"Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın."

Sen gelmeden önce, "Kandırmayın Fenerbahçelileri, Alex gelmez Türkiye'ye" diye beyanat verdiler bilgiç bilgiç..

"Malum kulüp" yöneticileri..

Türkiye'de her konuda olduğu gibi futbolda da "uzman" olanlar, görüş bildirdiler hemen senin ilk maçından sonra, "koşmuyor, uçmuyor, zıplamıyor" dediler..

İlk sezonunda 48 maçta 31 gol atarken 25 te asist yaptın, burun kıvırdılar..

Sonraki sezonunda da durmadın, bu defa 50 maçta 24 gol, 34 te asist yaptın.. "Acaba?" dediler.. Şüphe ettiler halen..

Sonraki sezon, bir sonraki sezon, bir sonraki sezon..

Devam ettin, durmadın..

Biz, saymaktan yorulduk gollerini, asistlerini, ama sen bıkmadın.. Attıkça attın, attırdıkça attırdın..

Türkiye'de bulunduğun 6 sezonda seninle mukayese edilecek kimler gelmedi ki Türkiye'ye.. Sasa İliçler, Ricardinholar, Lincolnler, Gutiler..

Kim geldiyse, yanına bile yaklaşamadı..

Rakip oyuncularla, medyayla ve hakemlerle olduğu kadar kendi taraftarınla da bir süre mücadele ettin, halen de ediyorsun..

"Alex koşmuyor, oyuna katkısı yok, bize yaramaz" diye fetva üzerine fetva verdiler Saraçoğlu tribünlerinde, hatta ve hatta seni ıslıkladılar AZ Alkmaar maçında.. İçin cız etti belki de ama kulaklarını tıkadığın gibi o sezon kazanılan şampiyonlukta attığın 19 golle en büyük katkıyı gösterdin.

Fenerbahçe'nin ilk yabancı gol kralı oldun..

En fazla forma giyen yabancı futbolcusu oldun..

En fazla gol atan yabancı futbolcusu oldun..

Dahası 3000.golünü attın, tarihe geçtin..

Sen geldikten sonra artık ezeli rekabet kalmadı, tam tersine "ezeli eziyet" başladı..

Hem Dolmabahçe'de, hem Mecidiyeköy'de coştun da coştun..Coşturdukça coşturdun.. Şimdi Seyrantepe seni bekliyor..

Ölçü birimi oldun, kimi getirdilerse "10 Alex eder, 20 Alex eder" dediler.. Yaptıkları densizliklere cevap vermedin bile.. Tam tersine saha içerisinde rakiplerine duyduğun saygıyı, belki sen göremedin ama bu bile seni eşsizler arasına sokmaya yetti. Kulübün tarihine adını altın harflerle yazdırdın..

Fenerbahçe efsanelerinden Lefter'in elini öptün, formasını aldın.. Yaşantınla, davranışlarınla içimizden birisi oldun kaldın..

Cebindeki pasaport haricinde seni bizden ayıran tek bir nokta bile yok..

Söylemiştik daha önce; "Sen, Allah'ın bir lütfusun" diye..

Şimdi de;

"Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın." desek,

Abartır mıyız acaba?

Hiç sanmam...