Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Fenerbahçe : 0 - Galatasaray : 1 (TFF Süper Kupa Final maçı) ÇOK TA ÖNEMLİ DEĞİL




Fenerbahçe, sezon öncesi ilk ciddi sınavına ezeli rakibi karşısına çıkarken, sakat ve cezalı oyuncularının eksikliğini fazlasıyla hissetti.

Sadece kaleci Volkan Demirel hariç.

Geçen sezon Kadıköy'de oynanan ligin final maçında ağır tahrikler nedeniyle sinirlerine hakim olamayan Volkan Demirel ve Raul Meireles'in cezaları nedeniyle, Gökhan Gönül, Egemen Korkmaz sakatlıkları nedeniyle, yeni transfer Emmanuel Emenike ise bonservisinin yetişmemesi nedeniyle kadroda yoktu.

Yeni transferlerden Kadlec ise yabancı kontenjanı nedeniyle yedek kulübesindeydi.

Elbette ki Fenerbahçe camiası ve Fenerbahçeliler açısından Galatasaray ile her branş ve platformda oynanan müsabakaların tek bir amacı vardır : Galibiyet.

Aynı durum, karşı taraf için de geçerlidir.

İşte bu şartlar altında maça hazırlanan Fenerbahçe'nin asıl düşüncesi, 10 gün sonra oynanacak Şampiyonlar Ligi Play Off turunda Arsenal karşısında turu getirecek skoru almak.

Bu nedenle belki de futbolcuların bu maça fazla da değer vermediklerini de düşünebiliriz.

Maça Fenerbahçe fena da başlamadı.

Geride solbekte Hasan Ali Kaldırım, maç boyu oynadığı futbolla "Arkadaş, ben bu takımda Türk kontenjanından oynarım ve yabancı kontenjanı bu mevkiye lüks" dedirtti.

Defansa yeni transfer olan Alves, sahada kaldığı süre içerisinde belki de Mert'ten sonra Fenerbahçe'nin en iyi ismiydi.

Hem sağdan, hem de soldan gelen bütün hava toplarını alırken, zaman zaman yaptığı kritik müdahalelerle defansını rahatlattı.

Ancak özellikle gördüğü ilk sarı kart ta, biraz da Drogba'nın "artistiğinin" kurbanı oldu.

Yine de Alves kalitesindeki bir futbolcunun böylesine ucuz kart karşısında dikkatli olması gerek.

Çünkü burası Türkiye ve burada kurallar, her zaman Fenerbahçe maçlarında işler. Ancak Fenerbahçeli oyunculara karşı.

Zira Alves'in gördüğü kırmızı karta neden olan pozisyonların bir benzerinde Hamit Altıntop sarı kart görürken, aynı pozisyonun benzerinde sarı kartı olan Melo'nun, Alper Potuk'u indirmesine hakem Bülent Yıldırım, "lütfen ve zoraki" faul çaldı ancak kartını gös-te-re-me-di.

Bir diğer stoper Bekir İrtegün ise, ne kadar önemli bir görev adamı olduğunu bir kez daha ispatladı.

Önce Alves ile, sonra Mehmet Topal ile, en son da Kadlec ile uyum içerisinde görünürken, özellikle Alves'in kırmızı kart görmesinden sonra markajına aldığı Drogba'ya adım attırmadı.

Gol pozisyonunda ise kademesine giremeyen Kadlec ve gerideki Hasan Ali Kaldırım'ın kurbanı oldu.

Maçın ilk yarısında Hasan Ali Kaldırım'ın soldan girerek penaltı noktasına kestiği pozisyonda Moussa Sow, belki de bomboş pozisyonda golü atabilseydi, oyun çok daha farklı bir mecrada seyrederdi.

Galatasaray ise önde Drogba, solda Sneıjder, sağda Ambarat ve arkalarında Selçuk İnan ile birlikte hücumları geliştirirken, orta alanda Emre Belözoğlu'ndan seken topları alan Hamit Altıntop ile de Fenerbahçe ataklarını engellediler.

Fenerbahçe orta alanı, ilk yarıda Emre Belözoğlu'nun liderliğinde rakibine oyun kurdurtmazken, ileride ise forvet arkası oynayan Baroni ve sağ-sol açık oynayan Sow ve Kuyt'un top tutamamaları nedeniyle ataklarını başlatamadan sona erdirdiler.

Sezon başından bu yana oynanan maçlarda Fenerbahçe kalecilerinin yıldızlaştığını görüyoruz.

Bunun nedenlerinden birisi de Fenerbahçe orta sahasının topu yeterince ayaklarında tutamamaları ve rakip karşısında baskı yemeleri.

Üstüne üstlük Gökhan Gönül gibi oyunu iki yönüyle de oynayan ve Fenerbahçe ataklarında önemli bir rolü olan oyuncunun eksikliği de cabası.

Alves'in ikinci sarı kartını görmesine neden olan pozisyonun başlangıcını dikkatle izlediğinizde, yukarıdaki tezin doğruluğunu görürsünüz.

Emre Belözoğlu çıkarken pas yapması yerine 3 kişi içerisinde kaptırdığı topla atağa kalkan rakibi durdurmak geride Alves'e kalmıştı ve O'nun hamlesindeki gecikme nedeniyle de kırmızı kart geldi ve Fenerbahçe'nin oyun planları bir anda değişti.

İleride her topa pres yapan Webo, oyundan alındı, hücum gücü düştü.

Baroni'nin yerine oyuna giren Alper Potuk ise, Fenerbahçe formasına yavaş yavaş ısınıyor.

Oyuna girdikten sonra Fenerbahçe ataklarına yön veren, geriden top taşıyan, zaman zaman preslerle rakibin oyununu bozan Alper, umarız performansını 90 dakikaya yayarak Fenerbahçe'nin değişmez oyuncularından birisi olur.

Ancak ne olursa olsun Fenerbahçe'nin, gerçek anlamda "10 numara" oyuncuya ihtiyacı var.

Maça 5 yabancıyla çıkan Ersun Yenal'ın, 6.yabancı olarak defansta Yobo'yu düşünmesi ve sağbekte de Bekir İrtegün'ü değerlendirmesi de bir alternatif görüş olarak sunulabilir.

Eksik Fenerbahçe'nin maçı 0-0 a bağlama düşüncesi, sahadaki tatikle birlikte kendini gösterirken bunda da başarılı olundu.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi sahanın en iyi oyuncusu olarak dikkat çeken kaleci Mert Günok'un bunda payı büyüktü.

Golden sonra ise bu defa roller değişti.

Önde olan Galatasaray geriye çekilirken Fenerbahçe ise ataklarını tehlike sınırları içerisinde geliştirdi.

Dirk Kuyt'un arka direkteki volesi, Moussa Sow'un doksana giden kafasında, yine Sow'un ceza sahası çizgisi üzerindeki plasesini son anda dışarı çıkartan Muslera da maçın sonucunu etkileyen oyunculardan birisiydi.

Özellikle maçın uzatma bölümünde Fenerbahçe'nin ortaya koyduğu futbol ise, "daha önceleri neredeydiniz" dedirtti taraftarına.

Zira 10 kişiyle birlikte rakibi Galatasaray kalesinde ciddi tehlikeler bulan Fenerbahçe'ydi.

Webo'nun taktik gereği dışarı çıkmasından sonra ileride tek forvet olarak kalan Sow ise bütün iyi niyetiyle mücadele ederken, sadece ilk yarıdaki net pozisyonunda tepki alabilir, aksi takdirde diğer pozisyonlarda tamamen şanssızdı Sow.

Direkten dönen topa ne yapabilir ki?

Nihayetinde Fenerbahçe kupayı belki kaybetti ancak Fenerbahçe açısından asıl önemli olan, 10 gün sonraki Arsenal maçı.

Umarız Fenerbahçe, iki sezondur "türlü desise ve tuzaklar nedeniyle" uzak kaldığı Şampiyonlar Ligi'ne bu sezon  kendi bileğinin gücüyle girer.

Stat: Büyükşehir Belediyesi Kadir Has

Hakemler: Bülent Yıldırım, Ekrem Kan, Asım Yusuf Öz, Serkan Gençerler, İlker Meral, Mustafa İlker Coşkun.

Galatasaray: 25- Fernando Muslera, 3- Felipe Melo, 4- Hamit Altıntop (Dk. 80 19- Umut Bulut), 5- Gökhan Zan, 8- Selçuk İnan, 10- Wesley Sneijder (Dk. 108, 52- Emre Çolak), 11- Didier Drogba, 22- Hakan Balta, 26- Semih Kaya, 27- Emmanuel Eboue, 53- Nordin Amrabat (Dk. 80, 24- Erman Kılıç).

Fenerbahçe: 23- Fehmi Mert Günok, 3- Hasan Ali Kaldırım, 4- Bekir İrtegün, 5- Mehmet Topal, 7- Moussa Sow,
9- Pierre Webo (Dk. 80, 24- Michal Kadlec), 11- Dirk Kuyt, 16- Cristian Baroni (Dk. 58, 26- Alper Potuk), 22- Bruno Alves, 25- Emre Belözoğlu (Dk. 103, 88- Caner Erkin), 38- Mehmet Topuz.

Gol: Dk. 99 Didier Drogba (Galatasaray)

Kırmızı Kart: Dk. 63 Bruno Alves (Fenerbahçe)

Sarı Kartlar: Dk. 28 Nordin Amrabat, Dk. 37 Hamit Altıntop, Dk. 49 Gökhan Zan, Dk. 80 Felipe Melo, Dk. 114 Didier Drogba, Dk. 119 Fernando Muslera (Galatasaray), Dk. 46 Mehmet Topuz, Dk. 59 Bruno Alves, Dk. 61 Pierre Webo, Dk. 120 Caner Erkin (Fenerbahçe).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder