Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

27 Ekim 2011 Perşembe

Beşiktaş : 2 - Fenerbahçe : 2 (Spor Toto Süper Lig 8.hafta maçı) TRUVA'YA DEVAM.. BASKIN, BASANINDIR!!



Sezonun ilk derbisi..

Fenerbahçe, ligin "tartışmasız lideri" olduğunu bir kez daha gösterdi İnönü'de..

Artık son yıllarda "bir iç saha" haline gelen İnönü, Fenerbahçe için deplasmanda olmaktan çıktı..

Ligin başından beri bir türlü ideal kadrosunu sahaya süremeyen, sakatlıklardan yana bir hayli sıkıntılı günler yaşayan Fenerbahçe'de, sahaya kim çıkarsa çıksın kesinlike önceki as kadrodaki isimleri aratmıyorlar..

Maça, Fenerbahçe "Truva" yaparak başladı..

2005-06 sezonunda İnönü'de oynanan ve Fenerbahçe'nin 2-1 galibiyeti ile sona eren maçtan önce de alınan "Fenerbahçe seyircisi İnönü'ye giremeyecek" kararına, bütün hücreleriyle itiraz eden Fenerbahçe taraftarı, hatırlanacağı gibi o maçta da Beşiktaş tribünlerine girmiş ve maç başladıktan sonra üzerlerindeki kıyafetleri çıkartarak altlarındaki formalarla birlikte tribünlerde bir anda "baskın" yapmıştı..

İşte bu akşam da aynı sahne yaşandı İnönü'de..

Maçtan önce alınan ve anlamsızlıklar dolu olan bir kararın yansımasıydı maçın başında yaşanan sahne..

Fenerbahçe taraftarı, bunu kabul edemezdi ve etmedi de..

Bir kez daha "bastı İnönü'yü."

Maça dönecek olursak;

Fenerbahçe'nin baskısı ile başladı maç..

Rakibin etkili silahlarını etkisiz hale getirmeyi başaran ve bol pas yaparak rakibe adeta top göstermeyen Fenerbahçe orta sahası, zaman zaman top kayıpları yapsa da yine etkili noktalara topu aktarmayı başardı.

Son haftaların formda futbolcusu Caner Erkin, belki de sahanın yıldızıydı.. Her pozisyonda rakibinin üzerine gitti, her pozisyonda kaleyi düşündü ve her pozisyonda golü düşündü. Direkten dönen şutu, Cenk'in çıkardığı şutu, rakibe basan ve korkusuz futbolu ile sahanın en iyi ismiydi belki de..

Gökhan Gönül, Mehmet Topuz ile oynadığı her maçta adeta iki kişilik oynuyor..

Haftalar sonra takıma dönen Mehmet Topuz, belli ki futbolu özlemiş, Fenerbahçe taraftarı da O'nu.. Yine eski günlerdeki gibi etkiliydi, yine rakibe aman vermeyen presin öncülerindendi.

Ve Emre..

Geçtiğimiz hafta Samsunspor maçındaki etkisiz futbolundan eser yoktu İnönü'de..

Maç öncesinde yaptığı "Başkanımız Aziz Yıldırım için kazanmak istiyoruz" sözünün içinin boş olmadığını futboluyla gösterdi. Beşiktaş orta sahasının etkili isimleri Ernst ve Aurelio ile başabaş oynayan, dönem dönem savunmasının içine girerek yardıma koşan, kademelere giren, oyunu kanatlara yıkan ve yönünü değiştirerek rakip savunmayı şaşırtan hamleler içeren isimlerin başındaydı Emre..

Yanıbaşında oynayan Baroni ise, savunma görevlerini aksaksız yerine getirirken, topla ileri çıktığı pozisyonlarda etkili, attığı müthiş frikik golünde ise korkusuzdu, cesurdu, güvenilirdi..

Türkiye yılları içerisinde hiç kuşkusuz ki "en çok sevdiği takım" Beşiktaş'tır Alex'in..

Bu akşam da yaptı yine yapacağını..

8.sezonunda 13.golünü gönderdi Beşiktaş kalesine.. Cenk'in müthiş çıkardığı pozisyonda ise şanssızdı, zira top yine kendisine çarpıp kaleye de girebilirdi.. Bienvenu'ya attığı müthiş pas, "klasikti."

Fenerbahçe, maç sonu istatiklerde açık ara öndeydi.. %58'e %42 oranıyla topla oynayan, ikili mücadelelerde ayakta kalan, pas dağıtan, top kendisinde olan Fenerbahçe, ancak son vuruşlarda etkisizdi ve golcü eksikliğini önemli ölçüde hissetti bu akşam da. Zira Bienvenu da, Semih te Fenerbahçe'nin ileri ucunda görev yapabilecek oyuncular değiller.. Takım oyunu oynamasının avantajıyla golleri belki buluyor olabilir ancak sezon başından beri Bienvenu'nun 2, Semih'in ise golünün olmadığıyla birlikte Fenerbahçe'nin lig lideri olduğunu düşünecek olursak, bu tezimizin doğruluğı görülecektir.

Fenerbahçe defansı, maçta skor olarak geriye düştüğü pozisyonlarda ileriye çıktığı için zaman zaman açıklar verdi ancak son hamlelerde yine yerinde müdahalelerle gol izni vermediler.. Ancak Almedia'nın golündeki defans derinliği ve kademenin kaybolması ise, bu maçtaki doğruların ötesinde fahiş bir hataydı..

Fenerbahçe, bu maçla birlikte birkez daha gösterdi ki, ne kadar eksiği olursa olsun, ne kadar moralsiz olursa olsun, ne kadar sıkıntı içerisinde olursa olsun, "takım oyununu" mükemmel şekilde yerine getiriyorlar ve futbolda da önemli olan takım oyunudur..

İki haftada kaybedilen 4 puana rağmen yine lider olarak yoluna devam ediyorlar..

Darısı, önümüzdeki haftalara..

STAT: Fi-Yapı İnönü
HAKEMLER: Fırat Aydınus, Serkan Ok, Aleks Taşçıoğlu
BEŞİKTAŞ: Cenk, Hilbert, Sivok, Egemen, İsmail, Ernst, Aurelio, Simao, Quaresma (Holosko dk. 86 ?), Veli (Necip dk. 73), Mustafa (Almeida dk. 62)
YEDEKLER: Umut, Mehmet Akyüz, Sidnei, Tanju
TEKNİK DİREKTÖR: Carlos Carvalhal

FENERBAHÇE: Volkan, Ziegler, Bekir, Yobo, Gökhan, Cristian, Emre, Mehmet Topuz (Özer dk. 64), Caner (Stoch dk. 64), Alex, Bienvenu (Semih dk. 79)
YEDEKLER: Mert, Sezer, Bilica, Selçuk
TEKNİK DİREKTÖR: Aykut Kocaman

GOLLER: Simao (dk. 12), Almeida (dk. 72) (Beşiktaş), Alex (dk. 60), Cristian (dk. 88) (Fenerbahçe)

SARI KARTLAR: Quaresma (Beşiktaş), Mehmet Topuz, Bekir(Fenerbahçe)

1 yorum:

  1. bu baskın meselesini de bjk taraftarına karşı yapılmış bi şeymiş gibi zannedilmesin hiç alakası yok, o baskın sisteme yapılmış bi baskındır bjk'li arkadaşlarımız alınmasın lütfen...!saygılar(mustafa)

    YanıtlaSil