Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

10 Ocak 2011 Pazartesi

Muhteşem "Rezalet"



Hep spor yazacak değiliz ya..

Hep Fenerbahçe'yi de yazacak değiliz elbette..

Bugün, biraz daha farklı bir konudan bahsedeceğiz dilimiz döndüğünce..

Malum, özel bir kanalda geçtiğimiz hafta yayına giren ve beraberinde tartışmaları da başlatan bir dizi var..

Adına "Muhteşem Yüzyıl" denen ancak içeriğine ve işlenilen konuya bakıldığı zaman hiç te "Muhteşem Yüzyıl" ı anlatmadığı anlaşılıyor hemen..

Kanuni Sultan Süleyman'ın, Osmanlı'yı "İmparatorluk" noktasına taşıması, devrinde en geniş sınırlara ulaşılması, Akdeniz ve Karadeniz'in birer "Türk gölü" haline gelmesinin yanısıra, yabancı devlet adamlarının birer "ferman" ile "anahtar teslimi" yapmaları gibi gerçekten muhteşem özellikleri vardı.

Günümüzde artık çok sıradan sayılan ve bazı toplumlarda "medeniyet" olarak ta addedilen "dans" tarihte ilk defa Fransa'da yapılmıştır. Ve o dönemde de Osmanlı toprakları, Fransa sınırına dayanmaktaydı, böylesi bir hareketin ortaya çıktığını duyan dönemin padişahı Sultan Süleyman, "sadece" bir ferman buyurmuştu..

Fransa Kralı Fransuva'ya gönderilen ferman ve içeriği meşhurdur Osmanlı tarihinde..

"Ey Fransa Kralı Fransuva;

Sefir-i kebirimden aldığım mazhara göre malumatım oldu ki, memleketinde dans namında ala mele-innas fuhşiyyat ve lubiyat yapıyormuşsun. İş bu name-i humayunumun eline vusulundan itibaren bu mel'anet ve rezalete son vermediğin taktirde ordu-yu humayunumla gelip seni kahretmeye muktedir olurum."


Ve Kanuni'nin bu mektubundan sonra, Fransa'da 100 yıl boyunca dansın yapılmadığı çeşitli tarih kaynaklarında belirtilmektedir.

Döneminde ilmin ve alimlerin zirve yaptığı, Süleymaniye Külliyesi gibi devrinin en büyük üniversitesini hayata geçiren, İslam'a ve emirlerine uygun hareketler konusunda son derece hassas davranan Kanuni'nin, bugün toplumumuza aktarılmaya çalışıldığı şekliyle bir yaşantısı olmamıştır.

Dizinin yapımcıları, tepkiler üzerine bir basın açıklaması yapmışlar.

Açıklamada özetle deniyor ki;

"Bugün bizi protesto edenler, gerçekte tarihi bilmemekte ve Türk tarihini farklı gösterme gayreti içerisindeler, asıl gerçekler, bizim yansıttığımız gibidir."

Bla bla bla..

Madem bizler gerçekleri bilmiyoruz, peki siz nereden öğrendiniz bu gerçekleri, açıklayın da biz de okuyup öğrenelim..

Kaldı ki yukarıda da belirttiğimiz gibi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde bırakın harem dairelerinde alem yapılmasını, Türk topraklarında dahi olmayan ve yaşantı itibariyle Türk toplumu ve örfüne aykırı bulunan durum karşısında dahi ferman çıkartan bir anlayış hakimdi Osmanlı sarayında..

Kanuni'nin adını lekeleyen ve böylesine aşağılık bir hayata layık görenler, Osmanlının aile yapısı ve yaşantısını merak ediyorlarsa eğer, Uludağ'ın eteklerinde Şeyh Edebali Hazretleri'nin talimat ve tavsiyesiyle inşa edilen ve Osmanlının yerleşik ilk meskenleri olarak kabul edilen Cumalıkızık'ta yapılan evleri incelesinler.. Ve de o evlerin yapılma gerekçesini..

O evlerin kapılarında neden bir küçük, bir de büyük kapı tokmağının olduğunu araştırsınlar.. Veya o evlerin pencerelerinin neden yol seviyesinden yukarıda olduğunu öğreniversinler bi zahmet.

Sonrasında tarihimize dil uzatsınlar, adına da "muhteşem" desinler..

Evet, biz de biliyoruz tarihimizin muhteşem olduğunu.. Ama sayelerinde birşeyi daha öğrendik..

Bizim tarihimiz ne kadar muhteşem ise, kendilerinin yaptığı "rezalet" te muhteşem..

Hem de bugüne kadar hiç yapılmamış şekliyle..

Tabi ki temsil yetenekleri olanlar veya bu tarz projeler üzerinde çalışanlardan herşeyin aslına uygun olmasını bekleyemezsiniz.. Ancak birşeyi beklemek Türk toplumunun hakkıdır..

O da, tarihe yalanlar katmamak, o tarihi yazan şanlı ecdadı "uçkur düşkünü" olarak göstermemektir.

Böylesine bir rezaleti bugüne kadar kimseler ortaya koymamıştı.

Senaryosunda dahi yüzlerce hata olan böylesine bir rezaletin adı "muhteşem" olamaz..

Osmanlı sarayında şehzadelerin, cariyelerin hatta Haremağalarının dahi özel eğitimcileri, özel dersleri varken olayları sadece "raks" noktasına getirmek en büyük hayasızlıktır..

Ve de tarihe karşı yapılan en büyük hakarettir..

Tarihimiz ne kadar muhteşem ise;

Ortaya koyduğunuz "senaryo" bir o kadar "rezalet"

Böyle bilesiniz..

Ey "müfteriler"

1 yorum:

  1. Teşekkürler yazı için...
    İşin enteresan yanı şu ki , Kanuni döneminde dizide olayların çoğunun geçtiği harem dairesi bile yok.
    Bunun sorulması üzerine dizinin bir yetkilisi " Maliyet" gerekçesini öne sürerek sanki şu anki haliyle imiş gibi çekim yapmak durumunda kaldıklarını açıklamış.
    Maliyet sebebi ile olmayan şeyi var gibi gösterenler acaba "reyting" uğruna neleri çarpıtmaz.
    Bir de tarihçi danışmanları varmış. Biri de Erhan Afyoncu imiş.
    Yazık ki ne yazık ...

    YanıtlaSil