19 Mart 2011 Cumartesi

"Ben sana futbolcu olamazsın demedim, ben sana ADAM OLAMAZSIN dedim."



Fenerbahçe'ye geldiğin zaman "tıfıldın" daha..

Zico gibi bir "baba" nın eline verdiler seni..

Ama sen hep "evin arka kapısından" kaçtın..

Yaptıkların sürekli görmezlikten gelindi..

"Gençtir" denildi, "Yetiştiği kültür farkındandır" denildi..

Sürekli olarak sırtın sıvazlandı..

Sonra Aragones geldi..

O'na da yapmadığın saygısızlık kalmadı, antrenmanda üzerine top attın, taklidini yaptın, yine kimse sesini çıkarmadı..

Bildiğini okumaya devam ettin...

Son derece kötü geçen sezonda sen hep bildiğini okudun.. Dengesiz hareketlerinden artık tesis çalışanlarına bile gına geldi neredeyse, canlarına tak etti..

Teknik adamlar değişti, yöneticiler değişti ama sen değişmedin...

Daum geldi, umrunda olmadı..

Sana direkt 11 de haftalar boyunca forma verdi, sahada yaptıklarınla dışarıda yaptıkların arasında uçurumlar oluştu neredeyse..

Sahada da "kelepçe" yedin, dışarıda da...

Rakipler seni "adamdan saymadı"

Öyle ki sahada senin varlığın onları rahatsız bile etmedi..

Sonra Aykut Kocaman geldi..

Sezon başında Fenerbahçe'nin resmen "canına ot tıkadın."

Yong Boys ile oynanan Şampiyonlar Ligi Öneleme ilk maçında takımın 2-1 galipken gördüğün aptalca kart nedeniyle belki de Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligine başlamadan veda etti..

Sen akıllanmadın..

Sonra mı?

"Layık olduğun yeri buldun."

Sahaya her çıkan futbolcu değildir, zira orası bir başka deyimle "meradır, otlaktır."

Sen de çıkıyorsun işte..

Bu akşam attığın golden sonra Fenerbahçe kulübesi önüne gelerek yaptığın hareketler de sana "cuk oturdu."

Maç sonu "oturduğu gibi.."

Boşuna dememişler...

"Ben sana vali olamazsın demedim, ben sana ADAM OLAMAZSIN dedim" diye...

Var ayıbınla sen yaşa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder