Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

17 Aralık 2012 Pazartesi

Galatasaray : 2 - Fenerbahçe : 1 (Spor Toto Süper Lig 16.hafta maçı) ALDIRMA BEKİR, ALDIRMA !!



Son yıllarda TT Arena'da oynanan belki de en sönük maçtı Galatasaray-Fenerbahçe maçı.

TT Arena'nın açıldığı günden bu yana 4.maçına çıkan Fenerbahçe, 2 galibiyet 2 mağlubiyetle üstünlüğünü sona erdirdi.

Bu sezon deplasmanlarda oynadığı maçlarda skor üretmekte zorlanan Fenerbahçe, Galatasaray derbisi öncesinde de bu sıkıntısına çözüm bulmak için hafta içi çalışmalarını bu yönde yaparken, maçın hemen başında Bekir İrtegün'ün ters vuruşuyla da kısa süreli bir demoralizasyon yaşadı.

Ligde gol yollarında Burak Yılmaz ve Umut Bulut ikilisiyle zorlanmayan Galatasaray ise, bu iki oyuncusuna bolca umut bağlamıştı.

Ancak maçın ilerleyen dakikalarında her iki oyuncu da gol pozisyonlarına girmekte zorlanırken, Fenerbahçe defansı gününde bir maç çıkardı.

Her ne kadar Bekir İrtegün kendi kalesine gol atma şanssızlığını yaşamış olsa bile, maç genelinde gayet başarılı bir oyun çıkardı.

Sezonun belki de en istikrarlı futbolcusu olan Hasan Ali Kaldırım, Türkiye kariyerindeki ilk golünü Galatasaray'a, hem de "yürüme" ayağıyla atarken Arena'daki onbinleri de sessizliğe davet etti.

Hasan Ali Kaldırım, maç içerisindeki performansıyla da maçın başarılı oyuncuları arasındaydı.

Fenerbahçe'nin rakibini Arena'da mağlup ettiği 2 maçta da ortaya koyduğu futbol, bu akşam ortaya koyduğu futbolun yanında çok sönük kalırken, gerçekten de bu akşam mağlup olmasına rağmen Fenerbahçe gayet başarılıydı.

Futbol bu işte..

Ne kadar çok mücadele ederseniz edin, ne kadar rakibi sahasına hapsederseniz hapsedin, 2 duran topla mağlup duruma düşebiliyorsunuz bu akşam Fenerbahçe'nin kaybettiği gibi.

Orta sahada rakibi karşısında Meireles ve Mehmet Topal ikilisi ile mücadesini devam ettiren Fenerbahçe, maalesef ki bu mücadele karşısında kazandığı topları olumlu anlamda kullanamadı.

Özellikle Meireles'in maçın başında rakibine yaptığı "ilk faul" de sarı kart alarak oyuna devam etmesi, kendisini de kalan süre içerisinde ürkek hale getirdi. 

Hakem Halis Özkahya'nın, derbi atmosferini kaldırıp kaldıramayacağı hafta boyunca konuşuldu yazıldı.

Bu akşam da görüldü ki bu maçta hakem kim olursa olsun, kararlar itibariyle Fenerbahçe'yi ezecekti.

Halis Özkahya da aynen böyle yaptı.

Meireles'e ilk faulünde sarı kart çıkartan, diğer orta saha Mehmet Topal'a da sarı kart veren ve iki oyuncuyu bir anlamda mücadeleden mahrum bırakan Halis Özkahya, aynı cömertliği Melo'ya, Selçuk İnan ve Riera'ya gösteremedi yaptıkları fauller sonucunda.

Üstelik Meireles'e çıkardığı ikinci sarı kartın hemen öncesinde Meireles'e yapılan net faulü süzemeyecek kadar da "takıntılıydı." Bu pozisyonda kendisine itirazlarda bulunan Meireles'e çıkartamadığı kartı, ilk fırsatta çıkartarak daha önceki Fenerbahçe maçlarında yaptığı "kariyere" bir yenisini daha ekledi.

Tabi ki Meireles'in de "kariyerindeki ilk kırmızı" kartı Türkiye'de aldığını da hatırlatalım.

Maç boyunca bol pas yapan, rakibi karşısına korkmadan giden Fenerbahçe'de Dirk Kuyt, kritik bölgelerdeki pas tercihleriyle pozisyonların tehlikeye dönüşmesini bir anlamda engellerken, yaptığı mücadeleyle yine kendisinden bekleneni yansıttı sahaya. Ancak söylediğimiz gibi Dirk Kuyt, genelde futbolda "ince pas" dediğimiz final paslarını başarılı kullanan bir futbolcu değil. Örnek verecek olursak maçın hemen başında Sow'dan seken topu rakip ceza sahası dışında yakalayan Kuyt, hemen içeriye hareketlenen Baroni'ye topu aktarabilse, kaleyi cepheden gören Baroni'nin gol yapma şansı Kuyt'un uzaktan attığı şuttan çok daha fazlaydı.

Fenerbahçe'de son haftaların istikrarsız oyuncularının başında gelen Baroni ise, hücumda neredeyse sıfır katkıyla oynarken, Selçuk İnan'ın attığı golden önce yaptığı gereksiz faulle ise bir anlamda Selçuk İnan'a da gol şansı verdi.

Gerçi golde Volkan Demirel'in de büyük bir hatası var ancak Baroni'nin yaptığı faul son derece gereksiz, son derece de amatörceydi.

Zira Selçuk İnan topla birlikte sol tarafa yönelirken önünde hem Bekir İrtegün, hem de Gökhan Gönül alan savunmasını yapıyorlardı. 

Maçın genelinde her iki takımın da aman aman kaçırdığı pozisyonlar yok. Hamit Altıntop'un direkten dönen şutu haricinde. Tipik

Nihayetinde Fenerbahçe, sadece ve sadece bir lig maçı kaybetti.

Elbette ki puantajda rakibinin önüne geçme şansını da kaybetti ligin ilk yarısı itibariyle.

Ancak aradaki 5 puanlık fark, çok ta abartılacak büyük bir fark değil.

Ligin ikinci yarısında, kadrosuna yapacağı takviyelerle birlikte Fenerbahçe, bu farkı kapatabilecek güçtedir.

Camia olarak çok ta fazla umutsuzluğa düşecek  bir durum yoktur.

Ligin ilk yarısında çok çalkantılı günler yaşayan, 5 maçta seyircisinden yoksun oynayan, sezonun hemen başında kaptanıyla yollarını ayıran Fenerbahçe, ligin bitimine 1 hafta kala lider olma şansını kaçırabiliyorsa eğer, ilk yarı itibariyle çok ta başarısız değil bizce.

 Maç özeti :


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder