Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

18 Mart 2012 Pazar

Fenerbahçe : 2 - Galatasaray : 2 (Spor Toto Süper Lig 31.hafta maçı) MAÇ, 90 DAKİKADIR !!



Fenerbahçe, ligin normal sezonun son ve kritik haftalarının başlangıcında, aslında hiç te beklemediği bir maç ortaya koydu.

Maça oldukça hızlı başlayan, rakibini ilk 20 dakikada adeta sahasına hapseden Fenerbahçe, bu dakikalar içerisinde skor avantajını da bulmasına rağmen, maçı da 20.dakika itibariyle bitirdi.

Tabi ki maç 90 dakikaydı..

Sezonun golcüsü Sow, ne derece tehlikeli bir forvet olduğunu bulduğu zor pozisyonu golle sonuçlandırmayla gösterirken, derbilerin golcüsü Alex ise muhteşem bir füze ile adeta Muslera'nın örümceklerini aldı..

Bütün herkes ilk 15 dakikada oluşan 2-0 lık skorla "ne oluyoruz?" sorularını sorarken, işte ne olduysa ondan sonra oldu..

Bu sezon bilmem kaçıncı maçında, öne geçtikten sonra geriye yaslayan ve dakikalara oynayan Fenerbahçe, yine aynı hastalığa, bu defa daha güçlü bir takım karşısında düştü.

İlk 20 dakikada orta sahada her yere koşan Baroni, geriye çekilip rakip orta sahanın oyuna ortak olmasına bir nebze yardımcı olurken, O'ndan geriye seken toplara ise koşmaktan Emre'nin adeta feleği şaştı..

Selçuk İnan ve Melo ikilisi karşısında tek başına mücadele vermek zorunda kalan Emre'ye sağdan Mehmet Topuz'un, soldan ise Stoch'un yardımcı olmayışları nedeniyle bir anda orta saha üstünlüğü de Galatasaray'a geçti ve bu dakikadan sonra adeta maç Fenerbahçe yarı sahasında oynandı.

Futboldaki "en iyi savunma hücumdur" kuralının Fenerbahçeli futbolcular tarafından gözardı edilmesi nedeniyle, kazandıkları bütün topları ileriye şişirmekten başka birşey yapmadılar. Tabi ki bu durum da her topun Galatasaraylılar tarafından kazanılarak tekrar organize atak şeklinde Fenerbahçe yarı sahasına yerleşmesine neden oldu.

Fenerbahçe defansında Yobo haricinde ne oynadığını bilen futbolcu yok gibiydi neredeyse..

Solbek Ziegler, halen daha "Ben nasıl Fenerbahçe'de oynuyorum" sorularını kendisine sormakla meşgulken, ikinci yarıdaki Galatasaray atakları karşısında ise çaresizdi.

Sağbek Gökhan Gönül ise, mevkisinde Türkiye'nin en iyisi olduğunu inkar edercesine 2-0 dan sonra sadece 1 defa, o da ikinci yarıda Elmander'in sarı kart gördüğü pozisyonda hücuma destek verdi, haliyle takımı ileriye çıkartan adamlardan birisi olarak Fenerbahçe'de ön plana çıkan Gökhan Gönül de maçı istediği performansla tamamlayamadı. Tabi ki bunda karşısında oynayan Engin gibi kıvrak bir oyuncunun etkisi büyük..

Fenerbahçe takımındaki oyuncu performanslarını irdelediğimiz zaman, belki de en fazla notu Emre Belözoğlu alacaktır.

Maçı sarı kartla tamamlamasına rağmen hemen her pozisyonda rakipleriyle didişti, top aldı, faul aldı, faul yaptı, kademeye girdi, kısacası elinden geleni yaptı.

Ancak O da yamaya çare olamadı..

Sezonun flash ismi Stoch ise, çok fazla top kaybıyla oynamasına karşın, maçta kaldığı süre içerisinde Fenerbahçe'yi öne çıkartan isimlerden birisiydi. Zamansız şekilde oyundan alınması da tabi ki teknik bir hata olarak dikkat çekmekte. Zira Stoch'un oyunda kaldığı süre içerisinde sürekli olarak bir Galatasaraylı oyuncu Stoch'un adeta başında beklerken, Stoch oyundan çıktıktan sonra o kanattan ataklar gelişti.

Maçın belki de en can alıcı özelliği, Fenerbahçe gibi ligin en fazla pas istatistiği ile oynayan bir takımın, 2-0 lık skor avantajını yakalamasına rağmen istediği pas trafiğini sahaya yansıtamamasıydı. Bunda da en önemli özellik, orta saha oyuncularının, özellikle de Baroni ve Mehmet Topuz'un bir türlü istenilen o pas organizasyonunu gerçekleştirememesi, dolayısıyla da üçüncü bölgeye olumlu pasların gitmemesiydi. Zaten bu eksikliği maç sonu Aykut Kocaman da belirtmesine rağmen, saha içerisinde buna önlem alacak kişi de kendisiydi.

Alex'in sahada kaldığı süre içerisinde ön bölgede kazandığı topları olumlu kullanmasının yanısıra attığı muhteşem gol, bir Alex klasiği olmasına rağmen maçın sonlarına doğru oyundan alınması da erken bir değişiklik tercihiydi bize göre. Zira Alex'in sahada görünmediği çok maçı çevirdiği bir gerçek iken, oyun olarak ta Alex'in olduğu bir takımdaki özgüven tecrübeyle sabittir. Kaptan oyundan çıktıktan sonra ileride top tutan, süreyi öldüren ikinci bir adamınız da yoktu. Durum böyle olunca da Sow, iki stoperin arasında top almakta zorlandı, atak geliştirmede ise başarılı olamadı.

1999 yılından bu yana, galibiyeti bekleyen Galatasaraylılar ise, hiç kuşkusuz ki uzatma dakikalarında direkten dönen top sonrasında adeta o stadın büyüsüne inanmak zorunda kaldılar.

Fenerbahçelilerin marş haline getirdikleri "En kötü gün bugününse" sözlerini futbol sahasına uyarlarsak, Fenerbahçe'nin bu kadar kötü bir gününde olmasına rağmen yine de rakibi kazanamıyorsa, bu kesinlikle Fenerbahçe'nin rakibi karşısındaki ezici psikolojik üstünlüğünün bir göstergesidir.

Şimdi iki takım arasında Play-Off turunda iki maç daha oynanacak.

Bugünkü maçtan sonra bir kez daha gördük ki,

Futbolda savunma, hücumda başlar. Ve asla hiçbir maç, bitiş düdüğü çalmadan kazanılmaz.

Hakem Bülent Yıldırım'a gelecek olursak;

Maç boyunca anlamsız düdüklerle Fenerbahçe ataklarını başlamadan sona erdirirken, özellikle "sabıkalı Engin" in bütün hileli düşüşlerine faul kararı verdi. Tam tersi pozisyonlarda ise gerçek faullere maruz kalan başta Alex ve Gökhan Gönül olmak üzere birçok pozisyonu ise "görmezden geldi."

Kısacası O da "görevini yaptı."

Tıpkı önceki maçlarda yaptığı gibi..

Belki maçın sonucuna direkt etki eden hatası olmamasına rağmen, çaldığı ve çalmadığı düdüklerle çok zaman oyunun seyrini değiştirdi.

Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu

Hakemler: Bülent Yıldırım, Bahattin Duran, Cem Satman

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Serdar Kesimal, Yobo, Ziegler, Mehmet Topuz (Dk. 85 Bienvenu), Emre Belözoğlu, Cristian, Stoch (Dk. 64 Selçuk Şahin), Ale (Dk. 79 Dia), Sow

Galatasaray: Muslera, Eboue, Semih Kaya, Ujfalusi, Hakan Balta, Engin Baytar, Selçuk İnan, Melo, Emre Çolak (Dk. 65 Aydın Yılmaz), Necati Ateş (Dk. 67 Baros), Elmander (Dk. 87 Riera)

Goller: Dk. 10 Sow, Dk. 15 Ale (Fenerbahçe), Dk. 36 Elmander, Dk. 82 Hakan Balta (Galatasaray)

Sarı Kartlar: Dk. 43 Emre Belözoğlu, Dk. 69 Serdar Kesimal (Fenerbahçe), Dk. 76 Elmander (Galatasaray

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder