Trabzonspor : 0 - Fenerbahçe : 1 (Spor Toto Süper Lig 24.hafta maçı- Tatil edildi) KEŞKE BÜTÜN DEPLASMANLAR TRABZON OLSA !!

Fenerbahçe, ligin zirvesinde..

Aykut Hoca'nın deyimiyle "hem de kanırta kanırta."

Özellikle 3 Temmuz sürecinden sonra Trabzon'da oynanan bütün maçlarda Fenerbahçe'nin bariz bir üstünlüğü var..

Geçen sezon 3-0, önceki sezon 2-1, ondan önceki sezon 2-1,

Bu süreçte Trabzonspor'un sadece İstanbul'da 2 sezon üstüste aldığı 0-0 lık beraberlikler ve tarihi başarı (!)

İşte bu takım, 2010-11 sezonunda Fenerbahçe ile ligi "atbaşı" götüren takım..

O zamandan sonra Fenerbahçe'nin üzerinden hergün silindirler geçmesine rağmen son 3 sezonda da şampiyonluğun içerisinde..

Birisini son maçın son dakikasına kadar 0.5 puan geride götürüp sadece 1 gol ile kaybetmiş, diğerinde son haftaya kadar devam ettirmiş..

Bu sezon ise açık ara lider..

Hep başı dik, hep onurlu, gururlu..

Ama peki ya "birileri?"

Yoksa "Onur" onlar için sadece bir isimden ibaret mi?

Pardon ama...

Onlarda da var..

En azından "esame" listesinde..

1 numaralı formayı giyiyor..

Maç sonrasında taraftara yaptığı "sakinleştirici" açıklamaya bakar mısınız?

"Bu iş burada bitmedi, bu yolda ölmeye hazırız."

Buyrun buradan yakın..

Güya taraftarı sakinleştirecek..

Bu açıklamayı duyan ve adına "taraftar" denen "futbol teröristleri" boş durur mu?

Elbette ki maçtan sonra Trabzon caddelerinde tekbir getirerek cenaze marşı çalar..

Elbette ki stad bayrak direğine tırmanarak bayrağı keser..

Elbette ki kale arkasındaki direği sökerek sahaya atmaya yeltenir..

Elbette ki sahaya her türlü yabancı maddeyi atar..

Ama bu arada "kapının sapı" nı da atmayı unutmaz..

Pardon...

Kupa mı demiştiniz?

Kapı sapı olmasın ?

Böylesine bir ortamda maça başlayan Fenerbahçe, daha 1.dakikadan itibaren maça ağırlığını koyarak mutlak galibiyet hedeflediğini gösterdi.

Sol kanattan Caner Erkin, sağ kanattan Gökhan Gönül ve ortadan Alper Potuk, Trabzonspor defansı üzerine şimşek hızıyla gidiyor, aynı hızla geriye dönüp defansı yapıyordu..

Hatta Emenike bile Henruqie'yi takip ediyor, zaman zaman Yusuf'a yakın oynuyordu..

Orta sahada Emre Belözoğlu ve Mehmet Topal rakip ataklara anında set oluyor, defansta ise Bekir ve Kadlec ikilisi zaman zaman yerlerini yadırgasalar da çok ta fazla zorlanmıyorlardı..

Maçın ilk atağında Yusuf'un sol çaprazdan gollük şutunu çıkartan Volkan Demirel, "hedefteki" isimdi.

Her türlü tacize, her türlü küfre maruz kalarak kalesini savunuyor, yapılan tahrikleri ise "tahrik" etmeden gözler önüne seriyordu.

Vay efendim..

Volkan Demirel'in gol sevinci yüzünden tribünler gerilmiş te, olaylar o yüzden başlamış..

Beyler !!

Gol dakikası 23..

Ama bu dakikaya kadar, daha 2.dakikada duran ve 5 dakika sahanın temizlenmesi için geçen bir süre var..

11.dakikada kornerde Caner Erkin'in kafasına yağan her türlü cisim var..

19.dakikada yine kornerde Caner Erkin'e her türlü yabancı madde yağışı var..

O dakikalarda Volkan Demirel'i kameralar göstermiyor bile..

Kaldı ki olaylar başladığı zaman dikkat edin yayıncı kuruluşun kameralarını, sadece pilot çekim denilen çekimi orta saha çizgisi üzerine boş saha alanını çekerek gerçekleştiriyor..

Başka zamanlarda tabiri caizse futbolcuların "ciğerini" çeken kameralar, bu defa "aldıkları talimatla" sadece saha ortasını çekiyorlar..

Ama "mızrak o kadar büyük ki."

Çuvala sığmıyor Trabzon'da..

Mecbur kaldı onlar da yayınlamaya..

Taşı, kayayı, çakmağı, parayı, direği..

Maçın ilk yarısında Sow ve Emenike ile mutlak golleri değerlendiremeyen Fenerbahçe, Bülent Yıldırım'ın "aslında" geç kalmış ve son derece doğru bir kararı ile maçın tatil edilmesiyle bu defa soyunma odasında mahsur kaldı..

Mahsur kalan aslında Fenerbahçeli futbolcular değil..

Türkiye'deki futbol ve bu zihniyet..

Maç sonrası açıklamalar ise vahim..

Ama sonuna kadar doğru noktalar da var..

Asbaşkanınız sizi istifaya çağırırıken İHO, ne dersiniz bu duruma?

Bırakın Fenerbahçe'yi artık..

Atı alan, Üsküdar'ı geçti..

Siz kendi derdinize yanın..

Bir dahaki Trabzon deplasmanında görüşmek üzere..

Hadi eyvallah.