Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Başımız sağolsun, Allah rahmet etsin Selçuk Abi !!





Acı haberi akşama doğru aldım.

Gün içerisinde televizyon veya internet ortamında olmadığımdan dolayı akşam Salzburg maçına gitmeden önce televizyonu açtığımda resmen dondum kaldım.

Büyük Fenerbahçeli, ama gerçekten büyük Fenerbahçeliydi.

Sadece futbolcu olarak değil, kişilik olarak ta gerçekten iyi bir insandı.

Çocukluğumuzda hemen bütün arkadaşlarım bir takım taraftarıydı ama benim takım taraftarı olmam biraz geç olmuştu.

1979-80 sezonu başında Şekerspor'dan transfer olduğu Fenerbahçe'de, 3.haftada Adana Demirspor deplasmanında ilk defa forma giyerken, 





                                       


Fenerbahçe Stadı'nın yıllar sonra ilk açıldığı maç olan 19 Eylül 1982 tarihindeki 2-0 lık Altay maçında attığı golle de Fenerbahçe Stadı'nda ilk golü atan futbolcu olarak ta Fenerbahçe tarihine geçen isimdi Selçuk Kaptan.




O zamana kadar futbolla ilgilenmez, futbolcuları tanımazdım.

1982-83 sezonunda Fenerbahçe'nin fırtına gibi estiği bir sezondu.

Son  yıllarda şampiyonluk sıralamasını yukarılara taşıyan ve gerçekten de iyi bir performans sergileyen Trabzonspor'un başa oynadığı bir sezondu o sezon.

Fenerbahçe ile çekişiyordu Trabzonspor.

Fenerbahçe kadrosunda kimler yoktu ki.

Kalede Yaşar Duran ve Nurettin Yıldız,

Defansta; Erdoğan Arıca, Güngör Tekin, Kaptan Alpaslan Eratlı, Cem Pamiroğlu, Onur Kayador, Sedat Karaoğul ve Hasan Özdemir

Orta sahada Mehmet Hacıoğlu (Bulgar Mehmet) Osman Denizci, Arif Kocabıyık, Müjdat Yetkiner, Önder Çakar, Özcan Kızıltan ve Fahruddin Zeyneloviç,

Forvette ise Mustafa Arabacıbaşı (Tavşan Mustafa) Selçuk Yula, İbrahim Begoviç, Bahtiyar Yorulmaz, Zafer Dinçer, Sertaç Olcayto ve Hasan Yıldızeli.







                                     

İşte bu kadro, Trabzonspor'un önünde 34 maçta 18 galibiyet, 13 beraberlik ve 3 mağlubiyet alarak 49 puanla şampiyon olurken, Selçuk Yula da 19 golle gol kralı oluyordu.

O sezon oynadığı bir Galatasaray maçı vardır ki dillere destandır.

Maç öncesi sakattır Selçuk Yula.

Oynaması neredeyse imkansızdır.

Ancak O, diretir. İlla ki oynamak ister.

Teknik Direktör Stankoviç, zoraki de olsa "Evet" der bu ısrara.

Maça çıkar.

26 Aralık 1982 tarihinde oynanan maça sakat sakat çıkar, 5.dakika dolarken golünü atar, 75 dakika sahada kalır ve maçı Fenerbahçe 1-0 kazanır Galatasaray karşısında.




İşte benim Fenerbahçeli oluşum o sezona dayanır.

9 yaşındaydım..

Radyo başında Murat Ünlü'nün, Tansu Polatkan'ın, Akın Göksu'nun, Orhan Ayhan'ın ve ismini daha sayamadığım TRT spikerlerinin "Selçuuuuuukkkkkkkkkkkk ve gooooooooooollllll" nidalarını duymak için dakikalarca ayakta beklediğimi, okulun kütüphanesindeki spor ansiklopedilerinde Selçuk Yula resimlerini gizlice kesmek ve biriktirmek için fırsat beklediğimi, cikletlerin içerisinden çıkan Selçuk Yula resimlerini biriktirmek için hergün onlarca sakız aldığımı dün gibi hatırlarım.

Ve de tabi ki 18 Eylül 1985 tarihindeki Bordoeaux maçını.

Devrin en ünlü takımı olan, bir önceki yıl Avrupa Şampiyonu olan Fransa'nın şampiyonu, şimdilerin Barcelonası ayarındaki, kadrosunda Tiganaların, Giresselerin, Batistaların olduğu Fransa'nın Bordeaux takımıyla Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda eşleşen Fenerbahçe'ye hiç kimse şans vermiyordu tur için.

Bütün Fransız gazeteleri maçtan önce "en az 7-8 atarız" manşetleriyle çıkarken Fenerbahçe kafilesi sessiz sedasız Fransa'ya gidiyordu ilk maç için.

Maçın 21.dakikasında İlyas Tüfekçi'nin ara pasıyla rakip savunmayı peşine takarak ceza sahasına giren ve kalecinin solundan plaseyle topu ağlara bırakan isimdi Selçuk Yula.


O maçı radyodan Murat Ünlü'nün anlatımlarıyla dinlemiştik ve kendimizden geçmiştik çocuk yaşta.

Maç sonunda Fenerbahçe, "mağrur Fransızları mağdur" ederken sahanın kahramanlarındandı Selçuk Yula.

Yıllar önce genç yaşta kaybettiğimiz Hüseyin Çakıroğlu da o maçın bir başka kahramanıydı.

Şimdi ikisi de rahmetlik.

Ve ikisine de rahmet diliyoruz Allah'tan.

O sezon Fenerbahçe, ligi 5.sırada bitirmesine rağmen Selçuk Yula 17 golle takımının en golcü futbolcusu olma özelliğini yine taşıyordu.

Ancak o sezon öncesi, yani 1984-85 sezonunda Fenerbahçe ligi yine şampiyon olarak tamamlamasına rağmen Selçuk Yula, Lüksemburg ile deplasmanda oynanacak milli maç öncesi yapılan antrenmanda, Galatasaraylı İsmail Demiriz'in darbesiyle ayağını kırıyor ve neredeyse bütün sezonu sakatlıklarla boğuşarak geçiriyordu ve 3 golde kalıyordu. (O golleri de sezon başında sakatlanmadan önce Galatasaray (1-1) Sakaryaspor deplasmanı (1-2) ve Zonguldakspor deplasmanı (0-1) atıyordu.


                              

1986-87 sezonu öncesi dönemin yöneticileri Selçuk Yula'ya, "Kulübün borcu çok fazla, Alman takımı Blue-Wies sana iyi bir rakam öneriyor, gitmek zorundasın" şeklinde cümleler sarfederken Büyük Kaptan, önceleri biraz burkuluyor ancak Fenerbahçe'nin istikbali için düşünmeden bu teklife "zoraki olsa da evet" diyordu.

1 sezon Almanya Bundesliga ekiplerinden Blue-Wies'te forma giyen Selçuk Yula'ya, belki de o sezon çok sevdiği Fenerbahçesinin kapıları kapanıyordu.Belki de Fenerbahçe formasıyla oynadığı son lig maçı olan 16 Mart 1986 tarihinde deplasmandaki 3-1 lik Eskişehirspor mağlubiyetinin, kendisinin de Fenerbahçe defterinin kapandığı tarih olduğunu bilmiyordu Büyük Kaptan. 

15 Eylül 1979 günü Adana'da oynanan ve Ali Kemal Denizci ile Önder'in golleriyle 2-1 galip gelinen maçta ilk olarak Fenerbahçe formasını giyen ve 23 Eylül 1979 tarihinde (bir hafta sonra) İstanbul'da Göztepe'yi 1-0 mağlup ettikleri maçta ise Fenerbahçe formasıyla ilk golünü atan Selçuk Yula, 1985-86 sezonunun 25.haftasında Fenerbahçe formasıyla son maçına çıkıyordu.

Almanya'ya transferiyle birlikte kulübün maddi açıdan rahatladığı ve o paralarla Rıdvan Dilmen ile Erdi Demir'in transferinin yapıldığı gerçeğini vurgularken bir gerçeği de Fenerbahçe'de futbol oynadığı yıllarda yaptığı fedakarlık olarak gösterebiliriz.

Şöyle ki;

1983-84 sezon öncesi Başkan Ali Şen, Osman Denizci'yi 50 milyon TL. ye Trabzonspor'a satarken Selçuk Yula 8 milyon TL'ye Fenerbahçe'ye imza atmış, 1984-85 sezonunda ise dönemin yönetimi Almanya'dan transfer ettiği İlyas Tüfekçi'ye tam 25 milyon transfer ücreti verirken Selçuk Yula 12 milyon TL'ye "Evet" demiştir Fenerbahçesine.

1987-88 sezonunda evini satarak bonservisini Blue-Wies'ten alıp döndüğü Türkiye'de ilk durağı Fenerbahçe olmuş ancak dönemin yöneticileri kendisini transfer etmeyi düşünmediklerini beyan ederken, üzgün bir şekilde Sarıyer'e imza atmıştı.

Ve oynanan ilk Sarıyer-Fenerbahçe maçında Fenerbahçe taraftarlarının tribünlerde "Selçuk'u satanı biz de satarız" tezahüratları karşısında tribünleri sakinleştiren de yine Büyük Kaptan'dı.


O maçta Fenerbahçe'ye attığı penaltı golü sonrası arkadaşlarının tebrikleri karşısında sadece elini kaldırarak teşekkür eden ve kendi sahasına yürüyerek giden Selçuk Yula, Sarıyer'de 4 sezon oynarken 1990-91 sezonu başında ise Galatasaray'a imza atmış ancak oynanacak ilk Fenerbahçe-Galatasaray maçı öncesi "Ben Fenerbahçeliyim, Fenerbahçe'ye karşı forma giymem" diyerek futbolu aniden bırakacak kadar da gerçek bir Fenerbahçeliydi.

Kendisiyle ilk tanışmam, 2006 yılında Fenerbahçe Gönüllüler Derneği'nde olmuştu.

O sezon oynanan maçlarda yaşanan hakem hatalarından oluşan bir dosya hazırlamış ve bunu medyada gündeme getirmesini rica ettiğimde memnuniyetle karşılarken, yukarıdaki antrenman resmini ise çerçeve yaptırarak kendisine hediye ettiğimde çok duygulanmıştı ve bana "Bu resmi nereden buldun ya, bende bile yok?" demişti.

Birçok ortamda kendisiyle maç izledik, deplasmana gittik, amatör şubelerin maçlarına gittik, hepsinde gördüğüm ortak nokta, Fenerbahçe'nin çıkarlarını sonuna kadar koruyan bir efsaneydi.

3 Temmuz öncesi ve sonrasında, (3 Temmuz'dan önceki sezonlarda bile) Fenerbahçe aleyhine estirilen rüzgarlarda son derece dik duruşu ve gür sesiyle Fenerbahçe'nin menfaatlerini sonuna kadar koruyan Selçuk Yula, hiçbir zaman bu duruşundan geri adım atmamıştı.

Bu camiadan birçok isim geldi geçti, hepsi hasbelkader Fenerbahçe forması giydi, kaptanlığa bile yükseldi ancak Selçuk Yula gibi bir isim bu camiaya az gelir.

Amatör Şube maçlarını bile takip eden, Sapanca'daki Kürek Yarışları'na bile gidebilecek kadar Fenerbahçe sevdalısı büyük bir isimdi Selçuk Kaptan.

Bir dönem bu sayfalarda yayınladığım "Fenerbahçe tarihinde bugün" devam ederken, Facebook'ta Selçuk Yula'nın gol attığı maçları da kendi sayfasına gönderiyordum, bir karşılaşmamızda bana "Oğlum sen Fenerbahçe tarihinde bugün mü yayınlıyorsun yoksa Selçuk Yula tarihinde bugün mü" derken ben de kendisine "Abi ne yapayım o kadar çok gol atmışsın ki hangi sayfayı açsam sen çıkıyorsun karşıma" demiştim ve hep birlikte gülüşmüştük.

Şimdi artık o büyük Fenerbahçeli yok aramızda.

İçimiz burkuk, gözlerimiz yaşlı.

Fenerbahçe'yi canlı olarak salonlarda ve statlarda takip eden hemen hemen her taraftarın bir anısı vardır Selçuk abiyle.

Hepsiyle son derece iyi ilişkiler içerisinde olan, asla böbürlenmeyen, kibirlenmeyen, ne ricaları olsa kabul eden iyi bir insandı Selçuk Abi.

Allah, taksiratını affetsin.

Mekanın cennet olsun Selçuk Abi.

Güle güle Büyük Kaptan..

Güle güle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder