
2004-05 sezonunda Fenerbahçe'ye transferi gündeme geldiği zaman dudak büktüler, burun kıvırdılar.. "Gelmez" dediler. "Fenerbahçe'de işi ne?" diye de bilgiçce eklediler.. Hatta daha da ileri gittiler, "Kandırmayın Fenerbahçelileri" diye "köşelerinde" yazdılar.. "Malum kulüp" yöneticileri (!)
Ama O, geldi..
Hem de ne geliş..
İlk geldiği sezon oynadığı toplam 48 maçta, 31 gol, 25 asist gibi muhteşem bir istatistikle girdi Türkiye ligine..
Sonraki yıllarda çizgisini hiç bozmadı.
Saha içerisinde ne kadar verimli ise, saha dışında bir o kadar örnek insan oldu.
Rakiplerine karşı hep saygılı davrandı, çalıştığı teknik adamlara karşı hep duyarlı oldu, görev yaptığı takım arkadaşlarına karşı hep sevgi dolu yaklaştı, kendisinden yaşça küçük oyuncuları motive etti sürekli, verdiği mesajlarla onların ne kadar iyi oyuncu olduklarını açıkça ifade ederek gelişimlerine katkı sağladı.
Aynı zamanda "Quality Turkish Media" nın köşelerini, manşetlerini süsledi. Hakkında açık oturumlar düzenlendi gecenin bilmem kaçlarına kadar, süslü süslü laflar edildi futbolculuğunu sorgulama babında.. "Yata yata oynuyor." dediler. "Koşmuyor" diye de eklediler..

Ama O, Türkiye'de 6.sezonuna girerken oynadığı toplam 310 maçta yine toplam 135 gol attı, 128 de asist yaptı. Hem de "yata yata"
Olmadık anlarda ortaya çıktı, maçı aldı götürdü. Gitti denilen maçları çevirdi.
Fenerbahçe, O'nun oynadığı dönemler içerisinde ezeli rakipleri karşısında büyük üstünlük kurdu. Türkiye Liglerinde 6 yıl içerisinde gol atamadığı sadece 1 takım kaldı. (Sakaryaspor)
Yine 6.sezonunda "Tek takım forması altında 100 gol atan ilk yabancı futbolcu" oldu.
Fenerbahçe'nin "Gol kralı olmuş ilk yabancı futbolcusu." oldu.
Fenerbahçe'nin 3000.golünü atma onur ve şerefine erişti nitekim.
İşte böylesi bir futbolcuyu tartıştılar yıllar boyunca, halen de tartışılmaya devam ediyor.
Türkiye'ye hangi futbolcu geldiyse hemen etiketi yapıştırdılar. "10 Alex eder, 5 Alex eder." diye..
Ama o kıyaslandığı isimlerin hiçbirisi yok Türkiye'de.. Ricardinholar, Lincolnler v.s. hepsi geldi gitti ama O, halen burada..
Türkiye gündeminde asla ama asla olumsuz bir görüntü ile yeralmadı. Gerek aile yaşantısı, gerekse kulüp içerisindeki günlerinin hiçbirinde en ufak bir dedikoduya meydan verecek şekilde asla göze gelmedi. Kendisi hakkında en acımasızca eleştiri yapanlara bile hep sevecen oldu. Rakipleri sahada tekmeledi, sesini çıkarmadı.
Hakemlerle de arası pek iyi değil aslında bu 6 sezonda.. (!)
Servet Çetinlerle, İbrahim Toramanlarla, Sabri Sarıoğullarıyla "yarıştı" kart konusunda. (!)6 sezonda toplam 37 sarı, 1 kırmızı kart gördü. Bunların neredeyse tamamı, hakemlerin kendisine yönelik veya takım arkadaşlarına yönelik verilen haksız kararlar karşısındaki itirazlarından dolayı gerçekleşti. Ama O, yılmadı. Tam tersi, "yıldırdı" bıktırdı, canlarından bezdirdi.. Emdiklerini burunlarından getirdi adeta.. Saha içerisinde rakiplerinin başını döndüren hareketleri yapmasına rağmen asla onlarla alay edercesine işi şova götürmedi. Hatta "başkaları" gibi top sektirmedi boş alanlarda.. Sadece işini yaptı, saygı çerçevesi içerisinde..
Bu sezon da Alex cephesinde değişen bir şey yok..
"Yata yata" rekorları parçalamaya devam ediyor..
Dua etsinler, kalkmasın..
Yoksa, vay hallerine..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder