtalya'dan yarı final vizesiyle dönen ve 2 gün sonra ise ligdeki hedefine odaklanan Fenerbahçe'de, bu akşam belki de bir yorgunluk vardı.

Emre Belözoğlu ve Moussa Sow gibi takım adına çok ciddi eksikliklerin yanısıra, Eskişehirspor gibi ligin en çok pas yapan takımlarından birisine karşı oynamak elbette ki zordu Fenerbahçe açısından.

Maça da Eskişehirspor bu özelliğini sahaya yansıtarak başladı.

Fenerbahçe orta sahasının durağan oynamasının da getirdiği rahatlıkla bol pasla Fenerbahçe yarı sahasına yerleşen Eskişehirspor, özellikle Erkan Zengin ve Alper Potuk'un sert şutlarıyla gole de yaklaştı.

Daha sonra Kamara'nın karşı karşıya attığı şutu çıkartan Volkan Demirel, belki de Fenerbahçe'yi maça ortak eden isimdi.

Zira yukarıda saydığımız 3 pozisyondan herhangi birisi gol olsa, belki de Fenerbahç'nin maçı çevirmesi çok çok zor olacaktı. Zira Eskişehirspor'un bol pasa dayalı oyun anlayışında, üstelik te forvetteki Moussa Sow'un olmayışı nedeniyle pas bağlantılarının da yeterince yerine getirilmeyişi nedeniyle maç zora girecekti.

Ancak, son haftalarda gözle görülür şekilde performansı artan Volkan Demirel, adeta "gemisini kurtaran kaptandı."

Rakibin bu kadar etkili şut atmasının nedenlerinden birisi de, Fenerbahçe ön liberolarının rakibe refakat ediyor olmasıydı adeta.

Eskişehirspor'un bu şok baskınlarını bertaraf eden Fenerbahçe orta alanı, ilk yarının ortalarından itibaren oyunda dengeyi kurdu ve rakibinin üzerine gitmeye başladı.

Ancak bu bölümlerde de ortaya "Baroni" faktörü çıktı yine son maçlarda olduğu gibi.

İleride Baroni'nin top tutamaması nedeniyle Fenerbahçe bir türlü pozisyon bulamıyor, Hürriyet'in geriden çıkardığı toplar Fenerbahçe yarı sahasına hızla taşınıyordu.

Futbol işte böylesine garip bir oyun olduğu için belki de çok cazip kitleler gözünde.

Maça hızlı başlayan, 2 şutu direkten dönen, 2 defa da kaleci Volkan Demirel'in %100 gol çıkardığı bir 90 dakikada, Fenerbahçe adına maçın en silik adamlarından birisi çıkıp golü atıyor ve galibiyeti takımına kazandırıyor.

Baroni'deki bu form düşüklüğü, sona yaklaşılan sezonda pek te hayra alamet değil.

Bu arada Baroni'nin 3 sarı kartla haftalardır oynadığını ve eskisi gibi ikili mücadelelere girmediğini de belirtelim. Mutlaka bu geri çekilmede, "kart görmeme" içgüdüsü de hakim olabilir. Ancak ne olursa olsun, ortada Pierre Van Hooıjdonk'un tam 17 hafta kart sınırında oynamasına rağmen o sezon takımı neredeyse tek başına şampiyon yaptığını hatırlayalım ve Baroni'ye de bunu hatırlatalım.

Fenerbahçe'nin son maçlardaki bir başka ilginç görüntüsü ise, rakip kaleye çok az şut atıp gol bulması.

Ligin şu anda rakip kaleye en çok şut atan futbolcusu Moussa Sow.

Yanılmıyorsak, rakip kaleye attığı şut (kaleyi bulan) 41 ve bu şutların 15 i golle sonuçlanmış.

Ve o Moussa Sow, 3 haftadır takımdan ayrı.

İşte Moussa Sow'un eksikliği bu noktada daha belirgin bir şekilde hissediliyor.

Şampiyonluk yarışında olası bir darbe almak istemeyen Fenerbahçe, ikinci yarıya daha fazla risk alarak başladı.

Daha fazla önde basmaya, rakip kaleye daha fazla kanatları kullanarak gitmeyi hedefleyen takımda, ilk yarıda rakip orta sahaya basmayan oyuncular da oyunun içerisine katıldı.

Özellikle Mehmet Topal, belki de Fenerbahçe'deki en iyi maçlarından birisini çıkardı.

Sağ kanadı çok iyi kullanan Gökhan Gönül, Mehmet Topuz'un da bir var bir yok olarak oynadığı akşamın öne çıkan oyuncularından bir başkasıydı.

Daha 3 gün önce Roma'da çok zorlu bir 90 dakikadan çıkan Fenerbahçe'nin, elbette ki  ligde kayba tahammülü yok.

Üstelik te yine Eskişehirspor ile, 3 gün sonra bu defa kupa yarı final maçı var.

Buna bağlı olarak, futbolcuların, gücünü daha ekonomik kullanma duygusuna hakim oldukları gerçeğini de gözardı edemeyiz.

Elbette ki, bitmeyen hiçbir maç, kazanılmış sayılmaz.

Yine Roma'da verdiği mücadeleyle alkış alan, Fenerbahçe'ye transfer olduğu günden bu yana rakip defans üzerine kurduğu baskıyla dikkat çeken Pierre Webo'nun, aşırı derecede yorgun olması nedeniyle ileride top tutamaması ve pas bağlantılarını sağlayamaması nedeniyle, maçın son bölümü neredeyse Fenerbahçe yarı sahasında oynandı.

Elbette ki lig yarışında, hele de böylesi bir dönemde kazanmak önemli ve öncelikli.

Fenerbahçe de, az pozisyon bulsa da maçı kazanarak ligdeki takibine devam ederken, şimdi önünde bu defa rakip sahada oynanacak Eskişehirspor kupa yarı final maçı var.

O maçta, Aykut Kocaman'ın bir takım oyuncuları dinlendireceği muhakkak.

Ancak, bu akşam Saraçoğlu'ndaki pas yüzdesini üst seviyede yapan bir Eskişehirspor ile, deplasmanda "yedek ağırlıklı" kadro ile oynamak ta nasıl bir netice getirir, hep birlikte göreceğiz.

Fenerbahçe'nin, bu sezon üst üste 5.defa galip geldiği akşamın devamını haftaya bekliyor ve darısı bir sonraki maça diyoruz.

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu


Hakemler: Bülent Yıldırım, Ekrem Kan, Asım Yusuf Öz

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Yobo, Egemen Korkmaz, Ziegler, Mehmet Topal, Meireles, Mehmet Topuz (Dk. 74 Selçuk Şahin), Cristian (Dk. 74 Krasic), Kuyt, Webo (Dk. 86 Semih Şentürk)

Eskişehirspor: Boffin, Veysel Sarı, Akaminko, Diego, Dede, Kamara, Hürriyet Gücer, Alper Potuk, Causic (Dk. 60 Özgür Çek), Erkan Zengin, Necati Ateş (Dk. 67 Nuhiu

Gol: Dk. 52 Cristian (Fenerbahçe)

Sarı Kartlar: Dk. 28 Veysel Sarı, Dk. 51 Alper Potuk, Dk. 77 Kamara, Dk. 90+2 Hürriyet Gücer (Eskişehirspor), Dk. 37 Meireles, Dk. 82 Kuyt (Fenerbahçe)












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder