Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

21 Temmuz 2011 Perşembe

Hırsız "bir kısım medya" !!



Yaklaşık 1.5 yıldır bu blog yayında..

Blogu ilk defa kurmaya karar verdiğimiz zaman, amacımız Fenerbahçe'nin bütün branşlarıyla birlikte yapmış olduğu bütün faaliyetleri detaylandırmak ve arşivlemek, gündeme ilişkin konularda ise "sansürsüz ve editsiz" bir şekliyle okura ulaştırmaktı.

Aynı zamanda Fenerbahçe tarihine ilişkin unutulmaması gereken önemli gün ve olayları da gün be gün hatırlatmak, bilmeyen yeni nesil Fenerbahçelilere, Fenerbahçe tarihini aktarmaktı.

Kişisel olarak, Fenerbahçe tarihine ilgim ve merakım, 8-9 yaşlarına tekabül eder. O yaşlarda, o dönemde gazetelerde çıkan Fenerbahçe ile ilgili bütün haber ve resimleri keserek biriktirir, kendimce arşiv yapardım.

Bu ilgi ve merak ileriki yıllarda büyüdü, büyüdü ve beni tarifi imkansız olan duygularla, Fenerbahçe'nin geçmişine yöneltti.

Bu amaçla da çeşitli çalışmalar yaptım ve bu çalışmaları çeşitli site ve forumlarda da yayınladım.

Bu blogta da yeralan bazı çalışmalar, zamanında site ve forumlarda yayında iken, ulusal medya tarafından "birebir" noktasına virgülüne dokunulmadan sayfalarında yayınlandı. (Antu'da 2008 yılında yayınladığım ve halen Ayın Konuları Forumu'nda sabit olan FENERBAHÇE'NİN SON 20 YILDAKİ TRANSFERLERİ isimli konu, ulusal bir spor gazetesi tarafından Eylül 2008 de yayınlandı.)

Medyanın bu bilgileri kullanması bizi rahatsız etmedi, tam tersine amacımıza binaen yayın olduğu için, mutlu etti. Bırakın medyayı, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün, Şükrü Saraçoğlu Stadı'ndaki maçlardan önce dağıttığı "Maç günlüğü" isimli dergide, 1968 yılındaki kalecimiz Yavuz Şimşek anlatılırken, bizim blogta yayınladığımız bir resmin kullanıldığını gördük. Çünkü o resmin üzerinde düşülen not, benim bizzat kendi el yazımla düştüğüm nottu ve bu not, editlenmemişti. Bunlar, mutluluk verici olaylar.

Amacımız, elbette ki bu çalışmaların geniş kitlelere ulaşması, elbette ki yeni nesil Fenerbahçelisinin, Fenerbahçe tarihi hakkında daha fazla bilgiye sahip olması. Bu konuda bir sıkıntımız yok..

Blogu yakından takip edenlerin bildiği gibi, yaklaşık 1 yıldır "Fenerbahçe tarihinde bugün" isimli bir köşemiz var ve artık klasikleşmiş vaziyette. Yukarıda da zikrettiğim gibi, Fenerbahçe tarihine karşı olan ilgim, zamanla muazzam bir arşive dönüştü ve şu anda elimde yaklaşık 20.000 e yakın Fenerbahçe tarihi ile ilgili resim, yaklaşık 3500 sayfalık ise döküman ve bilgi mevcut. Bu bilgi ve resimlerin, hergün blogta 3-5 tanesini yayınladık..

Blogun yayında olduğu başta Fenerblog ağları ve diğer internet arama sitelerinde, takipçilerinin de fazla olması, bizim hizmetimizin ne kadar doğru olduğunun göstergesi.

Şimdi sözümüz, o "bir kısım medyaya"

Sizler, bu sayfaları takip ettiğinizi, kendi internet sitelerinizdeki yayınlarınızda çokça belli ediyorsunuz.. Bu, bizi asla rahatsız etmiyor. Yanlış anlaşılmasın..

Zaten bu blogu takip eden çok sayıda blog yazarı arkadaşımız da mevcut ve zaman zaman alıntılar yaparak, kendi sitelerinde de yayınlarda bulunuyorlar.. Ama "dürüsçte, izinli olarak."

Gerçi izin almasalar bile bir yaptırımımız yok..

Bu davranışları, kendi nezaketlerini gösterir..

Şimdi gelelim size..

O çok çok ünlü sitelerinizde, günlük olarak sizi takip eden takipçilerinize, bu blogta yayınlanan "Fenerbahçe tarihinde bugün" isimli köşeyi yayınlarken, acaba ne kadar etik davranıyorsunuz? Hiç düşündünüz mü?

Veya sizi referans göstererek yayın yapan "o yandaş" sitelerinize ne demeli?

Yayınlamayı çok istiyorsanız eğer, göndereyim size 20.000 resim ve 3500 sayfalık diğer dökümanı, onları da yayınlayın.. Bloga koyduğumuz 3-5 resimle idare etmeyin...

Haa bu arada madem yayınlıyorsunuz, o resimlerdeki bazı noktaları da editleyin bi zahmet.. "Çalıntı" olduğu belli olmasın..

Nihayetinde biz de bu resimleri, blogta da belirttiğimiz gibi Milliyet Gazetesi arşivlerinden alıyoruz ve o arşivler, bütün kullanıcılara açık. Herhangi bir kısıtlama yok..

Ama gördüğünüz gibi benim blogta, herhangi bir reklam banneri, herhangi bir site reklamı, herhangi bir kazanç ibaresi de yok.. Dolayısıyla bizim herhangi bir ticari kaygımız da yok, kazancımız da..

Ama peki ya sizler?

Aslında bu davranış bizi şaşırtmıyor..

Biliyoruz ki, günümüz medyası maalesef böyle..

Armut piş, ağzıma düş..

Vesselam..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder