Çalakalem

Çalakalem
"Şampiyon" a selam olsun

1 Ekim 2011 Cumartesi

Fenerbahçe : 4 - İBB : 2 (Spor Toto Süper Lig 5.hafta maçı) KADIKÖY'DEN METRİS'E SELAM VAR



Fenerbahçe, geçen sezonun 33.haftasındaki Ankaragücü maçından sonra taraftarıyla buluştu Kadıköy'de..

Yaklaşık 5 ay sonra taraftarı ve kendi stadına çıkan Fenerbahçe, ligin geçen haftaki lideri İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden "emaneti" devralmak amacındaydı hiç kuşkusuz ki.

Geride kalan 4 hafta boyunca ideal kadrosundan uzak şekilde sahaya çıkan ve galibiyet serisi yakalayan Fenerbahçe'nin, İstanbul B.Belediyesi karşısında daha çok alternatifi vardı hiç kuşkusuz ki.

Geçen sezonun Fenerbahçe kadrosundaki Alex'ten sonra belki de en verimli oyuncusu Gökhan Gönül'ün takıma dönmesi, başlı başına bir avantajdı. Zira takımınızda Gökhan Gönül gibi "lokomotif" bir oyuncunuz varsa, "makinist" çok olur o takımda.

Bu akşam da defansın göbeğinde Bilica'yı keserek yerine Bekir İrtegün'ü, solda sezon başından bu yana bir türlü forma giyemeyen Miroslav Stoch'u, sağ açıkta Gökhan Gönül'ü, orta sahada ise Mehmet Topuz'u "alternatif" olarak sahaya süren Aykut Kocaman, maçı değiştirecek hamlelerini devre arasında gerçekleştirdi.

İlk yarıda orta sahada Mehmet Topuz'un kişisel gayretine rağmen topu bir türlü kanatlara doğru götüremeyen ve pozisyon üretmekte güçlük çeken Fenerbahçe, Semih Şentürk'ün ileride defans arasında yanlız kalması, Mehmet Topuz'un sağ kanat ve orta saha arasındaki "tercih" güçlüğü, Baroni'nin ise "sessiz sedasız" futbolu, Fenerbahçe'nin oyunu rakip kaleye yıkmasına engeldi.

Sağbekte oynayan Orhan Şam'ın top kayıpları, Gökhan Gönül'ün ise asıl mevkisi olan sağbeke "gözkırparak" oynaması, maçın ikinci yarısı ile birlikte yerini akın akın gelen Fenerbahçe ataklarına bıraktı.

Forvete geçen Bienvenu'nun rakip defans dengesini bozan topsuz koşularına, geçen yılın "bermuda üçgeni" Gökhan-Mehmet-Alex faktörünü devreye soktu.

Sezer Öztürk'ün önliberoya geçerek topu daha fazla ayağında tutan ve kazanılan topları daha fazla olumlu kullanan Fenerbahçe, Miroslav Stoch'un maçın başından beri topla birlikte içeriye hareketlenerek dış şut atma teşebbüslerini, ikinci yarının hemen başında tıpkı geçen sezon oynanan ve aynı kaleye atılan Stoch golünün bir benzeriyle birlikte, "kilidi" de açtı.

Stoch, golden sonra daha bir yıldızlaştı. Her topta çizgiyi olumlu kullanırken ani içeri kaçışlarıyla birlikte orta sahadan gelen Baroni ve Sezer'i sürekli topla buluşturdu, sıfıra inerek orta denemeleri oldu, geceyi ise 1 gol ve 1 asistle kapadı.

İkinci yarıdaki olumlu futbolun bizce en büyük nedeni, Gökhan Gönül'ün asıl mevkisine geçmesi, Mehmet Topuz'un ise alışık olduğu bölgeden sürekli o kanadı yıpratmasına neden oldu. Tabi ki Bienvenu'nun forvet arkasına ve kenarlara yaptığı boş koşularla birlikte Alex'e koşu yolları açmasını da unutmayalım.

3-0 dan sonra girilen bir anlık gaflet silsilesi, çok kısa sürede skoru ve maçı tehlikeye atsa da, Fenerbahçeli futbolcuların yeniden toparlanması neticesinde kalan çok kısa sürede skorun değişmesine izin verilmedi.

Sezon başından beri Türkiye'de isminden sıkça sözettiren Doka'nın, maçın son bölümünde oyundan alınması, daha doğrusu "alınmak zorunda bırakılması" da Gökhan Gönül'ün olumlu futbolunun bir göstergesidir. Zira hem hücuma çıktı, hem de Doka gibi etkili bir kanat oyuncusuna o bölgede "rahat yüzü vermedi."

Sezon başından beri Fenerbahçe'nin sahadaki futbolundan ziyade "mücadelesi" üzerinde duruyoruz sürekli. Sezon başlamadan "başlayan yaygaralar" demek ki futbolcular üzerinde artı bir motivasyon getirmiş durumda. İşte Fenerbahçe'nin bu sezonki en büyük kazanımı da belki de budur.

Şimdi önümüzde uzun bir ara ve sonrasında ise Mersin deplasmanı var. Bu uzun arada sakat oyuncuların da takıma yeniden dönme şanslarının olduğu düşünülürse, özellikle Emre'nin takıma yeniden dönmesiyle birlikte Fenerbahçe, bugünkü futbolunu daha ileriye taşıyacaktır.

Yazımızın başında da söylediğimiz gibi Fenerbahçe, "emaneti geri aldı."

91.gündür Metris'te bulunan Aziz Yıldırım'a ise belki de en anlamlı hediyeyi, Christian Baroni verdi 91.dakikadaki golüyle.

Ve tabi ki Fenerbahçe taraftarının "Savcı uyuma, bu maçta şike var" tezahüratı da gecenin belki de en ironik yanıydı.


Darısı önümüzdeki maçlara..

Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun

Fenerbahçe: Volkan Demirel, Orhan Şam (Dk. 46 Sezer Öztürk), Bekir İrtegün, Yobo, Ziegler, Gökhan Gönül, Mehmet Topuz, Cristian Stoch (Dk. 80 Caner Erkin), Alex, Semih Şentürk (Dk. 46 Bienvenu)

İstanbul Büyükşehir Belediyespor: Oğuzhan Bahadır, Kus, Can Arat, Metin Depe, Ekrem Ekşioğlu, Visca (Dk. 60 Tevfik Köse), Mahmut Tekdemir, Holmen, Doka (Dk. 82 Gökhan Süzen), Taner Yalçın (Dk. 70 Ömer Can Sokullu), Webo

Goller: Dk. 47 Stoch, Dk. 59 Alex, Dk. 70 Gökhan Gönül, 90 2 Cristian (Fenerbahçe), Dk. 79 ve 86 Webo (İstanbul Büyükşehir Belediyespor)

Sarı Kartlar: Dk. 9 Orhan Şam, Dk. 48 Stoch, Dk. 61 Gökhan Gönül (Fenerbahçe), Dk. 38 Doka, Dk. 88 Can Arat, Dk. 90 Webo, Dk. 90 1 Mahmut Tekdemir (İstanbul Büyükşehir Belediyespor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder