Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

30 Eylül 2011 Cuma

Fenerbahçe : 4 - Bakü Volley : 0 (Bayan Voleybol hazırlık maçı)



Fenerbahçe Bayan Voleybol Takımı, hazırlık maçında Burhan Felek Spor Salonu’nda Azerbaycan’ın Bakü Volley takımını 4-0 mağlup etti.

Fenerbahçe Ülker : 84 - Anadolu Efes : 82 (Two Nations Turnuvası 1.maçı)



Fenerbahçe Ülker Genç Erkek Basketbol Takımı, Two Nations Turnuvası'nın ilk maçında Haldun Alagaş Spor Salonu'nda Anadolu Efes’i 84-82 mağlup etti.

Fenerbahçe Ülker : 103 - İTÜ : 40 (Yıldız Erkekler Basketbol Ligi 2.hafta maçı)



Fenerbahçe Ülker Yıldız Erkek Basketbol Takımı, Yıldız Erkekler Basketbol Ligi 2.hafta maçında Utku 19, Atakan 17, Tansu 16, Ayberk 14, Eren 12, Mete 8, Uğurcan 8, Egehan 5, Berat 4, Ata 4, Levent 4, Ercan 2’dan oluşan kadrosuyla Caferağa Spor Salonu’nda İTÜ’yü 103-40 mağlup etti.

Bayern München : 79 - Fenerbahçe Ülker : 73 (Erkek Basketbol hazırlık maçı)



Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı, Almanya’da oynadığı hazırlık maçında Curtis Jerrels 11, Ömer Onan 15, Erbil Eroğlu 2, Gasper Vidmar 5, Kaya Peker 8, James Gist 21, Oğuz Savaş 2, Bojan Bogdanovic 3, Emir Preldzic 6’ten oluşan kadrosuyla Bayern Munchen takımına 79-73 mağlup oldu.

Fenerbahçe : 2 - İstanbul Büyükşehir Belediyesi : 3 (Genç Erkekler Voleybol Ligi 1.hafta maçı)



Fenerbahçe Genç Erkek Voleybol Takımı, Genç Erkekler Voleybol Ligi 1.hafta maçında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne 3-2 mağlup oldu.

29 Eylül 2011 Perşembe

Fenerbahçe : 4 - İller Bankası : 0 ( Bayan Voleybol hazırlık maçı)



Fenerbahçe Bayan Voleybol Takımı, hazırlık maçında Dereağzı Lefter Küçükandonyadis Tesisleri’nde, İller Bankası’nı 4-0 mağlup etti.

Fenerbahçe : 0 - Aston Villa : 4 ( U 19 The Next Generation Turnuvası 2.maçı)



Fenerbahçe U19 Futbol Takımı, The Next Generation Turnuvası 2.maçında, deplasmanda İngiltere’nin Aston Villa takımına 4-0 mağlup oldu.

28 Eylül 2011 Çarşamba

Fenerbahçe : 80 - Ankara TED Kolejliler : 58 (Bayan Basketbol hazırlık maçı)



Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı, hazırlık maçında Kartal Hasan Doğan Spor Kompleksi’nde Ankara TED Kolejliler’i 80-58 mağlup etti.

Fenerbahçe : 1 - Koç İlköğretim Okulu Spor Kulübü : 3 (Genç Bayanlar Voleybol Ligi 1.hafta maçı)



Fenerbahçe Genç Bayan Voleybol Takımı, Genç Bayanlar Voleybol Ligi ilk hafta maçında, Tozkoporan Spor Salonu’nda Koç İlköğretim Okulu Spor Kulübü’ne 3-1 mağlup oldu.

KK Zagrep : 94 - Fenerbahçe Ülker : 96 (Hazırlık maçı)



Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı, Hırvatistan’da oynadığı hazırlık maçında, Curtis Jerrels 14, Ömer Onan 14, James Gist 14, Bojan Bogdanovic 28, Emir Preldzic 10, Gasper Vidmar 6, Kaya Peker 6, Oğuz Savaş 4’tan oluşan kadrosuyla, KK Zagrep takımını 96-94 mağlup etti.

27 Eylül 2011 Salı

Fenerbahçe Ülker : 105 - Işıkspor : 58 (Küçük Erkekler Basketbol Ligi 2.hafta maçı)



Fenerbahçe Ülker Küçük Erkek Basketbol Takımı, Küçük Erkekler Basketbol Ligi 2.hafta maçında, Doğancan 23, Kağan Erol 14, Berkay 12, Kağan Doğan 10, Burak 10, Atahan 10, Emir 8, Ömer 6, Hakan 4, Emre 4, Nahit 4’ten oluşan kadrosuyla, Caferağa Spor Salonu’nda Işıkspor’u 105-58 mağlup ederek ligdeki 2.galibiyetini aldı.


PERİYOTLAR:

1.PERİYOT: 34-6
2.PERİYOT: 58-19
3.PERİYOT: 82-39
4.PERİYOT: 105-58

26 Eylül 2011 Pazartesi

Fenerbahçe : 72 - Athinaikos : 64 (Bayanlar Dörtlü Basketbol Turnuvası final maçı) FENERBAHÇE, ŞAMPİYON OLDU



Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı, Yunanistan’ın Atina kentinde düzenlenen Dörtlü Basketbol Turnuvası final maçında, Yunanistan’ın Athinaikos takımını 72-64 mağlup ederek, turnuvayı namağlup şampiyon olarak tamamladı.

Fenerbahçe Ülker : 105 - Anadolu Efes : 63 (Genç Erkekler Basketbol Ligi 2.hafta maçı)



Fenerbahçe Ülker Genç Erkek Basketbol Takımı, Genç Erkekler Basketbol Ligi 2.hafta maçında, Mehmet A. 19, Metecan 14, Umar 13, Mehmet Ş. 12, Berk 11, Umut 11, Ayberk 11, Ziya 8, Barış 2, Tarık 2, Tansu 2’dan oluşan kadrosuyla, Caferağa Spor Salonu’nda Anadolu Efes’i 105-63 mağlup etti.

PERİYOTLAR:

1.PERİYOT: 24-13
2.PERİYOT: 45-31
3.PERİYOT: 74-48
4.PERİYOT: 105-63

Fenerbahçe Ülker : 57 - CSKA Moscow : 73 (Gomelsky Cup Basketbol Turnuvası 2.maçı)



Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı, Rusya’da düzenlenen Gomelsky Cup Basketbol Turnuvası 2.maçında, Curtis Jerrels 15, Ömer Onan 6, Erbil Eroglu 2, Gasper Vidmar 4, James Gist 10, Oğuz Savaş 8, Bojan Bogdanovic 8, Emir Preldzic 4’ten oluşan kadrosuyla CSKA Moscow takımına 73-57 mağlup oldu.

Fenerbahçe Ülker: Curtis Jerrels 15, Ömer Onan 6, Erbil Eroglu 2, Gasper Vidmar 4, James Gist 10, Oğuz Savaş 8, Bojan Bogdanovic 8, Emir Preldzic 4

CSKA Moscow: Darjus Lavrinovic 11, Ramunas Siskauskas 6, Nenad Krstich 14, Evgeny Voronov 4, Dmitry Sokolov 3, Anton Ponkrashov 5, Nikita Kurbanov 2, Jamont Gordon 3

"58.maddenin değişmesi demek, Fenerbahçe'nin yarınlarını ipotek altına almak demektir."



Büyük bir hevesle çıkardılar yeni yasayı..

Özellikle devrin Kulüpler Birliği Başkanı, şimdilerin "tutuklu sanığı" Aziz Yıldırım ve O'nun Asbaşkanı, yine şimdilerin "tutuklu sanığı" Hukukçu Şekip Mosturoğlu, bu yasanın çıkması için büyük çaba sarfettiler.

Her ne kadar "unutulmuş olsa" bile..

"Sporda Şiddet Yasası" ndan bahsediyoruz..

Önceleri yasa vardı ancak uygulayıcıları maalesef yoktu. Yeni şekliyle yasa, Kulüpler Birliği'nin de katkısıyla hazırlandı, kabul edildi ve bilindiği gibi 17 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe girdi.

Hem de ne giriş...

3 Temmuz 2011 tarihinde başlatılan operasyonlar neticesinde birçok kişi, bu yasaya "muhalefetten" dolayı gözaltına alındı, adli süreç devam ediyor bilindiği gibi..

Şimdilerin "tutuklu sanığı" Şekip Mosturoğlu, yasanın çıkmasından çok kısa bir süre önce bakın bir basın toplantısında bu yasayla ilgili neler söylüyor?

"Yeni çıkacak şiddet yasasında, yöneticilere ağır cezalar verilmesini istiyoruz."

Bugün Şekip Mosturoğlu'nun başına gelenler ve bulunduğu mekan, şaka gibi de olsa, bu sözleri TV arşivlerinde mevcut..

Biz, bu yazımızda Aziz Yıldırım veya diğer "sanıkların" suçlu-suçsuz" olduğunu sorgulamayacağız. Tam tersine yaşanan bugünkü olayları değerlendireceğiz..

Bilinndiği gibi Aziz Yıldırım'ın, daha önce de istifa edip ancak "diğer kulüp başkanlarının ısrarıyla" geriye döndüğü Kulüpler Birliği Vakfı Başkanlığından bu defa kesin olarak istifa etmesi üzerine, Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören, yeni başkan seçildi bu birliğe..

Seçilmesiyle birlikte de ilk beyanatında, yeni çıkan yasayı değiştireceklerinin "müjdesini verdi."

Özellikle Bakan Suat Kılıç'ın da benzer yöndeki açıklamalarından sonra bu düşünce, pek bir yer etmişe benziyor spor kamuoyunda..

Neymiş efendim, eski adıyla "55" yeni adıyla "58" maddeyi değiştirerek, şike yapan kulüplerin yöneticilerinin cezalandırılmasını, ancak kulüplerin ceza almasını engellemek istiyorlar.

Daha açık ifadeyle "küme düşmenin yolu kapatılıyor."

"Tüzel kişilerin" temsil ettiği kulüplerin ceza almasının önüne geçen yeni bir yasanın çıkması için çalışmalar var şimdilerde.

Peki neden böyle bir değişiklik içerisine gidiyorlar?

Üstelik te bu maddenin, şu anda birinci "mağduru" Aziz Yıldırım'ın, Metris'ten, "Aman yapmayın, etmeyin. Bu yasayı değiştirmeyin, göreceksiniz Fenerbahçe Spor Kulübü bu süreçten başı dik vaziyette çıkacaktır, bari bu yasa çıktı, gerçekten suç işleyenler cezalarını hem şimdi, hem de sonraki dönemlerde çeksinler" feryatlarına rağmen, sırf bu dosyaya konu olan ve başta da şimdilerde ülkemizi Avrupa'da "temsil etmeye hak kazanan" kulüpler olmak üzere 7-8 kulübün de isimlerinin geçmesi nedeniyle böyle bir çalışma var.

Yani aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık..

Bir yanda, eğer Fenerbahçe küme düşürülecek olursa, beraberinde 7-8 takım da küme düşürülecek..

Başta da yukarıda zikrettiğimiz 2 kulüp..

Diğer yanda ise, yasa değiştiğinde bu kulüplerin hiçbirisi düşmeyecek..

Eee, hani sizin bir suçunuz yoktu?

Hani siz pirü pâktınız?

Bu neyin telaşı peki?

Madem bir yasa çıkardınız, bu yasanın şu anda birinci derecede mağduru olan biz Fenerbahçeliler, bu yasayı bütün yönleriyle uygulamanızı istiyoruz sizden.. Yolu, yarıdan dönmenizi değil..

Ama biz aynı zamanda bir gerçeği daha biliyoruz bütün doğruluklarıyla..

Siz, bu yasayı kendi ikbal ve istikbalinizin bekası için değiştiriyorsunuz..

Nitekim Fenerbahçe'nin bu yasayla ilgili bir kaygısı yok..

O Fenerbahçe ki, hem Asbaşkanı Ali Koç, hem de Profesyonel Futbol Futbol Takımı Teknik Direktörü Aykut Kocaman, çıkıp ta "Bir alt lige düşürün bizi" diye size teklifte bulunmadı mı?

Yasadan yana sıkıntısı olan bir kulübün başkanı neden Metris'ten " bu yasayı değiştirmeyin" diye feryat etsin?

Yasadan yana sıkıntısı olan bir kulübün en yetkili isimleri neden "madem bizim suçlu olduğumuzu düşünüyorsunuz, o halde küme düşürün" teklifini neden size iletsinler?


Şimdi bu yasayı değiştirmek istiyenler, Fenerbahçe'nin boynuna ilelebet yağlı kemendi de geçireceklerdir, bu yasa değiştiği gün..

Yıllar yıllar sonra bu süreç anıldığı zaman, "Yasa değişti de Fenerbahçe kümede kaldı" denilecek.. Beşiktaş, Trabzonspor veya şu kulüp bu kulüp kümede kaldı denilmeyecek..

Tıpkı "Aziz Yıldırım Operasyonunda" nasıl başrol Aziz Yıldırım, diğer sanıklar birer "figüran" ise, aynı konu, Fenerbahçe'nin ve diğer takımların kümede kalmalarının yolu, yasa değişikliğinde açıldığı zaman da geçerli olacaktır.

Yani Fenerbahçe sayesinde ya hepsi kurtulacak, ya da hepsi birden düşecektir.

İşte bu gerçekle karşı karşıya kaldıkları için yasayı değiştirmeye çalışıyorlar..

Fenerbahçe camiası istemese de..

Fenerbahçe camiası istemiyor, zira bu konuda en ufak bir şüphesi yok..

Metris'tekilerin boynuna yağlı kement takılsa bile, Fenerbahçe'nin geleceği için binlerce kemente uzatılacak boyun vardır Fenerbahçe camiasında..

Bunun gönül rahatlığında olduğundan dolayı işte biz diyoruz ki;

Madem yasayı çıkardınız, uygulayın bu yasayı..

Fenerbahçe, affedilmeyi değil, aklanmayı bekliyor sizden..

Uygulayın bu yasayı ki, kim suçlu kim suçsuz çıksın ortaya..

Zira biz biliyoruz ki;

"58. maddenin değişmesi demek, Fenerbahçe'nin geleceklerini ipotek altına almak demektir."

Ve Fenerbahçe camiası, buna asla izin vermeyecektir..

24 Eylül 2011 Cumartesi

Fenerbahçe : 85 - ZKK Partizan : 70 (Dörtlü Bayanlar Basketbol Turnuvası 2.maçı)



Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı, Yunanistan’ın başkenti Atina’da düzenlenen Dörtlü Bayanlar Basketbol Turnuvası 2.maçında, Sırbistan’ın ZKK Partizan takımını 85-70 mağlup ederek, turnuvadaki 2.galibiyetini aldı.

Fenerbahçe Ülker : 88 - Panathinaikos : 85 (Gomelsky Cup Turnuvası 1.maçı)



Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı, Rusya’da düzenlenen Gomelsky Cup Turnuvası ilk maçında, Curtis Jerrels 14, Ömer Onan 11, Erbil Eroglu 4, Gasper Vidmar 4, Kaya Peker 6, James Gist 3, Oğuz Savaş 6, Bogdan Bogdanovic 22, Emir Preldzic 18’ten oluşan kadrosuyla, Yunanistan’ın Panathinaikos takımını 88-85 mağlup etti.

Fenerbahçe Ülker 88: Curtis Jerrels 14, Ömer Onan 11, Erbil Eroglu 4, Gasper Vidmar 4, Kaya Peker 6, James Gist 3, Oğuz Savaş 6, Bogdan Bogdanovic 22, Emir Preldzic 18

Panathinaikos 85 : Maric 7, Batiste 9, Logan 24, Sato 20, Calathes 5, Tsartsaritis 2, Diamantidis 3, Vougioukas 2, Kiritsis 3, Smith 10

23 Eylül 2011 Cuma

Panathinaikos : 45 - Fenerbahçe : 78 (Basketbol Bayanlar Dörtlü Turnuva 1.maçı)



Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı, Yunanistan’ın başkenti Atina’da düzenlenen Dörtlü Turnuva ilk maçında, Zane Tamane 15, Kübra Siyahdemir 13, Özge Kavurmacıoğlu 12, Elina Babkina 11, Nevriye Yılmaz 8, Emel Türkyılmaz 6, Birsel Vardarlı 5, Esmeral Tunçluer 4, Devran Tanaçan 3, Ivana Matovic 1’ten oluşan kadrosuyla, Yunanistan’ın Panathinaikos takımını 78-45 mağlup etti.

Kayserispor : 0 - Fenerbahçe : 1 (Spor Toto Süper Lig 4.hafta maçı) SAYMAYA DEVAM EDİN, 22 de 20



11.günde 4.resmi maç..

Hepsi de birbirinden zorlu rakipler, özellikle Gaziantepspor ve Kayserispor gibi ligin zor deplasmanları..

İşte bu şartlarda oluşan fisktür ve yoğun maç programının da beraberinde getirdiği bir dizi sakatlık..

Mevcut olan sakatlıklara eklenen yenileri..

Fenerbahçe, Kayseri deplasmanına çıkarken belki de en çok bu eksikliklerinin ihtiyacını hissetti.

Emre, Gökhan Gönül, Mehmet Topuz gibi eksiklere, hatırlanacağı gibi geçen hafta da Selçuk Şahin eklenmişti.

Deplasman zorluydu.. Fenerbahçe eksikti.. Takım zor durumdaydı, yorgundu. Zira 2 gün önce İstanbul'da maç yapanlar, hemen bir sonraki gün yenileme idmanıyla birlikte 2.gün maç idmanını yapmış ve aynı günün akşamı bu defa deplasmana gitmişlerdi.

Geçen yıl yaşanılan müthiş seriyi deplasmanda devam ettirmek istiyordu Fenerbahçe. Bir önceki hafta Manisaspor karşısında uzatma dakikalarında kaçırılan galibiyetin ve kaybedilen 2 puanın telafisi, ancak deplasmandan gelecek 3 puanla gerçekleşebilirdi. Üstelik bu deplasmanda Fenerbahçe'nin son 3 sezonda galibiyeti yokken..

Olumsuz şartlara rağmen Fenerbahçe maça iyi başladı. Defansını Yobo-Bilica ikilisiyle kapatan, sağbeke Orhan Şam, sol beke ise Zeigler'i koyan Aykut Kocaman'ın bu maçta belki de en büyük sürprizi Özer Hurmacı'ydı. Haftalardan beri sakatlığı nedeniyle maç kadrolarına dahi alınmayan Özer, Kayseri'de ilk 11 de sahaya çıktı. Bir önceki hafta aynı mevkide oynayan Dia'nın aksine savunma ve orta sahaya yardımı daha pozitif olan Özer Hurmacı, ilk yarıda dağınık, ikinci yarıda ise biraz daha derli topluydu. Zira ikinci yarıda top rakipteyken prese giden, orta sahayı kalabalık tutan, ancak top kendi takımındayken de orta sahadan ileriye top taşıma gayretindeki isimlerden birisiydi. Belki çok top kaybı ile oynamış olabilir ancak bu gayet normaldir, çünkü zaten haftalardan beri gelen büyük bir maç eksiği var.

Son haftaların ve belki de bu sezonun en verimli futbolcularından olan Caner Erkin ise, oyunda kaldığı süre boyunca Fenerbahçe'nin yine en iyileri arasındaydı. Aldığı bütün toplarda sürekli rakibin arkasına gitmeye çalışan Caner, geçen hafta Manisa maçında Alex'in topsuz koşusundan bulduğu boşlukta Dia'ya golünü attırmıştı, bu hafta da hemen hemen benzer pozisyonda Bienvenu'nun boşalttığı alana girerek kendisi golünü attı.

Ziegler, Gaziantep maçındaki müthiş oyununu bütün haftalara yayabilirse çok iyi. Kayseri karşısında da hücuma çıktığı dönemlerde son derece tehlikeli ataklar geliştirdi, ancak bazı pozisyonlardaki top kayıpları ise, hızlı kontrataklar olarak Fenerbahçe kalesine döndü.

Fenerbahçe'nin bu akşamki en iyi futbolcusu, kesinlikle Yobo idi. Arkadaşlarının bütün açıklarını kapattı, maça sol stoper olarak başlamasına rağmen Abramat'ın Bilica karşısında tehlikeli pozisyonlar geliştirmesine karşı Bilica ile yer değiştirdi, Amrabat'ın karşısına geldi, bu defa da Amrabat'ı ters tarafa yönlendirdi. Defansta yaptığı kritik müdahaleler, beklerin kademelerine girişi Yobo adına olumlu işlerdi. Bilica ise yine riskli bölgelerde yaptığı kritik top kayıplarıyla dikkat çekti, asla bir Lugano olamayacağını bir kez daha gösterdi. Hatta bir rakip köşe atışında topa elini uzatması, Fenerbahçe adına şansken, Kuddusi Müftüoğlu'nun penaltı kararını verse, hiç kimsenin itiraz edemeyeceği bir pozisyondu.

Orta sahada oynayan Gökay, yine çalışkan, yine "boyundan büyük işler" yapan isimdi. Fiziki eksikliğini çabukluğuyla telafi etmeye çalıştı, kısmen de başarılı oldu. Baroni'nin sürekli geriye oynadığı ve stoperlerin içerisinden çıkmayıp neredeyse Yobo'ya oyun kurdurduğu maçta, Gökay sürekli rakibe basan, kaptığı topları ise mümkün olduğunca olumlu kullanan isimdi. İnşallah aynı çizgide daha da artan performansla devam eder.

Baroni ise sadece Fenerbahçe'nin golünde göründü. Tek bir defa topsuz alanda ileriye çıkan Baroni, Caner'e yaptığı asist dışında neredeyse sahada yok gibiydi.

Orhan Şam, maç eksiği ve sakatlıktan çıkmış olmasına rağmen gayretli, savunmada dikkatli, hücumda ise pek te verimli değildi. Tabi ki Gökhan Gönül ile bir tutmamız imkansız. Ancak yine de "devşirme bek" Bekir'den daha etkili. Ama zamansız şekilde sakatlanarak oyundan çıkması, umarız ki Orhan için süreci uzatmaz. İnşallah sakatlığı ciddi değildir.

Alex, rakip savuma içerisinde etkili olamazken, önceki maçlarda alışkın olduğumuz ısıran Fenerbahçe orta sahasının olmayışı ve gerekli destekleri alamadığından dolayı tehlikeli bölgede etkili olamadı. Bununla birlikte de istediği pozisyonlara giremedi, nitekim de maçın son bölümünde, o bölgede daha mücadele gücü yüksek Sezer'e yerini bıraktı.

Fenerbahçe formasıyla ilk defa deplasmanda 11 de başlayan Bienvenu, maçın ilk yarısında aldığı hemen her topu neredeyse kaybederken, ikinci yarıda, özellikle maçın son bölümünde ayağında top tutan, arkadaşlarının yardımına gelmesini bekleyen, rakibi oyalayan bir oyun anlayışı içerisindeydi. Yine kendisine yapılan kademeli markaj nedeniyle hızını kullanamadı, tekniği sayesinde etkili olmaya çalışsa da pozisyona girmekte zorlandı. Bienvenu'nun geçen hafta iç saha, bu hafta ise deplasmanda oynadığı farklı oyunlar göstermektedir ki, gününde olmayan bir Alex ve orta saha olmadığı zaman, Bienvenu'nun işi gerçekten çok zor.

Fenerbahçe'nin bu akşam yaptığı en olumlu iş, mücadele etmesidir. Topun olduğu her alana basan, koşan futbolcuların varlığı bir kez daha göstermiştir ki, sezon başında yaşanan olaylar, Fenerbahçeli futbolcular için ayrı bir motivasyon unsuru olmuş durumda.

Geçen yıl aynı periyotta yaşanılan kayıp maçlara bakıldığı zaman, Fenerbahçe'nin bu kadar eksik kadrosuna rağmen, ligin dişli takımlarıyla oynamasıyla birlikte galip geldiği 3 maçın dışında, 1 maçta da hakemin yanlış kararı neticesinde kaçırılan galibiyet var. Bu da, Fenerbahçe'nin mücadele gücünün bu sezon dahan fazla olduğu ve bütün bu kadro eksikliğine rağmen maçlara daha fazla asıldığının göstergesi.

Şimdi Fenerbahçe için iç sahada seyircisiyle buluşacağı bir başka iyi takım olan İstanbul B. Belediye maçı var. Umarız ki mücadele, aynı şekliyle o maçta da devam eder..

Hakem Kuddusi Müftüoğlu'na gelecek olursak, yukarıda da söylediğimiz gibi Kayserispor'un korner atışında Bilica'nın topa elini uzatması sonucu temasına penaltı kararı verse, hiç kimse itiraz edemezdi. İkili mücadelelerde kararları ortada olmasına rağmen, özellikle bazı pozisyonlarda sakatlamaya yönelik hareketlere çıkarmadığı kartlar, kendisi adına olumsuz yönlerdi.

Stat: Kadir Has
Hakemler: Kuddusi Müftüoğlu, İsmail Şencan, Serdar Akçer

Kayserispor: Navarro, Hasan Ali, Eren, Zurab, Amrabat, Santana, Nunez, Sefa (Dk. 86 Nadir), Hasan (Dk. 66 Gökhan Ünal), Engin (Dk. 66 Abdullah), Pekarık

Fenerbahçe: Volkan, Ziegler, Yobo, Alex (Dk. 78 Sezer), Gökay, Bienvenu, Özer, Baroni, Fabio, Orhan (Dk. 84 Bekir), Caner (Dk. 89 Uğur)

Sarı kartlar: Dk. 41 Eren, Dk. 55 Zurab, Dk. 90+2 Santana (Kayserispor), Dk. 55 Orhan, Dk. 88 Volkan (Fenerbahçe)
Gol: Dk. 6 Caner (Fenerbahçe)

22 Eylül 2011 Perşembe

Fenerbahçe Ülker : 77 - Daçka : 60 (Yıldız Erkekler Basketbol Ligi 1.hafta maçı)



Fenerbahçe Ülker Yıldız Basketbol Takımı, Yıldız Erkekler Basketbol Ligi 1. haftasında Atakan 16, Utku 13, Egehan 10, Uğurcan 10, Ercan 7, Ayberk 6, Tansu 6, Eren 4, Mete 3, Levent 2’ten oluşan kadrosuyla, Bayrampaşa Spor Salonu’nda Daçka’yı 77-60 mağlup etti.

PERİYOTLAR:
1.Periyot: 11-26
2.Periyot: 20-50
3. Periyot: 41-65
4. Periyot: 60-77

Sayılar: Atakan 16, Utku 13, Egehan 10, Uğurcan 10, Ercan 7, Ayberk 6, Tansu 6, Eren 4, Mete 3, Levent 2

21 Eylül 2011 Çarşamba

Fenerbahçe Ülker : 127 - DSİ : 40 (Küçük Erkekler Basketbol Ligi 1.hafta maçı)



Fenerbahçe Ülker Küçük Erkek Basketbol Takımı, Küçük Erkekler Basketbol Ligi ilk hafta maçında, Emir 20, Doğancan 20, Berkay 18, Atahan 18, Kaan Erol 14, Burak 12,Kağan Doğan 4, Hakan 5, Ömer 2, Uğur 2, Nail 2’den oluşan kadrosuyla, Caferağa Spor Salonu’nda DSİ’yi 127-40 mağlup etti.

Maç davetiyesi göndermeyin.. Önce çıkın, özür dileyin!!



Çok duygulandık..

Çok müsterih olduk..

Çok ta memnun olduk..

Beyzadeler, "çokça hakettikleri ve analarının ak sütü gibi helal olan" Şampiyonlar Ligi'ndeki Lillie maçına, başta Ali Koç olmak üzere Fenerbahçeli yöneticileri davet etmişler..

Son yıllarda gerçekten de bu kadar duygulandığımız, duygusallıktan öte gözlerimizin yaşlarla dolduğu, yüreğimizin titrediği başka bir gün yaşamamıştık..

Sağolun, varolun..

Bizleri, onurlandırdınız..

Onurlandırdınız onurlandırmasına da, son 1 yıldır yaptıklarınıza ne diyeceğiz peki?

Geçen sezon yaşanan ligin çetinliği içerisinde verdiğiniz amansız mücadelenin karşısında hemen hergün bir yöneticinizin çıkıp ta Fenerbahçe aleyhine beyanat vermelerini, kamuoyunu yönlendirmelerini,

Başkanınız Sadri Şener'in "Fenerbahçe'nin maçları incelensin" nidalarını,

Teknik Direktörünüz Şenol Güneş'in basın toplantıları düzenleyerek "Hakemler, Fenerbahçe'ye penaltı çalıyor, bize ise çalmıyorlar" feryatlarını,

Asbaşkanlarınız Hasan Yener ve Nevzat Şakar beyefendilerin hemen hergün basın bültenleri yayınlayarak, Fenerbahçe'nin maçlarını hakkıyla kazanmadıkları yönündeki figânlarını,

"Büyük taraftarınızın" yine geçen sezonun hemen hemen bütün maçlarında Fenerbahçe aleyhine yaptığı galiz küfürlerin yanısıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi maçında, "dahiyane" bir buluşla keşfedip Avni Aker'in tribünlerine astığı "Günahların takımı Fenerbahçe" pankartıyla birlitke,

Nihayetinde ise Türk futbolunun yüzkarası olacak olayların yaşandığı 3 Temmuz ve sonrasında gelişen süreçte Fenerbahçe aleyhine yapılan onca kepazelikleri, Aziz Yıldırım'ın Metris'e gönderildiği gece Sultançifliği'nin kaldırımlarına biriken ve Aziz Yıldırım'ı taşıyan araca yaptığınız fiili müdahaleleri,

İstanbul'un merkezinde, Beyoğlu'na bir pazar günü binleri toplayarak esnafın camlarını yerlere indirdiğinizi,

TFF'nin Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'nden men ettiği karar sonrasında yaptığınız sevinç nümayişleriyle birlikte Fenerbahçe bayraklarını yaktığınız o görüntüleri ne yapacağız?


Bir çırpıda unutup geçecek miyiz sanıyorsunuz?

Dostluk eli uzatmışlarmış.. mış..

Yesinler..

Farzedelim ki o maçta Ali Koç ve Fenerbahçeli yöneticiler tribünlerinizde "onur konuğunuz" oldular..

Gerçekten de taraftarınızın "onurlu şekilde" davranacağına sizler inanıyor musunuz?

Gerçekten de bütün tribünlerinizden alkış alacaklarına inanıyor musunuz?

Gerçekten de o maçta Fenerbahçe aleyhine tek bir kötü söz bile çıkmayacağına inanıyor musunuz?

O halde bu neyin "şark kurnazlığı?"

O halde amacınız nedir?

Sizler, Fenerbahçe yönetimini maça davet edeceğinize, çıkın önce Fenerbahçe'den kocaman kocaman bir özür dileyin..

Yaptıklarınız için..

Açtığınız pankartlar için..

Yaptığınız "lobiler" için..

Yaktığınız "bayraklar" için..

Yıktığınız "dostluklar" için..

Kırdığınız "kalpler" için..

Tepelediğiniz "Fair-Play" için..

Gaspettiğiniz "emekler" için..

Körelttiğiniz "duygular" için..

İçin, için, için...

Sayfaların yetmeyeceği "nedenler" için, "niçinler" için..

Çıkın önce özür dileyin...

Fenerbahçe camiası, sizden maça davetiye beklemiyor..

Fenerbahçe camiası, eğer dürüstseniz, samimiyseniz, gerçekçiyseniz, sizden sadece ve sadece kuru bir özür bekliyor..

Ama aynı zamanda da biliyor ki,

Özür dilemek,

"Erdemli insanların işidir."

Vesselam..

Fenerbahçe Ülker : 100 - Beykozspor : 67 (Genç Erkekler Basketbol Ligi 1.hafta maçı)



Fenerbahçe Ülker Genç Erkek Basketbol Takımı, Genç Erkekler Basketbol Ligi ilk hafta maçında, Umar 21, Ayberk 20, Berkay 18, Mehmet Şanlı 10, Mehmet Alemdaroğlu 10, Metecan 7, Barış 6, Berk 4, Tarık 2, Umut 2’tan oluşan kadrosuyla, Caferağa Spor Salonu’nda Beykozspor’u 100-67 mağlup etti.

PERİYOTLAR:

1.PERİYOT:33-19
2.PERİYOT:56-32
3.PERİYOT:77-51
4.PERİYOT:100-67

SAYILAR:Umar 21, Ayberk 20, Berkay 18, Mehmet Şanlı 10, Mehmet Alemdaroğlu 10, Metecan 7, Barış 6, Berk 4, Tarık 2, Umut 2

20 Eylül 2011 Salı

Antalya Büyükşehir Belediyesi: 83 - Fenerbahçe Ülker : 79 (Uluslararası 4.Rixon Basketbol Turnuvası final maçı)



Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı, Antalya düzenlenen 4.Uluslararası Rixon Basketbol Turnuvası final maçında, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne Curtis Jerrels 11 Erbil Eroğlu 9, Rashid Mahalbasic 2, Gasper Vidmar 5, Kaya Peker 11, Luka Drezga 15, James Metecan Birsen 0, Hakan Demirel 0,Uluğ Kaçaniku 2,Matija Poscic 4, Bojan Bogdanovic 20’ten oluşan kadrosuyla, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne 83-79 mağlup olurken, turnuvayı 2.sırada tamamladı.

ANTALYA BŞB (21-21-20-21): 83
Anthony Guy Fischer 25 (2s: 3/4, 3s: 2/2, SA: 13/15, 4 rib, 3 as, 1 tk)
Caner Öner 3 (2s: 0/2, 3s: 1/2, 2 rib, 1 as)
Alican Güney 2 (2s: 1/1, 3s: 0/1, 1 rib)
Rasim Başak 3 (3s: 1/5, 2 rib, 2 tk)
Melih Mahmutoğlu 18 (2s: 3/5, 3s: 4/12, 2 rib, 4 as, 2 tk, 2 tç)
Gökper Gen 2 (2s: 1/1, 3s: 0/1, 1 rib, 2 as, 1 tç)
Valentin Pastal 0 (2s: 0/1, 1 rib)
Nedim Dal 0 (1 rib, 2 tk)
Deangelo Hamilton Casto 15 (2s: 5/10, SA: 5/7, 10 rib, 3 as, 1 tk)
Stevan Jelovac 2 (2s: 1/1, 3s: 0/1, 1 rib, 1 tk)
Albert Kedrick Brown 8 (2s: 2/5, 3s: 1/2, SA: 1/2, 3 rib, 1 blk)
Bora Hun Paçun 5 (2s: 1/5, SA: 3/8, 4 rib, 1 as, 2 tk)


F.BAHÇE ÜLKER (23-18-19-19): 79
Curtis Jerrels 11 (2s: 2/5, 3s: 2/6, SA: 1/2, 1 rib, 2 as, 2 tk)
Erbil Eroğlu 9 (2s: 4/5, SA: 1/1, 1 rib, 3 as)
Rashid Mahalbasic 2 (2s: 1/3, 2 tk, 2 tç)
Gasper Vidmar 5 (2s: 1/5, 3: 0/1, SA: 3/6, 5 rib, 2 as, 3 tk, 1 tç)
Kaya Peker 11 (2s: 4/10, SA: 3/4, 10 rib, 2 as, 1 tç, 1 tk)
Luka Drezga 15 (2s: 3/6, 3s: 2/5, SA: 3/4, 4 rib, 1 as, 1 tk, 1 tç)
James Metecan Birsen 0 (1 rib)
Hakan Demirel 0 (2s: 0/3, 1 rib, 1 as, 1 tk)
Uluğ Kaçaniku 2 (2s: 1/2, 2 rib, 2 as)
Matija Poscic 4 (2s: 2/3, 7 rib, 1 as, 2 tk)
Bojan Bogdanovic 20 (2s: 2/3, 3s: 5/9, SA: 1/2, 2 rib, 1 as, 4 tk, 1 tç)

Fenerbahçe : 1 - Manisaspor : 1 (Spor Toto Süper Lig 3.hafta maçı) SERİ BOZULDU, GÖZÜNÜZ AYDIN !!



21.maçında Fenerbahçe puan kaybetti..

10. iç saha maçında gol yedi Fenerbahçe..

"Gözleri aydın olsun."

"Şopar Lig" başlayalı 3 hafta oldu ya..

Daha 3 hafta olmadan Fenerbahçe aleyhine yapılan "hakem hataları" da 6oldu..

Lehine ise 1.. O da maçın sonucuna etki etmeyen bir hata, daha doğrusu kaçırılan bir penaltı..

Ama bunun yanında aleyhte yapılan çok ciddi 6 hata..

1.hafta verilmeyen bir penaltı, 2.hafta verilmeyen 2 penaltı, bu hafta da hem Manisaspor golünden önceki pozisyonun ofsayt olması, hem de son dakikada Semih Şentürk'ün attığı nizami gole ofsayt çalınması.. Yetmiyor bir de, Alex'in korner atışında ceza sahası içerisinde Semih Şentürk'ün, Yiğit Gökoğlan tarafından "kündeye" getirilmesine sessiz kalışı, penaltıyı çalmaması, "yüreğinin yetmemesi"

Yunus Yıldırım, Bülent Yıldırım yapar da Özgür Yankaya yapamaz mı?

En alâsını bile yapar..

Üstüne üstlük te sezon başında MHK'nın kesin talimatına rağmen, ceza sahası içerisindeki itiş kakışlarda "çalın" dediği penaltı "çaldı."


Lige başlarken ciddi sakatlıklarla karşı karşıya kalan Fenerbahçe, bu maçın hemen başında da Selçuk'un sakatlanmasıyla adeta şok oldu. Zira son haftalarda oyunu sürekli olarak oynayan Baroni, mecburen geride kalırken Alex istediği topları alamadı, kalabalık savunma arasındaki Semih Şentürk ise neredeyse hiç yoktu sahada..

Bu kadar kısa sürede bu kadar fazla maç oynayan, ligin ve Federasyonun adeta "kobayı" haline "getirilen" Fenerbahçe, ne yazık ki bir maçı daha hakem hatasıyla sonlandırdı.

Türkiye tarihinde ilk defa sadece bayanlara karşı oynanan maça, Fenerbahçe iyi başlayamadı.

Geçen haftanın kahramanı Caner Erkin bu hafta savruk, Reto Ziegler ise hücuma fazla çıkmazken, çıktığı anlarda da yaptığı pas hatalarıyla geriye dönüşlerde güçlük yaşadı. Üstüne üstlük te Selçuk'un zamansız sakatlanması ve Fenerbahçe'nin alışılmış oyununu sahaya yansıtamaması, Fenerbahçe adına ne kadar eksi ise, Selçuk Şahin'in yerine giren Gökay'ın ortaya koyduğu müthiş futbol ise bir o kadar artı yöndeydi.

Savunmanın sağında oynayan Bekir İrtegün'ün mecburiyetten oynaması, hücuma destek verememesi, çok top kaybı ile oynaması, önünde oynayan İssiar Dia'nın ise savunmaya neredeyse hiç yardımcı olmaması, Fenerbahçe ataklarını başlamadan bitirdi, hatta o kanattan Manisaspor'un özellikle maçın ilk bölümünde ciddi anlamda atak yenmesine neden oldu.

Geçen hafta olduğu gibi Manisaspor'un 10 kişi oynaması, neredeyse sahasında kapanmasına ve kazandığı toplarla özellikle Simpson ile Mehmet Güven'in kişisel becerileriyle Fenerbahçe sahasına hızlı ataklar geliştirmesine neden oldu.

Alex'in kişisel gayretiyle geliştirdiği ataklarda tehlikeli olan Fenerbahçe, yine Alex'in mükemmel bir topsuz alanda golün hazırlayıcısı olmasına neden oldu.

8 günde 3 resmi maç oynayan Fenerbahçe'nin, dışarıda yapılan olumsuz söylemlerle birlikte saha içerisinde de maalesef haklarının yenmesine devam ediliyor..

Fenerbahçe'nin kötü oynama hakkı vardır, yanlış taktikle sahaya çıkmasına, yanlış kadro dizilişiyle yeralmasına, yanlış paslarla oyundan düşmesine, hülasa bütün yanlışlara hakkı vardır ancak asla ve asla yanlış kararlar nedeniyle hakkı olan maçların kaybedilmesine hakkı yoktur.

Hakem diye sahaya çıkan insanlar, adalet dağıtmakla mükelleftir ve birinci görevleri eyyamdan uzak karar vermeleridir.

Manisasporlu oyuncuların maçın başından beri özellikle Alex'e yaptıkları kasti faulleri görmezden gelen Özgür Yankaya, Nizamettin Çalışkan'a ilk çıkardığı sarı kartı ise "lütfen" çıkarmıştır adeta. Zira o pozisyonda yaptığı faule değil, faulden sonra yaptığı itiraza sarı kart çıkarmak zorunda kalmıştır, "dostlar alışverişte görsün" misali..

Evet lig devam ediyor, bir beraberlikle dünyanın sonu gelmez ancak yukarıda da söylediğimiz gibi yanlış kararlarla eğer bir takımın saha içerisindeki kazanımları elinden adeta gaspediliyorsa, o ligin sonu gelmez..

Fenerbahçe camiasının son yıllarda çok alışkın olduğu ve hemen her sezon öylesine hakem facialarının yaşandığı bir ortamda, adeta yanlı ve yanlış kararlar neticesinde yoluna devam etmesi istenmektedir "bazı güç odakları" tarafından..

"Seyircisiz" maça giden 41.600 biletli seyirciye gelecek olursak;

Onlar için ne söylense az..

Tribünde 41 bin, dışarıda ise en az 15 bin taraftarını henüz ligin başında Kadıköy'e toplamayı başaran Fenerbahçe, "büyüklüğünü" bir kez daha göstermiştir. Hepsinin yüreklerine sağlık, verdikleri desteklere sonsuz teşekkürler.. Seyircili oynana diğer stadlarda 41 bin taraftara yaklaşılamayan günümüzde, Fenerbahçe'nin bu kadar taraftarını, hem de hafta içi olmasına rağmen stada toplaması, Fenerbahçe'nin büyüklüğünü ve gücünü bir kez daha ortaya koymuştur.

Şimdi Cuma günü Kayserispor deplasmanı var. O maçta yapılacak hakem hatalarını merakla "bekliyor" önümüzdeki süreçte "yeni seride" Fenerbahçe'ye başarılar diliyoruz..

STAT: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
HAKEMLER: Özgür Yankaya, Serkan Akarca, Gökhan Memişoğlu


FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Bekir İrtegün (Orhan dk. 81), Yobo, Bilica, Ziegler, Dia (Bienvenu dk. 61 ), Selçuk Şahin (Gökay dk. 16), Cristian, Caner, Alex, Semih
YEDEKLER: Mert, Uğur, Sezer, Stoch
TEKNİK DİREKTÖR: Aykut Kocaman

MANİSASPOR: İlker Avcıbay, Ömer Aysan, Akaminko, Hüseyin, Klukowski (Ferhat dk. 10 ), Yiğit Gökoğlan, Murat Erdoğan (Bekir Yılmaz dk. 82), Yiğit İncedemir, Nizamettin, Simpson, Kahe (Mehmet Güven dk. 52)
YEDEKLER: Volkan Babacan, Hikmet, Ahmet, Makukula
TEKNİK DİREKTÖR: Kemal Özdeş
GOLLER: (dk. 41) (Fenerbahçe), Bilica (dk. 65 K.K.) (Manisaspor)

KIRMIZI KART: Nizamettin (dk. 48) (Manisaspor)
SARI KARTLAR: Nizamettin, Yiğit İncedemir, Yiğit Gökoğlan (Manisaspor), Bekir İrtegün (Fenerbahçe)

19 Eylül 2011 Pazartesi

Fenerbahçe Ülker : 82 - Union Olimpija : 78 (4.Uluslararası Rixon Basketbol Turnuvası 2.maçı)



Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımı, Antalya’da devam eden 4.Uluslararası Rixon Basketbol Turnuvası 2.maçında, Jerrels 4, Mahalbasic 8, Vidmar 16, Kaya Peker 6, Drezga 13, Hakan 8, Uluğ 4, Poscic 2, Bogdanovic 21’ten oluşan kadrosuyla, Slovenya’nın Union Olimpija takımını 82-78 mağlup ederek finale yükseldi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin rakibi oldu.

Salon: Antalya Atatürk
Hakemler: Özlem Yalman, Serdar Ünal, Ogün Cılız.

Fenerbahçe Ülker: Jerrels 4, Mahalbasic 8, Vidmar 16, Kaya Peker 6, Drezga 13, Hakan 8, Uluğ 4, Poscic 2, Bogdanovic 21

Union Olimpija: Capin 5, Rothbart 8, Blazic 4, Thompson 19, Woodside 4, Dino 3, Green 10, Varda 4, Markota 16, Bertans 5

1. Periyot: 26-18
Devre: 46-40 (Fenerbahçe Ülker lehine)
3. Periyot: 60-57

17 Eylül 2011 Cumartesi

Beşiktaş Cola Turka : 65 - Fenerbahçe : 92 (Bayan Basketbol hazırlık maçı)



Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı, hazırlık maçında Birsel Vardarlı, Elina Babkina, Kübra Siyahdemir, Nevriye Yılmaz ve Zane Tamane’den oluşan kadrosuyla Akatlar Spor Salonu’nda Beşiktaş Cola Turka’yı 92-65 mağlup etti.

16 Eylül 2011 Cuma

Gaziantepspor : 1 - Fenerbahçe : 3 (Spor Toto Süper Lig 2.hafta maçı) REKORLARLA YOLA DEVAM !!



Fenerbahçe, ligin 2.haftasında da "yine bildiğini okudu" güneyde..

Öyle ki geçen sezon Kadıköy'de kendisine son derece güç anlar yaşatan Gaziantepspor karşısına, yine son derece eksiklerle çıkarken, maçın ilk yarım saatinde de Mehmet Topuz'u kaybetti maalesef ki.

Maça, geçen haftaki Orduspor maçındaki kadrodan sadece İssiar Dia'yı yedekte bırakarak ve yerine Caner Erkin ile başlayan Aykut Kocaman, rakibin en etkili hücum bölgesi sağ kanadı da Bekir İrtegün-Mehmet Topuz ile kapatarak o kanattan hücum gelişmesini engelledi. Bu planında da kısmen başarılı oldu, zira rakibin en etkili oyuncusu olan Olcan Adın, zaman zaman kendi kanadını bırakarak orta sahaya gelirken, burada da Baroni-Selçuk ikilisinin kıskacına girdi.

Bilica-Yobo ikilisi ile defans göbeğini kapatan Fenerbahçe, maçın ilk bölümünde ataklarını ise genelde sol kanattan yaptı. Ziegler, gittikçe Fenerbahçe formasına ısınırken, aynı zamanda Fenerbahçe'nin attığı beraberlik ve 3.gollerdeki katkısı ve asistleriyle de dikkat çekti. Savunma görevlerini neredeyse eksiksiz yerine getiren Ziegler, bu gidişle Andre Santos'u aratmayacak gibi.

Bilica içinse ayrı bir parantez açmak gerekirse eğer, Bilica, Lugano'nun yaptığı savunmayı yapıyor 2 haftadır. Tatlı-sert oynuyor, topla rakibi arasına giriyor, öyle ki Türkiye liglerinin en etkili santraforlarından Cenk Tosun'a tek bir pozisyon bile vermedi.

Yobo ise bir pozisyondaki ciddiyetsizliği nedeniyle neredeyse rakibine bir gol ikramında bulunuyordu ki, bereket ki Volkan Demirel kaledeydi.

Selçuk-Baroni ikilisi göbeği kapatırken, hazırlık maçları da dahil olmak üzere bu sezon oynanan futbol bir kez daha gösterdi ki, Baroni daha fazla hücum hattında yeralacak önümüzdeki haftalarda da.

Zira topla daha fazla ileri çıkıyor, driplinglerle rakip orta sahayı geçmeye çalışıyor ve hücumlarda Alex'e destek olurken, savunmada ise Selçuk Şahin'in yardımına koşuyor.

Fenerbahçe için bu akşam belki de en olumlu futbol Semih Şentürk'ün oyundan çıkmasından sonra oldu. Aslında bu, Semih Şentürk'ün çıkmasından kaynaklanmadı, Caner Erkin'in göbeğe gelmesi nedeniyle gerçekleşti. Aynı zamanda rakibin hocası Tolunay Kafkas'ın maçın ikinci yarısında o kanada İsmael Souza gibi son derece etkili bir oyuncuyu oyuna almasına karşılık, Aykut Kocaman da karşı bir hamle yaparak Bienvanu'yu o kanatta görevlendirdi, Alex'i merkez santrafora, Baroni'yi Alex'in bölgesine, Caner Erkin'i ise orta sahaya çekerek hem Bienvanu'nun kanattan içeriye süratiyle hareketlenmesinin yolunu açtı, hem İsmael Souza'dan boşalan alanı hızla geçmeye çalıştı, hem de Caner Erkin ile birlikte orta sahada daha fazla ayağa top yaparak rakibin hem direncini kırdı, hem de topla daha fazla oynanmasını sağladı.

Fenerbahçe formasıyla 300.lig maçına çıkan Alex ise, yıllanmış şarap gibi adeta. "Büyük Usta" yine Fenerbahçe'nin en tehlikeli ismi, yine Fenerbahçe'nin en skorer ismi, yine katkı anlamında en verimli ismi. Artık Fenerbahçe ile neredeyse özdeşleşen Alex, yine sahada "şapkadan kuş" çıkardı. Hele attığı ikinci gol var ki, Semih Şentürk'ün kaleciden dönen şutunda yine takipçiliği gösterdi, yine aklını kullandı ve kalecinin yerden kalkıp hamle yapmasına izin bile vermeden, mermi gibi bir şutla adeta iğne deliğinden geçirdi topu. Attığı gollerden ziyade saha içerisinde takımı yönlendirmesi, oyuna sokması, attığı paslar gösterdi ki, yine rakiplerin bu sezon korkulu rüyası olmaya devam edecek gibi.

Yeni transfer Bienvanu, Fenerbahçe formasıyla "taraftara merhaba" derken, bu sezon özellikle deplasman maçlarında adından sıkça sözettirecek gibi. Takımla henüz 2.maçına çıkmasına rağmen sanki yıllardır bu takımın bir parçası gibi oynuyor, süratiyle rakipleri ekarte ediyor.

Nihayetinde Fenerbahçe, lig tarihinde deplasmanda en fazla üstüste kazanan takım rekorunu da ele geçirirken, aynı zamanda ebedi lig puan durumunda da en yakın rakibine 61 puan fark atarak, uzak ara liderliğini devam ettirdi bu maçla birlikte. Sezon başı olmasına rağmen, özellikle yaz sezonunda yaşananlar, futbolcuları ayrı bir motive etmişe benziyor. Zira bu akşam kadroda 5 as oyuncu yoktu ama yerlerine oynayanlar, kendilerini aratmadılar.

Darısı, önümüzdeki maçlara..

Hakem Bülent Yıldırım'a gelecek olursak;

Geçen hafta Orduspor maçı hakemi olan bir başka "Yıldırım" a nazire yaparcasına Fenerbahçe'nin çalmadığı 2 net penaltısıyla adeta "benim neyim eksik" dedi. Mehmet Topuz'un sakatlandığı pozisyonda da rakibin kontrolsüz girişine penaltı çalsa kimse birşey diyemezdi. Hele Ziegler'in ortasında hemen gözönünde rakip takım oyuncusunun eliyle oynamasına verdiği devam kararı ne kadar akıllara zararsa, Fenerbahçe lehine çaldığı penaltı da bir o kadar komikti. Zira, Bienvanu'ya çaldığı pozisyonun penaltıyla uzaktan yakından ilgisi yoktu. Aynı şekilde Gaziantepsporlu Wagner'e de net bir penaltı çalmazken, maç içerisinde verdiği kararlar, takdir haklarıyla da kötü bir performans sergiledi. Alex De Souza'nın kaçırdığı penaltı ise hem Bülent Yıldırım'ı kurtardı, hem de "Fenerbahçe'yi kurtardı." Fenerbahçe, o penaltı ile maçı kazansa, önümüzdeki 1 hafta boyunca "bed ağızların bed yorumlarından da" kurtulamayacaktı. Belki bu durum yine gerçekleşebilir, kim bilebilir?

STAT: Kamil Ocak
HAKEMLER: Bülent Yıldırım, Cem Satman, Muhittin Gürses

GAZİANTEPSPOR: Karcemarskas, Serdar, Dany, Emre, Ivan, Orhan (Alper dk. 73), Gilles Binya, Wagner(Bekir Ozan dk. 50) Popov, Olcan (Sosa dk. 50), Cenk.
YEDEKLER: Mahmut, Elyasa, Şenol, Mehmet Yiğit
TEKNİK DİREKTÖR: Tolunay Kafkas

FENERBAHÇE: Volkan, Ziegler, Bekir, Yobo, Bilica, Alex, Baroni, Semih, (Bienvenu dk. 57), Mehmet Topuz(Uğur dk. 33) (Sezer dk. 81), Selçuk Şahin, Caner.
YEDEKLER: Serkan, Stoch, Gökay, Dia
TEKNİK DİREKTÖR: Aykut Kocaman

GOLLER: Olcan (dk. 28) (Gaziantepspor), Alex (dk. 34 ve 54), Bienvenu (dk. 80) (Fenerbahçe)
SARI KARTLAR: Alex, Semih, Uğur Boral, (Fenerbahçe), Serdar, Dany, (Gaziantepspor)

12 Eylül 2011 Pazartesi

Ne alaka Nihat Özdemir ?



Fenerbahçe taraftarı isyanda..

Nasıl olmasın ki?

Aylardan beri, neredeyse bütün ülke ağız birliği etmişçesine hiç te haketmedikleri şekilde üzerlerine geliyorlar..

"Asılsız dedikodularla" hem de.

"Fasa-fisolarla" birlikte hem de..

Aslında hemen herkes, bu olayların neden kaynaklandığını çok iyi biliyor ancak dillendirmekte ve delillendirmekte güçlük çekiyorlar..

Nihayetinde de "şehir efsanesi" olmaktan öteye gitmiyor..

Nihat Özdemir, bilindiği gibi bir süre önce Fenerbahçe Spor Kulübü'ndeki görevlerinden istifa ettiğini açıklamıştı. Ancak daha sonra görevlerine geri döndü ve bu akşam Orduspor maçından sonra da, Fenerbahçe Yönetimi'ni temsilen kameralar karşısına geçti..

Bizler, maçı yorumlayacağını düşünürken Nihat Bey, başka konular hakkında düşüncelerini paylaştı kamuoyuyla..

Olabilir, kendi düşünceleridir, saygı duyarız..

Ancak;

Aylardan beri Fenerbahçe camiasına, özellikle basın üzerinden bazı haksız ithamlar yapılırken ve Fenerbahçe taraftarı, süreci anbean takip ederken, buna paralel olarak "bazı kulüplerin" de UEFA nezdinde inceden inceye lobi yaptıkları gün yüzüne çıktı. Hatta bu kulüplere mensup bir avukat, kameralar karşısına geçerek "Fenerbahçe'yi UEFA'ya ben şikayet ettim" diye böbürlene böbürlene anlattı..

Nihat Özdemir'in açıklamalarında da belirttiği gibi, bugün kulüplerin gelir kaynaklarından önemli bir kesimi, yayıncı kuruluştan gelen paralardır ve bütün kulüpler, ciddi anlamda bu gelirle idame etmektedirler..

Hal böyleyken, Fenerbahçe gibi köklü ve kurumsal kimliği olan bir kulübün, yayıncı kuruluş gelirlerine pek te ihtiyacının olmadığını, yine Nihat Özdemir'in de içinde bulunduğu Fenerbahçe Spor Kulübü'nün geçmiş yıllarda yaptığı Mali Genel Kurul Toplantılarından sonra açıklanan ve ibra edilen raporlarda da belgelenmişti. Hatırlanacağı gibi o raporlarda, Fenerbahçe'nin gelir kalemlerinde, yayın gelirleri 4.sırada yeralmıştı.

Geçtiğimiz hafta içerisinde Fenerbahçe taraftarının "1 günde 1 milyon" sloganıyla Feneriumları adeta "talan" etmesi, Fenerbahçe'nin diğer kulüpler gibi sıcak para akışında naklen yayın gelirlerinin o kadar da önemli bir seviyede olmadığını birkez daha göstermiştir.

Fenerbahçe sırtından kazandıkları paralarla, Fenerbahçe'nin kuyusunu kazmaya çalışan kulüplere, yine Fenerbahçe taraftarının da içerisinde bulunduğu ciddi bir kitlenin sıcak para aktarmasını Fenerbahçe taraftarından talep etmek, bunu istemek veya adeta öngörmek, Nihat Özdemir gibi bir yöneticiye yakışmayacak türdendir.

Yıllardan beri Fenerbahçe taraftarını sömürü aracı haline getiren zihniyet, ne yazık ki Fenerbahçe taraftarının asıl amacını anlayabilmiş değildir. Fenerbahçe taraftarı, bir aidiyet duygusu içerisinde hareket etmektedir ve bu aidiyet duygusunun gereklerini yerine getirmektedir. "Sömürü aracı değildir."

Fenerbahçe taraftarı, yaşanan süreçte faturayı bir kuruma kesmemiştir. Tam tersi bu faturayı, "eşit ve hakedene" şeklinde ortaya koymuştur, tepkisini gayet demokratik şekilde dile getirmiştir.

Yine Nihat Özdemir'in açıklamasına üzerinde durduğu "Takıma zarar verici hareketlerden kaçının, tepkinizi demokratik şekilde dile getirin" isteğini, tabir-i caizse dibine kadar yerine getirmiştir, getirmeye de devam edecektir.

Yine yıllardan beri Fenerbahçe taraftarının hep birlik içerisinde hareket etmek istediği dönemlerde, bu birlikteliğin çeşitli nedenlerle sağlanamadığı görülmüştür. Bir kısım bu boykot kararına uyarken, bir kısım ise kendisini bu hareketlerin dışında tutmuştur.

İlk defa bu sezon başında, yayıncı kuruluşu ve basını boykot kararını "her birey kendi içinde" almış ve uygulamıştır.

Bu kararı sorgulamak, büyük Fenerbahçe taraftarına yön vermek veya onları bir hareket içerisinde bulunmaya dikta etmek, hiçbir kişi ve kurumun yetkisinde değildir, olamaz da..

Özellikle yaz döneminde yaşanan süreçle ilgili insanların akıllarındaki soru işaretleri geçmemişken, Nihat Özdemir'in beklenmeyen bu isteği, akıllara yeni soru işaretlerini de beraberinde düşürmüştür.

Ne yazık ki..

Fenerbahçe : 1 - Orduspor : 0 (Spor Toto Süper Lig 1.hafta maçı) VE ŞAMPİYON SAHNE ALDI !!



"Ve şampiyon sahne aldı."

Böyle diyordu yayıncı kuruluşun maçı anlatan spikeri, maçın ilk düdüğü çaldığında..

"Bazılarına inat" şekilde hem de..

Yalanlarcasına hem de..

İnkâr edercesine hem de..

Milyonlarca "akıl sahibi" ve sağduyulu insanların sesini, canlı yayında aktarıyordu izleyicilerine..

Öyle değil miydi yoksa?

Geçen sezonun son 18 maçının 17 sini kazanan bu takım, 19.maçında da 18.galibiyetini aldı ve sezona "merhaba" dedi.

Saha içi dizilişte, geçen yılki kadrodan ciddi anlamda eksiklikleri ve değişiklikleri olan Fenerbahçe, sezona başlarken oyun anlamında sıkıntılı yanları olmasına rağmen, bildik özelliğini, yani "çok koşmasını" sahaya yansıttı. Her bölgede rakiple kıyasıya mücadele içerisine girerken, yine hedefinde "şampiyonluk" olduğunu dosta düşmana haykırdı.

Sezon öncesinde çıkartılan iğrenç dedikodulara alet olan Türkiye Futbol Federasyonu, ne gariptir ki uygulamalarıyla büyük bir çelişki içerisindedir.

Şampiyonlar Ligi'ne Fenerbahçe'yi gönderemeyen Federasyon, "formaya ay-yıldız" konulmasına ise izin veriyor..

Futbolla ilgilenen herkes bilir ki, "formadaki ay-yıldızın anlamı" TÜRKİYE'Yİ, AVRUPA'DA TEMSİL EDEN ŞAMPİYON TAKIMA VERİLEN BİR HAKTIR.

Siz, bir yandan Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'nden men edeceksiniz ama aynı Fenerbahçe'nin, "ay-yıldız" armalı forma ile sahaya çıkmasına müsaade edeceksiniz..

Bu ne yaman çelişki?

Maça gelecek olursak;

26 yıl sonra ilk defa Orduspor karşısına çıkan Fenerbahçe, yukarıda da söylediğimiz gibi geçen yılki kadrosundan ciddi anlamda eksiklerle başladı maça..

Defansında bildik dizilişinin çok ötesinde, Yobo-Bilica, Bekir-Ziegler dizilişi ile sahaya çıktı. Lugano'nun alışılmış hırsı, defansın göbeğinden rakibe izin verilmemesi, Santos'un ataklara katkısı, Gökhan Gönül'ün sahada ayak basmadık yer bırakmaması belki bu akşam yoktu ama yerlerine oynayan futbolcular da ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştılar.

Orduspor'un, maçın özellikle ilk yarısında Fatih Tekke ve Gosso ile girdiği net pozisyonlar, işte bu alışılmış Fenerbahçe savunmasının değişik isimlerden oluşması ve sahada ilk defa birbirleriyle bir maça çıkmalarından kaynaklandı. Ziegler'in savunmada diri, ataklara katılmakta ise çekingen tavrı, önünde oynayan Dia'nın savunma yapmayı sevmeden oynaması, göbekte oynayan Selçuk'un defansın içerisine gömülerek oynaması, buna karşılık ise ofansif olarak oynayan Baroni ile aralarında ciddi mesafeler oluşması gibi nedenlerden dolayı, ileride Alex ve Semih'in yeterli kadar topla buluşup tehlikeler geliştirmesine de engel oldu.

Aynı şekilde sağda Bekir ve Mehmet Topuz ikilisinin ataklara yön verme konusunda anlaşamaması, Bekir'in asla bir Gökhan Gönül gibi oynayamayışı, buna karşılık ise Mehmet Topuz'un çizgiyi yeterince kullanmaması veya alışkın olduğu Gökhan Gönül gibi bir bekten yoksun oynayarak tedirginlik içerisinde bulunması da, Fenerbahçe'nin geçen yıl en güçlü olduğu sağ kanadın yeterince işler olmamasına neden oldu.

Göbekte ise Baroni'nin ofansa yakın, Selçuk'un ise savunma görevini üstlenerek oynadığını gördük. Zaten Baroni'nin attığı gol de bu oyun anlayışının getirdiği bir sonuç.

Alex, bildiğimiz Alex..

Top, ayağına geldiği her pozisyonda takımı ileriye taşıyan, topu dinlendiren, rakibi oyalayan ve yine hiç beklenmedik zamanlarda hiç beklenmedik asist ve şutlarıyla maça heyecan getiren isimlerin başında geliyordu.

Semih Şentürk'ün, defans içerisinde yanlız kalması, sprintir özelliğinin olmaması nedeniyle fazla etkili olamayışı da Fenerbahçe'nin skoru artırmasına engel oldu.

Sonradan oyuna giren yeni transfer Henri, zamanla takıma adapte olacak gibi görünüyor. Özellikle Fenerbahçe deplasmanda oynarken, Henri'nin takıma katkısı çok fazla olacaktır diye düşünüyoruz.. Geniş alanda etkili ve sprintir özelliği olan bir futbolcu..

Nihayetinde Fenerbahçe, bıraktığı yerden devam ediyor..

"Taraftarsız" olarak oynatılan bu maç, aslında birçok staddaki taraftar denen insan topluluğunun çok ötesinde sahaya kadar yansıtılan tezahüratlarla birlikte aslında seyircili bir maç gibi oynandı. Zira Fenerbahçe taraftarı, stad çevresinde öyle bir kalabalıkla maça yüklendi ki, adeta kendileri de o stad içerisindeymiş gibi bir hava kattılar maça.. İşte Fenerbahçe taraftarının büyüklüğünü bir kez daha bütün dosta-düşmana gösterdiler.. Kendilerine ceza kesenlere inat şekilde hem de..

Hakem Yunus Yıldırım'a gelince;

Yılların bildik Yunus Yıldırım'ı işte..

Caner Erkin'in ceza sahası sol köşesinde düşürülmesine devam kararı veren Yunus Yıldırım, maçın son dakikasında ise hemen hemen aynı pozisyonda, Fenerbahçe ceza sahası sağ köşesindeki Ordusporlu futbolcuya Mehmet Topuz'un yaptığı müdahaleye ise faul kararı verdi. Birbiriyle çelişen iki kararı veren bir hakem, "iyi bir hakem değildir." Ki Yunus Yıldırım, bu tarz kararları çok veren bir hakemdir.

Sonuç olarak Fenerbahçe, sezona galibiyetle başladı. Rakiplerinin haftayı puansız kapattığı bir haftada, yine hedefinde şampiyonluk olduğunu gösterdi. Hatta bu sezon, kazanılacak şampiyonluk, bazılarına "asrın kapağı" olabilecek niteliktedir.

Darısı önüzümdeki haftalara..

STAT: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu

HAKEMLER: Yunus Yıldırım, Baki Tuncay Akkın, Mustafa Emre Eyisoy

FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Bekir İrtegün, Bilica, Yobo, Ziegler, Cristian, Selçuk Şahin, Mehmet Topuz, Dia (Bienvenu dk. 64), Alex, Semih Şentürk (Caner dk. 64)

ORDUSPOR: Fornezzi, Garcia, Emre Özkan (Selçuk Şahin dk. 83), Sedat Bayrak, Yalçın Ayhan, Onur Tuncer (İrfan dk. 76), Gosso, Culio, Dalmat (Ribeiro dk. 71), Fatih Tekke , Stancu

GOL: Cristian (dk. 31)
SARI KARTLAR: Dalmat, Sedat (Orduspor), Ziegler, Bilica (Orduspor)