
Geçtiğimiz sezonun son maçıydı..
Fenerbahçe, sahasında Trabzonspor ile oynuyor, kaleye tam 35 isabetli şut atmasına rağmen bir türlü topu içeriye sokamıyordu ve tabiri caizse "serseri bir top" kalesine giriyor, şampiyonluk gidiyordu...
Bütün sezonun emekleri, umutları, hayalleri, kısacası herşey, ılık bir Kadıköy akşamında havada buharlaşıp gidiyordu.
Bu maçta Trabzonspor kalesinde oynayan Onur Kıvrak ise soyunma odasında kendisine gelen kutlama telefonlarına cevap verirken, "Amerika seyahatinin" hayalini kuruyordu hiç kuşkusuz ki..
Öyle demiyor muydu aynı akşam Bursa'da oynanan Bursaspor-Beşiktaş maçı sonrası Bursasporlu Ozan İpek, Bursaspor TV'nin canlı yayınında?
"Trabzonspor kalecisi Onur'a, Fenerbahçe maçında gol yeme, seni ABD'ye tatile göndereyim" cümlelerini büyük bir pişkinlikle canlı yayında sarfetmemiş miydi yoksa?
Yine geçtiğimiz sezon oynanan Kasımpaşa-Fenerbahçe maçı öncesinde Beşiktaş kalecisi Rüştü Reçber, Kasımpaşa kalecisi Murat Şahin'i arayarak bu maçta kendisinden "üstün performans" beklediğini rica etmemiş miydi yoksa? Hatta bu görüşme basına sızdıktan sonra da Beşiktaş Kulübü resmi internet sitesinden bir açıklama yaparak, "Bütün sporcuların birbirini arama özgürlüğü vardır, Rüştü de Murat Şahin'i aramıştır, ne var bunda büyütülecek?" manasını ihtiva eden cümlelere yer vermemiş miydi yoksa?
Bütün bu yalaşmalar, yakarmalar, yılışmalar yaşanırken Türkiye'de kimseler ses çıkarmamıştı her nedense, bakan gözler kör olmuş, işiten kulaklar aniden sağırlaşmıştı.
Üç maymunu oynamışlardı kısacası..
Şimdi yeni bir sezonun ortasındayız ve lig yarışı iyice kızıştı.
Aslında ligin ilk yarısında her şey normaldi, ortalık sütlimandı..
Ama ikinci devre başlar başlamaz birden şemsiye tersine döndü.
"Adalet abazanları" yeniden çıktılar ortaya..
Onları, sığındıkları kör kuyulardan çıkartan da yine Fenerbahçe camiası oldu.
İkinci yarıda kazanılan 4 maç ile birlikte birden şampiyonluk iddiasındaki takımların en güçlüsü haline gelen Fenerbahçe, "birilerini" çok çok rahatsız etti.
Her maçı sorgulanır oldu...
Her rakip futbolcu, yargılanır oldu maçlardan sonra..
Her teknik adam, yadırganır oldu yaptığı taktik hatalar nedeniyle...
Geçtiğimiz hafta Hikmet Karaman'ın 1-0 önde götürdüğü maçta, neden defans yapmadığı ve neden 1-0 dan maçı 3-1 kaybettiği irdelendi gecenin bilmem kaçlarına kadar..
Bu hafta ise darağacına Kayserispor kalecisi Volkan Babacan'ı çıkardılar..
Vicdanlarında zerre kadar adalet duygusu olmayanlar, birden kendilerini en büyük adalet savunucusu ilan ettiler büyük bir pişkinlik ve aymazlıkla..
Volkan Babacan'ın, Fenerbahçe maçında yapmış olduğu pas hatasının golle sonuçlanmasına göndermelerde bulundular, bulunmaya da devam edecekler..
Volkan Babacan'ın, Fenerbahçe altyapısından yetiştiğini ve bu golü "bilerek" yediğini ciddi ciddi anlatan "yorucu yorumcular" var..
Ekranlarda, "gerdan kırarak" türlü türlü dansözlük numaralarının en güzellerini sergiliyorlar..
Bırakın Volkan Babacan'ın ilk golü nasıl yediğini, Lugano'nun attığı kafa golünü bile çıkartabileceğini ama çıkartmadığını iddia ederek hemen Volkan Babacan'ı takımdan gönderen "resmi kanal yorumcuları" da var..
Üstelik bu yorumcular, 2005-06 sezonunda oynanan ve maçın 89.dakikasında skor 1-1 iken Galatasaray kalesine yaptıkları hücumda, boş pozisyonda arkadaşları varken aniden karar değiştirik istikametini kendi kalesi olarak belirleyip te o topun taca çıkması neticesinde gelişen Galatasaray atağında Hasan Kabze'nin son dakika golü ile maçı nasıl verdiklerini dahi izah edemezken, Volkan Babacan'ın resmi kanalda darağacına çıkartma cüretini kendilerinde nasıl bulurlar, gerçekten anlaşılması güç..



Bırakın bu yorumcuları, "Vurgulu cümlelerle söylemek lazım. Volkan Babacan muazzam kalecilik yaptı. Herkes Niang ve Dia'dan bahsediyor, ancak ikinci dakikadan sonra Fenerbahçe için her şey daha kolay oldu" diye buyuran "lider takımın" "saygın başkanları" var..
Üstelik şampiyonluk yolundaki en büyük rakibinin, maçını kazanmasında eski futbolcusunun "hatır şikesi" yaptığı ima edecek kadar ileri giderek hem de..
Yıllardan beri bu ülkede herkes, birilerini "işine geldiği" zaman eleştirir de nedense hiç kimse kendi yaptıklarına bakmaz?
Sn.Şener'in Volkan Babacan'ı töhmet altında bırakan bu demecinden sonra, geçtiğimiz sezonki Ozan İpek'in kendi kalecisi Onur Kıvrak hakkında canlı yayında söylediklerine ne tepki verdiğini gerçekten kamuoyu merak edecektir.
Tabi ki kamuoyunun sesine kulakları açıksa..
Volkan Babacan kendi gözünde Fenerbahçe'ye "hatır şikesi" yapmışsa, Onur Kıvrak ne yapmıştır Bursaspor'a? Veya Ozan İpek'in ABD tatili vaadi nedir futbol literatüründe?
Yılışık düzenlerde yalaşanlara karşı Fenerbahçe camiası tek vücut olmak zorundadır.
Çünkü, "büyük kumpas" başlamıştır.
Geçmişteki gibi "üçüz pankartların" açılma günleri yakındır, multivizyonlu basın toplantıları için gazeteciler akredite yaptırmıştır, Papermoon yeni konuklarını beklemektedir, masalar kurulmuştur.
Hepsinden de öte, Fenerbahçe'nin kalan 13 haftada oynayacağı bütün rakip takımlardaki her oyuncu için ayrı ayrı birer darağacı kurulmuştur, cellatları ellerinde yağlı imlekle beklemektedir sehpa başında..
Özlerinde zerre kadar vicdan olmayanlar, adalet avcısı kesilmiştir..
Bütün Fenerbahçeliler, sinirlerini kontrol ettirsinler, kalp hastası olanlar, dilaltlarını yanlarından ayırmasınlar, kısacası kendilerine dikkat etsinler..
Çünkü;
"Büyük kumpasa" hoşgeldiniz..
bravo bravo tekrar bravo , 2006 ve 2010 da yaşananlar ortadayken hala suçlanan Fenerbahçe , ayıp , yazık ,günah , Fenerbahçe nin artık ödeyeceği bir bedel yok . Bundan sonra Fenerbahçe nin ödeyeceği bedel Türk sporunun ödeyeceği bedeldir .
YanıtlaSil