
Fenerbahçe, ligin 13.haftasında Bucaspor'u 5-2 mağlup ederken iki farklı görüntü çizdi oyun itibariyle.
Maçın hemen başında "rekorların adamı" ismini Fenerbahçe tarihine artık silinmesi mümkün olmayacak şekilde yazdırırken Fenerbahçe'nin de bu maçta skora kolayca ulaşmasını sağladı.
İlk 25 dakikada 3 farklı skora "sihirbaz" sayesinde ulaşan Fenerbahçe, oyunun geriye kalan kısmında kendisini kasmayacak şekilde rolanti bir oyunu tercih ederken, aslında çok ta iyi olmayan sinyaller verdi.
Özellikle Bucaspor gibi ligin geride kalan periyodunda sadece 5 gol atmış bir takım karşısında 20 dakikada yenilen 2 gol ile verilen en az 3 net pozisyon, savunma anlamında Fenerbahçe adına olumsuz görüntülerdi.
Her ne kadar 5 gollü bir galibiyet alınmış olsa bile bu görüntü ilerideki haftalar için hiç te iyi değil, hatta tedirgin edici.
Orta sahasında Gökay İravul ilk defa bir lig maçında forma giyerken, hemen yanıbaşında oynayan Baroni'ye adeta "futbol dersi" verdi.
Oyun ileriye nasıl oynanır, toplara nasıl girilire dair.
Baroni'nin bu "etliye sütlüye karışmadan" oynama tarzını artık taraftar da kabullenemiyor ki bu akşamki maçta zaman zaman top Baroni'ye geldiği zaman tribünlerden "yapılış şekli doğru olmayan" protestolar yükseldi.
Bucaspor'un attığı ilk golden önce Manucho ile Baroni'nin ceza sahası ön çizgisi üzerinde eşleşmesini, maçı çıplak gözle izleyenler veya o pozisyona dikkat etmiş olanlar tesbit etmişlerdir. Manucho, yaklaşık 5-6 metrelik koşu ile altı pas üzerine kadar gelip bomboş kafayı vururken pozisyon öncesi eşleştiği Baroni ise yerinde çakılı kalıyordu. Elbette ki rakibin santroforunu karşılamak görevi, hele de duran topta ön liberonun görevi değildir ancak Baroni'nin oyun içerisinde ne kadar kaçak oynadığını, duran toplarda da sürdürdüğüne delildir bu pozisyon.
Solbekte Andre Santos, yine bildik Santos.. Zaman zaman kendisine özgü hareketlerle top süren, ama genelde "vurdumduymaz" bir oyun anlayışı.
Yobo her zamanki gibi müthiş hamleler yaparken, Bekir de çok kritik müdahalelerle skorun değişmesine engel olan isimdi. Manucho ile girdiği bir çok mücadelede rakibinin üstün fiziğine rağmen başa baş mücadele içerisine giren Bekir, maçın sonlarına doğru skorun da rahatlığıyla oyundan düştü.
Gökhan Gönül ilk yarıda müthiş kanat bindirmeleriyle maçın daha 30.dakikasında rakip takım teknik direktörünün 2 oyuncu birden değiştirmesine neden oldu. Hatta bu oyuncularından birisi, rakibin sol kanat savunucusu idi. Çünkü oyundan çıkan rakibi oyunda kaldığı süre içerisinde sadece Gökhan Gönül yanından geçip gittikten sonra geriye dönebildi.
Stoch, ilk yarıda kanat bindirmelerinde iyi, ikinci yarıda ise bir o kadar savruktu.
Bu arada Stoch'un savunma yönünün yok denecek kadar az olduğunu da belirtmek lazım. Geçtiğimiz hafta Gaziantepspor maçında Stoch'un yaptığı pozisyon hatası neticesinde beraberlik golü yenilirken bu akşam da Bucaspor'un ilk golü öncesi hiç olmadık bir yerde, rakibin sırtı sahaya dönükken arkadan yaptığı gereksiz faul neticesinde duran toptan yine yenilen bir gol vardı. Stoch'un savunma yönünde kendisini çok çok fazla geliştirmesi lazım. Her ne kadar bir hücum oyuncusu olsa bile kademelere girmesi konusunda eksik olduğu aşikâr.
Alex için söylenecek pek bir laf yok.. Sadece şu kadarını söylemek lazım, Alex'in 3 gol atıp mükemmel oynadığı bir akşamda oyundan "zamansız" çıkartılması, en azından Alex'e karşı ayıp.. Bırakın O'nu seven milyonları.. Kaldı ki Alex oyunda olduğu süre içerisinde mükemmel işler yapıp 3 gol atarken arkadaşlarını da pozisyonlara sokuyordu.
Niang, uzun süren sakatlığı sonrası yine eski Niang olarak gollerine kaldığı yerden devam ederken, maçın ilk yarısında biraz da Bucaspor stoperi Ediz'in sert darbelerine maruz kalması nedeniyle kendisini pek fazla gösteremedi. Rakibin yoğun markajından sıyrılmak için zaman zaman kanatlara deplase oldu, top istedi, bildik Niang gibi rakip stoperlerin arasında mücadeleye girmedi, ancak ikinci yarıda yine rakiplerine pres yaptı, top sürdü, top kaptı ve geceyi 2 asist 1 gol ile tamamladı. Hele ilk yarıda Alex'e attırdığı gol, muhteşemdi. O gol, estetik olarak güzel olmayabilir, ancak Niang'ın düşüncesi muhteşemdi. Kendisinin de kaleye vurabileceği bir pozisyonda olmasına rağmen daha müsait durumda olan Alex'i tercih etmesi, O'nun düşünce anlamında ve takım oyununa ne kadar mükemmel yaklaştığının işaretidir.
Neticede Fenerbahçe, gollü bir galibiyet alırken, başta da söylediğimiz gibi ligin geride kalan 12 haftasında sadece 5 gol atabilen (Bu gollerin 3 ü Gençlerbirliği'ne) Bucaspor karşısında 30 dakikada yenilen 2 gol, Fenerbahçe'nin halen daha savunma konusundaki yetersizliğinin kanıtıdır.
Önümüzdeki hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi maçı ise, ligin ilk yarısında kalan maçlar içerisindeki en kritik maçtır ve adeta Fenerbahçe'nin ligdeki yerini belirleyecek maçtır.
Umuyor ve diliyoruz ki "makus talih" yenilir..
Takım kadrolarına gelince;
STAT: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
HAKEMLER: Mustafa Kamil Abitoğlu, Selçuk Kaya, Mustafa Sönmez
FENERBAHÇE: Volkan, Gökhan Gönül, Yobo, Bekir, Andre Santos, Mehmet Topuz, Gökay, Cristian, Stoch (Dia dk. 72), Alex (Semih dk. 76), Niang (Gökhan Ünal dk. 87 )
BUCASPOR: Fernandes, Ediz, Koray, Mulemo, Serkan (Ali Güneş dk. 33), Musa, Sercan (İbrahim Dağaşan dk. 32), Erkan (Dahmane dk. 64), Leko, Mendy, Manucho
GOLLER: Alex (dk. 1, 13 ve 23), Niang (dk. 81), Semih (dk. 86) (Fenerbahçe), Manucho (dk. 65), Musa (dk. 87) (Bucaspor)
SARI KARTLAR: Ali Güneş, Erkan, Mulemo, Ediz (Bucaspor), Gökhan Gönül (Fenerbahçe)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder