Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

27 Ağustos 2010 Cuma

"Sarı Öküz" ün gittiği gün var ya, işte o gün..



Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı, uzun yıllar sonra ilk defa Avrupa Kupalarına Ağustos ayında veda etti maalesef.

Aslında bu eleniş, bu akşam gerçekleşmedi.

Efendim, masal bu ya;

Ormanın birinde bir öküz sürüsü yaşarmış ve bu öküz sürüsü içerisinde de ayağı sakat olan bir "Sarı Öküz" varmış.

Ormandaki aslanlar, bu öküz sürüsünü bir türlü rahat bırakmazlar ve hergün saldırırlarmış.

Aslanlardan bir teklif gelmiş öküz sürüsüne;

"Biz, sizlerle dost olabiliriz, ancak bize bir diyet ödemeniz gerekir, hani sizin sürü içerisinde bir sarı öküz var ya, hem bir ayağı da sakat, size sürekli yük oluyor. İşte o öküzü bize verin, bundan sonra sizinle dost olalım ve sizi bir daha rahatsız etmeyelim."

Öküz sürüsü toplanmış, aralarında düşünmüşler, karar vermişler ve aslanların istediklerini yapmışlar. Sarı Öküz ise, feryat figan içerisinde "Yapmayın, etmeyin, bunlara aldanmayın. Bugün beni verirseniz yarın hepiniz tehlikeye gireceksiniz, mücadelemize devam edelim" dese de, fayda etmemiş ve aslanların sofrasına bir güzel yemek olmuş.

Aradan bir süre geçtikten sonra, aslanlar yine eski alışkanlıklarıyla birlikte öküz sürüsüne saldırılarına başlamışlar ve her saldırıda, "Bize boz öküzü verin, bize siyah öküzü verin, bize al öküzü verin" gibi ayrı ayrı tekliflerle gelmişler. Ve günün birinde öküz sürüsünde sayıca bir elin parmakları kadar kaldıklarında içlerinden birisi, liderlerine "Biz asıl savaşı, Sarı Öküzü verdiğimiz gün kaybettik" demiş..

İşte Fenerbahçe'nin bugünkü durumunun sebebi yeni değil.. Yıllara dayanan bir olay.

"Sarı Öküz" ü kurban verdikleri gün gerçekleşti..

2007-08 sezonunda Belçika şampiyonu Anderlecht, İtalya şampiyonu İnter, Rusya şampiyonu CSKA Moskova, Hollanda şampiyonu PSV Eindhoven, İspanya ikincisi Sevilla ve İngiltere şampiyonu Chealse gibi "first clas" takımları hem içeride hem dışarıda sallayan, yıkan, mağlubiyete isyan eden ve adeta kendisiyle saha içerisinde kavga eden o müthiş takım ile başındaki teknik adamı, sezonun sonunda "yürüye yürüye şampiyon olamadılar" diye dağıttıkları gün aslında gerçekleşti bu veda.

İşte o takımı oluşturan unsurların en başındaki Zico gerçeğini sezon sonunda "mundar etmekti" "Sarı Öküz" ü vermek.

Zico, bu camianın "Sarı Öküz" ü idi ve sezon sonunda maalesef "postmodern darbe" ile takımdan uzaklaştırılmasıyla birlikte başladı bu çöküş..

Geçen yıllar boyunca devam etti ve maalesef bu sezon dibe vurdu.

PAOK rövanşında sahaya çıkan kadroya baktığımız zaman, orta sahada rakibini adete gölge gibi takip eden Christian Baroni'den solda ismini inkar edecek bir oyun ortaya koyan, haftalardır kaçak güreşen ve neredeyse şu haliyle "yürüyen bir cenaze" yi ortaya koyan Andre Dos Santos'a, defansta her hareketi risk taşıyan, boş pozisyonlarda bile takım arkadaşlarıyla birlikte tribündekilerin yüreklerini ağızlarına getiren Fabio Bilica gibi isimler, Fenerbahçe formasıyla neredeyse dalga geçer zihniyette idiler adeta.

Koşan, mücadele eden, skor ne olursa olsun sürekli pozitif davranmayı hedefleyen ve söylediğimiz gibi neredeyse kendisi ile kavga eden oyuncular grubu Fenerbahçe'de olduğu gün başarı gelecektir, böylesine ruhunu inkar edercesine kaçak güreşen, formalarının arkasındaki isimleri ile avunan "güruhun" oluşturduğu takımla değil..

Ve maalesef ki bu akşam, kral iyice çıplak kalmıştır.

Takımda devrim yapmak, oyuncu kadrosuyla değil, "temeldeki zihniyetledir."

"Yürüye yürüye şampiyon olunacak" günlerin futbolda asla ve asla mümkün olmadığını anlayarak başarı gelecektir ve "bu zihniyet değişmelidir esasında."

Takım 11 i değil..

Bu camia, artık "Sarı Öküzleri" ne sahip çıkmalıdır..

Kaldıysa tabi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder