.gif)
Geçen sezonun "şampiyonu" bu sezon da bütün engellemelere rağmen, psikolojik baskı ve yıldırma politikalarına rağmen yine yoluna devam ediyor..
Hem de her türlü olumsuzluklara rağmen..
Yine geçtiğimiz sezondan bu yana deplasmanda mağlubiyet yüzü görmeyen Trabzonspor, ne gariptir ki tıpkı geçen sezonun 19.haftasından bu yana ilk defa deplasmanda mağlup oldu.
Tıpkı geçen sezon olduğu gibi yine Fenerbahçe'ye..
Yine geçtiğimiz sezonu Fenerbahçe ile aynı puanda tamamlayan Trabzonspor, "bu sezon ise liderin tam 13 puan gerisinde."
Ve de Fenerbahçe'nin..
Maça gelecek olursak;
Başta da söylediğimiz gibi bu sezon başında yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen, Fenerbahçe yine ligin en iddialı takımı olduğunu birkez daha gösterdi bu akşamki futboluyla...
Aylardan beri yapılan bütün menfi propaganda ve yayına rağmen kulaklarını dış dünyaya kapatan "Kocaman yürekler" işini yapmaya devam ediyor.
Geçen hafta ilk defa forma giydiği Fenerbahçe defansındaki Serdar Kesimal gerçeği, bu hafta da devam etti.
Defansa getirdiği kademe ve ilk toplara basma öğretisi, Serdar Kesimal'in en büyük artılarından birisi. Yanında oynayan Yobo'nun sağlam futboluyla Serdar'ın hamle üstünlüğü birleştiği zaman, Fenerbahçe defansı bırakın rakibe pozisyon vermeyi, kaleye bile yaklaştırmıyor artık.
Burak Yılmaz gibi sprinter bir forvet karşısında bile çok çok rahat bir futbol oynayan Serdar, zaman zaman Ziegler ve Gökhan'ın kademelerine de zamanında girerek olası tehlikeleri de bertaraf etti.
Gökhan Gönül, karşısında oynayan Halil Altıntop'u etkisiz hale getirirken hücuma verdiği destekle kusursuz bir futbol ortaya koydu. Gökhan'ın iki haftadır futbolundaki olumlu değişimin sebeplerinden birisi de hiç kuşkusuz ki Mehmet Topuz.
Zira Mehmet Topuz, o kanatta verdiği mücadele ile Gökhan'a koşu yolu açarken, zaman zaman orta sahaya sokularak kazandığı toplarla da yine Gökhan'ın hızlı ataklarına şekil veren isimlerin başındaydı.
Sol kanattaki Reto Ziegler-Stoch ikilisi, her geçen hafta futbollarıyla klasikleşmeye başladılar. Geçen haftalara göre Stoch'un dış şutlarını bu maçta pek fazla göremedik ancak bu defa da ara paslarıyla maça damga vuran isimlerden birisiydi. Özellikle maçın ikinci yarısında Alex'e attığı gollük pas, olağanüstüydü. Ziegler de tıpkı Stoch gibi sürekli hücuma destek verirken, savunmada da neredeyse kusursuzdu.
Fenerbahçe'nin bu akşamki en iyi bölgesi, hiç kuşkusuz ki orta sahasıydı.
2009-10 sezonunun ikinci yarısında Fenerbahçe'nin "gol yemediği 9 maç" serisinin bir numaralı kahramanı Selçuk Şahin, ortaya koyduğu mücadele ve oyunu kanatlara yayan, Emre Belözoğlu'nu rahatlatan, hatta zaman zaman beklerin kademesine giren bir görüntü ortaya koyarken, sakatlanarak oyunu terketmesiyse şansızlığıydı.
Tıpkı geçen sezon yaşadığı ve uzun süre mücadele ettiği sakatlık gibi.
Umarız ki Selçuk Şahin, bir an önce takıma döner. Zira Fenerbahçe'nin bu oyun yapısında kendisine ihtiyacı var.
Maç istatistiklerinde topa sahip olma oranında bir ara %73 lere ulaşan oranın bir numaralı nedenidir Fenerbahçe orta sahası ve Emre Belözoğlu.
Geçen hafta yaşanılan talihsiz gelişmeler ve sonrasında devam eden gerginlik, şükürler olsun ki çabuk geçiştirildi de Emre yine eski günlerinde olduğu gibi orta sahada oyuna hükmetti.
Defansa yardımcı oldu, ataklara yön verdi, top aldı, ara pası attı, mücadelesiyle bir orta saha oyuncusu nasıl olur, örnekler verirken, O da tıpkı Selçuk Şahin gibi maçın sonlarında sakatlanarak oyundan çıkmak zorunda kaldı.
Alex, kendisine yapılan yakın markaja rağmen zaman zaman verdiği öldürücü paslarla rakibi çaresiz duruma düşürürken, girdiği 2 net pozisyonu golle sonuçlandıramamasıyla da şanssızlığını yenemedi. Ancak goldeki ortası olağanüstüydü.
Semih Şentürk ise oyunda kaldığı süre içerisinde rakip defansa yaptığı baskı ile, Fenerbahçe orta sahasının da oyuna girmesini sağlayan isimdi. Gol bölgelerindeki etkisiziği ise, Trabzonspor defansında oynayan Giray'ın yerinde müdahalelerindendi. Ancak bütün bunlara rağmen, Semih te mücadelesiyle alkış alan isimlerdendi.
Nihayetinde Fenerbahçe, geçen sezon olduğu gibi yine Trabzonspor'u mağlup ederken, aslında bir yerlere de mesaj verdi.
Tarihlerinde olmadığı kadar suçlamaya maruz kalan Fenerbahçeli futbolcular, bu maçta golle sonuçlandıramadıkları ataklarıyla adeta "bunlar nasıl gol olmaz" dedirtti.
Alex'in 2, Stoch'un 2, Semih'in 1, Baroni'nin 1 net pozisyonu var.
Topa nasıl vurursanız vurun gol olur tarzından pozisyonlar..
Ancak Tolga Zengin'in iyi oyunuyla birlikte şansının da yanında olması, Trabzonspor'u olası bir hezimetten kurtardı Kadıköy'de..
Geçtiğimiz sezon Schuster ile Türk futbol literatürüne giren "60 lı yılların futbolundan" kesitler sundu Trabzonspor zaman zaman..
Çok adamla kapanarak ani ataklarla gol bulma hevesindeki bu Trabzonspor, ne gariptir ki geçen sezon şampiyonluk yarışındaydı..
Ne diyelim, burası Türkiye..
Maçın hakemi Cüneyt Çakır'a gelince,
İki takım aleyhine de verdiği kararlarla standartı tutturamazken, özellikle Aykut'a çıkardığı ikinci sarı kartta hatalıydı. O pozisyonun içerisinde olan Gökhan Gönül'ün ikazlarını dikkate almayışı ise, Cüneyt Çakır ismine yakışmadı. Ancak maç sonu yaptığı "Aykut'un düşüncesine sarı kart çıkardım" sözü de literatüre geçecek türden..
Yapılan ve yapılması muhtemel çeşitli spekülasyonlara rağmen, Fenerbahçe "en iyi bildiği işi" yani mağlup etmeyi başarırken, Metris'e de selama devam etti.
Darısı önümüzdeki haftalara..
Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Serdar Kesimal, Yobo, Ziegler, Mehmet Topuz (Dk. 65 Dia), Selçuk Şahin, Emre Belözoğlu (Dk. 86 Caner Erkin), Stoch, Alex, Semih Şentürk (Dk. 71 Cristian)
Trabzonspor: Tolga Zengin, Celustka, Giray Kaçar, Glowacki, Cech, Aykut Akgün, Serkan Balcı (Dk. 71 Henrique), Colman (Dk. 65 Adrian), Halil Altıntop, Alanzinho, Burak Yılmaz
Gol: Dk. 24 Mehmet Topuz (Fenerbahçe)
Kırmızı Kart: Dk. 54 Aykut Akgün (Trabzonspor)
Sarı Kartlar: Dk. 25 Gökhan Gönül, Dk. Serdar Kesimal, Dk. 87 Selçuk (Fenerbahçe), Dk. 48 Colman, Dk. 84 Tolga Zengin, Dk. 86 Giray (Trabzonspor)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder