8 Temmuz 2011 Cuma

"Sorular, sorular.. Kafa kurcalayan konular."



Türkiye'nin "kurtuluş" reçetesinin yazıldığı günün üzerinden 6 gün geçti..

Onlarca insan, medya vasıtasıyla evlerimize kadar girdiler, "suçlu" ilan edildiler..

Yıllardan beri süregelen bir bataklığı kurutmak isteyenlerin akılları yeni geldi başlarına..

Devlet içerisine çöreklenen çeteciler ve mafyacıkların, muazzam bir rantın tam merkezinde olan kulüplerde yeralmamasını beklemek, beyhude bir düşünceydi. Ama bizim siyasi yönetimlerimiz, her nedense resmin bu kısmını görmezden geldiler yıllar boyunca..

Pazar gününden itibaren ortaya saçılan çarşaf çarşaf "iddianameler" ne hazindir ki bu ülkede herkesi hukuk adamı yaptı..

Hukuk adamı mı yoksa "guguk adamı" mı, orası tartışılır..

Öncelikle kişisel olarak bu konu gündeme geldiği ilk günden itibaren tek bir satır bile yazmama nedenimiz, olayların ne merkezden başladığını ve hangi mecraya doğru seyir aldığını kestirmek istediğimizden ve en azından bir kanaat sahibi olmak isteyişimizdendir.

Nihayetinde bu bir "soruşturma" safhasındaki hukuki süreçtir ve delilleri bile henüz net değilken, orta yerde insanları suçlu ilan etmek, hangi mantık ve hangi vicdanın eseridir, merak edilecek bir konudur..

Ancak görüyoruz ki, bu olayın bir soruşturma safhası olmasına rağmen, bütün TV kanallarındaki "yorucu yorumcular" iddianamenin hazırlanmamış olmasına rağmen, kulaktan dolma saçma sapan bilgiler ile, insanları karalamanın derdindeler..

İnsanlardan ziyade, kurumları karalamanın peşindeler..

Geçen bu 6 gün içerisinde bizlerin kafasında henüz netleşmemiş bazı noktalar da mevcuttur..

1-Öncelikle, "medyanın iddianamesinde" sıkça yeralan Bucaspor-Fenerbahçe maçında "teşvik ve şike yapıldığı" yönündeki haberlerin neticesinde merak ettiğimiz ilk konu, neden hiçbir Bucasporlu futbolcu ve yöneticinin soruşturma kapsamına dahil edilmediğidir?

2-T.C. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'nın 2011/2121 Teknik Takip numaralı, Arama ve El Koyma Kararı'nda yeralan (medyada ve Türkspor.net adresinde bu karar yayınlandı.) suçlanan kişiler arasında 13.sırada yeralan Beşiktaş Futbol Şubesi Sorumlusu Serdal Adalı, nasıl oldu da operasyonun başladığı gün, Beşiktaş ile birlikte yurtdışı kampına gitti? Hiçbir güvenlik birimi, neden hakkında yakalama kararı bulunan bir "şüphelinin" yurtdışına gitmesine engel olmadı? Serdal Adalı'nın bu dosyada ismi neden geçti? Suçsuz ise neden böylesine bir yöneticinin ismi, medyaya servis edildi?

3-TFF ve sanık avukatlarının bile dosya içeriğini bilmedikleri halde, nasıl oluyor da bir gazeteci, 10 gün önce twitter hesabından "Önümüzdeki günlerde büyük bir operasyon yapılacak, ama siyasi değil." cümlesini yazabiliyor? Ve yine nasıl oluyor da bu gazeteci, soruşturmanın açıldığı ilk günden itibaren neredeyse bütün kanallarda, dosya içeriği hakkında "net" bilgiler verebiliyor?

4- Yine bu gazeteci vasıtasıyla "medya iddianamasinde" yeralan ve Emenike'nin para sayarken mevcut olduğu iddia edilen görüntülerin, yine iddia edildiği gibi varolmasına rağmen, nasıl oluyor da Emenike, Sezer Öztürk ve Mehmet Yıldız serbest kalabiliyor?

5-Soruşturmada adı geçtiği iddia edilen Trabzonspor'un, şike teşebbüsü yapmasına rağmen neden dosyadan ve soruşturmadan bu kadar uzak kalabiliyor? Eğer bu söylentiler doğru değilse, neden Trabzonspor ismi bu iddialar arasında yeralıyor?

6-İbrahim Akın'ın para almak için din görevlilerinden fetva istediği yazılıp çiziliyor, ama neden İbrahim Akın hakkında yasal bir işlem yapılmıyor?

7-Medyaya servis edilen bazı fotoğraflarda yeralan isimlerden olan bazı Fenerbahçeli yöneticiler hakkında işlem yapılırken, delil olarak sunulan aynı resimlerdeki bazı Fenerbahçeli yöneticiler, neden bu dosyanın dışında tutuluyor? (Nihat Özdemir gibi)

8-Fenerbahçe Spor Kulübü içerisindeki başkanlık adayları arasında en fazla ismi ön plana çıkan Mehmet Ali Aydınlar'ın aniden TFF Başkanı "yapılması" akabinde bu operasyonla birlikte bazı güç odaklarının kulüpte başkanlık için isimlerinin sıkça geçmesi bir tesadüf müdür? Aynı zamanda Aziz Yıldırım, durduk yerde neden 01 Temmuz 2011 de piyasaya çıkan Fenerbahçe Dergisi'in Temmuz sayısında "Fenerbahçe, yıkılacak son kaledir" cümlesini kullanıyor?

9-Bütün bir sezon boyunca maçlar hakkında manüplasyon söylemleri içerisinde olan spor medyası ve özellikle Fenerbahçeli bazı yazarlar, neden soruşturma başladığı günden beri tek bir satır yazmamaktadır? Yoksa önümüzdeki günlerde yapılacağı iddia edilen ikinci operasyonda isimlerinin geçeceğinden mi endişe etmekteler veya bu suskunluklarının nedeni nedir?

10-Birtakım insanların hesapta içi para dolu çantalarla para transferi yaptığı, medyaya servis edilen fotoğraflarda mevcut. Hukuken 2.derece delil sayılacak bu resimleri çekmek yerine, neden suçüstü yapılmayarak sonraki maçlarda şike ve teşvik yapılması engellenmemiş?

11-19 maçta şike yapıldığı iddia ediliyor? Peki neden diğer maçlar açıklanmıyor veya o maçlardaki futbolcularla yöneticiler sorgulanmıyor?

12-Aziz Yıldırım aleyhine 1 yıldır her türlü iddiayı dillendiren rakip takım yöneticileri, özellikle 3 büyük kulübün yöneticileri neden bugün suskundur? Yoksa kendilerini ilgilendiren başka mevzular mı vardır?

Yukarıdaki sorular çoğaltılabilir.. Bunlar sadece bizim aklımızı kurcalayan konular..

Soruşturma aşamasında olan bir dosya hakkında yorum yapmak, hukuken doğru olmadığı için bu soruların cevaplarını da yorumlamak doğru değildir.

Bu gerekçe ile şimdilik sadece olayların ne mecraya gittiğini bizler de anlamaya çalışıyor ve bekliyoruz..

Ancak şu nokta unutulmamalıdır ki, Türk futbolunda eğer bir temizlik yapılacaksa, bu sadece bir kulübün odak merkezinde değil, bütün çevreleri ve akıllarda şüphe bırakmayacak şekilde yapılmalıdır.

Bu konuda da yüce Türk adaletine inancımız tamdır..

Umarız verilecek karar, "önce vicdanları" tatmin eder..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder