Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

6 Mayıs 2010 Perşembe

Hücumcular maç kazandırır, savunmalar kupa

Türkiye liginde hiçbir hoca yoktur ki böylesine fahiş hatalar yapsın bir maç içerisinde.

İlk yarıda oyunu geride kabul edip kısa ve ayağa paslarla çıkmaya çalışan FENERBAHÇE'nin en iyi ve ayakta kalan ismi, Mehmet Topuz ile geride çok kritik hamleler yapan Lugano..

Emre Belözoğlu'nun ilk yarıdaki etkisiz oyununa rağmen zaman zaman göbekten getirdiği toplar, aslında tam da pozisyona dönecekken top tutamayan ve kanatlara servis edemeyen Guiza yüzünden başlamadan bitti gitti.

Buna rağmen ikinci yarıda hasbelkader bulduğu golü bile korumaktan aciz bir oyun anlayışı ile maç kazanılmaz, hele kupa hiç..

Bu günlerde bütün dünyayı kasıp kavuran Jose Morinho'nun futbol literatürüne giren ve aslında her takımın soyunma odasına levha yapıp asacağı bir sözü var.

Diyor ki;

"Hücumcular maçı kazanır, savunmalar ise kupayı."

Bu söz etrafında bugünkü maça bakalım.

İlk yarıda FENERBAHÇE'nin en etkili adamı olan Mehmet Topuz, tam da skor 1-1 olunca anlamsız bir değişiklikle birlikte göbeğe gelip te o kanat boş kalınca Trabzonspor'un hem beki, hem de açığı o kanadı koridor yaptılar ve o kanattan 2 gol geldi.

Böylesine "dahiyane" bir değişikliği ancak 2-0 dan maç veren ( hem de son 8 dakikada) "dahiler" yapar.

1-0 iken yapılacak tek değişiklik ileride top tutabilecek bir Semih veya hava toplarını alıp Trabzonspor defansına baskı yapabilecek Gökhan Ünal'dır.

Velev ki göbekten adam alıyorsun, o halde oraya alacağın tek adam ise Deniz Barış'tır.

Her uzun topta defansını iki forvet oynayan rakibin önüne atarsan, onların da hata yapma durumu elbette ki olacaktır.

Nihayetinde Daum, geçmişten asla ve asla hiçbir ders çıkarmamış, korkak, kişiliksiz, tamamen o günkü oyuncu performanslarına sırtını dayayıp eurocukları götüren bir anlayışla eğer kulübeye oturursa işte adamı böyle tefe koyarlar.

Hiçkimse demesin ki "efendim takım kupayı Trabzon'a bıraktı, ligi alacak v.s."

Siz futbolcu olsanız ve kariyerinize böyle bir fırsat çıksa, backraundunuza "iki kupa kazanan takımın oyuncusu" yazılmasını mı istersiniz yoksa "dubayı alanlardan birisi" mi yazılmasını istersiniz?

Böylesine düşünceyi ancak "yorucu yorumcular" taşır ki bu da FENERBAHÇE taraftarına ve akl-i selim olan hiçkimseye yakışmaz.

Bu maç ve kupa, tamamen Daum'un korkak taktiği ve yanlış hamleleriyle kaybedilmiştir, bu kadar net.

Şenol Güneş, göbeği kapatıp orta sahasını güçlendirirken Daum 86 da takımın santroforunu oyuna alabilecek kadar kaderine razı olup " zevk almayı bileceksin" mantığıyla sahaya çıkmıştır ve bunu yaptıkları-yapmadıklarıyla kanıtlamıştır.

2005-06 sezonunun bir tıpkısı bu sezon yaşanabilir, mental olarak bu takımı 3 gün sonraki maça hazırlamak Daum gibi mantıksızların işi değil ancak realist düşünen futbolcu ve Kocaman'ın işidir.

27 değil 57 yıl da geçse pek te umurlarda olmayacak bir kupa, ancak böylesine yanlışlarla eğer bir maçı veriyorsa ve bunu sürekli tekrarlıyorsa artık birilerinin dur demesi lazımdır ve adama kocaman bir "ohaa" derler.

Bursa lig, Bursa kupa, Diyarbakır lig, İBB lig, Gençlerbirliği lig maçları aklıma gelen ilk örnekler.

Yaptığı "dahiyane" değişiklikler nedeniyle verdiği maçlar yukarıda, peki yaptığı "dahilikler" neticesinde aldığı maçları hatırlayan var mı? Bana diyebilir misiniz ki "şu maçta şu hamleyi yaptı ve giden maçı çevirdi?"

1 maç lütfen...

Iııh..

Yok çünkü..

Nihayetinde Daum'un olduğu bir soyunma odasına kupanın girmesini bekleyecek kadar saf değilim ve bunu haftalardır, hatta aylardır söylüyorum.

Ankaragücü maçına da aynı mantıkla çıkarsa, işte o zaman asıl travma yaşanacaktır ve bu travma da sadece Daum'u değil, birçoklarının başını da yiyecektir.

Çünkü bu camia 4 yılda 2 travmayı kaldıramaz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder