Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

20 Eylül 2010 Pazartesi

Fenerbahçe-Beşiktaş (Spor Toto Süper Lig 5.hafta)



Fenerbahçe, 2005-06 sezonundan bu yana ilk defa Kadıköy'deki bir derbi maçından galip ayrılamadı.

Tarihi bir akşam olmaya aday olan 19 Eylül 2010 günü, maalesef ki tarihte yerini beraberlikle biten bir maçın anısıyla anılacak.

Fenerbahçe'nin son haftalarda yaşadığı kadro rotasyonlarına bu akşam bir yenisini daha ekledi. Zira son Kayserispor maçında sahaya çıkan Stoch yedekler arasında, Yobo 18 dışında, Bilica ise ilk 11 de idi.

Sezon başından beri "otoritelerin" yere göğe sığdıramadıkları Beşiktaş karşısında Fenerbahçe, yine bu malum camianın "ikizlerine" mahsus olan ve adı onlarla anılan 6 Kasım 2002 akşamına bile rahmet okutacak farklı skor olması gereken maçın sonunda ne yazık ki skorboardda 1-1 yazıyor.

Oyunun ilk yarısında kanatları mükemmel kullanan, özellikle sağ kanattan öldürücü akınları Gökhan Gönül-Mehmet Topuz ikilisiyle şekillendiren ve rakip ceza sahasında kaçırılması, atılmasından daha zor olan pozisyonlar, hovardaca geçti gitti. Biraz da şanssızca..

Buna rağmen ilk yarıyı 1-0 önde bitiren takım, ikinci yarı için sahaya döndüğü anda ilk yarıdaki maçın tam tersi istikametinde ilerlemeye başladı. Emre Belözoğlu'nun sakatlığı nedeniyle ikinci yarıda takımda yeralmaması da bunda en önemli etken hiç kuşkusuz ki.

Selçuk Şahin-Mehmet Topuz ikilisinden oluşan orta saha, hem orta saha görevlerini yerine getiremezken hem de Mehmet Topuz'un kanattan içeriye gelmesiyle birlikte ilk yarıda adeta sahada yürüyen Queresma da yavaş yavaş piyasa yaptı bu yarıda. Çünkü ilk yarıda Gökhan Gönül-Mehmet Topuz ikilisinin kademeli markajı bu oyuncuya pek fazla hareket alanı bırakmazken ikinci yarıda Mehmet Topuz'un mevki değiştirmesi ve yerine giren Özer Hurmacı'nın özellikle kademelerde yaptığı yanlışlar, yine ilk yarıda Fabian Ernst ile neredeyse bire bir oynayan ve rakibini oldukça fazla rahatsız eden Emre Belözoğlu'nun ikinci yarıda sahada olmayışı, bir anda topun Beşiktaş'ta daha fazla kalmasına neden oldu ve anlamsızca geriye yaslanarak skoru korumayı hedefleyen Fenerbahçe'nin üzerine daha fazla gelmesindeki en önemli etkendi.

Futbol işte böyle garip bir oyun..

26.dakikada Mamadou Niang'ın golünden sonra sırasıyla baktığımız zaman Gökhan Gönül'ün mutlak gollük kafa şutunun direğin yanından dışarı çıkması, Niang'ın 2 şutunun da az farkla auta çıkması, Alex De Souza'nın rakip kalenin hemen dibinde topu kalecinin ayaklarına bırakması, ikinci yarıda İssiar Dia'nın bomboş pozisyonda kale yerine tribünleri görmesi hep bu akşamın akıllarda kalan dakikalarıydı derbi adına..

Normal şartlarda 5-2, 6-2 gibi açık farkla bitmesi gereken maç geldi 1-1 e tıkandı kaldı..

İlk yarıda sürekli rakip sahaya gitmeye çalışan ve birçok pozisyon bulan Fenerbahçe'nin ikinci yarıdaki futbolu nasıl ki kabullenilemezse, topun kendi takımınızda kalmasında en önemli oyunculardan olan Alex De Souza'nın da olmadık bir dakikada kenara alınması işte öyle kabul edilemez bir tercihtir esasında.. Zira Alex oyunda iken Mehmet Aurelio ve özellikle Guti, sürekli olarak Alex ile oynadıkları için hücumlara katılamazken Alex oyundan alındıktan sonra Guti'nin daha ileride ve tehlikeli bölgelerde top servisleri yapması, Fenerbahçe adına maçın beraberliğe taşınmasında da bir etkendi.

Bize göre bir başka önemli hata ise, rakibin sağ kanadında İbrahim Üzülmez gibi "sol ayaklı" bir oyuncunun oynamasına rağmen maçın sonlarına doğru çok fazla yorulan ve bu yorgunluğu açıkça belli olan İssiar Dia ile kulübedeki bir diğer hızlı hücumcu Stoch'un değiştirilmemesidir. Zira 80.dakika civarında yapılacak bir Dia-Stoch değişikliği, hem rakibin o kanadını bitirecek, hem de İbrahim Üzülmez'in maçın son bölümlerinde Fenerbahçe'nin sol kanadını rahatsız edici bindirmelerine de engel olacaktı. Maalesef tam tersi oldu.

Beşiktaş beraberliğine rağmen Fenerbahçe, maçın ikinci yarısının belli bölümleri hariç hiç te fena oynamadı ve bir derbide oynanması gerektiği gibi oynadı. Sadece yukarıda bahsettiğimiz Alex ve Stoch ile ilgili kısım keşte tam ters yönde seyretseydi..

Hakem Cüneyt Çakır'dan bahsetmezsek olmaz..

Geçmişte "top toplayıcı çocuk yüzünden" Gökhan Gönül'e kırmızı kart çıkartan bir hakemden ne bekleniyorsa bu akşam da aynısını yaptı. Pozisyonlara o kadar "uzak" o kadar oyunun "dışında" bir yönetim sergiledi ki, sanki "ne yaparsanız yapın" modunda idi. Özellikle oyunun ilk bölümünde Beşiktaş'ın sert futboluna göz yuman, Ernst ve Aurelio'nun kasti faullerine bile devam diyebilen, ama tam tersi durumda olan Fenerbahçeli futbolcuların ise her hareketine faul çalan, avantaj ve takdir haklarını sürekli rakip oyunculardan yana kullanan bir yönetimin adıdır bu akşam Cüneyt Çakır.. Adını Fenerbahçe maçlarında "yaptıkları ve yapmadıklarıyla" özdeşleştmiş olan bu hakem, Fenerbahçe'nin bu akşamki puan kaybında ciddi bir etkendir hiç kuşkusuz ki..


Maç kadrolarına gelince;

STAT: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu

HAKEMLER: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun

FENERBAHÇE: Volkan, Gökhan Gönül, Lugano, Bilica, Andre Santos, Mehmet Topuz (Gökhan Ünal dk. 88), Selçuk, Emre (Özer dk. 46), Dia, Alex (Cristian dk. 77), Niang

BEŞİKTAŞ: Hakan (Cenk dk. 42), Ekrem (İbrahim Üzülmez dk. 29), İbrahim Toraman, Zapotocny, İsmail, Nihat, Ernst, Aurelio (Bobo dk. 72), Quaresma, Guti, Nobre

GOLLER: Niang (dk. 26) (Fenerbahçe), Guti (dk. 86) (Beşiktaş)

SARI KARTLAR: Bilica, Selçuk, Volkan (Fenerbahçe), Quaresma, İbrahim Üzülmez, Ernst (Beşiktaş)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder