Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

27 Nisan 2015 Pazartesi

"Sarı öküzü vermeyecektiniz."

27 Nisan 2006 tarihinde dönemin Fenerbahçe yönetimi, bakın nasıl bir açıklama yapmış..




O dönemde yaşanan hakem hataları, özellikle de Fortis Türkiye Kupası rövanşında Beşiktaş ile 1-1 berabere kalınan maçta hakem Selçuk Dereli'nin yönetimi sonrası büyük bir "kararlılıkla" yapılan bu açıklama, çok iyi hatırlıyorum o dönemde hepimizi umuda sevketmişti, işlerin düzeleceği adına. Daha doğrusu şöyle düşünüyorduk: "Fenerbahçe yönetimi, sporcusunun ve taraftarının hakkını korur, kararlıdır."

Ama aradan yıllar geçti, her sezon aynı senaryolar değişti durdu.

Senin lehine yapılan hatalarla sen belki bir elin parmakları kadar maç kazanmamışken ortalık yangın yerine döndü ama senin rakibin hakem hatalarıyla hemen her sezon senin rakibin oldu.

Bu sezon mesela, Bursa-GS, GS-FB, GS-Başakşehir, GS-Bursa, GS-Sivas, GS-Karabük maçlarında yapılan hakem hatalarıyla rakibin maç kazandı, Melo denen insanlıktan nasibini almamış, "Belhüm-Adal" seviyesindeki yaratık halen bu sahalarda arz-ı endam ediyor.

Ama buna karşılık sen sürekli dışlanmışsın, otobüsün kurşunlanmış, sporcun yuhalanmış, taraftarın darpedilmiş, şuben taşlanmış..

Peki sonra?

....

Dilimize gelenler, parmaklarımızdan dökülmüyor ne yazık ki..

Mesela 6 Nisan 2015 günü yapılan Yönetim Kurulu Toplantısı sonrası düzenlenen basın toplantısında, Asbaşkanlardan Deniz Tolga Aytöre'nin açıklaması ile 27 Nisan 2006 tarihli açıklamalar,



Ne kadar örtüşüyor değil mi?

İşte o tarihte yaşanan bu gel-gitler olmasaydı ve ya alınan kararlar uygulansaydı veya "uygulanacak kararlar alınsaydı" kısacası "sarı öküz verilmeyeseydi" bugün yaşananlar emin olun yaşanmayacaktı..

Buyrun işte o iki açıklama..

Ne kadar da benzer değil mi?

Peki bundan sonra ne olur?

Sezon sonu gelir, bir perde daha kapanır..

Yine tarihte anekdotlar, "Fenerbahçe, bütün sezon başabaş götürdüğü yarışı dramatik şekilde kaybetti. Falanca haftada şu futbolcusu golü atamadı, filanca haftada Teknik Direktörü şu hatayı yaptı v.s. v.s." şeklinde yazar da durur.

Ama tarihe hiçbir zaman şu not düşülmez :

"Fenerbahçe, aslanlar gibi bütün sezon boyunca şer güçlere karşı verdiği amansız mücadelede, özellikle saha dışı güçler tarafından engellendi, şampiyonluğu gasp edildi, tarihi yeniden yazması engellendi.."

Yani, geçmiş olsun bile demezler..

Sen böyle pasif kaldıkça..

Sen böyle hakkını aramadıkça..

Sen böyle oturduğun yerde ahkam kestikçe..

Otobüsün de taşlanır, şuben de kapatılır..

Oyuncun da yuhalanır, yöneticin de tartaklanır.

Vali de seninle maytap geçer, devlet te seni tiye alır..

O menfur saldırının üzerinden bugün itibariyle 23 gün geçti.

Koca 23 gün..

23 günde ne yapıldı?

Hangi mercilerde hangi haklar arandı?

Milyonların gözbebeklerine sıkılan hain kurşunun hesabını kim sordu?

Somut olarak ne elde edildi?

Tıpkı 3 yıl  önce CAS davasının geri çekildiği gibi "hangi hatırlı dostlar" dinlendi bu 23 gün içerisinde?

Veya hangi işler düzeldi de "06 Nisan 2015" tarihli basın açıklamasında verilen "gözdağı" hemen unutuldu..

Maçlara çıkmamanın cezası ligden ihraç mı?

Etsinler arkadaş...

Fenerbahçe, ligden ihraç edildiği için küçülmez, tam tersi daha bir büyür..

Pokerde bile blöfün peşinden gitmek, oyunun kuralıdır. Daha doğrusu, "doğrusudur.."

Ama biz böyle her hakkı yendikten sonra "içinde süslü cümlelerin yeraldığı ama asla birilerini tedirgin bile etmeyecek" tarzdan açıklamalar yaparsak;

Bizim daha çok hakkımız yenir.

Tıpkı aradan geçen yıllarda olduğu gibi.

"Sarı öküzün verildiği" günlerden sadece birisiydi 27 Nisan 2006

Evveliyatına gitmiyorum bile..

Yaşı müsait olanlar iyi hatırlar..

Tarih te yazar bunları.

Mesela 1961 yılında oynanan olaylı bir Gençlerbirliği maçı sonrası, Lefter'in de aralarında bulunduğu tam 6 futbolcuya 6 ay men cezasına karşılık, yedeklerle 3 gün sonra İstanbulspor'u 6-1 mağlup eden kadronun duyduğu direnci.

Mesela 1987 yılında olaylı Samsunspor maçından sonra, İsmail Kartal'ın da bulunduğu 5 futbolcuya 3-5 ay arası cezaların verildiğini..

Mesela yine bir seçim arefesinde, yani 12 Haziran 2011 seçimleri öncesi değil de, hemen sonrası 3 Temmuz sabahı sahneye konan ama daha sonra bizzat "Başbakan" tarafından söylenen "Kandırıldık" itirafının bugün dilendiriği gibi,

Daha onlarcası, yüzlercesi vardır Fenerbahçe tarihinde.

Hepsinde "bir Sarı Öküz" feda edilmiştir.

Ve de hepsinden sonra mağdur olan, mazlum olan hep Fenerbahçe olmuştur.

Tıpkı bugünlerde olduğu gibi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder