Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

22 Ağustos 2013 Perşembe

Fenerbahçe : 0 - Arsenal : 3 (Şampiyonlar Ligi Play Off turu ilk maçı) ÜNLÜ TÜRK DÜŞÜNÜRÜ "CYZ" NIN DEYİMİYLE : "CACIK OLMAZ" !!






Fenerbahçe için prestijden de öte bir mecburiyetti Şampiyonlar Ligi.

Bu sezon, diğer sezonlardan daha farklıydı.

Nedeni ise, 3 yıldır demoklasin kılıcı gibi bu camianın ensesinde sallanan UEFA kararlarının artık nihaileşme aşamasına gelindiği bu günlerde, Şampiyonlar Ligi'ne girmiş bir Fenerbahçe zorlayacaktı belki karar mercilerini.

Ama öyle olmadı.

Dağ fare doğurdu resmen.

"Hücum futbolu oynatan, dikine futbol oynayan takımların hocası olarak sükse yapmış" Ersun Yenal, Fenerbahçe ile çıktığı bir maçı daha farkla kaybetti.

Son Konyaspor maçında 2-0 önde olduğu halde son 30 dakikada yaptığı 2 değişiklikle maçın seyrini de değiştiren Ersun Yenal, bu akşam Arsenal maçına da hangi düşünceyle hazırlanmışsa, alınması yılan hikayesine dönen, uğruna Cardozo'dan vazgeçilen Emenike yedekteydi.

Konyaspor maçı öncesi "Benim takımımın en hazır oyuncusu Emenike" diyen Ersun Yenal, ne hikmetse o Emenike'yi bu defa en fazla ihtiyacın olduğu, belki de Şampiyonlar Ligi'ne girebilmek adına yapılan bu transferi, dahası da bir hafta önceki "Benim takımımın en hazır oyuncusu Emenike" demecini tekzip ediyordu.

Sormazlar mı adama, "Peki bu Emenike'nin alınması için bu kadar uğraş verildi, dahası "13 milyon eurocuk" para sayıldı Ruslara, o halde neden Emenike ile başlamadın maça?"

"Veya neden bir hafta önce o açıklamayı yaptın başka bir takımda antrenmana çıkmış bir futbolcu için?"

Bir teknik adam, kararlarıyla bu kadar kendisini tekzip edemez, etmemelidir de.

Sahaya çıkan kadroda bu sezonun piyangodan çıkan solbeki Kadlec yine solda, aslı kulübede hazır değil ama çakması sahada Bekir İrtegün sağbek, stoperde ise ligdeki ilk maçta oynamayan Alves ile "Yobo dayı" vardı.

Ortaya gelince,

Orası daha da facia.

Süper Kupa finalinde sakatlanan Mehmet Topal yeniden sahalara dönüş yaparken, ligde cezalı ve sakat Meireles ise "sahadaydı."

Emre Belözoğlu, belki de Fenerbahçe kariyerinin en kötü sezon başlangıcını yaptı bu sezon.

Saman alevi gibi.

Bir var bir yok.

Ama Emre ne yapsın bu takıma?

Yanındaki Meireles 2 metreye pas veremezken, Mehmet Topal olayın sadece savunma noktasını düşünürken bir tek Emre ile yaz gelmez, gelmiyor da nitekim 2 maçtır.

Arsenal gibi topu ayağa oynayan, sürekli pas yapan ve genç oyunculardan kurulu bir "sistem takımı" karşısında öyle şans toplarıyla veya uzaktan şutlarla gol bulma şansınız neredeyse imkansız.

Şampiyonlar Ligi kuraları çekildiği zaman Arsenal için "tarihinin en kötü Arsenal'i" diye yayın yapan medya, yarın eminiz ki bu tezini doğrulayacak kriterleri de gündeme getirecektir.

Evet belki tarihinin en kötü Arsenal'i ancak yine de bir İngiliz takımı ve de hepsinden önce bir "Wenger" takımı.

Sahada hangi oyuncu oynarsa oynasın, onlar için farketmiyor.

Podolski yoksa Walcot var, onlar yoksa Ramzey var, varoğlu var nitekim.

Sen, sana bak.

Alınması uğruna yırtındığın 2 oyuncu, Alper Potuk ve Emenike kenarda, göndermek için yırtındığın bir sürü oyuncu sahada.

Başta da Meireles ve şürekası.

Maça Arsenal hızlı başladı.

Öyle ki ilk 10 dakika Fenerbahçe, neredeyse kendi ceza alanı dışına bile çıkamadı dersek yanlış söylemiş olmayız.

Defanstan, özellikle de Yobo'dan dönen bütün toplar, Emre ve Mehmet Topal yerine sürekli olarak Arsenal oyuncuları tarafından süpürüldü, yeniden organize bir şekilde atağa dönüştürüldü.

Solbek Kadlec ne zaman ileriye çıksa top atan olmadı, ne zaman geriye gelse de sürekli rakibini arkaya kaçırdı, peşinden koşturdu durdu.

Sağbek Bekir İrtegün ise, mecburiyetten dolayı oynadığı ilk yarı boyunca zaman zaman pas hataları yapsa da yine de kritik bir hata yapmadı, skora etki anlamında.

Meireles, aldığı ve rahat olduğu bütün pozisyonlardaki topları sürekli olarak rakibe kaptırdı, ikili mücadelelerin tamamını kaybetti, forvete destek veremediği gibi savunma yönünde de sıfırdı.

Ama ne hikmetse Ersun Yenal, bu Meireles'i ancak 82.dakikada görebildi ve "prensi Alper'i" oyuna aldı.

Alper Potuk, Fenerbahçe takımında her fırsatta oynaması gereken ve yavaş yavaş bu takımın bir parçası olmak zorunda olan bir oyuncu.

Hata yapsa da, bu takımda topu rakip alana geçiren oyuncuların başında Alper geliyor.

Bunu da oyunda kaldığı 8 dakikada geliştirdiği ataklarda gördük.

İlk yarı Arsenal'in kaleye gönderdiği 5 şutun 2 si Volkan'da kalırken 3 ü karavanaydı.

Fenerbahçe ise ilk yarıda rakip kaleye şut bile atamadı.

Bırakın şut atmayı, şut bölgesine bile gidemedi.

İlk yarı tamamlandığında stat skorboardında ilk yarı istatistikleri yayınlandı, gördüğüm anda irkildim resmen.

Fenerbahçe koşu mesafesinde rakibinin 2 km. önünde (55 km Fenerbahçe, 53 km.Arsenal) ancak pas yüzdesinde rakibinin 100 pas gerisinde. (211 pas Arsenal, 113 pas Fenerbahçe)

Gel de geçen sezonu arama.

Maç sonunda Fenerbahçe, hemen her hafta rakipleri kim olursa olsun pas yüzdesinde açık ara fark atıyordu geçen sezon. Ve bir maç ortalaması 450-480 pas ortalamsıydı.

Aykut Kocaman'ın sürekli olarak "topu kendisinde isteme" taktiğinin ne derece önemli olduğunu bu istatistikle birlikte, Arsenal maçının genelinde görebiliyoruz.

Ve de bir öngörüde bulunalım:

"Türkiye'de veya Avrupa'da "ayağa pas yapan her takım, Fenerbahçe'yi zorlar, punduna getirdi mi de goller atar."

Takımlar ikinci yarıya hazırlanırken devre arasında bizler statta, Emenike'nin ısındığını ve ikinci yarıya "sarı kartlı" Webo yerine Emenike ile başlayacağını düşündük Ersun Yenal'ın.

Ama takımlar sahaya çıktığında gördük ki Emenike yerine Gökhan Gönül sahada.

Aylardır sakat olan, bir haftadır takımla antrenmanlara başlayan ama bu takım ve taraftarın en çok sevdiği oyuncuların başında gelen, formasının hakkını sonuna kadar veren Gökhan sahada.

O'nun sahada olması bile takım için büyük güç.

Bunu da gördük, çünkü her topu alan  sağa döndü ve Gökhan'ı aradı.

Ama elbette ki aylardır sakat olan bir futbolcunun 45 dakikada şov yapması imkansız.

Gökhan da zaman zaman hata yaptı bu anlamda.

Ancak "şükürler olsun kavuşturana."

Gol lazım olan Fenerbahçe, sahasında oynayan Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'ne mutlaka katılmak zorunda olan Fenerbahçe, ama gel gör ki atak yapmayan, gole gidemeyen, golü de düşünemeyen bir Fenerbahçe izledik ikinci yarı başında da.

Golcü diye alınan Emenike kenarda, bir diğer golcü Sow kanatta, Webo ise 2 metrelik Alman stoperle boğuşuyor sahada.

Hal böyle olunca da golü bulan Arsenal oldu.

Göstere göstere hem de.

Atak başlarken adeta "arkadaş biz bu golü buradan atacağız" diyen Arsenalli futbolcular, Kadlec'in yanından elini kolunu sallaya sallaya giren Walcot sayesinde golü de buldular.

Sonrasında Ramzey, yine elini kolunu sallaya sallaya orta sahadan aldığı topu 15-20 metre sürdü, bir Allah kulu kendisini zorlamadı, O da kaleyi karşısına aldı, direk dibine sert vurdu.

Volkan ne yapsın?

Sağ kanattan umudunu kesen ve solda "altın bulmuş" gibi sola yüklenen Arsenalliler, yine amaçlarına ulaştılar 77.dakikada.

Kadlec'in yine basit hatası nedeniyle kazanılan penaltıyı gole çevirirken Türkiye'den de turu ceplerine koyarak gittiler.

Arsen Wenger bu taktik hamleleriyle maçı kazanırken peki Ersun Yenal ne yaptı?

82 dakika sahada adeta gezinen Meireles'i izledi, mutlak golün lazım olduğu maçta, alınması için aylardır uğraşılan Emenike'yi 62.dakikada oyuna aldı, büyük form düşüklüğü içerisinde olan takımını ise soyunma odası kapısında bekledi adeta.

Ve de maçtan sonra "Bu takım tempoyu yükseltmek zorunda" diye buyurdu.

Oldu paşam.

Yükseltiriz hemen yarın.

Bizim elimizde ya bütün ipler, yükseltiriz..

Başka arzunuz?

Şimdi Şampiyonlar Ligi Fenerbahçe için kaf dağının da ötesinde, diğer dağlarda.

Ligde ise rakip bu hafta, bu ligin en dişli takımlarından olan Eskişehirspor.

Tıpkı Arsenal gibi ayağa oynayan bir takım.

Galatasaray, Konyaspor ve Arsenal maçlarında mağlup olan Fenerbahçe için, üstüste 4.maç ta riskli.

"Ünlü Türk düşünürü CYZ'nın" deyimini hatırlatalım:

"Cacık olmaz."

Ve de "ütopik bir hayal" ile bitirelim:"

"Yarın sabah uyansak ve bize deseler ki Aykut Kocaman, görevine geri döndü."


Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu


Hakemler: Gianluca Rocchi, Elenito Di Liberatore, Gianluca Cariolato (İtalya)

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Bekir İrtegün (Dk. 46 Gökhan Gönül), Alves, Yobo, Kadlec, Mehmet Topal, Meireles (Dk. 82 Alper Potuk), Emre Belözoğlu, Kuyt, Sow, Webo (Dk. 62 Emenike)

Arsenal: Szczesny, Sagna, Mertesacker, Koscielny (Dk. 33 Jenkinson), Gibbs, Ramsey, Wilshere, Rosicky, Walcott (Dk. 87 Monreal), Cazorla, Giroud (Dk. 82 Podolski)

Goller: Dk. 51 Gibbs, Dk. 64 Ramsey, Dk 77 Giroud (Penaltıdan) (Arsenal)

Sarı Kartlar: Dk. 30 Webo, Dk. 65 Alves, Dk. 76 Kadlec (Fenerbahçe), Dk. 75 Szczesny (Arsenal)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder