Ligin ilk yarısının
özellikle son haftalarında oynadığı futbol ve aldığı sonuçlarla birlikte,
ikinci yarı öncesi büyük umut kazanan Fenerbahçe taraftarı, maalesef ki görünen
gerçeğin hiç te öyle umut edildiği gibi olmadığını bu akşam bir kez daha gördü.
Hem de birçok
yönleriyle..
Öncelikle, ligin ilk
yarısından hiçbir farkı olmayan, hatta daha da kötüye giden hakem
yönetimleriyle..
Son bilmem kaç sezondur yaptıkları
“hatalarla” ligin kaderini değiştiren, hatta ligi “manüple eden” Türk
hakemleri, maalesef ki bu sezon “çok çok formdalar.”
Hemen her maçta olmadık
işlere imza atıyorlar.
Bir bakmışsınız 5
metreden ettiği küfrü taa rakip kaledeki
kalecinin bile duyduğu, ama ne hikmetse yanıbaşındaki hakemin duymadığı
ve kırmızı kart çıkarmadığı Snejdeir-Mete Kalkavan olayı, bir bakmışsınız tam
tersi bu gerçeği hakeme izah etmeye çalışan Ali Turan’a çıkartılan kırmızı
kart.
Bir bakmışsınız maç 0-0
iken Josef De Souza’ya çalınmayan net penaltı, bir bakmışsınız aynı pozisyonu
ceza sahası dışında, üstelik te yine aynı oyuncuya yapılan faul için çalınan
lehte düdük..
Son haftadan sadece 2
örnek..
Hepsini yazmaya kalksak,
sayfalar da yetmez, zaman da..
Fenerbahçe taraftarının
gördüğü bir başka gerçek, oyuncu kadro yapısı..
Ligin ilk yarısı başında
oynanan kısır futbol, konsantrasyon eksikliği ve formsuzluklar, ligin ikinci
yarı başında da devam ediyor maalesef.
Tabi ki lig uzun bir
maraton ancak hiç unutulmamalı ki hergeçen hafta da aleyhte işliyor.
Çünkü önünüzde yakalayıp
geçmeniz gereken tam 3 rakibiniz var.
Bütün bunlara ilave
olarak ta oyuncu eksiklikleri, işin tuzu biberi.
Defansın belkemiği Simon
Kjaer ile kanatlarda varlığıyla bile iş yapan Volkan Şen’in sakatlıkları,
Moussa Sow’un Afrika Kupası’nda mücadele etmesi, Robin Van Persie’nin
sakatlıktan yeni çıkmasına ilave olarak, Emenike ve Van der Wiel’in kadro dışı
bırakılmaları, bugün de Mehmet Topal’ın arka adale sakatlığı..
Gel de çık işin içinden..
Antalya kampına
götürülmeyen ve hemen her gün “kadroda düşünülmeyeceği” belirtilen Aatıf’ın
maça ilk 11 de başlaması, acaba kendisiyle birlikte forma savaşı veren diğer
oyunculara, mesela Alper’e haksızlık değil mi?
Veya aynı Aatıf yüzünden
geçen transfer döneminde bir orta saha oyuncusu alamayan yönetimin acziyeti,
sadece bir oyuncuya mı bağlıdır?
Gerçi bu akşam Başkan
Aziz Yıldırım’ın “biz Mehmet Ekici için 2 milyon euro bonservis verdik, kabul
etmediler” demeci, bu sayfayı kapatmaya yeterli.
Demek ki yönetim, “sadece
Mehmet Ekici konusunda” elini taşın altına koymuş, ama olmadı.
Bekleyip göreceğiz..
Ama bekleyemeyeceğimiz
bir başka gerçek var ki, o da Fenerbahçe’nin bu oyuncu kadrosunun şampiyonluk
için yeterli olmadığıdır.
Özellikle takımda Lens’in
iyi oynadığı, Robin Van Persie’nin gol yollarında acımasız olduğu, Kjaer-Skrtel
ikilisinin set vermediği, Volkan’ın panterleştiği veya orta sahanın
canavarlaştığı bir güne denk gelirse, Fenerbahçe kazanır.
Aksi durumda, “yandı
gülüm, keten helva..”
Bu akşam da aynen böyle
oldu.
Simon Kjaer’in olmadığı
akşamda gördük ki Fenerbahçe savunması, hataya meyilli bir oyun ortaya koyuyor.
Özellikle rakipte hızlı
oyuncular varsa..
Şener Özbayraklı savruk,
Hasan Ali Kaldırım dağınık, Skrtel “4 golde de başrolde” Roman Naustadter
vasat.
Hal böyle olunca,
Fenerbahçe’nin bu sezonki en iyi bölgelerinden olan orta alan da zora girdi.
Josef De Souza, geçen
sezona dönüş yapma yolundaydı, Mehmet Topal çıktıktan sonra ise oyunu öne
taşıma rolündeydi Josef.
Kısmen başarılı olsa da,
asla kilit pasları atacak oyuncu değil.
“10 ndan sonra” zaten
atacak oyuncu da yok Fenerbahçe’de.
Lens’in kişisel gayreti
de Fenerbahçe’yi oyunda tutmaya yetmedi.
Fernandao ne kadar iyi
niyetli olsa da, asla Robin Van Persie’nin oyun zekasında değil.
Zaten Fenerbahçe’nin
baskıyı artırdığı, hatta galibiyete yaklaştığı anlar da Robin Van Persie’nin
oyuna girdikten sonraki bölüm..
Ama bu akşam Adanaspor’un
koşan, rakibi bozan ve hataya zorlayan oyun yapısı karşısında galibiyet
gelmedi.
İşte tam bu nokta da
yazımızın ilk satırlarına dönüyor ve hakem Serkan Çınar’ın yönetimini bir kez
daha hatırlıyoruz.
Maç 0-0 iken vermediği
penaltıyı “çalmasa” Fenerbahçe öne geçecek ve 1-0 önde oynayan takıma karşı
ileri çıkacak rakibe de belki gol sayısını da artıracaktı.
Ama işte “çalınan” o
penaltı, Fenerbahçe’yi oyundan düşürürken,
tam tersi Adanaspor’u ise oyunda tuttu.
Yetmedi, öne de geçtikten
sonra tamamen oyun, onların istediği şekle döndü.
Kapalı savunmayı açmak
içinse Fenerbahçeli oyuncuların, özellikle bu akşam beklerin her ikisinin kötü
olmaları, oyunu zorlaştırdı.
Şimdi önümüzde Başakşehir
maçı var.
Fenerbahçe’nin ya kazanıp
yeniden lig yarışına ortak olacağı, veya bundan sonraki haftalarda tamamen boş
tribünlerle birlikte sezonu tamamlayacağı bir hafta..
Yani herşey, Fenerbahçe’nin
elinde..
Pardon, az kalsın
unutuyorduk..
Bir de “hakemlerin.”
Zira, zat-ı şahaneleri
istemezse, hiçbir şey mümkün değil..
Stat: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Kompleksi
Hakemler: Serkan Çınar, Serkan Ok, Mehmet Cem Hanoğlu
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Şener Özbayraklı, Neustaedter (Dk. 79 Van Persie), Skrtel, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal (Dk. 44 Karavaiev), Ozan Tufan, De Souza, Lens, Chahechouhe (Dk. 64 Salih Uçan), Fernandao
Adanaspor: Itandje, Digao, Ramos, Didi, Sami Can Keskin, Renan Diniz, Bekir Yılmaz (Dk. 74 Tevfik Altındağ), Koman, Ronei (Dk. 84 Emre Uğur Uruç), Cem Özdemir (Dk. 90+4 Ahmet Dereli), Magaye
Goller: Dk. 23 Magaye, Dk. 45+1 Ronei (Adanaspor), Dk. 40 Mehmet Topal, Dk. 78 Fernandao (Penaltıdan) (Fenerbahçe)
Sarı kartlar: Dk. 31 Renan Diniz, Dk. 67 Ramos, Dk. 73 Bekir Yılmaz, Dk. 77 Koman, Dk. 80 Digao, Dk. 87 Didi, Dk. 90+7 Itandje (Adanaspor), Dk. 87 Şener Özbayraklı (Fenerbahçe)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder