Fenerbahçe, şampiyonluk yolundaki en büyük
rakibini Kadıköy'ün çimlerine bir kez daha gömerken, özellikle ilk yarıda
oynadığı futbolla da Lokomotif Moskova maçında oynadığı oyunun bir benzerini
sahaya yansıttı.
En son söyleyeceğimizi en başta söyleyelim ve
etrafında değerlendirelim maçı:
Kadıköy'de bu akşam "Volkan"
patlamaları yaşandı.
Hem de defalarca..
Sezon başında Bursaspor'dan transfer edilen ve
son haftalarda oynadığı futbolla geçen sezonki performansını yakalayan Volkan
Şen, Fenerbahçe formasıyla ilk golünü eski hocası Şenol Güneş'e atarken, daha
maçın başında takımını öne geçirdi ve Fenerbahçe maçın sonuna kadar bu
üstünlüğün verdiği özgüven ve rahatlıkla oynadı.
Kaleci Volkan Demirel ise, maç 1-0 devam
ederken kurtardığı kritik pozisyonlarla Fenerbahçe'yi maçın içerisinde tutarken
Beşiktaş'ı ortak etmedi ve galibiyette büyük pay sahibi oldu.
Kariyeri boyunca Kadıköy'de oynadığı bütün
derbi maçlarındaki yenilmezliğini de devam ettirdi.
Her iki Volkan’ın bu kadar etkin performans
gösterdiği maçın kadroları açıklandığı zaman, Vitor Pereira’nın sürpriz bir
şekilde, son haftalardaki formunda bariz bir düşme görülen Luis Nani’yi keserek
yerine Alper’i sahaya sürdüğünü gördük.
Teknik olarak doğru bir tercihti.
Çünkü Luis Nani’nin oynadığı kanatta Querasma
dönüşümlü olarak oynayacak, defanstaki Gökhan Gönül’ün ileri çıkışları bu
nedenle aksayabilecekti.
Alper Potuk’tan hem savunmaya yardım konusunda
faydalanmak, hem de gerideki boş alanlara dripling ile gitmesi sağlanacaktı.
Maçın ilk yarısında bu plan büyük ölçüde
tuttu.
Alper Potuk hem Gökhan Gönül’e yardımcı oldu,
hem de ileriye top taşıyarak karşısında oynayan İsmail Köybaşı’nı büyük oranda
zora soktu.
Ters kanatta oynayan Volkan Şen ise, maçın
tartışmasız şekilde en etkili isimlerinin başında geldi.
Maçın başında attığı golün yanısıra kanadını
çok iyi kullandı, Beck’i etkisiz hale getirirken hücuma çıkmasını engelledi,
dolayısıyla da Querasma’nın performansını da etkiledi.
Çünkü Querasma, teke tek pozisyonlarda etkili
olan bir oyuncu ve geriden destek geldiği zaman da içe katederek daha tehlikeli olabiliyordu daha
önceki maçlarda.
İşte Vitor Pereira’nın bu taktiksel planı
maçın ilk yarısında tuttu.
Fenerbahçe takımında bu akşam aksayan tek
nokta, ofansif orta saha rolündeki Diego’ydu.
Robin Van Persie’ye etkili paslar atması
beklenen, dış şutlarına umut bağlanan, arkasında oynayan Mehmet Topal ve Josef
De Souza’ya yardımcı olması umulan Diego, görev yaptığı süre içerisinde
bunların hiçbirisini yapamadı.
Yapamadığı gibi zaman zaman yaptığı top
kayıplarıyla da kendi kalesine tehlikeli ataklar gelişmesine neden oldu.
Fenerbahçe defansı bu akşam hava toplarında
başarılı, araya atılan toplarda ise zaman zaman aksayan bir görüntü verdi.
Simon Kjaer, ilk yarıda Mario Gomez’e kaptırdığı
topta az kalsın Beşiktaş’ın gol atmasına neden oluyordu.
Bereket ki Querasma boş pozisyonda olmasına
rağmen dışarı vurdu.
Bruno Alves ise, daha maçın ilk dakikalarında
sarı kart görmesine rağmen kontrollü oynadı, Gomez’e hava topu vermedi, ikili
mücadelelerde ayakta kalarak rakibini etkisiz kıldı.
Hafta içi Moskova’da maçın ilk yarısında
oyundan çıkan Gökhan Gönül, bu maça da sakat sakat çıktı.
Sanırız bu gidişle Gökhan Gönül, kariyerini
sakat sakat oynayarak tamamlayacak.
Zira Gökhan Gönül, Fenerbahçe’ye geldiği
günden bu yana, hiçbir sezonu sağlam olarak tamamlayamıyor.
Hatırlanacağı gibi geçen sezon da omuzundan
sakatlanmış ve uzun süre bu şekilde oynayarak, sezon sonu omuzundan ameliyat
olurken, hazırlık kampına da bu nedenle tedavi olarak başlamıştı.
Gerçi bu kadar özgüvenle oynayan bir oyuncunun
da sağlam kalması beklenemez.
Gökhan Gönül, bu akşam da sakat sakat
oynamasına rağmen görevini yine eksiksiz yerine getirdi.
Kırık kaburgasına bandaj yapılarak maça
çıktığını ifade eden Gökhan Gönül, dikkat edilirse bu nedenden dolayı hiçbir
taç atışını uzun kullanmadı. Hep yakınındaki oyunculara kısa attı.
Diğer bek Caner Erkin ise, maça istekli
başlamasına rağmen yine sinirlendi, yine kendi kendini oyundan düşürdü.
Ancak buna rağmen Volkan Şen ile birlikte
Beşiktaş’ın sağ kanadını özellikle ilk yarıda çok etkili kullandı.
İkinci yarıya ise Beşiktaş baskılı başladı.
Fenerbahçe’nin biraz da oyunu geride kabul
edip skoru koruma güdüsü bunda etkili oldu.
İleriye pek fazla çıkmayan Fenerbahçe orta
sahası, ceza sahası çevresinde Beşiktaş ataklarını karşılamaya başladılar.
Josef De Souza ve Mehmet Topal, büyük mücadele
örneği gösterirken özellikle Mehmet Topal yine cengaverce savaştı.
O da tıpkı Gökhan Gönül gibi sakat sakat
oynuyor haftalardır.
Ama buna rağmen sahanın en iyi isimlerinden
birisi oluyor her maç.
Tam bir görev adamı.
Etkisiz Diego’nun oyundan alınıp yerine Ozan’ın
girmesi ise Fenerbahçe’yi tekrar ileri taşıyan birinci unsurdu.
Maçın ilk yarısındaki driplinleriyle Beşiktaş’ın
sağ kanadını çökerten Alper ise Nani ile değişti.
Alper aslında fena da oynamıyordu.
Yine etkili, yine rakibe basan, yine ileriye
top taşıyan bir özellikteydi.
Ancak Pereira, Beşiktaş’ın önde oynadığını
görünce gerideki boş alanlara Nani’yi sokup farkı artırmak istedi.
Bunda da başarılı oldu.
Fenerbahçe’nin attığı 2.golün başlangıç
noktasında, sonradan oyuna giren 3 oyuncunun olması ise tesadüf olmasa gerek.
Hasan Ali’nin ön alanda basarak topu Beşiktaş
defansının arkasına aşırması, Ozan Tufan’ın ise Alexis Delgado’ya pres yaparak
bu topu kapıp içeri girerek kalecinin hamlesini boşa çıkartacak şekilde boş
durumdaki Nani’ye vermesi ve O’nun golü atması tamamen Pereira’nın yaptığı
değişikliklerin tam da istenilen düzeyde olduğunu gösterdi.
Hakem Cüney Çakır’a gelecek olursak;
Fenerbahçe’nin erken bulduğu gol sonrası eli
ayağına dolaşan ve 87 dakika "aranan“ Cüneyt Çakır, maçın daha 11.dakikasında
Alves ve 20.dakikasında ise Caner’e sarı kart çıkartarak, bir anlamda onların
fiziksel mücadelelerine engel getirdi.
Beck’in Volkan Şen’e attığı kasti tekmenin
aynısını ise geçen sezon Türk Telekom Arena’da Alves, Galatasaraylı oyuncuya
yapmış ve kırmızı kartı görmüştü.
Ancak Cüneyt Çakır, Volkan Şen’in pozisyona
bırakın kart çıkarmayı, faul bile çalmayarak taç atışı kararı verdi.
Gerçi o pozisyon sonrasında "büyük futbol
adamı ve alimi“ Şenol Güneş saha kenarından "bunda ne var, ayağı ile müdahale
ediyor“ şeklinde ifadelerde bulundu ya, neyse..
Tabi,
onlara göre birşey yok.
İlk maçta
da Ersan Gülüm, Markoviç’I defalarca biçmemiş miydi ki?
Daha sonra
Cüneyt Çakır, Fenerbahçe ataklarına bulduğu komik faullerle engel olurken,
Athiba’nın ceza sahası içerisinde Robin Van Persie’yi resmen iterek önünden
topu almasına da penaltı çalmadı, çalamadı.
Maçın
sonuna kadar her pozisyonda birşeyler aranan, Beşiktaş’ın sert oyununa müsamaha
gösteren Cüneyt Çakır’ın Fenerbahçe lehine verdiği tek karar ise, belki de
Caner Erkin’I oyundan ihraç etmemesiydi.
Kısacası Fenerbahçe, şampiyonluk yolunda büyük
bir engeli aşarken, asıl sınavı bundan sonra oynayacağı Akhisar Belediyesi maçı
olacak.
Zira Fenerbahçe’nin savunması yine değişecek
bu maçta.
Alves ve Caner cezalı.
Yerlerine oynayacak oyuncular bolca mevcut
Fenerbahçe kadrosunda.
Alboulaye Ba iyileşti ve takıma döndü, sadece
maç eksiği var.
Büyük bir ihtimalle sakatlanmasına neden olan
Diyarbakır deplasmanından sonra, yine Diyarbakır ile oynanacak kupa maçıyla
sahalara dönecek ve Pereira O’nu deneyecek Akhisar maçı öncesi.
Ama asıl önemli sıkıntı, Fenerbahçe’nin Akhisar
karşısında, özellikle deplasmanlarda son yıllarda yaşadığı puan kayıpları.
En son Aykut Kocaman’ın son sezonu olan
2012-13 sezonunda deplasmanda Akhisar Belediyesi’ni 2-1 mağlup etmişti
Fenerbahçe.
2013-14 te şampiyonluğu garantilediği için pek
te kendini sıkmadığı maçta mağlup olmuş, geçen sezonda yine 2-0 lık
mağlubiyetle ayrılmıştı sahadan.
Rakibinin UEFA Avrupa Ligi için hedefi olduğu
ve şansının tutmadığı bir rakip olduğu düşünülecek olursa, Akhisar Belediyesi
maçı en az Beşiktaş maçı kadar önemli.
Hatta ondan da önemli.
Zira Fenerbahçe, yıllardır derbileri kazanıyor
ama küçük maçlarda takılıyor ve şampiyonluk yolunda büyük yaralar alınıyor.
Umarız Pereira’nın ilk yarıdaki 2-0 dan 2-2 ye
gelen Akhisar maçı sonrası Bu maç
buradan nasıl 2-2 ye geldi aklım almıyor“ sözleri, bu maçta terse döner.
Beşiktaş galibiyeti, Akhisar galibiyetiyle
anlam kazanır diyelim ve darısı bir sonraki haftaya temennisiyle bitirelim.
FENERBAHÇE 2 – 0 BEŞİKTAŞ
STAT: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi
STAT: Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi
HAKEMLER: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun
FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Kjaer, Alves, Caner Erkin, Mehmet Topal, De Souza, Diego (Dk. 61 Ozan Tufan), Alper Potuk (Dk. 61 Nani), Volkan Şen (Dk. 78 Hasan Ali Kaldırım), Van Persie
BEŞİKTAŞ: Tolga Zengin, Beck, Delgado, Marcelo, İsmail Köybaşı, Hutchinson, Oğuzhan Özyakup (Dk. 83 Cenk Tosun), Quaresma, Sosa, Olcay Şahan (Dk. 46 Gökhan Töre), Gomez
GOLLER: Dk. 3 Volkan Şen, Dk. 82 Nani (Fenerbahçe)
SARI KARTLAR: Dk. 11 Alves, Dk. 20 Caner Erkin, Dk. 66 Volkan Şen, Dk. 79 Nani (Fenerbahçe), Dk. 20 Quaresma, Dk. 66 Sosa (Beşiktaş)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder