Ligin ilk yarısı sona erdi.
Geçen hafta Karabük'teki buzlu zemin üzerinde yaşanan yol kazasının izlerini sarmak zorundaydı Fenerbahçe.
Zira gerisinden gelenler, geçen haftaki kaybedişten sonra pek bir heveslenmişlerdi şampiyonluk potasına girme adına..
Farkın korunması açısından ve devreye girilirken moralli girmek adına önemliydi Kayserispor maçı.
Rakip, ligin son sırasına demir atmasına rağmen kaliteli bir kadroya sahip ama eksikleri de çok olan bir takım.
Fenerbahçe'de ise cezalı Bruno Alves ve sakatlığı devam eden kaptan Emre'nin dışında eksik oyuncu yoktu.
Haftalar sonra Raul Meireles ilk 11 e "kerhen" dönerken aslında çok ta gerekli değildi oynadığı oyun itibariyle..
Çünkü O'nun yaptıklarını Fenerbahçe'de yapacak çok isim var..
Maça istekli başlamasına rağmen bir türlü son bölgede pasları doğru kullanamama ve şutların ya isabetsiz veya cılız olmasının etkisiyle ilk yarıda Fenerbahçe golü bulamazken öyle bir ikinci yarı yaşandı ki, neredeyse kaleyi bulan her şut gol oldu.
Maçın ilk yarısında Gökhan Gönül'ün sağ kanadı hallaç pamuğu gibi atmasının ve Baroni'ye attığı gollük paslarla, Kuyt'un Sow'a "at kardeşim bunu artık" dercesine gönderdiği top haricinde Fenerbahçe'nin pozisyonu yoktu.
Baroni'den söz açılmışken;
Bu sezonun en efektif futbolunu oynadı Baroni..
İlk yarıda kaleye tam 4 şut gönderirken bunların 2 sinde kaleci Gökhan başarılı, diğer ikisinde ise Baroni kaleyi bulamadı..
Maçın ikinci yarısında Fenerbahçeli futbolcular daha bir iştahlı, gol için daha bir gayretli ve maçı kazanmak adına son derece doğru işler yaptılar.
İlk yarının iyileri Gökhan Gönül, Mehmet Topal, Baroni ve Dirk Kuyt'a ikinci yarıda Emenike, Sow ve sol kanattan Caner de eklenince Fenerbahçe, en iyi yaptığı işleri yapmaya başladı.
Ve goller de peşpeşe gelmeye başladı.
Ama ne goller..
Sanki bütün futbolcular ağız birliği etmişçesine "en güzel gollerimizi sezonun son maçına saklayalım" demişler..
Hele o Caner'in füzesine ne demeli?
Peki ya karaboğa Emenike'nin güdümlüsüne..
Alimallah birisine çarpsa kesin beyin travması geçirir dedirten o şuta..
Dirk Kuyt, o kadar faydalı işler yapan bir oyuncu ki..
Sağda, solda defansta, hava toplarında..
Hemen her yerde Kuyt var..
Bütün hava toplarını alıp arkadaşlarına servis eden, oyunu kanatlara açan, boş koşularla geriden gelen arkadaşlarına pozisyonlar hazırlayan Kuyt, ilk yarıda Sow'a "al da at" dediği topun aynısını bu defa ikinci yarıda yine Sow'a uzattı.
İlk yarıdaki pozisyonda işin artistliğine kaçan Sow, bu defa kaleyi karşısına aldığında çaktığı vole ile Fenerbahçe'yi de olası bir sıkıntıdan kurtardı..
Zira Kayserispor'un beraberlik golünden hemen sonra gelen bu gol, tam da oyunun kırılma anıydı belki de..
Çünkü o golden sonra Kayserispor resmen dağıldı..
Hele Mehmet Topal'ın golünden sonra ise havluyu attılar..
Emenike, Fenerbahçe'nin resmen vitesi..
Öyle zamanlarda öyle işler, öyle koşular ve öyle vuruşlar yapıyor ki, Fenerbahçe'yi önde tutup coşturan oyuncu Emenike.
Bu akşam attığı goldeki topu alışı, saklayışı, dönüşü ve çıkardığı güdümlü füze, Emenike'de coşku ve hırs patlaması yaptırırken, Karabükspor forması altındaki hırslı ve güçlü Emenike'den de kesitler sundu..
Peki ya Caner?
Attığı gol, resmen sezonun belki de en güzel golü..
Bu sezon takıma yaptığı katkı hiç kuşkusuz ki tartışılmaz Caner'in..
Hem saha içerisinde, hem oynadığı oyunla, hem de Fenerbahçe'nin kadrosundaki yabancı oyuncuları Ersun Yanal'ın olumlu kullanmasına neden olan Caner, bu akşam da yine kendisinden beklenen hücum bindirmelerini yerine getirirken, Kayserispor'un attığı golde adamını kaçırmasında ise Caner, iyi değildi...
Fenerbahçe, bu sezon rakip kaleye en fazla şut çıkardığı maçını oynadı. (25 şut, 12 si isabetli, 5 i gol oldu, 3 ünü Kayserispor kalecisi Gökhan son anda çıkardı, 4 ünde ise şutlar cılızdı.)
Fenerbahçe, son 8 sezonun en iyi ilk yarı performansını sergiledi. (En son 41 puanı, 2005-06 sezonunda almıştı.)
Fenerbahçe, yine son 8 sezonun en golcü ikinci sezonunu yaşadı. (43 gol- En son 2005-06 sezonunda 43 gol atmıştı.)
Kısacası Fenerbahçe, ligin ilk yarısını rakiplerinin 8-11 ve 12 puan önünde tamamladı..
Şimdi bu ligin ikinci yarısı var..
27 Ocakta başlayacak ikinci yarı öncesi takımlar transfer yapacaklar ve ikinci yarıya yenilenmiş kadrolarla çıkacaklar hiç kuşkusuz ki..
Fenerbahçe ise, Teknik Direktörü Ersun Yanal'ın deyimiyle "transfere ihtiyaç yok, ama her an herşey olabilir" açık kapısıyla devre arasına girerken, Genel Sekreter Mahmut Uslu'nun maç sonu "Hocanın bizden bir talebi yok" sözleriyle de beklentileri boşa çıkartıyor..
Ama bu takımın forvet arkasına kalitetli bir oyuncu ihtiyacı her zaman var..
O'nun (10) ayrılışından sonra..
Hele ligin ikinci yarısında peş peşe oynanacak zorlu Eskişehirspor, Sivasspor, Gaziantepspor ve derbi deplasmanlarını düşündükçe, Emenike'ye, Sow'a, Webo'ya gol paslarını daha kadifemsi bir ayakla servis edecek iyi bir isme de ihtiyacı var Fenerbahçe'nin..
Ligin ilk yarısında Fenerbahçe, istediğini aldı..
Umarız ikinci yarı da en olumlu şekliyle yansır..
Darısı ligin ikinci yarısına diyelim..
Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Hakemler: İlker Meral, İsmail Şencan, Hakan Yemişken
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Egemen Korkmaz, Caner Erkin, Mehmet Topal (Dk. 86 Salih Uçan), Meireles (Dk. 71 Alper Potuk), Kuyt, Cristian, Sow (Dk. 77 Webo), Emenike
Kayserispor: Gökhan Değirmenci, Salih Dursun, Mijailovic, Khizanishvili, Ömer Bayram, Sefa Yılmaz (Dk. 46 Alper Uludağ), Abdullah Durak (Dk. 51 Okay Yokuşlu), Taner Yalçın, Mouche, Biseswar (Dk. 80 Mert Nobre), Bobo
Goller: Dk. 51 Cristian (Penaltıdan), Dk. 61 Sow, Dk. 63 Mehmet Topal, Dk. 70 Emenike, Dk. 76 Caner Erkin (Fenerbahçe), Dk. 59 Bobo (Kayserispor)
Sarı Kartlar: Dk. 36 Salih Dursun, Dk. 62 Khizanishvili (Kayserispor), Dk. 41 Caner Erkin (Fenerbahçe)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder