Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

22 Şubat 2013 Cuma

Fenerbahçe : 1 - Bate Borisov : 0 (UEFA Avrupa Ligi 2.tur rövanş maçı) HEDEF ARTIK ÇEYREK FİNAL !!



Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nde son derece zorlu geçen iki maç sonunda bir üst tura yükselirken, adeta öldü öldü dirildi.

Gerek ilk maçta rakibi karşısında uzatmalar dahil yaklaşık 95 dakika 10 kişi oynaması, gerekse de ikinci maçta seyircisiz oynama dezavantajının yanısıra yenilebilecek bir golün telafisi mümkün olmayacak neticeler doğuracağı korkusuyla sergilediği oyun, Fenerbahçe'nin bu sezon oynadığı belki de en zor maç olarak kayıtlara geçti.

Yobo'nun yaklaşık 2 ay sonra Fenerbahçe takımına dönmesiyle rahatlayan Fenerbahçe savunması, Egemen Korkmaz'ın yükselen formuyla da dikkat çekerken, ilerisi için de umutlu mesajlar gönderdi taraftarlarına. Rakibe verilen net pozisyonda ise, gol olmaması Fenerbahçe ve savunmacılarının şansıydı.

Meireles'in olmadığı akşamda ise genç Salih'in enerjisiyle de orta sahası rakibi önünde çok üstündü. Hele Salih Uçan'ın maçın ilk yarısında Moussa Sow'a "al da at" tarzından verdiği pas, son derece klastı. Aynı şekilde rakibi eksik bıraktıran ve aldığı faulle de kırmızı kart görmelerine neden olan Salih Uçan, oynadığı her maç üzerine koyarak devam ediyor.

Kısacası lig ve kupada oynadığı bütün maçlarda elinden gelen gayreti gösteren Salih Uçan, orta sahayı dinamizmiyle ayakta tutarken, Mehmet Topal da son derece gayretliydi.


Maçın son bölümlerinde artık asli görevi savunmaya dönen Mehmet Topal'ın da geride oyunu kabul etmesi nedeniyle Fenerbahçe, orta sahayı rakibine bırakmış gözükse de kazandığı topları olumlu kullanabilselerdi farkı da daha fazla açabilirlerdi.


Bate Borisov'un 20.dakikada 10 kişi kalarak oynaması da kendilerini etkilemedi.

Son derece disiplinli oynayan, takım oyununa son düdüğe kadar sadık kalan Bate Borisov, belki Fenerbahçe kalesinde ciddi anlamda tehlikeler geliştirmedi ancak kalabalık şekilde Fenerbahçe sahasına gelerek tehlikeli olmaya çalıştı.

İlk maçta deplasmanda alınan golsüz beraberlik, aslında Fenerbahçe için çok büyük anlamda bir avantaj sağlamadığı gibi, yukarıda da bahsettiğimiz gibi yenilecek bir golün telafisinin mümkün olmayacağı bir sonuç ortaya çıkardı ki, buna karşı Fenerbahçe son derece temkinli oynadı.

Sağbek Gökhan Gönül, maçın ilk yarısında son derece başarılı bir oyun ortaya koyarken, maçın son bölümlerinde artık O da savunma görevlerini ön planda tutarak ileriye pek çıkmadı.

Aynı şekilde sol kanattan Reto Ziegler'in de ilk yarıda ataklara çok fazla çıktığını, ikinci yarının ortalarından itibaren O'nun da ataklara pek çıkmadığını gördük.

Her iki kanat beklerinin oyuna katkısının az olması da Fenerbahçe'yi ileride yanlız bırakırken, sakat sakat oynayan Moussa Sow'un son derece pozitif oynaması sonucu turu geçti.

Atılan penaltı golünün hazırlayısı olan Moussa Sow, bütün ataklarda ve girdiği pozisyonlarda tehlikeliydi.

Özellikle rakip kalecinin yerinde müdahaleleri olmasa belki de Moussa Sow, daha erken dakikalarda oyunu kopartabilirdi.

Penaltı golünü atan Baroni, kaçırdığı boş kale golüyle ön plana çıkarken maç içerisinde de zaman zaman yaptığı ve yapamadıklarıyla yine "papatya falı" açtırdı.



5 metreden kaçırdığı gol, belki de maçın gidişatını etkiledi.
Fenerbahçe'ye transfer olduğu devre arasından bu yana çıktığı her maçta son derece faydalı oynayan Pierre Webo, bu akşam hiç te gününde değildi.

Girdiği pozisyonlarda ya ofsayta yakalandı, ya da kazandığı topları çok kolay kaybetti ve tehlikeli olamadı.

Maçın son bölümlerinde özellikle Dirk Kuyt'un ileride teke tek yakaladığı ve kalecinin de kalede olmadığı 2 pozisyon var ki, Dirk Kuyt'un maç boyu çok çalışmasının da etkisiyle belki de vuruş gücünü kendisinde bulamadığından dolayı boş olan kaleye 2 pozisyonda da aşırtma vuruşlar yapamadı ve skoru artıramadı.

Sivasspor maçında kaçırdığı  penaltıdan sonra, özellikle son 2 hafta Dirk Kuyt ta oyun anlamında ciddi bir değişiklik görülüyor olumlu anlamda.

Trabzonspor maçında da sahanın en iyilerinden olan Dirk Kuyt, Bate Borisov maçında da son derece çok çalıştı ve Fenerbahçe'nin öne çıkan oyuncularından birisi oldu.

Sivasspor mağlubiyeti sonrası önündeki zorlu maç periyotları ve 30 günde oynanacak 10 maçın 4 ü şimdi geride kaldı ve işler son derece yolunda gidiyor.

Kadro revizyon ve rotasyonu bekleyen kesimlerin aksine Aykut Kocaman, bu maçlarda mümkün olduğu kadar asli kadrosuna sadık kalarak oynamaya devam ediyor.

Lig, kupa ve Avrupa'da yoluna kayıpsız devam eden Fenerbahçe, sezon sonunda hangi noktada olur bilinmez ancak bu mücadelesiyle kesinlikle alkışı hakediyor.

Kazanırsınız, kaybedersiniz, ancak kesinlikle mücadele etmek zorundasınız ve futbolun asli kuralı da budur.

Bu bilinçle hareket eden Fenerbahçe takımı, tarihinde ilk defa UEFA Avrupa Ligi'nde son 16 takım arasına kalmayı da Aykut Kocaman ile başardı.

Görevde olduğu 3.sezonunda 1 şampiyonluk, 1 kupa şampiyonluğu, 1 lig ikinciliği (1 gol ile kaçırılan şampiyonluk) yanısıra bu sezon da yoluna en az kayıpla devam etmeye çalışan Aykut Kocaman'ın, başarısızlıkları (!) tartışıladursun ve bu yolda başarıları "biiplensin" yine de kendi sükuneti içerisinde işini yapmaya devam ediyor.

Balık bilmese halik bilir misali.

Nihayetinde Fenerbahçe, 3 gün içerisinde çıktığı her maçı kayıpsız geçerek yolunu kısaltıyor hedefe ulaşma adına.

Şimdi bir üst turdaki rakip, Çek Cumhuriyeti'nden Victoria Plzen.

İtalyan Napoli  takımını 2 maçta da mağlup eden ve rakibinden gol bile yemeyen Plzen, hiç kuşkusuz ki Bate Borisov'dan da iyi bir takım ve Çek futbolunun bütün fizik özelliklerini bünyesinde taşıyan bir takım.

İlk maçın deplasmanda oynanacak olması küçük bir avantaj olsa da yine de turu geçmek için son derece zorlanılacak.

Üstelik te hem lig, hem de kupadaki maç periyodunun daha da sıklaşacağı bir ortamda oynanacak maçlar.

İnşallah Fenerbahçe, bu maçları da alnının akıyla geçer ve hedefine bir adım daha yaklaşır.

Son bir söz de Fenerbahçe taraftarına;

Gruptan çıkmayı garantilemiş ve son maç olan M'Gladbach maçına formalite olarak çıkan Fenerbahçe'nin, rakibine mağlup olduğu akşamda sahaya attıkları meşalelerle Fenerbahçe'yi ikinci maçta seyirsiciz oynamaya mahkum eden "bir kısım takımını çok çok seven" taraftar, bu akşam da saha dışından attığı meşalelerle yine ön plana çıktı.

Hem de verilen bu kadar cezadan ders almayacakmış şekilde.

Tabi ki bu sözlerimiz, iyilik yaptığını düşünen o taraftar kesimine.

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu


Hakemler: Antony Gauiter, Gyril Gringore, Fredji Harchay (Fransa)

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Yobo, Egemen Korkmaz, Ziegler, Kuyt, Cristian, Mehmet Topal, Sow (Dk. 85 Caner Erkin), Salih Uçan (Dk. 63 Selçuk Şahin), Webo (Dk. 78 Semih Şentürk)

BATE Borisov: Gorbunov, Yurevich (Dk. 75 Aleksievich), Gayduchik, Filipenko, Bordachev (Dk. 84 Mozolevski), Olekhnovich, Baga, Hleb, Rudik, Volodko (Dk. 64 Pavlov), Rodionov

Gol: Dk. 45+1 Cristian (Penaltıdan) (Fenerbahçe)

Kırmızı Kart: Dk. 20 Baga (BATE Borisov)

Sarı Kartlar: Dk. 9 Volodko, Dk. 45 Gorbunov, Dk. 47 Bordachev, Dk. 64 Olekhnovich (BATE Borisov), Dk. 25 Egemen Korkmaz, Dk. 57 Salih Uçan, Dk. 76 Yobo, Dk. 90 Selçuk Şahin, Dk. 90+3 Volkan Demirel (Fenerbahçe)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder