Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

13 Ocak 2013 Pazar

1461 Trabzon : 0 - Fenerbahçe : 2 (Ziraat Türkiye Kupası A Grubu 2.maçı) FENERBAHÇE İLE DALGA GEÇİLMEZ !!



Fenerbahçe, Türkiye Kupası'nda son 2 sezonda oynadığı 9.maçını da kaybetmezken, zaman zaman gerilimli anların yaşandığı Trabzon'da, yine "yaptı yapacağını."

Tribünlerin galiz küfürleri ve sahaya attığı yabancı maddelerin cevabını son 5 dakikada attığı 2 golle vererek, bir kez daha Fenerbahçe ile dalga geçilemeyeceğini net şekilde ortaya koydu.

Gerçi karşısındaki rakip, tabi ki Fenerbahçe'nin kupadaki asıl rakibi değil.

Galatasaray'ı İstanbul'da eleyerek gruplara kalan 1461 Trabzonspor, maç boyunca sahada elinden gelen mücadeleyi zaman zaman sertlik yöntemine başvurarak olsa dahi yerine getirdi.

Buna karşılık Fenerbahçe, özellikle maçın 10.dakikasından itibaren rakibi karşısında orta alan üstünlüğünü eline alarak oynadı, bol pas yaptı, kanat akınlarını denedi ancak bunlardan gol çıkartamadı.

İlk yarıda akıllarda kalan tek pozisyon belki de Baroni'nin serbest vuruşuydu.

Maçın ikinci yarısında sürpriz değişikliklerle başlayan Aykut Kocaman, yılların sağbeki Gökhan Gönül'ü sol beke, santrafor Semih Şentürk'ü ise orta alana alarak biraz da ezber bozdu. Maçın ilerleyen dakikalarında asli mevkisine dönen Gökhan Gönül de, yaptığı güzel bir kanat atağı ve ortasıyla maçı kopartan adam oldu.

Salih Uçan, Fenerbahçe'de forma giydiği hergeçen maç biraz daha tecrübe kazanıyor, biraz daha güzel işlerin içerisine giriyor, gençliğin verdiği dinamizmle birlikte.

Maç boyunca Salih Uçan rakipleriyle başabaş bir mücadele ortaya koyarken, zaman zaman da ataklara katılarak arkadaşlarına pozisyonlar hazırladı.

Umarız Salih Uçan, bu performansını artırarak devam eder. Zira hem Fenerbahçe'nin, hem de Türk futbolunun Salih gibi bir oyuncuya gerçekten de ihtiyacı var.

Kaleci Mert Günok ta maçın öne çıkan oyuncularından birisiydi.

Özellikle Fenerbahçe'nin baskılı oynadığı dakikalarda defansta oluşan boşluğun da etkisiyle tehlikeli gelişen 1461 ataklarında kalesinde gole geçit vermeyerek, maçın gidişatının değişmesine engel oldu.

Maça santrafor olarak başlayan Dirk Kuyt, sıkı markajın da etkisiyle maç boyunca tehlikeli ataklar geliştiremezken, maçın son bölümünde fırsatçılığını konuşturdu ve takımının galibiyetini de perçinleyen isim oldu.

Kısacası Fenerbahçe, kupada 2.maçını da kazanarak liderliğini devam ettirdi ve yarı finale bir adım daha yaklaştı.

Son bir söz de, yayın esnasında son derece "yanlı" yorum yapmasına rağmen, muhtemelen devre arasında kendisine yöneltilen tepki dolu eleştirilere ikinci yarıda " biz burada gördüğümüzü yorumluyoruz" diyen Hami Mandıralı'ya;

Maçın ilk yarısının son dakikasında zaman geçirmeye çalışan Trabzon kalecisinin hareketi tabi ki futbolun içerisinde. Ancak baskıya gelen Stoch'un hamlesi karşısında da taklalar atarak tribün ve hakemi tahrik etmesini "ne var bunda" diye yorumlamak Hami Mandıralı'ya yakışan bir yorumdu doğrusu.

Veya maç boyunca tribünlerden yükselen galiz küfürler karşısında "bizim zamanımızda da Fenerbahçe maçlarında böyle şeyler yaşanırdı, bunlar rekabetten kaynaklanıyor" cümlesi ne derece tarafsız bir yorumcuya yakışıyorsa, biz de Hami Mandıralı'ya yakıştırdık bunları.

Başka ne bekleyebilirdik ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder