Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

23 Şubat 2012 Perşembe

Seviyoruz seni, "savunan adam"



Aylardır gönderiyordun mesajlarını "inceden inceye"

"Savunmamı bekleyin" de diyordun açıktan açığa..

Ve konuşmaya başladın "ağzına tıkılan" tıkaçlara inat şekilde hem de..

Aylardır toplumdaki bütün değerleri on pula harcayan, yanlı yayınlarıyla "taraf" olduklarını açıkça belli eden, gerçekler ve itiraflar adına her türlü iftirayı çekinmeden, utanmadan, sıkılmadan, kul ve vicdan hakkından, anayasal ve kişisel haklardan uzak şekilde lime lime eden bu anlayışa karşı, nitekim bu "delilleriyle" konuşmaya başladın..

Kendi uydurdukları yalanlar ve hayali "iddianamelere" kendileri de inanarak bir süre sonra bu yalanları gerçekmiş gibi sunanlar, savunman karşısında şimdi kara kara düşünmekteler..

"Eyvah, biz ne yaptık böyle?" dercesine hem de..

Aslında bu süreçle birlikte bizler de farklı konuları, futbolun o "bilinmez ve görünmez" yönünü bir kez daha yakından izleme imkanı bulduk..

Mesela 2009-10 sezonunun son haftasında Bursasporlu Ozan İpek'in, Trabzonspor kalecisi Onur Kıvrak'ı kastederek "Onur'a Fenerbahçe maçında gol yememesi karşılığında ABD seyahati sözü vermiştim, şimdi bu sözümü yerine getireceğim" şeklindeki canlı yayındaki sözlerini mütebessim bir çehre ve büyük bir olgunlukla izleyenlerin, ne gariptir ki bir yıl sonra bu defa Fenerbahçe'nin son hafta rakibi olan Sivasspor'u kastederek, "Sivas'ın düşme potasından çıkması iyi olmadı" sözlerini sarfettiklerini gördük..

Ve o grubun Sivasspor'a karşı 5.000.000 $ keş parayı nasıl teklif ettiklerini, bizlerden gizlenen "tapeler" eşliğinde öğrendik..

Halbuki bütün iddianame, hazırlanmadan önce çarşaf çarşaf basında yeralmamış mıydı ki?

Senin savunmanla birlikte Fenerbahçe düşmanlığının, bu ülkede nasıl palazlandığını da korkunç bir şekilde kabullendik..

Koca bir çınar olan bu camianın eteklerinde beslenen sülüklerin varlığına bir kez daha şahit olduk veya..

Kendi çıkarları uğruna Fenerbahçe ismi etrafında birleşen "çakalların, kan emicilerin" nasıl bu iddianameyi hazırlayanlar kadar en azılı bir şekilde pusuda yattıklarını izledik geçtiğimiz süreçte..

Rakip tribünlerden gelerek Saraçoğlu tribünlerini yerleşke ilan edenlerin, aslında ne tür bir "ahbap çavuş" ilişkisi içerisinde olduklarını da bir kez daha üzülerek gördük..

Tarihinin her dönemi şan ve şerefle geçen koca bir maziye atılmaya çalışan bu mesnetsiz iftiraların, sahipleri tarafından nasıl komik gerekçelerle delillendirildiğine de şahit olduk zamanla..

Bizler böylesine zor bir süreçten geçerken, pusuda bekleyen ve her türlü durumdan istifade etmeye çalışan "ebedi dostları" da gördük, ellerini ovuştururlarken.. Ve de "üfleyerek sönmeyeceğini" söyledikleri o ateşin altına, nasıl "inceden inceye çıra" koyduklarını bildik, öğrendik, şahit olduk..

Hatta geçmişte, üstelik te bir Şampiyonlar Ligi maçında "asıl şikenin" nasıl yapıldığını bir kez daha hatırladık sayende.. O koca 10 dakika içerisinde yapılan yüzlerce pasın ve topa gitmeyen futbolcuların, nasıl "etik" olduklarını düşündük bir kez daha..

Ve sen..

Bütün bu süre içeerisinde büyük bir olgunlukla, oturmuş olduğun koltuğun bütün sorumluluklarını yerine getirdin..

Seninle birlikte aslında Fenerbahçelilik ruhunu hapsetmeye çalışanlar, gördüler ki aslında seni, "hiç çıkmamak üzere" Fenerbahçelilerin gönlüne hapsetmişler..

Savunduğun değerler uğruna neleri ve kimleri karşına almadın ki?

Mesela bir zamanlar Kulüpler Birliği ile yayıncı kuruluş masasında yaptığın kıran kırana pazarlıklar esnasında kullandığın "Trabzonspor da bu ülkede şampiyon olmuş bir takım, yayın parasından hakkı olanı almalıdır" sözüne karşılık aynı camia tarafından yıllar sonra nasıl da ihanete uğradığını acıyarak gördük..

Yılardır Türk sporundan ve sahalarından uzaklaştırmak adına mücadele verdiğin küfür, etik dışı spor anlayışı, "merdiven altı muhabbeti" kapalı kapılar arkasındaki pazarlıklar, kirli ve iğrenç alışverişlerin, artık günümüz yöneticiliğinden silinmesi uğruna nasıl da yılmaz bir savaşçı olduğunu biliyorduk, bir kez daha tasdik ettik bu söylemlerinle..

Sen orada, sadece Fenerbahçe'yi değil, aynı zamanda bu kokuşmuş ve köhnemiş zihniyete karşı duranların da haklarını savunuyorsun..

Ve bizler;

"Seviyoruz seni, savunan adam"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder