Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

10 Şubat 2014 Pazartesi

Sivasspor : 2 - Fenerbahçe : 0 (Spor Toto Süper Lig 20.hafta maçı) FENERBAHÇE'YE "YILDIRIM" ÇARPTI !!



Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,

Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!

***

Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in taa yarım asır önce yazdığı şiirin başı yukarıdaki dizeler..

Ligin ilk yarısını 8 puan önde bitiren, ikinci yarının başında ise farkı 10 a çıkartan Fenerbahçe, artık sadece 4 puanla lider.

Ve de önünde birbirinden zor deplasmanlar..

Dahası birbirinden de "kaşar" hakemler.

Dikkat edin Fenerbahçe'nin deplasman maçlarını yöneten hakemlere..

Karabük'te Bülent Yıldırım, Eskişehir'de Mustafa Kamil Abitoğlu ve Sivas'ta Yunus Yıldırım..

Bunlara bir de Kadıköy'deki Beşiktaş maçını ve Cüneyt Çakır'ı ekleyelim..

Beşiktaş maçında Fenerbahçe'nin golünü vermeyen, son dakikada penaltısını çalmayan Cüneyt Çakır, Fenerbahçe'nin 2 puanını ise "çalmasını" bilmişti.

Karabük'te Fenerbahçe'nin golünü vermediği gibi gole giden Sow'un pozisyonunu keserek bir önceki pozisyona faul çalan Bülent Yıldırım, olası bir Fenerbahçe galibiyetinin de önüne geçmişti.

Eskişehir'de Mustafa Kamil Abitoğlu, bütün takdir haklarını Eskişehirspor lehine kullanırken Fenerbahçe'yi de pasifize ediyordu.

Sivas'ta ise Fenerbahçe, bu sezonun hakem hatalarında resmen nirvanaya ulaştı.

Önce net penaltısı çalınmadı, akabinden Caner Erkin'e sarı kart çıkardığı pozisyonda ise penaltı çalınmamasına itiraz eden futbolculara karşı resmen pişmiş kelle gibi sırıtarak gülmesi sinir bozarken, sonra da hiç yoktan bir pozisyonda Egemen Korkmaz'ı oyundan ihraç eden Yunus Yıldırım, geçmişte Zico'nun Yunus Yıldırım ile ilgili bir demecini de bizlere hatırlattı.

Zico öyle diyordu 2006-07 sezonunda..

"Bu nasıl bir hakem, ben Zico olarak söylüyorum hayatımda böyle bir hakem görmedim. Futbolcular itiraz ederken resmen gülerek onları iyice tahrik ediyor, futbolcuları iyice geriyor."
Yunus
Yıldırım işte böylesine tutarsız, böylesine kötü bir hakem.

Kötü olmaktan ziyade art niyetli.

Nereden mi anlıyoruz ?

İlk yarıda Fenerbahçe atağında Emre Belözoğlu'na faul yapılan ancak Emre'nin topu kurtararak soldan giden Caner'in önüne yuvarladığı topta avantajı keserek Fenerbahçe atağının şekillenmesini önleyen Yunus Yıldırım, ikinci yarıda Meireles'in rakibine kasti tekme vurduğu pozisyonda ise Sivasspor lehine avantajı "çok iyi oynatarak" Sivasspor'un ani atağını yönlendirdi ve daha sonra dönerek Meiereles'e sarı kart gösterdi.

Eyyamın daniskasını yaparak hem de.

Zira o pozisyon, dünyanın her yerinde direkt kırmızı karttı ve Meireles'i oyundan ihraç etmesi gerekirdi.

Ama ilk yarıda Egemen Korkmaz'a gösterdiği akılalmaz kartın etkisinde kalarak Meireles'e de kırmızı kart çıkarmaya "maçası yemedi."

Geçen sezon Galatasaray-Kayserispor maçında Gökhan Zan'ın kırmızı kart görmesine rağmen TFF'nin cezayı silmesi bakalım bu defa Egemen Korkmaz ve Fenerbahçe için de tekerrür edecek mi?

Çok iyi niyetliyiz değil mi?


Nihayetinde Fenerbahçe, oyuna iyi başladığı, goller kaçırdığı ama hakeme takıldığı bir maçı büyük yara alarak kaybetti.

Caner ve Egemen'i kaybetti.

Emre ve Sow sakatlandı.

Son haberler, Sow'un 2 veya 3 hafta olmayacağı yönünde..

Bu kadar sakata bir de onlar eklendi.

Durumları yarın netleşecek..

Maça gelecek olursak;

Bir gün önce Galatasaray'ın kazanarak puan farkını indirmesi Fenerbahçe'yi maça istekli başlamaya yönlendirdi.

Peş peşe goller kaçırdılar.

Penaltıları verilmedi.

Yetmedi eksik kaldılar sayısal anlamda.

Buna rağmen yine oyuna asıldılar, orta sahayı rakibe bırakmadılar, müthiş pozisyonlar kazandılar.

İlk yarıda Caner, Sow ve Kuyt ile net pozisyonları harcadılar.

İkinci yarının başında ise Kuyt'un inatçılığı ve presi ile kazanılan topta Sow'un müthiş vuruşu kaleciden dönerken Gökhan'ın önündeki topa dokunamaması ve bu topun dönerek Fenerbahçe kalesine gol olması ise kaderin garip bir cilvesi olsa gerek.

Son 3 deplasmanını kaybeden Fenerbahçe, ligin ikinci yarısı itibariyle hem kadro zaafiyetini yaşıyor hem de fikstür dezevantajını elinde bulunduruyor.

Galatasaray-Juventus maçından sonra Galatasaray yöneticisi Şükrü Ergün'ün, o tarihlerde puan farkı 9 olmasına rağmen ısrarla kameralara "Göreceksiniz biz ikinci yarıda şampiyon olacağız" sözleri iyi "irdelenmek" zorunda.

Türk futbolunda yıllardır oluşan o kara tablo maalesef yine sahneye konmaya başladı.

Fenerbahçe ne zaman arayı açıp ta koşar adım hedefe gitmeye başlasa hemen "gizli bir el" olaya el koyuyor ve "ligin heyecanı" yeniden kazandırılıyor.

Futbolda oluşan ekonomik sektör, maalesef ki ne alınterlerini heba ediyor, ne "emek hırsızlarını" kahraman yapıyor güzel ülkemde.

Ve yıllar yılı bir Allah kulu da çıkıp bu kokuşmuş sisteme "dur" demiyor, diyemiyor.

Emenike ve Webo'nun sakatlıkları nedeniyle sihirli hattını kaybeden, Sow-Kuyt-Emenike-Webo dörtlüsünü rakiplerin belalısı olmaktan alıkoyan Fenerbahçe ve rakipler, maalesef ki bugün puan farkının 4 e inmesinin nedeni de oldular.

Lig artık yeniden başladı..

Milyonlarca Fenerbahçeli bu akşam aynı cümleleri terennüm ediyor.

"Ocağına Yıldırım düşsün" diyor adeta verilen kararlar ve gelinen noktadan sonra..

Haftaya Kasımpaşa maçı var..

Caner ve Egemen yok..

Webo yok..

Büyük ihtimalle Sow da yok..

Emre belki..

Yama büyük, parça küçük..

Kasımpaşa maçından sonra Elazığ deplasmanı..

Devre arasını Yargıtay kararını tartışarak geçiren Fenerbahçe yönetimi ise, oyuncu takviyesi yapmamasının getirdiği büyük sıkıntıya karşı ne cevap verecek merak konusu..

Ama olsun...

Biz Fenerbahçe'yiz..

İkinci yarı başladığından beri aynı şeyi söylüyoruz..

"Rehavet, asla iflah olmayan bir düşmandır."

Rehavete düşmeden, yılmadan, "Yıldırımları" bile yıldırarak..

Siz sahada, biz tribünde..

Bugünkü kepazelikten sonra ise daha bir inanç ve azimle..

Yeniden farkı çift hanelere çıkarmaya..

Başta da söyledik ya;

Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!

Bu çirket toprak üstünün bir de toprak altı var..

Stat: Sivas 4 Eylül

Hakemler: Yunus Yıldırım, Volkan Narinç, İsmail Şencan

Sivasspor: Nihat Şahin, Cicinho, Da Costa, Ümit Kurt, Ziya Erdal, Adem Koçak, Kadir Bekmezci (Dk. 90+2 Taouil), Hakan Arslan, Aydın Karabulut (Dk. 81 Utaka), Burhan Eşer, Chahechouhe

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Egemen Korkmaz, Alves, Kadlec, Mehmet Topal, Emre Belözoğlu (Dk. 67 Salih Uçan), Meireles (Dk. 89 Baroni), Caner Erkin, Kuyt, Sow (Dk. 64 Alper Potuk)

Goller: Dk. 58 Aydın, Dk. 81 Burhan (Sivasspor)

Sarı kartlar: Dk. 11 Caner, Dk. 72 Meireles (Fenerbahçe) Dk. 71 Chahechouhe (Sivasspor)

Kırmızı kart: Dk. 21 Egemen (Fenerbahçe)

4 yorum:

  1. emeğine yüreğine sağlık hocam

    YanıtlaSil
  2. Fenerbahçe ve Fenerbahçeli sanırım hiç bu kadar ağır bir psikolojik-fizyolojik baskının altına girmemiştir tarihi boyunca ! Bizim kulübün yerinde diğer hangisi olsa şimdi ringe havlu atmıştı.Baskı baskı doğurur, elbet bu kara günler geçecek ve güneş tekrar ortaya çıkacak.
    Bir Afrika atasözü der ki ; ''Sular yükselince Balıklar Karıncaları , sular çekilince Karıncalar Balıkları yer'' ... Şu aralar sular yüksek ve Fenerbahçe karınca rolünde...Sular çekilecek ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru bir tesbit.. Ama biz acılarla, zorluk ve meşakketlerle adeta nasırlaşmış bir camiayız. Herşeyi yaptılar, her yaptıklarında "yok artık, bundan fazlasını yapamazlar" dedik ama bir sonrakinde gördük ki yanılmışız.

      Kısacası Üstad Necip Fazıl'ın söylediği gibi;

      Allah'ın bir pulunu bekleye dursun on kul,
      Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul
      Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa
      Yaşasın kefenimin kefili karaborsa..

      Sil