Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

10 Temmuz 2011 Pazar

"Yassah hemşehrim"



1998 in 14 Şubat'ında kavuştun "sevgiline."

Bir Sevgililer Günü idi.

Sadece 1 oy farkla hem de.. Üstelik te sonraki yıllarda o bir oyun sahibi "hep ben" oldu..Faili meçhul kaldı yani..

O zamanlar, Fenerbahçe Spor Kulübü, tabiri caizse "merdiven altında" yapmıştı kongresini..

Tesis yok, salon yok, imkan yok.. Yok, yok, yok..

Sadece "goygoycuların" bolca olduğu bir ortam vardı..

Davul sende idi ama tokmak başkasında idi..Başkan seçilmiştin ancak yönetim kurulu, diğer başkan adayının listesi ağırlıklıydı..

İlk sezonunda aslında pek te başarısız değildin sportif anlamda.. O Samsun delasmanı yok mu o Samsun deplasmanı? işte herşeyin ters döndüğü akşamdı o akşam..

Vural'ın gaddarca tekmesi ile bir anda neye uğradığını şaşıran Metin Diyadin'in şahsında, bütün Fenerbahçeli futbolcular etkilenmiş, sonraki maçlarda adeta topa girmez olmuşlardı..

Sezon bitiminde Rıdvan'lı günlerin başlamıştı..

Kulüp yönetiminde 8-9 yıllık tecrüben olmasına rağmen, hataların vardı geçmiş zaman içerisinde..

İşte o hatalarından birisi de, sıkça teknik adam değiştirmen olmuştu. Rıdvan Dilmen'in henüz mağlubiyeti bile yokken, bir anda istifasını istedin ve MTK maçı akşamı yollarını ayırdın.. Tabi sezonun geriye kalanını da heba ederek..

Sonraki sezon, o çok istediğin şampiyonluk için bütün imkanları seferber ettin..

Tabi bu arada, 1997 yılında temeli atılan Samandra Tesisleri'ne hız verip bir an önce bitirdin, takımı Dereağzı'ndan Samandra'ya taşıdın..

Yok, yoktu o tesislerde..

Sonra dünya yıldızlarına yöneldin..

Revivoları, Rapajcleri, Anderssonları getirirken, Mustafa Denizli ile de söz kestin..

Sezon içerisinde, önceki 4 sezonda şampiyon olan "şehrin diğer yakasındaki" rakibini altetmek için bütün imkanlarını seferber ettin..

Maddi-manevi..

Sezonu mutlu sonla tamamlarken, sen de kafandaki isimlerle yola devam etme kararını aldın ve bir akşam, Fenerbahçeliler şampiyonluğu kutlarken, istifanı verdin.. Daha güçlü geriye dönmek adına..

Ve döndün de..

Hem de öyle bir döndün ki..

Dünya yıldızlarına, Türkiye'yi mesken ettin adeta..

Ortegalarla, Anelkalarla, Appiahlarla, Alexlerle adeta gövde gösterisi yaptın..

Futbola yatırım yaparken, aynı zamanda altyapı hamlesine de giriştin.. Fikirtepe Tesisleri, Faruk Ilgaz Tesisleri, İncek Tesisleri, Düzce Topuk Yaylası Tesisleri, say say bitmez.. Nereye dönsen orada bir tesis..

En büyük eserin ise, Şükrü Saraçoğlu..

Bütün haşmet ve heybetiyle duruyor orada..

Öyle ki, o statta henüz daha mağlubiyetin yok "şehrin diğer yakasına" karşı..

Amatör branşlara yöneldin.. Basketbola herkes "sepet" gözüyle bakarken sen, yine dünya yıldızlarını, NBA yıldızlarını bıkmadan, usanmadan getirdin..

Hatta getirdiğin sporcular Türkiye'ye 3-5 gömlek büyük geldiler, "dopingçi" diye suçlandılar.. Tıpkı bugünlerde senin "şikeci" diye suçlandığın gibi..

Ama sonrasında senin getirip te "dopinçi" diye karalanan Taurasi'ye bu defa ezeli rakibin kurtarıcı diye saldırdı.. Tıpkı senin formanı giydiği süreçte, "dopinçi" diye saldırdığı gibi..

Dünyaca ünlü ekomomist dergilerine kapak oldun gün geldi..

Göreve ilk seçildiğin gün kongrede yaptığın konuşmada, "Hedefimiz 10 yıl sonra Fenerbahçe'nin bütçesini 300 milyon dolara çıkarmaktır" demiştin hatırlıyor musun?

İşte bugün o hedefinin katbekat ötesindesin..


Yıllardır Türkiye'de belki de en çok konuşulan isim oldun..

Her şampiyon oluşunda ne gariptir ki Federasyon Başkanları değişti..

2003-04 te şampiyon oldun, Haluk Ulusoy-Levent Bıçakçı değişikliği oldu..

2004-05 te şampiyon oldun, yeniden Levent Bıçakçı-Haluk Ulusoy değişikliği oldu..

2006-07 de şampiyon oldun, bu defa Haluk Ulusoy-Hasan Doğan değişikliği oldu.. Sonra Hasan Doğan aniden rahmetli oldu da bu gelenek değişti diyecektik ki, bir baktık bu sezon yine aynı durumdasın..


Fenerbahçe'yi boşladın çok zaman, Türk futbolu adına..

Önce yayıncı kuruluşla amansız bir kavgaya tutuştun, haklarını korumak adına..

Kulüpler Birliği'nden dışlandın, ihraç edildin, hatta "Bölücü terörist" ilan edilerek..

Sonrasında masaya yumruğunu vurdun..

Kim için?

Bugün, kanlı bıçaklı olduğun Trabzonspor için..

"Bu ülkede biz de şampiyon olduk, Trabzonspor da.. Bizim yayın gelirimize yakın para vermezseniz, havuzda yokuz" dedin yüksek sesle..

"Nankörlere inat" şekilde hem de..


Sonrasında aldın paraları çatır çatır..

Anadolu kulüplerini palazlandırdın..

Şimdilerde senin stadında, sana kafa tutan, tekme tokat giren Gaziantenspor gibi mesela, Kayserispor gibi mesela..

Yetmedi, onlara başkanlık yaptın..

"Aman Azizim" dedirttin "dost meclislerinde"

Bütün bunlarla uğraşırken kendi camianın içerisini "Saran" ve senin kolunu "Kıran" larla mücadele ettin yıllar boyu..

Bütün para musluklarının başında oturdun..

Ah be "Azizim"

Kulak arkası ettin sana karşı oynanan oyunları..

Önce 2005 te denediler yıkmak için..

Bütün bir lig bir oldu karşında..

"Kupa bizim, lig onların" diyenlerin "Papermoon" yemeklerinde toplandıklarını görmezden geldin..

Tıpkı şimdilerde suçlandığın ve "şikenin delili" diye gösterilen o "yemek fotoğrafları" var ya..

İşte o pozların aynısını, bu defa "amacına binaen" verenler vardı da sen görmezden geldin..


Sezon sonunda ise bir anda ne olduğunu anlayamadın...

"Yeşil-siyah" kravatlıların içten oymasıyla şampiyonluğu verdiğin gün, seni "gitti" sandılar..

Ama büyük camian, sana sahip çıktı, hevesleri kursaklarında kaldı..

Yeniden döndün..

Hem de daha güçlü bir şekilde..

Sonra devam ettiler ayakoyunlarına..

2006-07 de şampiyonluğa giderken "iftiracıları" çıkardılar "itirafçı" adına..

Cihan Oskaylar türedi, TV programcıları destekli..Topyekün savaş açtılar..

Tıpkı şimdilerde açıldığı gibi..


2000-01 sezonundaki şampiyonluğuna da leke sürmek istediler..

Ellerinde kaldı sonrasında..

Devam ettiler, yılmadılar..

Bu defa Federasyon kaynaklı olarak saldırıya uğradın..

Tam 1,5 yıl hak mahrumiyeti cezası verdiler, bütün yönetim kadrolarınla birlikte toplam 3,5 yıl hak mahrumiyeti cezası verdiler..

"Derelileri" çıkardılar karşına..


Tıpkı 2 yıl önce Denizli'de çıkardıkları gibi..

Bu defa kendi stadında çıkardılar karşına..

O hani 27 yıldır alamadığın kupa vardı ya..

İşte o kupanın tam da bir kulbunu tuttuğun anda bir anda çekip alıverdiler elinden..

Sahanı kapattılar tam 3 maç..

Yılmadın, İzmir'e döktün onbinleri, yüzbinleri..

Aldın geldin şampiyonluğu..

Sonra o şampiyonluk apoletiyle "şehrin diğer yakasına" gittin, "sulu bir Mayıs akşamında"

Alkış yerine, onbinlerce yabancı madde aldın..


100.yılında bütün branşlarında şampiyon oldun, Erkek Voleybolu hariç.. O da kendi antrenör hatandan gitti elinden..

Tam 1137 kupa ve madalya aldı sporcuların o sezon, rekorlar kitabına resmen girdin..Bir sezonda en fazla kupa ve madalya kazanan kulüp ünvanın teslim edildi "Guinnes" tarafından..

Son 5 yılda Türkiye'de takım sporları bazında oynanan 25 finalin tam 24 ünde sen vardın.. Ve bu 25 finalin 17 sini kazandın, şampiyon oldun, diğerlerinde ise 2.oldun..En kötü derecen, 2008-09 da futboldaki lig dördüncülüğü, kupa finalisti.

Devam ettin "büyük resme" bakmaya..

Eteklerinden tutup çekmek isteyenlerin elinden tuttun, onları da kendi seviyene çıkarmaya çalıştın..

O temellerini attığın, sırtlarını sıvazladığın bayan basketbolcular, senin içeriye alındığın gün Milli Takımlar bazında Avrupa 2.oldu, haberin var mı?

Senden önce amatörler "gerçekten amatördü"

Ve bu sezon..

Takım sporlarında faaliyet gösterdiğin 9 branşta da şampiyon oldun..

Müzedeki çalışanların, "kupa taşımaktan" yoruldu adeta..

Gıpta ile izlendin, gurur ile takip edildin..

Rakiplerinin her türlü çekememezliğine rağmen, hep dik durdun..

Velhasılı;

14 yıldır Türkiye'nin en büyük kulübünü yönetiyorsun, trilyonlarca parayı tek başına idare ediyorsun..

Sana "güzellikle" kaç defa "git" dediler..

"Gitmem" dedin..


"Yapacak daha işimiz var" dedin..

"İncek Tesisleri, Ataşehir Arena, Topuk Yaylası" dedin..

"Bitsin" dedin..

Ama işte şimdi görüyorsun..

Bu kadar palazlanırsan, bu kadar büyürsen ve bu kadar "güzellikle git" demekten anlamazsan, adamı böyle hergün hastane odalarında sabahlatırlar..

Sen de haykırırsın adliye koridorlarında..

"Ya beni aklayın, ya da asın" diye..

Anlamadın mı sen daha?

Bu kadar ileri gitmek, hele de bizim ülkemizde..

"Yassah hemşehrim."

1 yorum: