Fenerbahçe, ligin henüz
başı sayılabilecek bir dönemde maalesef ki hedeflerinden uzaklaşmış durumda.
Şimdilik Süper Lig için
tabi ki.
İlerleyen haftalarda UEFA
Avrupa Ligi ve başlayacak olan Türkiye Kupası için durum ise muamma.
Kendi sahasında oynadığı
4 lig maçında sadece 1 galibiyet alan, 1 mağlubiyet ve 2 beraberlikle tam 7
puan kaybeden Fenerbahçe, lider ile arasındaki 8 puanlık farkı ise bu gidişle
zor kapatacak gibi duruyor.
Takımın saha içerisinde
ne oynadığını, kimin hangi mevkide oynadığını bilmediği ve adeta bir mahalle
takımı görüntüsü çizen Fenerbahçe, lige verilen aradan önce deplasmanda Osmanlıspor
ile berabere kalırken, yine bir milli maç arası dönüşünde yine puan kaybı
yaşadı.
Son yıllarda bolca
yaşadığı gibi.
Defansında Skrtel ve
Kjaer’in hemen her maçta pozisyonlar vermesi, sağbek mevkisinde Van der Wiel’in
beklentilerin çok uzağında bir performans sergilerken, O’nu izleyenlerin “neden
bu oyuncuya bu kadar yüksek paralar verildi?” sorularını haklı olarak
yöneltmeleri, yine yeni transferlerden Naustadter’in kadroya bile girememesi,
Diego Ribas gittikten sonra aylar geçmesine rağmen bir oyun kurucu transfer
edilmemiş olması, forvet mevkisine ise 2 sezon önce tribünlerin büyük tepkisini
çekerek geçen sezon 2 ayrı takıma kiralanan Emenike’yi kurtarıcı olarak takıma
geri döndürmeleri, bu sezon Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu’nun “transferdeki
hataları” olarak değerlendirebiliriz.
Tabi ki bu konuları
yönetime sunsanız, kendilerini son derece başarılı olarak göreceklerdir ve
iddia edeceklerdir, ancak ortadaki tablo öyle söylemiyor.
Milli Takım’da sakatlanan
Ozan Tufan’ın eksikliği ise Fenerbahçe’nin bugünkü Alanyaspor maçında en büyük
zaafiyeti olarak durdu.
Fenerbahçe’yi Volkan Şen
ile birlikte rakip sahaya taşıyan oyuncuların başında gelen Ozan Tufan, hem
geriye verdiği destekle, hem de hücuma yaptığı katkıyla bu takımda daha
şimdiden aranmaya başladı.
Yerine oynayan Alper
Potuk’un istikrarsız oyunu, saha içerisinde neyi ne zaman yapacağının belli
olmaması ve O’na umut bağlayanların adeta papatya falı açmaları ise ayrı bir
durum.
Bugün yenilen gol öncesi
pozisyonu irdelediğimiz zaman, o dakikalarda sağ kanatta olan Alper Potuk’un
yanından geçip giden oyuncuyu takip etmemesi ve koşu yolunu kapatmaması, Van
der Wiel’in adeta bir refakatçi gibi izlemesi, dahası da defans dengesiz
yakalanmış ve Kjaer ileride kalmışken, solbek mevkisindeki Hasan Ali Kaldırım’ın
daha “acaba ofsayta düşürebilir miyim” kaygısıyla kademeye girmemesi,
Fenerbahçe’nin takım savunmasındaki zaaflar olarak karşımızda duruyor.
Feyenoord maçında
sakatlanan “asist kralı” Lens’in ve Milli Takım’dan sakat dönen Ozan Tufan’ın
yokluğu, Fenerbahçe’yi adeta baltalamış ve sıradan bir takım hüviyetine sokmuş.
Allah, sezonun geride
kalan kısımları için Fenerbahçeli taraftarlara şimdiden sabır versin.
Teknik Direktör Dirk
Advocaat’a gelecek olursak;
Elbette ki ortada duran
tablodan en az sorumlu olan kişi Dirk Advocaat.
Çünkü bu takımı kendisi
yapmadı.
Transferler, kendisi
döneminde yapılmadı.
Ama 2 aydır bu takımın “başında.”
Resmi olarak en azından.
Halbuki maç sonu
açıklamalarında, hemen her hafta ayrı bir oyuncuyu hedef alması ve “oyuncuları
suçlayıcı” hareketleri, daha şimdiden dikkatlerden kaçmıyor.
Kasımpaşa maçında oyundan
aldığı Lens’in tepkisi için maç sonu “beni ilgilendirmiyor” demesi, bu akşam da
Emenike için tekrarladı.
Ayrıca maç sonu basın
mensuplarının, milli maç arası Hollanda’ya gidişini gündeme getirerek, tırnak
içerisinde kendisini eleştirmelerine ise “Daha önce görev yaptığım ülkelerde de
gittim, burada da yine gitmeye devam edeceğim, çünkü zaten çalıştıracak oyuncu
yok, hepsi milli takımda, olanlara da yardımcılarım yetiyor. Hem benim ülkemde
yapacağım işlerim var.” şeklinde açıkça cevap vermesi ise, adeta Fenerbahçe
camiası ile dalga geçmektir.
Bu açıklamanın meali
şudur:
“Ben, takımın başında
bulunmam, giderim, gelirim. Kafama göre takılırım, işinize/işlerine geliyorsa.”
demektir.
Dahası basın toplantısını
bitirirken, “Yönetimin, benim yerime bir adayı varsa, buyursunlar.” şeklindeki sözleri
ise, adeta Fenerbahçe’yi kafasında bitirmenin dışa vurumudur.
İşte bu nedenlerden dolayıdır
ki, sezonun geride kalan dönemleri için Allah, Fenerbahçe taraftarına sabırlar
versin.
Bu sezon, bitmez zira..
Bitse de, beraberinde
birçok taraftarı da bitirir..
Stat: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi
Hakemler: Alper Ulusoy, Ali Saygın Ögel, Volkan Narinç
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Van Der Wiel, Kjaer, Skrtel, Hasan Ali, Mehmet Topal, Josef, Alper Potuk(Stoch dk. 78), Robin Van Persie, Volkan Şen, Emenike(Chahechouhe dk. 64)
Aytemiz Alanyaspor: Zlamal, Gassama, Omeruo, Ba, N'sakala, Aissati (Sefa Yılmaz dk. 70), Deniz, Sackey, Emre, Candeias(Berkan dk. 90+4), Vagner (Ayite dk. 82)
Goller: Mehmet Topal (dk. 36) (Fenerbahçe), Candeias (dk. 59) (Fenerbahçe)
Kırmızı kart: Sackey (dk. 86) (Aytemiz Alanyaspor)
Sarı kartlar: Volkan Demirel, Mehmet Topal, Hasan Ali Kaldırım, Volkan Şen, Stoch (Fenerbahçe), N'sakala, Deniz, Ba, Candeias, Aissati, (Aytemiz Alanyaspor)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder